Migren Profilaksisi Nedir?

Migren Profilaksisi Nedir? :

Migren

Ayda dört kez yineleyen atak durumunda mutlaka migrene yönelik önleyici tedbir almanız gerekir. Bunun için belli bazı ilaçlar ve yöntemler söz konusudur:
 
 DMTG (Alman Migren ve Baş ağrısı Topluluğu) birinci sıradaBetabloker Metoprolol’u ve Propranolol’u tavsiye ediyor. Etki mekanizması henüz bilinmiyor.
 
2. sıradaysa bir antikonvülzan olan Valproik asit yeralmaktadır. Bu ani kasılmaları önler.
 
 Serotoninantagonistler(Metisergit, Pizotifen)’in kilo aldıran ve yorgunluk yapan yan etkileri bulunmaktadır.
 
 Kalsiyum kanal blokeri(Verapamil, Flunarizin).
 
 Zaman zaman atağı önleyici bir tedbir olarak magnezyum da önerilmektedir. Faydalarına ilişkin hiçbir araştırma sonucunun bulunmaması nedeniyle magnezyumun etkisi tartışmalıdır.
 
 Plaseboya göre Riboflavin (Vitamin B2) hem atak sayısını azaltması hem de atak süresini kısaltması nedeniyle faydalıdır. Etkisiyse bir ay sonra görülmektedir ve en iyi üç ay sonra hissedilmektedir.
 
 Tanasetum parthenium (Gümüş düğme): DMKG-’ye göre bu bitkinin önleyici etkisi kanıtlanmış fakat bitkideki hangi maddelerin aktif olduğu laboratuvar araştirmalarıyla henüz ortaya konamamıştır.
 
 Yeni araştırmalann gösterdiği gibi Biyofeedback yöntemiyle migreni önceden hissedebilir ve muhtemel atağı kontrol altına alabilirsiniz.

Tek taraflı ve zonklayıcı ağrıya dikkat

Migren atakları genellikle 4 ile 72 saat arasında sürüyor ve kişi ataklar arasında normal bir yaşam sürüyor. Çoğunlukla tek taraflı, yoğun ve zonklayıcı tarzda bir baş ağrısı oluyor. Günlük yaşam kalitesini oldukça düşürebilen migrende baş ağrısı, belirtilerden sadece birini oluşturuyor. Bu hastalığa aynı zamanda görme bozukluğu eşlik edebiliyor. Parlayan ışıklar, kör noktalar, görmenin bozulması veya zig zag şekiller görülmesi gibi yakınmalar ortaya çıkabiliyor. Aura, bir başka deyişle ön haberciler olarak adlandırılan bu belirtiler migren hastalarının sadece 10′unda eşlik ediyor. Ayrıca bulantı, kusma veya ishal de görülebiliyor. Bunların yanı sıra ışığa, sese ve kokuya karşı aşırı hassaslık gelişebiliyor. Migrenli hasta boyun ve omuzlarda sertleşme, el ve ayaklarda karıncalanma, konsantrasyon güçlüğü, konuşma güçlüğü ve nadir olarak da felç veya şuur kaybı ile karşılaşabiliyor.

Genellikle mükemmeliyetçi kişileri hedef alıyor

Migren, özellikle hassas, alıngan, dış olaylardan fazla etkilenen, yaptığı işi en iyi şekilde yapmak isteyen mükemmeliyetçi kişilerde daha çok görülüyor. Erkeklerde görülme sıklığı yüzde 10 iken, bu oran kadınlarda 15-20’ye yükseliyor. Kadınlardaki migren ağrılarının bu kadar sık görülmesi nedenleri arasında hormonal faktörler ve stres gibi çevresel faktörlerin etkisi olduğu düşünülüyor. Ayrıca 1. derece yakınlarında migren rahatsızlığı olanların, alerji ve baş dönmesi sorunu yaşayanların da migrene daha yatkın oldukları görülüyor. Bunların yanı sıra şehirde yaşayanlar, strese maruz kalanlar, eğitim durumu düşük ve gelir düzeyi yüksek olan kişilerde de bu hastalığa biraz daha sıkça rastlanılıyor.

Stresin sizi etkilemesine izin vermeyin, gerekirse uzmanından destek alın.

Parlak ışık, yüksek sesli ortamlar ve keskin kokulardan uzak durun.

Uykusuz kalmayın veya çok fazla uyumayın. Kişisel farklılıklarla beraber günde yaklaşık 6-8 saat arası uyku tavsiye ediliyor.

Kesinlikle öğün atlamayın. Öğün atlanması hipoglisemiye (kan şekeri düşüklüğüne) neden olduğu için migren ataklarını tetikleyebiliyor.

Lodoslu havalarda mümkün olduğunca dışarı çıkmayın. Lodos rüzgarlarının getirdiği rutubetli hava; halsizlik, bitkinlik ve vücuttaki elektrolitik dengeyi bozduğu için migren atalarını tetikleyebiliyor.

Çikolata, eski peynir, yağlı yiyecekler, portakal, domates, muz, çiğ soğan, salam, sosis, fındık, Çin yemekleri ile alkolden uzak durun.

Günde ortalama 2-3 litre su içmeye özen gösterin.

Düzenli spor yapmayı ihmal etmeyin. Sporun her dalında salgılanan seratonin hormonu stresten uzaklaşmamızı sağlıyor. Bu nedenle haftada en az 3 kez yapılması öneriliyor.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp