küme baş ağrısı nedir nasıl tedavi edilir

Küme Baş Ağrısı Nedir? :

Küme baş ağrısı genç erkek hastalığı olarak bilinir


Çoğunlukla 20 yaş civarında başlar. Yılın belli döneminde ataklar halinde gelir. Genelde mevsim geçişlerini tercih eden bu dönemler 15-45 gün kadar sürer. Bazen üç ayı bulabilir. Bu dönemde genellikle hemen her gün 20-30 dakika kadar süren ataklar olur. Ataklar dönemi bitince uzun aylar sessizlik olur.Küme baş ağrısının ayrıntılı tanımlamasını Bayard T. Horton yapmıştır. Bu nedenle ‘Horton baş ağrısı’ adını da alır. Otonomik sefalji (trigeminal sinirin otonomik baş ağrısı), migrenöz nevralji, histaminik sefalji... benzeri pek çok tanımlama yapılmıştır. 1952’de ağrının dönemsel seyri göz önüne alınarak yapılan küme baş ağrısı tanımlaması ortak kabul görmüştür.Küme baş ağrısında ağrının şiddeti en belirleyici özelliktir. 
 
Yeryüzündeki en şiddetli ağrı olduğu söylenebilir. Tanımlanamayacak kadar şiddetli olan bu ağrı için “İşkence eder gibi sürekli şakağıma bıçak saplıyorlar, gözüm oyuluyor, demir sokuluyor, çok acı biber sürülmüş gibi ya da kaynar su dökülmüş gibi yanıyor, yıkıcı, harap edici, gaddar bir ağrı..” tanımlamaları yapılmaktadır. Ağrının şiddeti o kadar fazladır ki hasta başını duvarlara vurur, cinnet geçirebilir, kendini öldürebilir. Pencereden atlayacakken tutulan, elinden bıçak, silah alınan hastalar vardır. Bundan dolayı intihar ettiren baş ağrısı ‘suicidal headache olarak da adlandırılmaktadır.Ağrı hızlı bir şekilde çok şiddetli başlar aynı şekilde hızla azalarak biter. 
 
Göz çevresi ve şakakta çok yoğundur. Tek taraflıdır, yıllar içinde taraf değiştirmesi çok nadirdir. Başın tam arkasında bir noktaya, saçlı derinin alınla birleştiği köşeye, yanağa, üst veya alt çeneye, dişlere, boğaza, sırta kadar yayılımı olabilir. Ne kadar yayılırsa yayılsın yoğunluk şakak ve göz çevresindedir. Atak geçince aralardaki saatlerde ağrının olduğu yerde bir sızı, ödem kalabilir. Bazı hastalar bu durumu “Sinsi sinsi bekliyor, her an başlayacak gibi” diye tanımlar.
 
“Ağrıların geldiği dönemler dışında hiçbir sorunum yok. Ataklar olurken ağrı bir saat sürüp geçse de gözümün orada hep gelecek hissi var. Sağ taraf gözümün çevresi ağrı sırasında çok şişiyor, gözümü açamıyorum. Ağrı, ataklar arasındaki saatlerde de hafifleyerek devam ediyor. Dokununca darbe almış gibi ağrıyor”
 

Ağrıyla aynı tarafta tanı için de önemli olan otonom bulgular gelişir

Göz kızarır, yaşarır, şişer, göz kapağı düşebilir, göz bebeği küçülür. Yüzün o tarafı daşişebilir, kızarabilir. Ağrının olduğu taraf burun deliği tıkanır. Çoğunlukla ağrının bitimine doğru akmaya başlar, bazen baştan itibaren akar. Ağrının olduğu bölge çok hassaslaşır, açık yaraya dokunulmuş ya da çürümüş gibi acıyabilir.Bu bulgular tıpta kısmi ya da tam Horner sendromu olarak adlandırılır. Bu sendrom otonom sinir sisteminin bir parçası olan sempatik sistemin olumsuz etkilenmesiyle olur. Sadece atak olduğu zaman gelişebildiği gibi atak bittikten sonra hafifleyerek ağrılı dönem boyunca devam edebilir. Çoğunlukla hastaya bakıldığında -o anda ağrısı yoksa bile- ağrılı tarafta hafif ödem, gözde küçülme gözlemlenebilir.
 
“Burnum hep tıkalıdır ama ağrı sırasında tamamen kapanıyor. Ne zaman akmaya başlıyor ağrının geçeceğini anlıyorum.”
 
Otonom sinir sisteminin önemli parçası olan sindirim faaliyetleri de (migrene oranla daha az) etkilenir. Bulantı-kusma 1/4’ünde görülür. Genellikle hafiftir ancak bazı hastalarda çok şiddetli olabilir. Ağrı sırasında tuvalete gitme ihtiyacı olanlar olduğu gibi ishal de olabilir. Nadiren kısmi ereksiyon tanımlayan hasta da vardır.
 
“38 yaşındayım, 15 yıldır her yıl üç ay kadar atağım oluyor. Her defasında sürekli ishal oluyorum. Ataklarım dönemin sonuna doğru azalıyor. Tuvalete çıkma sayım da günde üç dörde düşüyor. Bu durumun küme baş ağrımla ilişkili olduğunun farkındaydım. Ancak tüm bunların dişimle ilişkili olduğunu hiç düşünmemiştim. Dişimin kanal tedavisinin yenilendiği gün ataklarım da bitti, ishalim de.”
 
“Atak sırasında tuvalet ihtiyacım oluyor ama bir şey yapamıyorum.”
 
Hastaların tümünde -otonom sinir sisteminin bir fonksiyonu olan- terleme de ciddi düzeyde vardır. Sıkıntılı, soğuk bir terlemedir. Nadiren sadece ağrılı yüz yarısında olabilir. Çoğunlukla göğüsten yukarı, bazen de tüm vücutta olur. Terleyen bölgeye su dökülmüş gibidir.Otonom sinir sisteminin etkilendiğinin genel göstergesi olarak; sıcak basması, sıkıntı hissi, çarpıntı, kalpte sıkışma, kan basıncının çok yükselmesi (özellikle ileri yaş erkek hastalarda) terlemeye çoğunlukla eklenen şikâyetlerdir.Migrende nadir olan terleme küme baş ağrısında belirleyici düzeydeyken, migrende belirleyici olan ışık, ses hassasiyeti küme baş ağrısında çok nadirdir. Küme baş ağrısı, migren gibi otonom sinir sisteminden kaynaklandığı için birçok belirtileri ortaktır ama her iki hastalığın atak sırasındaki davranışları çok farklıdır. 
 

Migrenli hasta mümkün olduğu kadar hareket ve uyaranlardan kaçınır

Sessiz, ışıksız bir ortamda yatmak ister. Küme baş ağrılı hasta ise çok huzursuzdur. Sürekli hareket halindedir ve kendini dışarı atar. Yatamaz, yerinde duramaz, bağırır, ağlar, sürekli dolanır. Atak sırasında çoğunluğu oturduğunda ağrıyan taraf gözü avucunun içine alarak bastırır, hafif ağrı tarafına doğru öne eğilir ve ıstırap içinde bu pozisyonda kıvranır. Arada kalkıp dolanır. Pencereyi açarlar, kafalarını dışarıya çıkarırlar. Bazıları ellerinde buz petleri ile başına bastırır bazıları ise neredeyse yakacak derecede sıcak suya kafalarını tutar. Küme baş ağrısı atağı çeken birisiyle ilk defa karşılaşan kişi gördüğü manzara karşısında dehşete düşebilir.
 
“Keşke hep migrenim olsaydı, ilacımı alıp, iğnemi olup yatardım, ağrım geçerek uyanırdım, belki biraz sızı kalırdı. Şimdi ne yatabiliyorum, ne durabiliyorum, sıkıntıyla bunalıyorum, çok fazla terliyorum, dayanılmaz şeyler yaşıyorum, ne iğne fayda ediyor ne de ilaçlar..."
 
Bu hastanın 25 yıldır migreni, 3 yıldır da aynı taraftan küme baş ağrısı vardır. Hem migreni hem de küme baş ağrısını yaşadığı için aradaki değişimi çok iyi vurgulamaktadır. Migreninde bulantısı olurmuş, ışık ve ses onu çok rahatsız edermiş. Küme baş ağrılarında ise çok fazla sıkıntı ve terleme var. Bulantı çok hafiftir, ışık ve ses onu rahatsız etmemektedir.Ağrı, her hastanın hayatını olumsuz etkiler. Küme baş ağrısı daha da olumsuz etkiler. Atak döneminde işten çıkarılan hastalar vardır. Özellikle atakları uykuda tutan hastalar tüm geceyi sıkıntılı, uyumadan geçirirler. Gün içinde (bir hastanın deyişiyle) yürüyen zombi gibi görünebilirler. Bu dönemde çevrelerine kötü davranıp kırıcı ve kaba olabilirler.Küme baş ağrısı erkeklerde neredeyse 10 kat daha fazladır. Daha çok sigara ve içki içenlerde olduğu söylenir ama sigarayı bırakmak ağrıyı değiştirmez. Alkol ile ilişkisi daha ilginçtir. Ataklar döneminde alman bir yudum alkol bile ağrının başlamasına neden olur. Ağrılı dönemde alkol almayıp diğer aylarda alkolün rahat alınması yaygın bir durumdur. Çok azında sessiz dönemde de alkol alımı atağı başlatabilmektedir. Hava değişimleri, özellikle mevsim geçişleri atakları başlatır. Migrendeki gibi yiyeceklerle ilişki tanımlanmamaktadır. Yaşanılan yerdeki değişiklikler atağı başlatıp durdurabilmektedir.
 
“Askerlik yaptığım Antep’te hiç nem yoktu, atağım hiç olmadı. Askerden İzmir’e döndüm atağım başladı.”
 
“Kış başlarken karanlık, kötü, kapalı havanın olduğu ilk gün ataklarım başlar.”
 
Küme baş ağrısı döngüsü kişiye özgüdür. Yıllar içinde hep aynı düzende tekrarlar, değişenler de vardır. Ağrının gün içindeki tekrarı, süresi ve şiddeti yıllar içinde değişebilir ama dönemlerin kendi içinde hep bir düzeni vardır. En çok gece uyuduktan 1-2 saat kadar sonrasında olur. Sabah uyandıktan sonraki ilk saatlerde de ataklar gelişir. Genelde günde 1 atak olurken 8 atağa kadar çıkabilir. Süresi 2-3 saati geçmez ama 12 saate kadar uzayan hastalar da vardır.Genç erkek hastalarda genellikle baştan itibaren düzenli dönemsel olur. Bazen başlangıçta 1-2 ağrı olup sessiz yıllardan sonra düzenli hale gelebilir. Bazen yirmi yaş dişlerin çıktığı dönemde tüm yıla yayılabilir sonraki yıllarda yıllık ritmine dönebilir. Dönem içinde ataklar ilk hafta iki üç gün aralıklı olup sonra günlük ağrıya dönüşüp aynı şekilde bitiş haftası da azalarak bitebilir.
 
“Lisede iki hafta kadar süren ataklarım olurdu. Yirmi bir yaşındayken neredeyse bir yıl ara ara oldu. Sekiz yıldır her bahar bir ay süreli bu ağrıyı çekiyorum.”
 
“Yıllardır hep aynı saatlerde oluyor. Son yıllarda dikkat ettim uyuduktan bir buçuk saat sonra beni uyandırıyor. Ne zaman uyusam saat aynı işliyor. Gün içinde de uyusam uyandırıyor. Üç haftadır derin bir uyku uyuyamadım. Uyumaktan korkar oldum.”
 
Küme baş ağrısında yanlış tanı sık rastlanan bir durumdur. Hastalarımın sadece 1/5’ine başlangıçtan itibaren doğru tanı konulmuştur. Hastalara genellikle migren olduğu söylenmektedir. Gerilim baş ağrısı, trigeminal nevralji tanısı alan nadir hasta da vardır. Alerji, göz ile ilgili problem düşünülenler olduğu gibi hastaların 3/4’ünde sinüs ile bağlantı kurulmaktadır. Hatta sinüzit ameliyatı geçirenler vardır. Hastalarımın neredeyse yarısı tanısını kendisi koyar. Buradan yola çıkarak toplumda yaygınlığının sanılandan 4-5 kat daha fazla olduğunu düşünüyorum.Erkek hastaların ailelerinde migren ve küme baş ağrısı öyküsü neredeyse hiç yoktur, genellikle yaşamları boyunca farklı baş ağrısı da gelişmez.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp