Kalp Krizinde İlk Yardım Nasıl Yapılır

Kalp Krizinde İlk Yardım Nasıl Yapılır

1- İlk yardımı yapacak kişi olarak öncelikle kendinizi sakinleştirin ve daha sonra serin kanlı bir tavırla yaklaşımda bulunarak hastayı sakinleştirin. Hastaya onu anladığınızı hissettirip, yanında olduğunuzu ve en kısa sürede hastaneye ulaştırılacağını açıklayın.

2- Hastayı sakinleştirdikten sonra ‘Neyin var? Ne oldu? Ne zaman başladı? ve Nasıl oldu? gibi kısa sorularla, hastalık bilgilerini almaya çalışın. Eğer hastadan bilgi almak imkansızsa, yakınlarından aynı bilgileri almaya çalışın.

3- Kısa hastalık bilgilerini aldıktan sonra hızlıca bir durum değerlendirmesi yapın. Burada şunlara dikkat edin: Hasta, rahat olduğunu söylediği bir pozisyonda ise, hiç hareket ettirmeyin. Daha sonra hemen size yakın zamanda ulaşılabilecek 'Acil Yardım / Ambulans Servisi'ne haber vererek yardım isteyin. Hastanın pozisyonu rahat değilse, hastayı yormadan ve yürütmeden yarı oturur pozisyona getirin. Sıkı elbiseler giymişse, göğüs bölgesindeki düğmeleri açın. İdeal pozisyon için hastayı alacağınız oda mümkünse havadar (pencereleri kolay açılabilir) olmalı. Odanın pencerelerini açarak içeriye daha fazla oksijen girişini sağlayın. Unutmayın ki, kalp krizli hastaya efor sarfettirmek, kalbin oksijen tüketimini arttırarak etkilenen kalp sahasının genişliğini arttırdığı gibi yeni kriz oluşumuna da neden olabilir.

4- Kalp krizi geçiren hastada şok belirtileri varsa, yaptıklarınıza ek olarak, hastanın ayaklarının altına 3 - 4 sert yastık yerleştirin. (bacaklarının vücuttan 30 cm yüksekte olmasını sağlayın)

Hastanın yanında sizden başka birileri varsa, onları güzel bir şekilde yönlendirerek yardım isteyin. Hastalık bilgilerini alıp durum değerlendirmesi yaptıktan sonra Acil Yardım / Ambulans Servisine haber vermesi için birini görevlendirirken, diğerleriyle hastaya uygun pozisyon verme gibi girişimler yapabilirsiniz. Böylece hem zaman kazanırsınız, hem de hasta yakınlarını panik içinde olmaktan kurtarırsınız.

5- Ambulans gelinceye kadarki dönemde hastanıza şu ilaçları verebilirsiniz. Elinizde 500 miligramlık tam aspirin tableti varsa yarısını hastaya çiğnetin. Bu miktarda aspirin çiğnetilmesi, kanın akışkanlığını artırarak, kalp damarlarında yeni bir pıhtı oluşmasını engelleyecektir. Eğer hasta zaten kalp hastalığı nedeniyle küçük doz aspirin kullanıyorsa, kullandığı tabletlerin enterik kaplı olup olmadığına dikkat edin. Çünkü enterik kaplı aspirinler, çiğnetilmekle ağızdan emilmezler. Ancak elinizde başka aspirin türü yoksa ve uzun süre bekleyeceksek bir bardak su ile enterik kaplı aspirin verebilirsiniz. Gögüs ağrısını geçirmek için hastaya 5 miligramlık isordil tabletten 1 tane dil altı verebilirsiniz. Ancak hastada şok bulguları varsa, isordil vermekten kaçının. Çünkü isordil tabletleri tansiyon bir miktar düşürdüğünü unutmayın. Doğru ilacı verme konusunda tereddütünüz varsa, hastanıza ilaç vermekten kaçının!

Şunu unutmayın ki; kalp krizli hastalarda bizim karşılaştığımız yaklaşım hataları, hastalığı bilinen yaşlı hastalarda değil, ilk defa kalp krizi geçiren nispeten genç (40 yaş civarındaki) erkek hastalarda ve muhtemelen hastayı yeterince anlayamamaktan kaynaklanır.

Kalp krizi nasıl belirti verir?

Kalbi besleyen damarlardan bir tanesinin ani olarak tıkanmasına bağlı olarak gelişen kalp krizi, tıkanan damarın kalbi beslediği bölgede kalp dokusunun hücrelerini yitirmesine neden olmaktadır. Buna bağlı olarak ölüme varan sonuçlar ortaya çıkabilir. Göğüste şiddetli ağrı ile birlikte; bulantı, kusma, terleme ve bazen de bayılma ile bilinç kaybı ortaya çıkar. Göğüs ağrısı kalp krizini işaret etse de bazı hastalarda karnın üst kısmında mideye vuran bir ağrı oluşur. Bu durumda oluşan bu rahatsızlığın mideyle ilişkili olduğu sanılarak hasta tarafından önemsenmeyebilir. Özellikle yaşlı hastalarda kriz, nefes darlığı ile ortaya çıkabilir. Ancak bu belirtiler, 100 kişiden ancak 75-80’inde görülür. Geri kalan yüzde 20’lik kısım, ‘sessiz kalp krizi’ denilen ve belirti vermeden ortaya çıkan bir durumdur. Bu % 20’lik oranda bazen ilk belirti ölüm olabilir.

Kadınlarda Kalp Krizi riski daha yüksek!

Özellikle 50 yaşın altındaki genç kadınlarda bir kalp krizi ortaya çıktığında risk erkeklere oranla daha yüksektir. Kadınlar menopoz öncesinde östrojen hormonu sayesinde kalp krizi riskinden büyük oranda korunurlar. Ancak kalp krizine maruz kaldıklarında, krize bağlı komplikasyonların ortaya çıkma oranı daha yüksektir.

Ani kalp ölümlerinin tamamı krize bağlı değil!
Ani ölümlerin tamamı kalp krizine bağlı değildir. Bir kısmı doğuştan var olan anomalilerle yani kalpteki yapısal bozukluklarla ilgilidir. Buna, aileden geçen genetik faktörler, kalp kas dokusunun ileri derecede bozulması ile ortaya çıkan ritim bozuklukları eşlik eder. Sayılan tüm bu nedenler özellikle 35 yaşın altındaki insanlar için geçerlidir. Bu sebeple, 35 yaşın altındaki kalp ölümlerini ayrı değerlendirmek, 35 yaş sonrasını ayrı değerlendirmek gerekir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp