Meme Kanseri Olan Kişilere Öneriler

Meme Kanseri Olan Kişilere Öneriler :

Meme Kanseri

Meme kanserinin teşhis ve tedavi süreci, kadınların psikolojik olarak yıpranmasına ve ağır depresyonlar yaşamasına neden olabilir. Bu dönemde psikolojik destek alan kadınlar, günlük yaşamlarına çok daha hızlı dönerler. Bunun devamında beslenme, egzersiz ve sağlık kontrollerine devam etmeli ki kaliteli yaşamları devam etsin.Bir bayana ya da kişiye meme kanseri teşhisi konması, kişinin yaşam dengelerini psikolojik, sosyal, ekonomik olarak ciddi biçimde etkileyecektir. Bir kadın için meme kanseri tanısı konması, ekonomik gücünü, işini, vücudunun cinsel kimliğini oluşturan bir parçasını, bu parçasının işlevini ya da tümüyle yaşamını yitirme olasılığıyla karşı karşıya kalması anlamına gelir. 
 
Çünkü hiçbir şey olmasa bile bir memesini kaybetme riski taşiması bile o kişiyi yeterince olumsuz etkileyecektir. Bu bakımdan meme kanseri tanısı hem hastalarda hem de hasta yakınlarında olumsuz düşünceler ve korku uyandırır.Meme kanseri tanısı alan kadınlarda en sık görülen korkuların başında; kanserin yayılma ya da tekrarlaması, acı çekme ve ölüm korkusu gelir. Saydığımız etkenler gözardı edilmeden meme kanseri adayı olan hastaya süreç çok güzel anlatılmalı, özellikle erken tanı konulması durumunda memenin bütünlüğünün bozulmasının söz konusu dahi olmadığını, kalıcı, kesin tedavinin erken dönemde kişiyi zor bir süreç beklemeden atlatabileceği anlatılmalıdır.Tüm yukarda saydıklarımız meme kanseri olan kişiler için düşünülmesi gereken gerçeklerdir.Ailesinde meme kanseri olanlar ya da ailesinde meme kanseri olmasada her bayan meme kanseri adayıdır. 
 
Bu nedenle beslenmeye özen göstermek ve ideal kiloda kalmak, meme kanserinden korunmak için dikkat edileceklerin başında gelir.Meme kanseri ve beslenme arasındaki ilişki diğer kanser türlerinde olduğu gibi önemlidir. Araştırmalar, beslenmenin kanser tedavisi üzerine yüzde 30-40 etki ettiğini gösteriyor. Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü ’nün verilerine göre, meme kanserinden korunmak için dikkat edilecek noktaların başında ideal kiloda kalmak geliyor. 
 
Fiziksel aktivite, minumum düzeyde alkol alma ya da asıl alkol almama ve emzirme diğer noktalardır.ideal kiloda olan kadınların, fazla kilolu olanlara göre menopoz dönemi sonrası meme kanseri olma riskinin daha azdır. Bir başka önemli nokta, meme kanseri tanısı konulan bireylerin kilo alması durumunda hastalığın tekrarlama riskini artar.Yağ alimim azaltınEnerji alimim azaltarak, vücut yağ yüzdesini ideal seviyelerde tutarak meme kanseri riskini azaltmak mümkün. Menopoz sonrası (postmenopoz) fazla yağ tüketen kişilerin, daha az yağ kullanmaya başlaması ile meme kanseri riski azalır. 
 
Alınan total enerjinin yüzde 20-25''''''''inin yağdan gelmesinin riski düşürdüğü biliniyor. Risk taşımayan bireylerde bu oran yüzde 30’lara kadar çıkabiliyor. Yağ grubu içinde omega-3açısından zengin beslenmenin de kanser riskini düşürdüğü biliniyor. Ispanak benzeri koyu yeşil yapraklı sebzeler, karaciğer, yürek, kavun, portakal suyu, enginar, pancar, brokoli, bamya ve kuru baklagiller gibi besinlerden aldığımız folat miktarının yeterli veya fazla aliminin postmenopozlu kadınlarda meme kanseri riskini azalttığı biliniyor.

Alkol alimim sınırlandırın

Alkol tüketimi ve meme kanseri arasında da ilişki bulunuyor. Alkol alındığında kandaki folat miktarı azalır. Dolayısıyla kanser oluşum riski yükselir.

Emzirin

Emzirme hem annenin hem de bebeğin kansere yakalanma riskini düşürür. Özellikle ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemek çok önemlidir.Hangi yiyeceklere öncelik verilmeli?Yeşil çay: İçerdiği polifenoller sayesinde meme kanserinden koruyucu özellik gösteriyor. Düzenli yeşil çay tüketenlerde, içmeyenlere göre meme kanseri oluşumunun azaldığına dair araştırmalar vardır. Vücut yağında azalmayı kolaylaştırarak tümör hücresi hacminde küçülme sağlayabiliyor.Balık: İçerdiği omega-3 yağ asidi, kanser risk oluşumunu azaltır. 
 
Haftada 1-2 kere orta büyüklükte balık tüketilmesi öneriliyor.Turpgiller (kırmızı ve beyaz turp, şalgam), brokoli, Brüksel lahanası: İçerdiği İsotiyosiyanat sayesinde özellikle premenopozlu kadınlarda östrojen metabolizması üzerinde etki yaparak meme kanseri riskinidüşürüyor. Karotenoid, isoflovan; A, C ve E vitamini de risk azaltmada etkili diğer unsurlar.Havuç, kabak, karnabahar: 
 
Yapılarında bulunan lignan, özellikle postmenopozlu kadınlarda anti östroje- nik etki göstererek kanser oluşum riskini azaltır. C vitamini içeren besinler ile birlikte tüketilmeleri önerilmektedir. Tam tahıllı besinler, susam tohumu, sarımsak, sızma zeytinyağı, kayısı, şeftali, armut, üzüm, balkabağı ve kiraz da lignan açısından zengin diğer sebze ve meyvelerdir.
 
Süt ve süt ürünleri: Süt, yoğurt, peynir ve süt ürünleri kalsiyum açısından zengindir. Düşük kalsiyum ile beslenen kadınlarda meme kanseri riskinin arttığı bilinmektedir. Süt ürünleri tüketiminde dikkat edilecek noktaların başında tam yağlı olarak tüketilmemeleri geliyor. Yağsız veya yarım yağlı olarak kullanıldığında hem kilo koruma hem de kanserden korunma açısından yararlanılabilir. Kalsiyum alırken D vitamini eklenmiş ürünlerin tercih edilmesi öneriliyor.Soya ve keten tohumundan uzak durun!
 
Soya: Genistein, tümör gelişimini önleyici etkiye sahip. Meme epitel hücreleri üzerinde kanser oluşumu açısından yüksek risk oluşturabilecekleri için soya ü- rünleri meme kanseri tedavisi sırasında kullanılmamalıdır.Keten tohumu: Eski dönemlerde östrojen düzeyini azaltarak kadınlarda hormona bağlı kanser oluşumu riskini azalttığı söylense de, günümüzde tümör oluşumunu artırabileceği yönünde çalışmalar bulunuyor. Bu nedenle meme kanser tedavisi sırasında kullanımı önerilmiyor.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp