Herpes Enfeksiyonları Belirtileri

Herpes Enfeksiyonları Belirtileri : • Birincil enfeksiyon - Uçuk virüsünün birincil enfeksiyonu, olguların büyük bir bölümünde hemen hiç belirti vermez. Başlıca klinik biçimleri şunlardır: Ağız-dişeti iltihabı . Birincil uçuk enfeksiyonunun en bilinen biçimidir. Hastalık genellikle çocukluk evresinde, 1-11 yaşlan arasında görülür. Erişkin evrede ender olarak ortaya çıkar. Çocuklar arasında küçük çapta salgınlara yol açabilir. Kuluçka dönemi, bütün birincil uçuk enfeksiyonlannda olduğu gibi 4-12 gün sürer. Olgulann yansında başlangıç sinsidir. Ağızda ağnlı belirtiler çocuğun genel durumu kötüleşmeden 2-3 gün önce ortaya çıkar. Hastalık birdenbire de başlayabilir. Hastalık ağır bir gidiş gösterir. Ateş çok yükselebilir. İştahsızlık, ileri derecede halsizlik, huzursuzluk, hatta bazen taşkınlık ve menenjizm (baş ağnsı ve ense sertliğinden oluşan geçici belirti) görülebilir. Ağız mukozası genellikle kızarmıştır. Dudak, dişeti, yanak, sert damak, dil ve daha seyrek olarak da yutak mukozasında içi sıvı dolu küçük kabarcıklar (uçuk) oluşur. Kabarcıklar zamanla grimsi san plaklara dönüşür, kolayca parçalanıp küçük yaralara neden olur.

Kabarcık ve yaraların bademciklerde, bademciklerin arasına yerleştiği damak-yutak, damak-dil kemerlerinde ve yumuşak damakta görülmesi oldukça ender bir durumdur. Kötü ağız kokusu ve aşırı tükürük salgısıyla birlikte hasta duyumsadığı şiddetli ağndan ötürü hemen hiçbir şey yiyemez. Bazı olgularda ağız-dişeti iltihabına derinin değişik bölgelerinde beliren uçuk kabarcıklan eşlik eder. Hastalık iki hafta içinde iyileşir. Dördüncü günden sonra ateş, altıncı günden sonra da ağn azalır; aym dönemde beslenme de düzelmeye başlar. Yaraların kapanmasıyla deri ve mukozaları kaplayan epitel hücre örtüsünün yeniden oluşumu 8- 10'uncu günlere doğru gerçekleşir. Ağız-dişeti iltihabı kötü beslenme, ağır hastalıklar, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlarla tedavi sırasında ve kızamıkla birlikte görülmesi gibi koşullara bağlı olarak ağır bir gidiş gösterir. Bazen komşu dokulara sıçrayarak ya da kan yoluyla yayılarak birden çok iç organda iltihaplanmaya yol açabilir. Göz belirtileri. Uçuk virüsü, gözka- paklan, kornea, gözakı, konjunktiva (gözün dış zarı) ve uveada (önde iris ve kirpiksi cisim, arkada damartabakadan oluşan katman) çeşitli göz hastalıklarına yol açabilir. Kornea lezyonlan yüzeysel ya da derin olabilir.

Konjunktiva enfeksiyondan geniş ölçüde etkilenebilir. Ama gözyaşı salgısı fazla değildir. Kulak önündeki lenf bezleri şiştir. Gözkapağı derisinde kabarcıklar oluşabilir. Tanı bakımından gözyaşı salgısının azlığı, ateşin yüksekliği ve başka bölgelerde de uçukların ortaya çıkması önemlidir. Gözdeki belirtiler 20 gün kadar sürdükten sonra genellikle iz bırakmadan bütünüyle iyileşir. Ama belirtilerin sık sık yineleme tehlikesi vardır. Merkez sinir sistemi hastalıkları. Uçuk virüsü beyinde aseptik (bakteri kökenli olmayan) menenjit (beyin zan iltihabı) ve akut ensefalit (beyin iltihabı) olmak üzere başlıca iki hastalığa neden olur. Uçuk menenjiti tek başına görülebilir. Ama olgulann yüzde 50'sini aşan bölümünde başta üreme organı uçuğu olmak üzere başka hastalıklarla birliktedir. Bu durumda 2. tip virüsün varlığı daha büyük bir olasılıktır. Eskiden ender ortaya çıktığı sanılan uçuk ensefalitinin, son yıllarda giderek yaygınlaştığı ve günümüzde tekil olgular arasında en sık karşılaşılan akut beyin iltihabı türü olduğu kabul edilmektedir. İstatistik verilere göre bütün akut ensefalitler içinde uçuk ensefalitinin payı yüzde 10-20 dolaymdadır. Uçuk en- sefaliti yenidoğanlardan 80 yaşına kadar, her yaştaki kişilerde görülebilir. Ama daha çok erişkinler arasında yaygındır. Cinsiyete ya da mevsimlere göre ortaya çıkış sıklığında önemli bir farklılık yoktur. Yeryüzünün her yerinde görülebilir.

Oluşum süreci aydınlatılama- mış birçok belirtiye neden olur. Genellikle hafif gidişli bir enfeksiyon olan uçuğun beyinde büyük bir doku yıkımına nasıl yol açabildiği henüz belirsizliğini korumaktadır. Enfeksiyonlu organlarda hangi koşulların ya da enfeksiyon etkeninin hangi özelliklerinin bu gelişmeden sorumlu olduğu da bilinmemektedir. Klinik tablo, değişik biçimlerde bir araya gelen üç tip belirtiden oluşur: Genel enfeksiyon belirtileri; kafaiçi basıncın artmasına bağlı belirtiler; şakak ve/ ya da alın-göz çevresi bölgesinde yerleşime bağlı belirtiler. Başlangıç genellikle anidir. Olgulann yüzde 15'lik bir bölümünde sinir sisteminden kaynaklanan belirtilerden önce akut solunum yetmezliği görülür. Ateş ancak hastalığın ileri evrelerinde yükselir. Genel ya da yerel havale nöbetleri oldukça erken başlar ve olgulann yüzde 65'inde görülür. Görülme sıklığı öbür virüs kökenli ensefalitle- re göre daha yüksektir. Olgulann yaklaşık yansında, çoğu zaman başlangıç belirtileri olarak ağır ruhsal bozukluklar ortaya çıkar. Bunlar özellikle yakın geçmişe yönelik bellek kayıplan, garip davranışlar, kişilik değişiklikleri ve varsanı- lann öne çıktığı hastalıklardır. Tat ve/ya da koku varsamlanmn ortaya çıkması tanı açısından oldukça önemlidir. Tanıya ulaşmak çoğu zaman zordur.

Bazı olgulara ensefalit ya da beyin- beyin zarı iltihabı (meningo-ensefalit) genel tanısı kolayca konabilir. Ama uçuk belirtilerinin çok açık olduğu az sayıda olgu dışında tanı için yeterli veri bulmak zordur. Olguların yüzde 50'yi aşan bölümünde ortaya çıkan belirtiler, tek yanlı şakak lobu ya da alm-göz çevresi tümörlerinin belirtilerine benzer. Beyin dokusunda kan oturması (hema- tom) ve beyin tümörleri ile ayırıcı tanı tedavi açısından çok önemlidir. Uçuk ensefaliti ağır bir hastalıktır. Olguların yüzde 30’ unu aşan bölümü ölümle sonuçlanır. Ölümle sonuçlanmayan olgularda da çok karamsar bir tablo ortaya çıkar. Yaşayan hastaların yüzde 80'inde genellikle ağır ruhsal ve sinirsel bozukluklar kalır. Üreme organı uçukları. Zührevi (cinsel ilişkiyle bulaşan) bir hastalıktır. Özellikle eşcinseller ve fahişeler arasında yaygındır. Kadında bu uçuklar klitoris, küçük ve büyük dudaklar, dölyolu, dölyatağı boynu, apışarası (perine) ve genel olarak dış üreme organı kıvrımlarında ortaya çıkar. Dış üreme organları ve dölyo- lundaki iltihaplanma oldukça yaygındır. Bu iltihaplı ve ödemli bölgede kabarcıklar tek tek ya da küçük gruplar halinde kümelenirken dudaklarda da sızıntı görülür. Daha sık karşılaşılan dölyatağı boynu iltihabının ise belirtileri açık olmadığından tanınması güçtür. Erkekte üreme organı uçuğu kamış başında, sünnet derisinde ve daha az olarak da erbezi torbasında ortaya çıkar.

Aynca uçuğa bağlı olarak siyek iltihabı görülebilir. Hem erkek, hem de kadınlarda anüs çevresi, anüs ve anüs kanalında beliren uçuğun, ağrıya, salgı artışına ve yalancı dışkılama gereksinimi (tenesmus) duyulmasına yol açtığı görülür. Erkekte anüs bölgesi uçuğu daha çok eşcinsel ilişkilere bağlıdır. Üreme organı uçuklan çocuklarda da görülür. Büyük olasılıkla virüsün kirli eller yoluyla ağza alınması ve sindirim kanalı aracılığıyla yayılmasından kaynaklanır. Kadınlardaki üreme organı uçuklan doğum kanalından geçiş sırasında yeni- doğana da bulaşma olasılığı taşıdığından ayn bir önem taşır. Annede belirti vermeyen bir enfeksiyonun bile yenido- ğana kolayca geçebileceği unutulmamalıdır. Üreme bölgesi uçuklannın belirtileri ile frengi belirtilerinin hem birbirine kanşma hem de birlikte görülme olasılığı yüksek olduğundan, bu tür uçuk kuşkusu duyulan her hastaya frengi ve aynca HIV testleri de uygulanmalıdır.

• Yineleyen enfeksiyonlar - Klinik açıdan uçuğun yinelemesi hemen her zaman aynı bölgede ortaya çıkar ve yalnızca yerel belirtilere neden olur. Deri ya da mukozanın her yerindeki uçuklar yineleyebilir. Ama yineleme en çok dudak, göz ve üreme organı uçuklarında görülür. Dudak uçlığu kızarmış bir bölgede içi sıvı dolu kabarcıklann belirmesiyle ortaya çıkar. Kabarcıklar ince duvarlıdır. İçlerindeki sıvı önce saydamdır; daha sonra bulanıklaşır. Kabarcıklar belirmeden önce dudaklarda sıcaklık artışı, gerginlik ve yanma duyumları algılanır. Uçuğun gelişimi bir haftadan kısa bir sürede tamamlanır. Daha sonra kabarcıklar patlar ve geride iz bırakmadan iyileşir. Aynı süreç çene, kulak, yüz, parmak ve öbür deri yüzeylerinde de görülebilir. Uçuğun özgül bir yinelenme biçimi de trigeminus nevraljisine bağlı olarak ortaya çıkar. Trigeminus sinirinin tedavi amacıyla kesilmesi olguların yüzde 25-90'ında uçuk döküntülerine yol açar. Ameliyat edilen yanda beliren kabartılar trigeminus siniriyle bağlantılı deri bölgesine yayılır.

Sık karşılaşılan yineleyici uçuk ke- ratiti de (kornea iltihabı) ağır bir hastalıktır. Yinelemeler sonunda ağır bozukluklara ve belirgin görme kayıplarına neden olduğundan genel sağlık açısından da önemli bir sorun oluşturur. Üreme organı uçuklan çok sık yineler. Yinelemeler genellikle âdet dönemlerinde, cinsel birleşmelerin ardından, özellikle de bunaltı ve heyecan durumlarında ortaya çıkar. Genellikle birincil enfeksiyondan daha hafif ve daha sınırlı lezyonlara yol açarlar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp