Otizm Belirtileri Nelerdir Nasıl Tedavi Edilir

Otizm Belirtileri Nelerdir Nasıl Tedavi Edilir

Otizmin Tipik Belirtileri Nelerdir?
Otizm tanılı bireyler aşağıdaki tipik davranışların en az yarısını gösterirler. Bu semptomlar çok hafif ya da çok şiddetli olabilir. Her bir semptomun etkisi de diğerinden farklı olabilir. Ayrıca, bu davranışlar birçok farklı sebeple ortaya çıkarak, gelişimine uygun olmayacak şekilde sergilenebilir.

  • Göz kontağı kısıtlıdır yada yoktur.
  • Çevreye ilgisizdirler.
  • Adına tepki vermezler.
  • Aşırı hareketli yada hareketsiz olabilirler.
  • Bazıları fiziksel temasa (öpülme, sarılma vs.) izin vermez yada hoşlanmazlar.
  • Çoğunlukla insanları değil cansız varlıkları tercih ederler.
  • Sosyal ve duygusal açıdan kendilerini izole ederler.
  • İşaret etmezler, ihtiyaçlarını yetişkinin elini kullanarak ifade ederler.
  • Taklit becerisi yoktur yada sınırlıdır.
  • Konuşma birçoğunda gelişmemiştir.
  • Konuşma gelişse bile bunu iletişim aracı olarak kullanmazlar.
  • Ekolaliktirler, söylenenleri papağan gibi tekrar ederler.
  • Zamirleri ters kullanırlar.
  • Uygun olmayan vurgulamalar, kalıp cümlelerle konuşurlar.
  • Mekanik ve tek düze ses tonu kullanırlar.
  • Uygunsuz gülme ve kıkırdamalar vardır.
  • Düzen takıntıları vardır.
  • Nesne takıntıları vardır. Objelere gereksiz yere bağlanma(İp, pet şişe, araba… vs)
  • Rutinlerindeki değişikliklere tepki gösterirler.
  • Tekrarlayan davranışları (stereotipiler) vardır. (Nesneleri çevirme, el çırpma, kanat çırpma, zıplama, kendi etrafında dönme, parmak ucunda yürüme…)
  • Oyuncaklarla gerektiği gibi oynamazlar. (Arabaları dizerler,topu çevirirler…)
  • Hayali oyun oynamazlar.
  • Sürekli aynı oyunları oynamayı tercih ederler.
  • Bazıları çok inatçıdır.
  • Bazıları ses, acı, koku, ışık ve dokunuşa aşırı hassasiyet gösterebilir.
  • Bazıları soğuk, sıcak, acıya duyarsız olabilir.
  • Bazıları tehlikeye karşı duyarsız olabilir.
  • Yemek yeme bozuklukları vardır.
  • Bazıları kendine, çevresindekilere ve eşyalara zarar verebilir.
  • Beklemeye yada isteklerini ertelemeye pek tahammüllü değillerdir.
Otizmin Genel Belirtileri
Otistikler aşağıdaki genel davranışların en az yarısını gösterirler. Bu belirtiler bazı hastalarda çok hafif ya da çok şiddetli olabilir. Her bir belirtinin etkisi de diğerinden farklı olabilir. Ayrıca, Bu davranışlar birçok farklı sebeple ve yaşlarına uygun olmayacak bir şekilde sergilenebilir.
  • Diğer Çocuklarla ilişki kurmakta zorluk
  • Herşeyin aynı olmasını istemek, rutin yaşama bağlılık, değişikliklere aşırı tepki vermek
  • Uygunsuz ve sebepsiz gülmek ve ağlamak
  • Aşırı hareketlilik ya da aşırı hareketsizlik
  • Tehlikeye karşı duyarsızlık
  • Göz temasının çok az ya da hiç olmaması
  • Sürekli aynı oyunları oynamak
  • Motor hareket gelişiminde düzensizlik. (Topa vuramaz ama küpleri üst üste koyabilir.)
  • Acıya karşı duyarsızlık
  • Ekolali (Cevap vermek yerine, kendisine söylenenleri aynen tekrar etmek)
  • Yanlız kalmayı tercih etmek
  • İhtiyaçlarını belirtmekte zorlanmak. Konuşma yerine hareketlerle ihtiyaçlarını belirtmeye çalışmak
  • Temastan, kucağa alınmaktan ya da sevilmekten hoşlanmamak
  • Objeleri kendi etrafında çevirmek
  • Seslere karşı aşırı duyarlılık yada aşırı duyarsızlık
  • Normal öğrenme metodlarına karşı duyarsızlık
  • Objelere gereksiz yere bağlanmak
  • Bir sebep olmadan strese girmek, üzüntü duymak

OTİZMİN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Otizmin bilinen bir tedavisi yoktur. Erken yaşta başlanan eğitimle, çocuğun yetenekleri ve gereksinimleri dikkate alınarak, bireysel özel eğitim programları hazırlanması ve uzman kişilerce uygulanması, günümüzde bilinen tek “tedavi” yöntemidir. Uygulanacak olan ilaç tedavisi otizme eşlik eden problemlerin azaltılmasına yöneliktir. Özel eğitim bir ekip çalışmasını gerektirir. Bu ekipte çocuğun kendi doktoru, özel eğitimcisi, konuşma terapisti, çocuk psikiyatrı ve/veya çocuk nöroloğu mutlaka bulunmalıdır. Ailelerin eğitim sürecine katılmaları ve desteklemeleri büyük önem taşımaktadır.

Hangi Eğitsel Yaklaşımlar Uygulanır?

Özel eğitimin amacı çocuğun ihtiyaçlarına yönelik olarak planlanmış programlarla, çocuğun gelişimsel olarak mümkün olduğunca akranları düzeyine ulaşmasını sağlamaktır. Özel eğitimdeki yaklaşımlar şunlardır:

Eğitsel terapiler
Davranışçı Yöntem (Uygulamalı Davranış Analizi- Applıed Behavıoral Analysis (ABA))
Gelişimsel Yöntem (TEACCH -Treatment and Education of Autistic and Related Communication Handicapped Children)
PECS (Görsel İletişim Sistemi)
Etkileşimsel Oyun Terapisi (Floortime)
Duyu Bütülenmesi Terapisi
Günlük Yaşam Terapisi (HİGASHİ)

2. Konuşma sorunlarına yönelik terapi: Alıcı (konuşulan dili anlama) ve ifade edici (kendi istek ve düşüncelerini anlatma) dil becerilerinin öğretimine yönelik; göz teması kurma, bakma, dinleme, karşılıklı oturma, dikkat, ilişki kurma gibi ön becerilerin kazandırılması için yapılan çalışmaları kapsar. Dil bilgisini doğru kullanma (doğru zamir ve zaman kullanımı), artikülasyon (doğru telaffuz) çalışması ve konuşma organlarını çalıştıracak egzersizler yapılır.

3.Uğraşı Terapisi

4.Diğer Yöntemler (Portage, Montessori, Kucaklaşma Terapisi)

5.Bilimsel Çalışmaları Devam Eden Biyolojik ve Tamamlayıcı Yöntemler (Alerji, Gluten/Kazein İçermeyen Beslenme, Refleksoloji, Müzik Terapisi, Yunuslarla Terapi, vb.)

İlaç Desteği
Otistik çocuklarda kullanılan ilaçlar otizmi değil; eşlik eden semptomları kontrol altına almaya ve tedavi etmeye yardımcıdır. Örneğin: hiperaktivite, epilepsi, ritüeller, stereotipiler, kendine zarar verme, dikkat problemleri, depresyon gibi. İlaçlar sadece, çocuğu düzenli olarak takip eden nörolog, psikiyatr veya ilgili doktor tarafından önerilebilir ve kullanım süresince de doktor kontrolünde olmalıdır. İlaç kullanımı ile ilgili doz artırma ve azaltma doktor kontrolünde olmalıdır.

Otistik Çocuğa Yönelik Etkili Bir Eğitim Programının Taşıması Gereken Temel Özellikler Nelerdir ?
Otistik çocuklarda kullanılan pek çok eğitim ve sağaltım yöntemi vardır. Bu programlarda, aşağıda sıralanan özelliklerin tümüne yakınını görmek olasıdır :

Erkenlik: Eğitimi üç yaştan önce başlatmak.
Yoğunluk: Haftada beş gün ve en az 25 saat, yılda 12 ay eğitim vermek.
Oturum süresi: Özellikle küçük çocuklarla çalışırken 15-20 dakikalık kısa eğitim oturumları düzenlemek.
Bireysellik: Çocuğun bireysel gereksinimlerini karşılayabilmek için, bire bir ve küçük grup eğitimine yer vermek.
Program içeriği: İşlevsel iletişim becerilerinin, sosyal becerilerin ve oyun becerilerinin kazandırılmasına ve uygun olmayan davranışların azaltılmasına büyük ağırlık vermek.
Kaynaştırma: Belli sürelerle de olsa, normal gelişim gösteren çocuklarla birliktelik sağlamak.
Değerlendirme: Çocuğun gelişimini, diğer bir deyişle verilen eğitimin etkinliğini sürekli değerlendirmek.
Aileler: Aileleri etkin olarak eğitim sürecine katmak.

Aileler Eğitim Kurumu Seçerken Nelere Dikkat Etmelidir?

Çocuğunuzu bir kuruma başlatmadan önce göz önünde bulundurmanız gereken önemli bir noktalar:
Kurumlarda verilen eğitimin kalitesi,
Uygulanan eğitim metotlarının doğrulu ile öğretmenlerin bilgi ve donanım yeterliliği,
Rehabilitasyon merkezlerinde uygulanan bireysel ve grup eğitimlerinde yeterli, kaliteli alt yapı ve programın olması,
Eğitimcilere yeterli supervizyonunun sağlanması,
Otistik bireyin, kurumların maddi kaygılarından dolayı yanlış yönlendirilebileceği konusunda ailelerin bilinçli olması gerektiğini hatırlatalım.

Özel Eğitim Hizmetlerinden Yararlanmak İçin İzlenmesi Gereken Yol Haritası
Eğer çocuğunuzun gelişiminde bir aksilik olduğundan kuşkulanıyorsanız, en kısa zamanda bu kuşkularınızla ilgili uzman görüşü almalısınız. Bu kuşkularınızı, çocuk doktorunuz, sağlık ocağı personeli ile paylaşabileceğiniz gibi doğrudan çocuk ruh sağlığı uzmanlarına yada çocuk nörologlarına başvurabilirsiniz.

Ülkemizde otizm tanısı koyabilecek kişiler, çocuk ruh hastalıkları uzmanları (çocuk psikiyatristleri/çocuk psikologları) ve çocuk nörologlarıdır. Bu uzmanlar ayrıntılı değerlendirme yaparak, çocuğunuzda otizm olup olmadığını, otizmin derecesini, zeka ve gelişim düzeylerini tespit ederler.

Otizme Ne Sebep Olur?

Otizmin nedeni henüz tam olarak tespit edilememiştir. Otizmin tek bir nedeni yoktur. Pek çok nedeni olduğu artık bilinmektedir. Otistik bireylerde beyin hücreleri farklı çalışmaktadır. Hücreler arasında mesaj taşıyan kimyasal ileticilerde eksiklik yada fazlalık olduğu düşünülmektedir. Bazı genetik hastalıklar otizme yol açar. Genetiğin otizmin nedenleri arasında önemli bir yeri vardır. Kardeş ve ikiz çalışmaları bunu doğrulamaktadır. Otistik bir çocuğun kardeşinde otizm görülme riski genel popülasyona göre 50-100 kat daha fazladır. Tek yumurta ikizlerinde her ikisinin birden otistik olma oranı çift yumurta ikizlerine göre daha fazladır. Bütün bunlar genetiğin etkisini bize gösteriyor fakat sadece genetiğin tek neden olmadığı noktasına da ulaştırıyor. Sadece genetik etkili olsaydı tek yumurta ikizlerinde her iki bebeğinde her zaman otistik olması gerekirdi. Yapılan çalışmalar bir tek gen değil birden çok genin etkileşimi sonucu hastalık yapıcı etki oluştuğunu ortaya koymuştur. Klinik tablodaki davranışsal çeşitlilik çevresel faktörlerinde etkili olduğunu düşündürmektedir. Doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası faktörler ile otizm arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Eldeki bulgular genetik olarak otizme yatkınlığı olan çocukların doğum sırasında sorun yaşama riskinin daha fazla olduğunu göstermektedir. Ayrıca, anne karnında geçirilen kızamıkçık virüsünün, pek çok anormalliğin yanında otizme de yol açabildiği bilinir.

Şu kesin olarak bilinmektedir ki, otizm tek bir nedenle olmaz, birden çok etkenin bir araya gelmesiyle meydana gelen oldukça karmaşık bir durumdur.

Otizm erkeklerde kızlara oranla 4 kat daha fazla görülür fakat genelde kızlarda daha ağır seyreder. Otistik bireylerin % 70’inde zeka geriliği görülmektedir. % 30’u normal ve bu %30’luk dilimin %10’u üstün zekaya sahiptirler. Zeka düzeyi ve eşlik eden diğer hastalıklar otizmin ağırlık derecesi üzerinde belirleyici rol oynar. Eşlik eden hastalıklar arasında en sık rastlanılanlar dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygudurum bozuklukları ve epilepsidir. Her üç çocuktan biri epileptik anlamda risk taşımaktadır. 0-5 yaş arası ve ergenlik döneminde epilepsi nöbetlerinin görülme olasılığı artar.

Ülkemizdeki kayıtlara göre 271.000 otistik özellikleri olan bireyin bulunduğu, bu rakamın 81.000’nin 0-14 yaş arası çocuklardan oluştuğu tahmin edilmektedir. Her 110 çocuktan biri otistik özellikler göstermektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp