Kadında Seksüel Bozukluklar

Kadında Seksüel Bozukluklar : 2002 yılında açıklanan ilk global araştırmaya göre, özellikle orta ve ileri yaşlarda, vücut sağlığı ile seksüalite arasıda sıkı bir ilişkinin varlığı bilimsel olarak saptanmıştır. Seksüalite, Katolik inancına göre sadece üreme amaçlıdır. Oysa tıpsal yaklaşımla seksüalite yaşamın bir parçasıdır.Almanya'da yaşları 30 ila 80 olan 10 bin kadın ve erkeği kapsayan güncel bir araştırma sonucuna göre kadınların yüzde 60'ı, erkeklerin yüzde 21'i seksüel bozukluklardan yakınmaktadır ve evli çiftlerin üçte ikisi cinsel yaşamlarından memnun değildir.

Libido (cinsel istek) azalması partnerin davranışından kaynaklandığı gibi, hastalıklara ve alman ilaçlara da bağlı olabilir. Örneğin diyabet, hipertansiyon ya da kalp-damar hastalıkları, obezite, kolesterol yüksekliği libido azalmasına neden olur.Bu hastalıklara karşı kullanılan ilaçlar ve birçok başka ilaç seksüalite üzerine negatif etki yapar. Yaşlanmayla birlikte erkekte testosteron azalması da libido kaybına yol açar. Sigara da zamanla libidoda olumsuz etkisini gösterir. Seksüel bozukluklar sadece erkeğe özgü bir olay değildir.

1970'li yıllarda Amerikalı araştırmacılar Kaplan, Masters ve Johnson kadın seksüel bozukluklarına değgin araştırmalarda bulunmuşlarsa da, uzun yıllar bu konu ihmal edilmiştir.Son yıllarda AvustralyalI araştırmacılar Dr. King ve Prof. Dennerstein, yoğun olarak kadınlarda seksüel bozukluklarla ilgilenmektedirler. Prof. Dennerstein, kadınların yüzde 43'ünde, erkeklerin yüzde 31'inde seksüel bozukluklar olduğunu ve kadınların üçte birinin libido eksikliğinden yakındığını saptamıştır.

Aynı sonuçlar Amerika'da "National Health and Sociallife Survey" tarafından yapılan araştırmada da saptanmıştır. Seksüel bozukluklar, yaşlanmayla artmaktadır. Her üç kadından biri seksüaliteye hiçbir ilgi duymamaktadır. Her dört kadından biri cinsel ilişkide orgazm olmamaktadır. Kadınların yüzde 20'si vajina kuruluğu sorunu yaşamaktadır. Kadında seksüel bozukluklar çeşitli biçimlerde ortaya çıkmaktadır.Kuşkusuz fizik nedenlerin yanı sıra ruhsal nedenler, kadınlarda erkeklere göre daha önemli rol oynamaktadır.

Örneğin kadınlar, eşler arasındaki geçimsizlikten, mesleki ya da özel streslerden ya da sosyal problemlerden çok daha fazla etkilenirler. Ayrıca kültür, din ve kadın yaşamının çeşitli dönemlerinde ortaya çıkan olaylar gibi diğer faktörler de kadına ek yük getirir. Özellikle kadının çocukluk ya da gençliğinde yaşamış olduğu seksüel taciz/ tecavüzün yarattığı ruhsal çöküntünün giderilmesi çok güçtür.Bedensel olarak sağlıklı kadındaki seksüel bozukluğun diğer bir nedeni eşinden kaynaklanabilir. Çoğu zaman erkeğin seksüel başarısızlığında da kadın suçu kendinde arar ya da kocası tarafından suçlanır.

Genellikle seksüel ilişki, erkeğin orgazm olmasıyla sonlandığından ve bu arada hâlâ kadında yeterli uyarılma olmadığından, cinsel ilişki nahoş ya da acılı hissedilir. Uzun süreli evliliklerde kadınlar, kocalarının seksüel davranış repertuarının azlığından ve şefkatli olmamasından yakınırlar.

Ayrıca seksüel bozuklukları olan çiftler, problemleri hakkında aralarında nadiren konuşurlar. Kadın dile getirse bile bu, genelde erkeğin konuya olumsuz yaklaşması nedeniyle gerilim ve çatışmayla sonlanır. Erkeğin suskunluğu ve iletişim eksikliğinden kadının, kocasının düşünce ve duygularını anlaması mümkün olmaz. Bir süre sonra kadın kendi cazibesinden kuşku duymaya başlar. Kocasının başka kadınla ilgisi olduğundan şüphelenir.

Dargınlık, yılgınlık ve erkeğin davranışı evliliği parçalanmaya kadar götürür. Çiftler arasındaki seksüel problemler ve güçlükler, kadının seksüel ilgisini o derece şiddetli baskılar ki, böylece kronik (müzmin) bir seksüel bozukluk oluşur.Kadınlarda seksüel problemler erkeklere göre daha çok olmasına karşın, ancak yüzde 4 kadın tedavi için hekime başvurmaktadır.Dünya Sağlık Örgütü (WHO), kadın seksüel fonksiyon bozukluklarını (FSD=Female Sexual Dysfunction) hastalık olarak kabul etmiştir.

Tedavisi

• Erkekteki iktidarsızlık gecikmeden tedavi edilmelidir. Çünkü eşler arasındaki seksüel uzaklaşma ve yabancılaşma ne kadar uzun sürerse, iyi bir seksüel yaşamın tekrar tesisi o kadar zorlaşır.

• Orgazma ulaşmak için gerekli cinsel uyarılma süresi kadınlarda daha uzundur. Bu nedenle kadınların ancak yüzde 30'u cinsel bir birleşme sırasında orgazma ulaşabilmektedir. Yüzde 70'i ise cinsel uyarının yetersizliğinden orgazma ulaşamaz. Bunlar cinsel birleşmeden önce ve cinsel birleşme sırasında klitorisin elle uyarılmasına gereksinim duyarlar. Erkek, kadın orgazma ulaşıncaya dek cinsel ilişkiyi uzatma yeteneği edinmelidir. Bu amaçla gerekiyorsa ilaç desteği almalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp