Kadınlarda Menopoz Belirtileri

Kadınlarda menopoz belirtileri nelerdir, menopoz belirtileri ve nedenleri hakkında merak ettikleriniz bu makalemizde yer almaktadır... Konu hakkında merak ettiklerinize sayfamız üzerinden ulaşabilir bilgi alabilirsiniz..
Menopoz öncesi adet düzensizliklerinin başladığı ve bazı menopoz belirtilerinin görüldüğü yıllar pre-menopoz, menopozdan sonraki dönem ise post-menopoz olarak adlandırılır. Birbirini ardarda basamak şeklinde izleyen pre-menopoz, menopoz ve post-menopoz aşamalarına da toplu olarak Klimakterium (Yun. Klimakter: merdiven basamağı) denir.

Menopoz dönemi kadın hayatının üçte birini oluşturur. Menopoza girme yaşı 45-55 yaşları arasında değişir. Ortalama yaş 51 civarındadır.

-Hiç doğum yapmamış kadınlar menopoza daha erken girerler.
-Genellikle anne ile kız aynı yaşlarda menopoza girerler. Menopoza girme yaşı kalıtsal olabilir.
-Beslenme bozukluğu olan ve vejetaryen beslenme tarzını benimseyen kadınlar nispeten daha erken yaşlarda menopoza girerler.
-Düşük kilolu kadınlar menopoza daha erken girme eğilimindedirler.
-Yüksek yerde yaşayanlar menopoza daha erken girerler.
-Düzenli spor yapan bayanlar daha geç menopoza girerler.
-Erken adet gören kadınlar daha geç menopoza girerler.
-Düzensiz hayat tarzı (beslenme, içki, sigara, uyku düzeni, stres) olan bayanlar daha erken menopoza girerler.

Erken menopoz 35 yaşın altında menopoza girilmesi durumudur. Bu kişilerde doğuştan yumurta oluşturacak hücre sayısı azdır veya geçirilen çeşitli hastalıklar, stres, tedavi amacıyla kullanılan bazı ilaçlar sonucu bu yumurtalar hasar görür.

Cerrahi menopoz ameliyat ile yumurtalıkların alınması ve buna bağlı oluşan menopozdur.

Türkiye‘de ortalama menopoza giriş yaşı 46‘dır.
Menopoz Belirtileri

Östrojen hormonunun azalması bazı değişimlere neden olur. Menopozun belirtileri her kadına özgü olarak gelişir. Bu belirtiler bazı kişilerde hiç görülmeyebilir ya da çoğu bir arada görülebilir. Menopoz belirtileri; erken, orta ve geç dönem olmak üzere üç aşamada değerlendirilir.

Erken dönemde ortaya çıkan belirtileri fiziksel ve psikolojik olmak üzere iki başlık altında toplamak mümkündür. Zaman zaman hissedilen sıcak basmaları ve bu ısı artışına bağlı olarak yüz ve boyunda kızarmalar ve terlemeler, ayrıca iklim koşullarından bağımsız gece terlemeleri (gece yarısı meydana gelen ve bazen uykudan uyandıran sıcak basmaları) kadınların dörtte üçünde görülür. Ara ara gelen kalp çarpıntıları, sık tekrarlayan baş ağrıları ve sebepsiz baş dönmeleri ile bazen buna eşlik eden mide bulantıları da sık karşılaşılan fiziksel belirtiler arasındadır.

Psikolojik belirtiler daha çok yakınma veya şikayet biçiminde dile getirilir. Zihin karışıklığı, dikkat toplayamama, düşünce ve hareketlerde yavaşlama, unutkanlık, sinirlilik ve alınganlık ile huzursuzluk, uykusuzluk ya da depresyon gibi duygusal değişmeler olabilir. Bu yakınmalara genellikle fizik kondisyondaki yetersizlik, halsizlik ve kolay yorulma hissi de eşlik eder. Kişiler, olaylar ve durumlar karşısında kendilerini psikolojik olarak yetersiz hissedebilirler. Belli bir somut nedene bağlı olmayan ağlama nöbetleri olabilir. Bu genel huzursuzluk hali cinsel yaşama da yansıyabilir ve cinsel istekte (libido) azalış görülebilir. Ancak bunun tersi de aynı derecede mümkündür ve kişiler cinsel isteklerinde artış olduğunu farkederler.

Orta dönemde görülebilen belirtiler ise fiziksel olarak belirgin değişikliklerin ortaya çıkmasıdır. Memeler ve genital organlar gerileme gösterirler. Meme dokusunda gevşeme ve buna bağlı sarkma meydana gelir. Rahim ile yumurtalıkların boyutları küçülür ve yine sarkma oluşabilir. Klitoris ve küçük dudaklar boyutça gerilerken, gevşeyip sarkarlar. Vagina iç duvarı ve vulva derisi incelir; buna vücut genelinde derinin kuru ve ince bir karakter kazanması da eşlik eder. Saçlar kuruyup dökülürken kol ve bacaklar gibi vücudun diğer bölgelerinde kıllanma artışı gözlenir. Bazen de vücut tüylerinde azalma ve incelme olabilir. Ses nispeten kalınlaşır. Vagina iç duvarını kaplayan mukoza tabakasının incelip, biyolojik ve fiziko-kimyasal özelliklerinin değişmesi vaginada vajinit, alt idrar yollarında da sistit gibi iltihaplanmaların sık görülmesine ve bunlara bağlı kaşıntı, yanma benzeri yakınmalara sebep olabilir. Bu değişikliklerle birlikte genital bölge kaslarının da gevşemesi idrar kaçırmaya yatkınlığa yol açabilir.

Menopoz sürecinin geç dönem belirtileri kalp-damar sistemi ve kemik metabolizması üzerine olan etkilerinden meydana gelir. Kadınlarda kalp hastalıklarının görülme sıklığı menopoz sonrasında daha yüksektir. Bunda damar sertliği (ateroskleroz) ve buna bağlı olarak da kalp damarlarındaki (koroner damarlar) daralmanın kalp krizine (miyokard infarktüsü) zemin hazırlaması etkendir. Östrojen hormonu kandaki zararlı yağları azaltırken yararlı yağları artırmaktadır. Östrojen damarlar üzerinde gevşetici bir etkiye sahiptir. Östrojen damar içinde pıhtı oluşumu riskini azaltarak kalp krizine karşı koruyucu etki gösterir. Nitekim dışarıdan verilen östrojen hormonunun kalp krizi riskini %25-50 oranında azalttığı görülmüştür.

Menopoz sonrası (post-menopoz) kadınlarda görülen diğer bir klinik tablo da kemik erimesi yani osteoporoz‘dur (Yun. osteon: kemik; poros: delikli). Menopoz ile birlikte iskeleti meydana getiren kemiklerin mineral yoğunluğu azalmaya başlar. Kemiğin içindeki destek dokusu zayıflar. Önlem alınmadığı takdirde kemik dokusu süngerimsi bir hal alır ve vücuda binen yükler sonucunda kendiliğinden kırıklar meydana gelebilir. Özellikle omurlarda, kaburgalarda, kalça kemiğinin başında ve diğer bacak kemiklerinde kırıklar görülebilir. Osteoporoz kadınlarda 25 yaş gibi çok erken bir dönemde başlayabilir. Bu nedenle 25-35 yaşları arasında sahip olunan kemik kütlesi ne kadar fazla ise menopoz sonrası osteoporoz gelişme riski o ölçüde düşük olacaktır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp