Kapanmayan Yaralara Bitkisel Çözüm

Kapanmayan Yaralara Bitkisel Çözüm :

Yaraların kendi kendini tedavi etmesi yaranın boyutuna bağlı olarak 1 hafta ve sonrası durumunda iyileşme gösterir Yaralar eğer nedensiz ortaya çıkıyor, iyileşme süreci uzun sürüyor yada iyileşmiyorsa önemli bir hastalığın habercisi olarak algılanabilir.

Özellikle yaranın iyileşmesi altı haftayı geçiyorsa ,kabuklanma, kaşıntı veya akıntıyla kendini belli eden deri değişiklikleri varsa, kesinlikle bir uzmanla görüşülmelidir.

Yaranın oluşum sebebi, yaranın bölgesi, devamlılık süresi, yaradan kaynaklanan ağrı ve sancı, kanamanın olup olmaması önemli kriterdir.

Bulaşıcı rahatsızlıklar, cilt kanseri,damar tıkanıklığı, cilt damar yapısını etkileyen hastalıklar ve sistemik hastalıklar, alerji rahatsızlıkları, ültraviyole hassasiyetinden kaynaklanan hastalıklar, Yaraların iyileşmemesi ile varlıklarını gösterebilirler.

Cildinizde iyileşmeyen yaralar hastalık habercisi olabilir

Suadiye Memorial Tıp Merkezi Dermatoloji Bölümü‘nden Uz. Dr. Vildan Şengöz, “Ciltteki yaraların hastalıklarla ilişkisi” hakkında bilgi verdi.

6 haftayı geçen yaralara dikkat!

Cildin bütünlüğünün bir hastalık nedeniyle veya herhangi bir dış etkenden darbe alması, bozulması sonucunda yara oluşur. Yara iyileşmesi belli bir doğal süreci izleyip, yaklaşık 1 haftada tamamlanır. Bazı durumlarda; yaraların geç iyileşmesi, kapanmaması ve kendiliğinden ortaya çıkması, çeşitli hastalıkların işareti olabilir. Özellikle 6 haftayı tamamladığı halde yara kapanmazsa; kabuklanma, kaşıntı veya akıntıyla kendini belli eden deri değişiklikleri varsa, mutlaka dermatoloğa başvurmak gerekir.

Bir yaranın nasıl ortaya çıktığı, yeri, ne zamandır devam ettiği, ağrı varlığı, kanamanın olması önemli kriterlerdir.

Bazı bulaşıcı hastalıklar, cilt kanserleri, cildin damarsal yapısının bozulmasına neden olan iç organ hastalıkları, sistemik hastalıklar, uzun süre devam eden allerjik durumlar, güneş hassasiyetine bağlı bazı hastalıklar, iyileşmeyen yaralarla kendini gösterebilir.

Cilt kanseri öldürücü sonuçlar doğruyor

Saçlı deri, yüz, dekolte bölgesi, eller gibi özellikle güneşe maruz kalan yerlerde, açık tenli kişilerde oluşan yaralar, vücutta alacalı renkli, kırmızı kabuklu alanlar, cilt kanserinin işareti olabilir. Düzensiz, sınırlı, arada kanayan ve kapanmayan yaralarda öncelikle cilt doktoruna başvurmak gerekir. Özellikle kenarları kabarık ve ortası çukurlanma şeklinde, krater gibi görülen yaralar risklidir.

Haftada bir, tüm vücudunuzu aynada kontrol edin

Vücudun kapalı bölgelerinden veya benlerin üzerinden başlayan renk ve şekil değişikliği gösteren yaralar “Melanom” ismi verilen tehlikeli ve öldürü cilt hastalığının işareti olabilir. Bu nedenle mutlaka cilt doktoruna görünmeyi gerektirir. Dermoskopik, gerekirse patolojik incelemeyle tanı koyulur. Cilt kanserlerinin başlangıç evresinde yakalanması, yaşam süresi ve tedavinin seyri açısından çok önemlidir. Haftada bir, tüm vücudun tepeden tırnağa aynayla değerlendirilmesi; yeni çıktığı veya büyüdüğü, renginin koyulaştığı fark edilen benlerin, kabuklu, kanamalı iyileşmeyen yaraların mutlaka cilt doktoruna gösterilmesi gerekir.

Erken tanı tedaviyi kolaylaştırıyor

Ağızda ve genital organlarda çıkan ağrısız yaralar “sifilis” ve AIDS başta olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıkların belirtisi olabilir. Bazen hafif ateş, yorgunluk gibi bulguların ayakta atlatılmasından sonra; beyaz renkte, zımbayla delinmiş gibi görünen, keskin sınırlı yaralar oluşabilir. Bu yaraların fark edilmesi durumunda, enfeksiyon kökenli veya Behçet hastalığı gibi bağ dokusu kökenli hastalıklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığının ayırt edilmesi gerekir. Bu amaçla; bazı kan tetkiklerine bakılması, yara yerinden kültür alınması uygundur. İyileşmeyen yaralı alandan etrafa saçılan mikrobik etkenler, hastalığın başka insanlara geçmesine neden olabilir. Behçet hastalığı gibi bağ dokusu hastalıklarının tanısının erken dönemde yakalanması, hastalığın ilerlemesini ve iç organların tutulmasını önlemek açısından önemlidir.

Eş, dost tavsiyesi ile ilaç kullanmayın, mutlaka bir cilt uzmanına başvurun

Herpes virüsü başta olmak üzere diğer virüsler, mantar ve bakteriler; cildin direncini kırıp, sık tekrarlayan, ağız çevresini ve genital bölgeyi tutan yaralara veya kıl dibi iltihabı şeklinde oluşumlara neden olabilirler. Mikrobik etkenler çoğu zaman birebir yarayı oluşturabilir veya var olan yaranın kapanmasını engeller. Etrafı kırmızı kabarcıklanmalar, çoğu zaman ağrılı sivilcelenmeler gibi kendini belli eden alanlar varsa; herhangi bir krem sürmeden, ilaç kullanmadan cilt doktoruna görünmek gerekir. Sivilce gibi görünen veya kabarcık yapan yerlerden mikroskobik inceleme örnekleri veya kültür yapmak gerekir.

Şeker hastalığı da yara oluşumuna zemin hazırlıyor

Şeker hastalığı, pek çok yönden organlarımızı olumsuz yönde etkilerken cildimizde yaralarla kendini gösterebilir. Hastalık, damar yapısına zarar vermesi nedeniyle yara oluşmasını kolaylaştırır. Şeker hastalarında bakteri ve mantarlar daha kolay enfeksiyon oluşturdukları için yara iyileşmesi de gecikir. Özellikle ayaklarda; iyileşmeyen ve 3 haftadan fazla bir süre kapanmayan yaralar varsa şeker hastalığı akla getirilmeli ve hekime başvurulmalıdır.

Derinin beslenmesini ve toksik maddelerden temizlenmesini sağlayan, sağlıklı kan dolaşımıdır. Damarların tıkalı olması, damar sertliği, varislerin varlığı, bacaklar başta olmak üzere tüm vücutta yaralar yapabilir. Sigara içilmesine bağlı olarak ortaya çıkan damarsal hastalıklar da ciltte yaralarla kendini gösterebilir.

Cildiniz için sağlıklı beslenin

Sağlıklı ve dengeli beslenme, yaralarımızın iyileşmesi için çok önemlidir. Çinko, selenyum, B vitaminleri başta olmak üzere antioksidan desteğinin alınması, yara kapanmasını ve cildin kendini tamir etme sürecini hızlandırır. Özellikle bebekler ve çocuklarda; ağız çevresinde ve bez bölgesindeki iyileşmeyen yaralar, çinko eksikliğinden kaynaklanabilir. Şüpheli durumlarda kanda çinko düzeyi bakılabilir

İyileşmeyen Yaralar Bitkisel Çözüm

Bitkisel tedavi yöntemleriyle yaralar: Herhangi bir kaza sonucu deride meydana gelen yarılma, kesilme, ezilme ve parçalanmalara denir. Ateşli silahlı, batıcı veya delici aletler, yakıcı maddeler veya hayvan ısırmaları sonucu meydana gelen yaraların, hiç vakit kaybedilmeden tedavi edilmeleri gerekir. Yaralar, temizlik şartlarına riayet edilmeyip de, mikrop kapacak olursa, yara yerinde şişme, kızarma, ateş ve ağrı görülür. Bu da, yaranın iltihaplandığına işarettir. Bu durumdaki yaralar, gereği gibi tedavi edilmeyecek olursa, yaradan dağılan mikroplar vücudun diğer taraflarına da yayılıp, çok tehlikeli hastalıklara yol açabilirler.

Yaralarda ilk yardım : Yaralanmalarda yapılacak ilk iş, akan kanı durdurmaktır. Kanı durdurmak için, kanayan yerin üstüne gaz bezi veya temiz bir bez parçası konup iyice bastırılır. Kan, bir süre sonra durur. Kanama durdurulduktan sonra, bez kaldırılır, yaranın üzerine bir parça tentürdiyot sürülüp, temiz bir gaz bezi ile sarılır.

Kan çok şiddetli fışkırarak akıyorsa: Yaranın üzerine gaz bezi veya temiz bir bez parçası bağlandıktan sonra, kanayan yere bastırılır. Sonra ipin uçları, bir parça çubuğa bağlanıp, döndürüle, döndürüle iyice sıkılaşması sağlanır. Ve, hiç vakit kaybetmeden hastaneye götürülür. Basit yaralarda aşağıdaki bitkisel tedavi yöntemlerini uygulayabilirsiniz.

Yumurta, zeytinyağı, bal, buğday unut : Temiz bir kaba, 1 adet çiğ yumurta kırılır. üzerine 1 çorba kaşığı saf zeytinyağı, 1 çorba kaşığı süzme bal ve 1 çay fincanı buğday unu konur. Merhem haline gelinceye kadar karıştırılır. Yaranın üzerine her gün bir parça konup, sargı bezi ile sarılır.

Turakotu ve zeytinyağı: 1 su bardağı zeytinyağına, 1 avuç turak otu konur. Otlar kavruluncaya kadar hafif ateşte karıştırılır. Soğuduktan sonra, yaranın üzerine bir miktar sürülür. Bu terkip, sadece müzmin yaralara kullanılır.

Biberiye, su, bal : 4 bardak suya, 2 tutam biberiye konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Otların üzerine 1 çorba kaşığı, bal dökülüp, iyice yoğurulduktan sonra iyileşmeyen yaraların üzerine, her gün bir parça konup, sarılır.

Isırgan otu: 1 tutam ısırgan otu, dövüldükten sonra yaranın üzerine sarılır. Aynı işlem, her gün tekrarlanır.

Vazelin, asidborik : 100 gram vazeline, 10 gram asidborik konur. çalkalanıp, merhem haline getirilir. Her gün bir parça sürülür.

Baldıran otu : 1 avuç kuru baldıran otu yakılıp, külü yaranın üzerine sürülür. Bu reçete,özellikle kesik yaralarına uygulanır.

Tuzsuz tereyağı ve şeker : 2 çorba kaşığı tuzsuz tereyağı ile 1 kahve fincanı toz şeker karıştırılır. Bir parça alınıp, sürülür.

Tütün: 1 parça tütün, ağızda çiğnendikten sonra yaranın üzerine konur.

Zeytinyağı, ekşi hamur : Köpek ısırmasının sebep olduğu yaraların üzerine hiç vakit geçmeden bir parça ekşi hamur konur. Bu mümkün değilse, 1 çay bardağı zeytinyağı kızdırılır. Ilıdıktan sonra yaranın üzerine dökülür. Ve köpeğin kuduz olması ihtimali düşünülerek, yaralı hastaneye götürülür.

Kül, muz kabuğu : Yeni meydana gelmiş yara kanıyorsa, üzerine bir parça temiz kül dökülür. Veya yeni soyulmuş muz kabuğu konur. Kanama, kısa zamanda kesilir. Sonra yaranın durumuna göre, diğer ilaçlardan biri uygulanır.

Mersin yaprağı, su : 4 bardak suya, 1 avuç mersin yaprağı konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Yapraklar iyice ezildikten sonra yaranın üzerine sarılır. Bu uygulama, sadece cerahatli yaralara yapılır.

üzüm yaprağı : 3-4 tane üzüm yaprağı yaranın üzerine konularak sarılır. Bu uygulama, yaranın olgunlaşmasını ve cerahatin boşalmasını sağlar.

Ispanak, zeytinyağı : 1 çay bardağı zeytinyağına, 10 tane ıspanak yaprağı konur. Kuvvetli ateşte pişirilir. Yapraklar, ılıdıktan sonra yaranın üzerine sarılır. Bu uygulama, kapanmayan yaraların tedavisinde çok etkilidir. Pansuman yaparken, tentürdiyotla temizlemeyi ihmal etmemek gerekir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp