m54.4 lumbago siyatik ile ne demek

Lumbago : Her iki cinste de çok sık görülür. Sıklıkla 20-25 yaşından sonra olmak üzere her yaşta ortaya çıkabilir. Bel ya da bel- sağn bölgesinde başlayarak zaman zaman kalçanın arka yüzeyine yayılır. Vücudun tek ya da her iki yanında da görülebilir. Sağlıklı bireylerde genellikle ağırlık kaldırma gibi ani bir zorlanma sonucunda ya da vücudun ters bir hareketinden sonra ortaya çıkabilir. Ağn çok şiddetli ve batıcıdır, en ufak bir hareketle, hatta, öksürük ya da hıçkınkla şiddetlenir. Omurganın iki yanında bulunan kaslar, özellikle bir yandakiler daha fazla olmak üzere, şiddetle kasılarak omurganın ve vücudun boydan boya bir yana doğru bükülmesine neden olur; hasta bu durumu değiştirecek hiçbir hareket yapamaz. Omurganın iki yanındaki kasların basınç altında kalması ya da darbe yemesiyle çok şiddetli ağnlar ortaya çıkar. Bu aşamada yapılan muayenede bacaklara giden sinirlerin köklerinin örselendiğine ya da ezildiğine ilişkin hiçbir belirti bulunamaz.

Ağrılar bir süre sonra kendiliğinden geçer; disk fıtığıyla ya da buna benzer ağır bir tabloyla ilgisi yoktur. Böyle bir olgu bel omurları arasındaki disklerin birinde bir bozukluk olduğunu ve zorlanma ya da bir hareketten sonra, bel kaslarında da zayıflık varsa, diskin anidenomurga kanalına doğru kayabileceğini gösterir. Bu bölgede omurganm içinde yer alan yoğun duyu sinirleri ağının zedelenmesi ağrıların çok şiddetli olmasına yol açar. Akut lumbago tedavisinde ilk önlem, hastanın yatakta dinlenmesinin sağlanmasıdır. Isı ve masaj örselenmeyi daha da artırarak yakınmaların şiddetlenmesine neden olduğundan bu dönemde kesinlikle uygulanmaz. Buna karşılık ağrı kesici, kas gevşetici ve iltihap giderici ilaçlar oldukça yararlıdır.

Ayrıca bel-sağn bölgesinde aşamalı olarak ortaya çıkan bazı ağrılar hiçbir zaman akut dönemdeki kadar şiddetli olmasa da kimi zaman yıllarca sürebilir. Bu ağrılar yaşam boyu belirli dönemlerde kimi zaman oldukça hafif zorlanmalar sonucunda şiddetlenebilir; birkaç gün süren bu dönemler yerini zamanla hastanın artık alıştığı sürekli ağrı ile bel bölgesinde güçsüzlüğe bırakır. Kronik bel ağrıları, yıkıma uğrayan bir diskin ya da artroz nedeniyle oluşan sert bir halkanın sürekli olarak omurga kanalının içine doğru kayması ve omurganın içindeki sinir ağının aralıksız örselenmesi sonucunda ortaya çıkar. Omurlar arası diskin lifsi halkası doku yıkımı sırasında daha dirençsiz ve daha az esnek olduğundan, diskin yırtılmadan arkaya doğru kaymasına neden olabilir. Kronik bel ağrılarında yıkıma uğrayan diskin mekanik etkisinin yanı sıra başka etkenler de önem taşır. Bunlardan bazıları sırt ve bel kaslarının güçsüzlüğü ile hastanın kilo almasıdır.

Daha yaygın görülen diskopatide bel bölgesinin röntgen filmlerinde omurlar arası aralıkta daralma ya da diskin omurlara değen kenarlarında artroza bağlı kemiksi bir halka görülür; bu değişiklikler güçlü ve gergin kasları olan bireylerde herhangi bir rahatsızlığa yol açmaz. Omurganın çevresindeki kaslar güçsüzleştiğinde ya da şişmanlama gibi nedenlerle bu kasların omurgaya hareket sağlaması için harcaması gereken güç arttığında, omurga ve kaslar arasındaki dengesizlik nedeniyle zamanla kronik bel ya da boyun ağrısı oluşur. Kronik bel ağrısının tedavisinde öncelikle ilaçlar ve fizik tedaviye başvurulur. Diskteki doku yıkımım önlemek, başka bir deyişle, diskin işlevini yüklenecek bir amortisör bulmak olanaksızdır. Bir yandan omurgadaki sinir dokularının örselenmesini gidermek amacıyla iltihap giderici ve ağrı kesici romatizma ilaçları kullanılır; öte yandan, beslenmeyi düzenleyerek, romatizma, osteoporoz (kemik dokusunun yoğunluğunun azalması) ya da menopoza bağlı hormon dengesizliği gibi özel durumların tedavisi gibi önlemlerle belirtilerin giderilmesi amaçlanır.

Bunun için başta masaj olmak üzere fizik tedavi uygulanması ve yürüyüş, yüzme, jimnastik, kayak ve tenis gibi sporların günlük yaşamın bir parçası haline getirilmesi gerekir. Bel ağrısının bir an önce iyileşmesi için en az 24 saat yatak istirahati uygulanmalıdır. Bu dönemin hemen ardından aşamalı olarak hareketlere geçilmeli ve özellikle kalçaya yük bindirilmemelidir. Ağn nöbeti genellikle 48-72 saat sürer; ağn kaybolduktan sonra bir daha ne zaman ortaya çıkacağı belli olmaz. Ağrıyı azaltmak için akut dönemde ağnlı bölgeye sıcak havlu ya da sıcak su torbası koyulabilir. Hastanın sert bir yüzeyde yatması, örneğin, yatağının altına tahta konması ya da yastıksız yatması önerilir. Ağnyı hafifletmek için aspirin gibi ağrı kesiciler alınabilirse de bunlann iyileşmeyi hızlandırmadığı unutulmamalıdır. Bel ağnlannın nasıl önlenebileceğini bilmek de önemlidir. Bel ağrısı genellikle otururken ya da hareket ederken vücut pozisyonunun hatalı olmasından kaynaklanabilir. Yinelenmemesi için çok basit olduğu halde çok da kolay unutulan önlemlerin uygulanması yeterlidir:

• Otururken sırt dimdik tutulmalı ve bütün yüzeyiyle iskemlenin arkalığına dayanmalı, ayaklar da yere basmalıdır.

• Masada yazı yazar ya da çalışırken masaya elden geldiğince yakın oturul- malıdır.

• Uzun süre araba kullanırken belle koltuk arasına bir yastık konmalıdır.

• Ayakta dik dururken sırt dik tutulmalı, omuzlar öne bükülmemelidir.

• Yatak çok yumuşak olmamalı ve şilte mutlaka sert bir yüzeyin üstünde olmalıdır; en ideal çözüm ortopedik yatakların kullanılması ya da şiltenin altına düz bir tahtanın yerleştirilmesidir.

• Ağır bir şey kaldırmak gerektiğinde ağırlığın değerlendirilerek harcanacak gücün ona göre ayarlanması gerekir. En uygun duruş, kaldırılacak şeye elden geldiğince yaklaşmak ve dizleri büküp gerginleştirirken gücü bacak kaslarına dağıtmak ve bele aşın yük binmesini önlemektir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp