Histiyositik Neoplaziler

Histiyositik Neoplaziler :

Langerhans Hücreli Histiyositozlar

Histiyosito terimi, histiyositler ve makrofajlardan kaynaklanan çeşitli proliferatif hastalıklar için kullanılan bir "şemsiye" gibidir. Bunlardan, nadir görülen histiyositik lenfomalar gibi bazıları açık bir şekilde maligndir. Lenf gangliyonlarında reaktif histiyositik proliferasyonlar gibi diğerleri ise açık bir şekilde benigndir. Bu iki uç arasında ise Langerhans hücresinden kaynaklanan, Langerhans hücreli histiyositozlar, yer alır. Langerhans hücreleri, normalde birçok organda, özellikle de deride bulunan bir tür immatür dendritik hücredir.

Bu proliferasyonlar farklı klinik şekillerde kendilerini gösterseler de hepsinin temelde aynı hastalığın varyasyonları olduklarına inanılın aktadır. Prolifere olan Langerhans hücreleri insan lökosit antijeni DR (HLA-DR) pozitiftir ve Cl) I antijeni eksprese ederler. Bu hücrelerin karakteristik özelliği sitoplâzmalarında HX cisimciklerinin (Birbeck granülleri) bulunmasıdır. Bunlar, elektron mikroskop altında pentalaminar, çubuk şeklinde, bazen bir ucu genişlemiş (tenis raketi görünümünde) tubuler yapılar şeklinde görülürler. Bu hastalıklarda prolifere olan Langerhans hücreleri, ışık rnikroskopu altında normal dendritik hücrelere benzemezler. Bu hücreler geniş, sıklıkla vakuoller sitoplâzmalara ve veziküler nükleuslara sahiptirler.

Bu görünümleri ile doku histiyositlerine (makrofajlar) daha benzer olduklarından, Langerhans hücreli histiyositoz terimi kullanılmaktadır. Akut Yaygın Langerhans Hücreli Histiyosito; (Letterer-Siwe hastalığı) genellikle iki yaşından önce görülür, fakat bazen bu hastalığa yetişkinlerde de rastlama. Başlıca klinik özellik Langerhans hücrelerinden oluşan ve seboreka deri lezyonlarına benzeyen multifokal deri lezyonlarıdır. Hastalığın ağır seyrettiği kişilerde hepatosplenomegali, lenfadenopati, pulmoner lezyonlar ve sonunda destrüktif kemik lezyonları gelişir. Kemik iliğindeki yaygın infılt-radyon, anemiye, trombositopeniye ve otitis media ve mastoidit gibi tekrarlayan infeksiyonlara yol açar. Hatta klinik tablo akut lösemi ye benzeyebilir. Tedavi edilmediğinde hastalığın seyri hızlı ve ölümcüldür. Yoğun kemoterapiyle, hastaların %50'si 5 yıl hayatta kalabilir. Hem unifokal hem de multifokal Langerhans hücreli histiyositorlar (unifokal ve multifokal eozinofilik granulomlar) genellikle kemiğin medüller kavitesi içinde gelişen ve genişleyerek ilerleyen, eroziv Langerhans hücre birikimleri ile karakterizedir. Bu lezyonlarda histiyositler; eozinofiller, lenfositler, plazma hücreleri ve nötrofiller ile kanşık olarak bulunur.

Karışımın eozinofil komponenti tek tük matür hücreden oluşabileceği gibi, tabakalar halinde hücre kitlelerinden de meydana gelebilir. İskelet sisteminde herhangi bir kemik, en sık olarak da kafatası, kaburgalar ve femur tutulabilir. Benzer lezyonlar deride, akciğerlerde ya da midede, ya unifokallezyonlar olarak ya da multifokal bir hastalığın komponenti şeklinde görülebilirler. Vnifokal lezyonlar genellikle iskelet sistemini etkilerler. Semptomatik olabilecekleri gibi, ağrı, hassasiyet ve bazı durumlarda patolojik kırıklar ile kendilerini gösterebilirler. Spontan olarak iyileşebilen, ya da lokal eksizyon ya da radyasyon ile iyileşebilen yavaş gidişli bir hastalıktır.

Daha çok çocuklan etkileyen multifokal Langerhans hücreli histiyositoz; yüksek ateş, özellikle kafatasında ve kulak yolunda yerleşim gösteren yaygın deri lezyondan ve sık otitis media, mastoidit ve üst solunum yolu infeksiyonu eteklen ile kendini gösterir. Proliferasyon bazen hafif lenfadenopati, hepatomegali ve splenomegaliye yol açabilir. Hastaların yaklaşık %50'sinde hipotalamusun posterior hipofiz sapı tutulumu diabetes insipitusa neden olur. Kafatası kemiğinde defektler, diabetes insipitusa ve eksofta1rnus kombinasyonu Hana-Schüller Christian triası olarak adlandırılır. Birçok hastada spontan regresyon meydana gelirken, bir kısım hasta da kemoterapi ile tedavi edilebilir

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp