Kimyasal Maddelere Bağımlılık

Kimyasal Maddelere Bağımlılık : Bağımlılık yaratan bazı maddeler (ör­neğin aseton, benzin, tiner, vernik) so­lunum yoluyla alınır.Ortaya çıkan akut tablo acil olarak tedavi edildikten sonra, kişi her zaman hastaneye kaldırılmalıdır; maddelerin merkez ve çevrel sinir sistemi, karaci­ğer ve böbrek üzerinde zararlı etkileri ve üst solunum yollarında ödem oluş­turma tehlikesi vardır.Çok genç ya da yaşlı bağımlılarda (özellikle bazı ülkelerdeki cezaevlerin­de) tüpgaz ve çakmak gazı solumak yaygındır; beyindeki oksijen düzeyinin azalmasına bağlı bilinç kaybı oluşana değin duyarsızlaşmak aranan etkiyi sağlar.

Kimyasal maddeleri burun yoluyla alanlarda burun deliklerinin ve dudak­ların çevresinde kansızlığa bağlı bir le­ke görülür; genişlemekte olan gazın et­kisiyle derinin hızla soğumasına bağlı donmadan kaynaklanan küçük lezyon- lar bulunabilir. Akut zehirlenmede kişi­nin kullandığı ürünün kokusu duyulabi­lir.İlk çağlardan bu yana, ruhsal duru­mu değiştiren maddelere ilgi duyan in­sanoğlu bu maddeleri elde edip kullan­mayı her dönemde denemiştir. Alkolün Batı toplumlannda genel kabul görme­sine benzer biçimde, bu tür maddelerin kullanılması da değişik toplumlarda be­nimsenmiştir. Kimyasal madde bağımlı­lığına yol açan etkenler arasında kalı­tım, kişilik özellikleri, çevre ve toplum koşullarının yanı sıra, bireyin çeşitli ça­tışma ve güçlüklerle başa çıkmada kul­landığı korunma mekanizmaları sayıla­bilir. Psikotrop, yani zihinsel işlevi etki­leyen maddelerin kullanılmasında orta­ya çıkan en önemli sorun ilaç bağımlılı­ğıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp