Laboratuar Çalışmaları

Laboratuar Çalışmaları :

CBC, retikülosit sayımı ve serum ferritin ölçümlerini içeren serum demir çalışmaları bu tip aneminin teşhisinde büyük oranda yeterli olmalıdır. Akut ve kronik inflamatuar hastalıkla, renal yetmezlikle ve hipometabolik durumlarla alakalı olan aneminin tipik eritropoetik profilleri gösterilmiştir. CBC ve retikülosit sayımı hipoproliferatif bir aneminin özelliklerini taşır. RBC morfolojisi normositik ve normokromiktir ve retikülosit göstergeleri (index?) hastanın anemisinin şiddeti için uygunsuz şekilde düşüktür. Ağır kronik inflamatuar bozukluğu olan hastalarda hafif bir mikrositik hipokromik anemi gelişebilir. Ancak mikrositoz aynı şiddette demir eksikliği anemisi olan hastalardaki kadar belirgin değildir.

A.Demir Çalışmaları

Serum demiri, total demir bağlama kapasitesi (TIBC), serum ferritin ve serum transferi n reseptör ölçümlerini içeren demir çalışmaları önemli diagnostik bilgi sağlar. Tablo 4-1'de gösterildiği gibi renal hastalığı veya hipometabolik durumu olan hastalar temel olarak normal demir düzeyine sahiptirler. Serum demiri, TIBC ve serum ferritin seviyelerinin hepsi normaldir. Ancak bu kronik diyaliz alan böbrek hastaları veya multipl transfüzyon alan predializ hastaları için geçerli olmayabilir. İlk söylenen olguda, tekrar eden hemodiyaliz negatif demir dengesi ve demir eksikliği anemisiyle sonuçlanabilir. Diğer tarafta. kronik transfüzyon alan son dönem böbrek hastaları demir aşırı yüklenesi riski altındadır ve yükselmiş serum ferritin seviyeleri gösterebilirler.

Akut veya kronik inflamatuar hastalıkla alakalı anemisi (kronik hastalık anemisi) olan hastaların çoğu yükselen serum ferritin seviyesiyle birlikte düşük serum demiri ve %10 %20 arasında satürasyonu olan düşük TIBC ni kapsayan karakteristik bir patern gösterirler. Bu patern; yükselen TIBC ve çok düşük serum ferritin seviyesinin (< 12 ,ug/dl) eşlik ettiği çok düşük serum demir seviyeleri olan gerçek demir eksikliği anemisinden belirgin şekilde farklıdır. Hastalık şiddetinin anemiyle olan alakası demir çalışmalarına yansır. Hastanın hastalığının inflamatuar komponenti belirginleştikçe serum demir ve TIBC düşer ve serum ferritin seviyesi artar. Sonuncu (ferritin) ölçüm ayrıca retiküloendotelval demir depoları tarafından da etkilenir. Erkeklere göre daha az depoları olan kadınlar daha küçük artışlar (20p,g/l - 200 p,g/l ferritin seviyeleri) gösterirken erkekler daha fazla artış (100-500 ug/L) gösterir. Açıkı bir kural olarak yükselmiş CRP ve normal-yüksek serum ferritin seviyesiyle birlikte hipoproliferatif anemisi olan bir hasta inflamatuar anemiye (kronik hastalık anemisi) sahipken, normal bir CRP ve düşük serum ferritin seviyesi olan hasta demir eksikliği anemisidir.

Serum transferi n reseptör (sTffi) ölçümü kronik hastalık anemisini demir eksikliği anemisinden ayırmada başka bir yol olarak popülarize edilmiştir. Serum ferritin seviyesi 40 p,g/l nin altına düştüğünde serum transferin reseptörü düzeyi HFE-lRE indüksionu sonucunda eritroid prekürsörlerinin yüzeyindeki reseptörlerin sayısının artmasıyla yükselir (Bir uyarı olarak, elde edilebilir ticari assaylerin eksik standardizasyonu normal referans değer ile çatışabilir). Aynı zamanda sTfR, artmış prekürsör sayılanından dökülen reseptör sayısının artmasının yansımasıyla RBC öncüllerinin proliferasyonuna cevap olarak da artar. Bu nedenle eritroid öncüllerinin proliferasyonu saf dışı edilmedikçe yükselmiş seviyeler demir eksikliğinin bir göstergesi olarak yorumlanamaz.

Bu muhtemel karışıklığın farkında olarak, serum ferritin seviyesiyle beraber sTfR, karmaşık olmayan demir eksikliğini kronik hastalık anemisinden ayırmada yardımcı olabilir. Hesaplanan log oranını kullanarak (serumTfR/ferritin); demir eksikliği anemisi olan hastalar tipik olarak> 2,5 değerine sahipken (ferritin seviyesinde belirgin bir düşüşle beraber yükselen sTfR nin bir yansıması olarak) kronik hastalık anemisi olan hastalar < 2,5 değere sahiptir (yükselen ferritin seviyesiyle birlikte daha düşük sTfR'nin yansıması olarak). Son patern, ayrıca aneminin hipoproliferatif doğasını yansıtır. Ağır demir eksikliği anemisi olan hastalar sadece çok düşük serum ferritin seviyesi (< 12 p,g/l) değil, ayrıca sTfR seviyesinde daha fazla bir artışa ve daha yüksek oranlara (> 4) neden olan eritroid kemik iliği ekspanyonu ve inefektif eritropoez sergilerler.

B.Kemik İliği ve Erirtopoetin Çalışmaları

Açık bir şekilde inflamatuar bir bozuklukla, renal hastalıkla veya tiroid veya pitüiter fonksiyonda bir an normallikle alakalı olan hipoproliferatif aneminin teşhisi genelde kemik iliği aspiratı veya biyopsi gerektirmez. Polikromazi olmaksızın normositik, normokromik morfoloji ve öngörülenden daha düşük retikülosit cevabının kombinasyonu aneminin hipoproliferatif doğasını doğrulamada yeterlidir. Kemik iliği aspirasyonunun performansı sadece ElG oranı verimli olmadığı zaman değerlidir. Bununla birlikte, hasta normal lökosit ve platelet sayımları sergilediği sürece kemik iliği biyopsi örneğinin kemik iliği morfolojisinde ve selülaritesinde bir defekt ortaya çıkması beklenmez.

Serum ferritin seviyesi uygun olmadığı veya teşhisi destekleyen bir dağılımda olmadığı zaman Prus mavisi ile boyanan bir kemik iliği aspirasyonu gerçek demir eksikliği anemisini kronik hastalık anemisinden ayırmada kullanılabilir. Kesin demir eksikliği anemisi olan hastaların transferin satürasyonu bir kes %15'in altına düştüğünde retiküloendotelyal hücrelerde gözle görülebilir demir depolarının olmaması gerekir. İnflamatuar hastalığa sekonder olarak düşük serum demirine sahip olan hastalar Prus mavisi boyasında normal-yüksek demir depolarına sahip olacaklardır. Kronik inflamatuar hastalığı olan hastalarda demir depoları bazen retiküloendotelyal hücrelerde ekstra geniş hemosiderin granülleriyle artmış olabilir.

Direk serum eritropoetin ölçümleri ne bu sınıf anemileri tespit etmede, ne de diğer anomalileri ayırmada yardımcı değildir. Azalmış bir eritropoetin cevabı anemiye özgü bir komponent olmasına rağmen ölçülen değerlerin gözlenen dağılımı epey geniştir. Hastalar kan kaybı anemisine özgül olarak kazanılan seviyelerin altına düşseler de bazalın üzerinde eritropoetin seviyeleri sergileyebilirler. Bu fenomen en iyi renal hastalıklı hastaların serum eritropoetin ölçümlerinin gözlenen paternleri sayesinde gösterilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp