Lyme Hastalığı

Lyme Hastalığı :

Akar denen ve topluiğne başı kadar küçük bir hayvanın ısırığı, boyutlarıyla kıyaslanmaz sorunlar yaratır. Hastalık adını ilk kez saptandığı ABD'nin Connecticut eyaletindeki bir kasabadan alır. Lyme hastalığı sadece ABD'de değil, dünyanın pek çok bölgesinde, yer yer salgınlar halinde ortaya çıkmaktadır.

Tanı koyup tedavi yoluna gidilmezse, sakat bırakıcı romatizmaya, sinir ve kalp hastalıklarına yol açabilir. Hemen tedavi edilmesi durumunda ise gelişebilecek bütün sorunlar engellenir.

Belirtiler:

Akar neredeyse görülemeyecek kadar ufaktır. Uyancı belirtilerden biri ısırmayı izleyen günlerde görülen ya da bazen haftalarca süren dairesel kızarıklıktır. Merkezi açık renkte olan bu döküntü giderek genişleyebilir.

Ama ısırılan hastaların önemli bir bölümünde deri kızarmadığından, tek başına bu belirtiye güvenemezsiniz.

Başlangıçta gribe yakalandığımızı düşünebilirsiniz. Ürperme, ateş, baş ağrısı, ense sertliği, lenf düğümlerinde şişme, halsizlik, kas ve eklem ağrılar gelişebilir. (Ama bu belirtiler genellikle gribe yakalamlar kış mevsiminde değil, akarların en çok ortaya çıktığı ilkbahar ve yaz aylarında görülür.)

Eklem romatizması gelişirse, ortaya çıkan belirtiler diğer tiplerdekinin çoğundan farklıdır. Romatizma eklemden ekleme geziyor gibidir. Bir hafta dizinizi, sonraki hafta dirseğinizi kötü hissedebilirsiniz. Hastalık genellikle dizinizde, önce aralıklı ya da sürekli ve ilgili eklemi kullanmamızı engelleyecek düzeydedir.

Tedavi edilmeyen Lyme hastalığı haftalar ya da yıllar içinde eklem romatizmasına yol açar. İleri evrelerde şiddetli baş ağrısı ve halsizlik, yüz kaslarımızın seğirmesi, ağrı ve uyuşma gibi belirtiler görülür. Tedavinin yapılmaması yavaş ya da düzensiz kalp atımı gibi sorunlara da neden olur.

Hekime Koşma Zamanı: Septik Artrı:

Eklemlerde bazen kan yoluyla yayılan virüs, bakteri ya da mantar kökenli bir enfeksiyon gelişebilir. Uyarıcı belirtilerden bazıları şunlardır:

• Bir eklemde ağrı ve sertleşme.

• Eklem çevresinde sıcaklık ve kızarma.

• Ürperme, ateş ve halsizlik.

Böylesi belirtileriniz varsa hemen hekime başvurun.

Başlıca septik arterit tipleri:

Lyme. Bakteri bulaşmış bir akarın ısırmasıyla ortaya Çıkar. Ateşe, gribe benzer belirtilere ve bazen ortası açık renk yuvarlak bir kızarıklığa, ardından da eklem romatizmasına yol açar.

Belsoğukluğu romatizması. Cinsel birleşmeyle bulaşan (zührevi) hastalıklardan belsoğukluğunu oluşturan bakterilerden kaynaklanır. Eklemden ekleme geçen ani ağrıya yol açar.

Ateş" romatizma. Streptokok grubu bakterilerin bulaşmasıyla ortaya çıkar. Ateş ve boğaz enfeksiyonuyla başlar. Tedavi edilmezse sonunda kalbi hasara uğratır.

Yukarıda belirtildiği gibi septik arteritler temel olarak bakteri kökenlidir. Diğer sorumlu mikroplar arasında stafilokoklar ve vereme yol açan bakteriler sayılabilir. Mantarlar ve virüsler ise görece ender görülen septik arterit tiplerine yol açar. Virüs kökenli olanlar dışında bütün tipler antibiyotiklerle tedavi edilir. Ayrıca sıvı birikmiş eklemin iğneyle boşaltılması ya da hasar görmüş bölgenin ameliyatla çıkarılması gerekebilir.

Ama septik arterit tiplerinde antibiyotik tedavisi kesin iyileşme için genellikle yeterlidir.

Tanı:

Belirtiler Lyme hastalığım düşündürüyorsa, hekim Lyme titrasyonu denen bir kan testiyle hastalıktan sorumlu spiroket adlı bakterilerin varlığım gösteren antikorları araştıracaktır. (Antikor vücuda giren saldırganlarla savaşan bir proteindir.)

Lyme hastalığını saptamaya yarayan diğer testler arasında Western blot denen bir testle birlikte ELISA (enzimbağlı immünosorban testi) ve lFA (immünoflüoresans testi) sayılabilir.

Korunma:

En iyi korunma ağaçlık bölgelerde şapka, uzun kollu giysiler ve uzun pantolon giymektir. Gezinti sonrası vücudunuzu dikkatle inceleyin, bulduğunuz akarları çıkarın. Bunun için bir cımbız kullanın ve gövdeyi sıkıştırmadan, hayvan olabildiğince başına yakın bir yerden yakalayın. Deride anormal bir durum, dairesel bir kızarıklık görürseniz hekime başvurun.

Tedavi:

Antibiyotikle erken tedavi, eklem romatizması ve diğer ciddi komplikasyonları önler. Lyme hastalığı başlamışsa hekiminiz gene antibiyotik verecek, ama aynı zamanda gelişen romatizmayı diğer iltihaplı hastalıklar gibi tedavi edecektir.

Polimiyalji Romatika Ve Dev Hücreli Arterit:

Yakından ilişkili bu iki hastalığı bazı uzmanlar aynı hastalığın iki farklı görünümü olarak kabul etmektedir. (Polimiyalji romatikalı hastaların yüzde 10-15' inde dev hücreli arterit, dev hücreli arterit bulunan hastaların yüzde 40 'ında polimiyalji romatika görülür.)

Polimiyalji Romatika:

Bu görece "yeni" hastalığın biri de tanı güçlüğü nedeniyle-1957'ye kadar bir adı yoktu. Oysa her bin kişiden beşinde görülür ve bu hastaların çoğu 50 yaşın üstündedir. Kadınla arasında görülme sıklığı erkeklerdekinin iki katıdır. Erken belirtiler birçok bakımdan romatoit arterite özgü belirtilere benzer: Genellikle omuz eklemlerini saran sinovya zarı iltihaplanırken kaslar normaldir.

Belirtiler:

Sabahları boyun, kalça ve omuzlarda sertlik olur. Ağrı vücudun her iki yanında aynı yerlerde hissedilir. Hareket ağrıyı artırır. İsteğiniz dışında kilo kaybedebilir ve kendinizi yorgun hissedebilirsiniz.

Ayrıca hafif ateş, gece terlemesi ve ruhsal çöküntü görülebilir.

Tanı:

Polimiyalji romatika tanısında standart tek bir test bulunmadığından, hekimler farklı yöntemler kullanabilir. Ama yaşınız 50'nin üstündeyse, romatoİt faktör yoksa anti nükleer antikorlar negatif çıkmışsa ve şu belirtilerin en az üçü varsa, hekim bu hastalık üstünde yoğunlaşacaktır:

• Boyun, omuz ve kalçada ağrı.

• Eklemlerde bir saatten uzun süren sabah sertliği.

• Saatte 40 milimetreyi geçen yüksek sedimantasyon hızı (sedimentasyon hızı hastaların yaklaşık yüzde 13 'ünde normaldir)

• Verilen tek doz prednizona (kortikosteroit) hızlı yanıt Birçok hastanın sedimantasyon hızı 100 milimetreyi aşarken, hafif anemi (kansızlık) ve trombosit sayısında yükselme görülür.

Polimiyalji romatikalı hastaların yaklaşık üçte birinde karaciğer işlev testleri küçük sapmalar gösterir. Hekimin isteyeceği incelemeler şunlardır: Sedimantasyon hızı, tam kan sayımı, tiroit işlev testleri, göğüs filmi, romatoit faktör, sinovya sıvısı incelemesi, biyokimyasal profil ve birkaç ek inceleme. Tedavi:

NSAID'ler çoğu zaman hastalığı denetlemeye yetmediğinden, kortikosteroitler hemen her zaman gereklidir. Tedavi genellikle bir-üç yıl sürer; ama bazen daha da uzayabilir.

Kortikosteroitlerin enfeksiyon kapma, osteoporoza bağlı kemik kırılmalar, diyabet (şeker hastalığı) denetiminin zorlaşması ve yüksek tansiyon gibi ciddi yan etkileri vardır. Hekiminiz bu sorunların üstesinden gelmek için sizi izlemeye alacaktır.

Dev Hücreli Arterit:

Bazı kan damarlarının iltihaplanmasıyla belirlenen bu hastalık ve polimiyalji romatika arasında tam anlaşılamamış bir bağlantı vardır.

İskandinavya'da vakaların yaklaşık yarısında iki hastalık birlikte görülürken, bu oran ABD 'nin kuzey kesimlerinde yüzde 20 dolayındadır. İsrail 'de ise iki hastalığın birlikte görülme oranı son derece düşüktür.

Polimiyalji romatika sırasında, öncesinde ya da sonrasında gelişebilen dev hücreli arterit, tıpkı bu hastalıkta olduğu gibi 50 yaşın üstünde, büyük ölçüde beyaz ırktan kadınları etkiler. Kalıtsal bir bağlantının bulunması olasıdır. Kadınlar arasında bu hastalık erkeklere göre üç kat fazla görülmektedir.

Dev hücreli arteritin polimiyalji romatikadan en büyük farkı körlüğe yol açma riskidir. Ayrıca polimiyalji romatika düşük doz prednizona (günde 10-20 miligram) yanıt verirken, dev hücreli arteritte günde 40-60 miligram gibi yüksek dozlar gerekir.

Belirtiler:

Gribinkine benzer; ama ortada virüs yoktur. Belirtiler arasında halsizlik, şiddetli baş ağrısı, işitme zorluğu, eklem ağrısı ve saçlı deride duyarlılık sayılabilir. Bulanık ya da çift görme ve hatta bazen görme kaybı gelişebilir. Bazı hastalarda atardamarların kalın ve duyarlı olmasına karşın nabız zayıftır. Dev hücreli arterit tedavi edilmezse körlüğe, inmeye ya da kalp krizine yol açabilir.

Tanı:

Hekimin polimiyalji romatika için gerekli gördüğü incelemelerin aynısı bu hastalık için de geçerlidir: Sedimantasyon hızı, tam kan sayımı ve karaciğer işlev testleri. Sedimentasyon normalden yüksek çıkabilir.

Hekim ayrıca temporal arter biyopsisi yapabilir. Bu küçük girişimde kulağın önünde şakaktan çok küçük bir atardamar parçası alınır ve mikroskop altında incelenir. Ama bu hastalığa yakalanan kişilerden yüzde 10-20'sinin söz konusu damar bölgesinde iltihaba rastlanmamaktadır.

Tedavi:

Standart tedavi yüksek doz kortikosteroitlerdir. Genellikle birkaç günde çarpıcı bir düzelme görülür.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp