Hekimle Ve Diğer Sağlık Görevlileriyle Etkili İletişim

Hekimle Ve Diğer Sağlık Görevlileriyle Etkili İletişim :

Hekime başvurmadan önce yapılacak hazırlığın romatizma tedavisini planlamada büyük önem taşıdığını 2. Bölüm'de belirtmiştik. Öğrenmek istediklerinizi, kullandığınız ilaçları, kendinizi nasıl hissettiğinize ilişkin ayrıntıları gösterir bir liste hazırlamanız, daha iyi sağlık hizmeti almamıza yardımcı olacaktır.

Muayene sırasında da iyi bir iletişim kurmanızı sağlayacak yollar şunlardır:

Hemen konuya girin. Aklınızda önemli bir soru ya da sorun varsa, yaptığınız görüşmede bunu bir an önce hekime iletin. Örneğin konuşmaya, "Bugün egzersizle ilgili bir şey sormak istiyorum" diyerek girin. Böylece hekime bu konudaki bilgisini yeterli bir biçimde aktarına fırsatı vermiş olursunuz.

(Tam kapıdan çıkarken "Yaa, önemli bir şey soracaktım" derseniz, sağlıklı bir cevap almanız zorlaşır.)

Aydınlatıcı ayrıntılar verin. Sözcükleri doğru seçerseniz, az sözle çok şey anlatabilirsiniz. Olabildiğince açık konuşun. Sık sık "Kendimi iyi hissetmiyorum" demek yerine, örneğin "Uyku sorunum yok, ama sabahları sersem gibiyim" derseniz, hekimin durumunuzu anlamasına yardım edecek daha açıklayıcı bilgi vermiş olursunuz. Ağrınızı anlatacaksanız neyi yapıp neyi yapamadığınızı söylemeniz, ağrımızı tanımlamaya yardımcı olur. Yalnızca "Elim ağrıyor" demeyin, ağrının etkisini bir örnekle açıklamayı deneyin. Sözgelimi "Parmakların kalem tutamayacak kadar ağrıyor" dediğinizde, hekim içinde bulunduğunuz durumu çok daha iyi anlayacaktır.

Aramaktan çekinmeyin. Hem telefonla hekimi sürekli rahatsız etmenin, hem de ortaya çıkan bir durumun önemini biImeden oturup beklemenin tedirginliğini duyabilirsiniz. Can sıkıcı bir belirti ortaya çıkmışsa (bir yumru, ilaca karşı güçlü bir tepki, şiddetli bir ağrı) hekiminizi arayın. Durumunuzu kısa ve açık biçimde anlatın: "Üç gündür bulantım var. Kullandığım ilacı kesmem mi gerekiyor, yoksa sizden bir randevu almalıyım?" Görüşmeyi sekreterle yaptıysanız, sorununuz hekime iletilecek, sonra size bilgi verilecektir. Bu hızlı, kolay ve zahmetsiz bir yoldur.

Depresyonla (Ruhsal Çöküntüyle) Mücadele:

Romatizmayı ve romatizmanın vücudunuzdaki etkilerini (bazen de kullandığınız ilaçların yan etkilerini) göğüslemekte zorlanabilirsiniz. Bazen başlangıçta hastalık tanısının ve ağrıyı azaltma denemelerinin getirdiği yükün altında bunalırsınız. Bazen kendinizi çok daha iyi hissedeceğiniz günlerin yakında geleceği düşüncesine inanamazsınız. Özellikle gençler lupus, fibromiyalji ve Lyme hastalığından kaynaklanan sorunların altında ezilebilir.

Romatizma olduğunu öğrenen birçok kişinin kendini kötü hissetmesi yaygın bir durumdur. Kendinizi bırakmayın. Hekiminizle konuşun. Depresyona giren hastaların çok büyük bölümü iç hastalık uzmanları ya da aile hekimleri tarafından başarıyla tedavi edilmektedir. Hekiminiz içinde bulunduğunuz durumun romatizmayla mücadelenin zorluklarından kaynaklanan normal bir tepki mi, yoksa gerçekten klinik bir depresyon mu olduğunu belirleyebilir. Bazı ilaçların depresyonu tetikleyebileceğini unutmayın. İlaçlarınızda yapılacak bir değişiklik, kendinizi daha iyi hissetmenize yol açabilir. Ayrıca hekimin romatizma ağrısını denetim altına almasıyla ortaya çıkan değişiklik genellikle ruhsal durumunuzu da olumlu etkiler.

Vücudunuz ağrımazsa, beyniniz de rahat edebilir. Son olarak, aklınıza neyin takıldığına ve bunu ne kadar sık yaşadığınıza bakın. Kendinizi umutsuz bir içsel düşünce burgacına kapılmış gibi mi hissediyorsunuz? Bütün uğraşınıza karşın depresyondan kurtulamıyorsanız, hekiminiz depresyon ilaçları verebilir ya da sizi konunun uzmanına sevk edebilir.

Bu tür durumlarda romatizmanızın tedavisini üstlenen hekiminiz en iyi psikiyatriktiniz olabilir. Ona duyacağınız güven birçok sorunun çözülmesini de sağlayacaktır.

İlişkiyi noktalama. Güveneceğiniz ve konuşabileceğiniz bir hekim istersek sizin en doğal hakkınızdır. Bir açmaza girdiğinizi düşünüyorsanız, hekiminizi değiştirmek doğru karar olabilir. Ama kaygılarınızı seslendirmeden harekete geçmeyin.

Hekiminizle kurduğunuz ilişkiden memnun değilseniz, kendinize şunu sorun: "Duyduğum rahatsızlıklar doktoruma gerçekten iletebildim mi?" Tedavinizi üstlenen hekime sıkıntılarınızı açık biçimde iletip, sorunu çözme fırsatını verin. Yoksa başka bir hekimle benzer bir durum yaşayabilirsiniz.

Doktorunuzdan En İyi Biçimde Yararlanmanızı Ne Engeller?:

Bütün insan ilişkilerinde olduğu gibi, hekiminizle randevunuzda da elde edeceğiniz, genellikle ne verdiğinize bağlıdır.

İşte, hekimden yeterince yararlanma şansınızı elinizden alacağına kesin gözüyle bakabileceğiniz birkaç davranış: "Siz ne derseniz." Bazı kişiler hekimleri her şeyi bilen, her şeyi yapabilen insanlar gibi görür ve onların sorunlarını "çözüvermesini" beklerler. Bütün istedikleri hastalıklarına son noktayı koyacak bir hapın verilmesidir. Kendi sağlıklarıyla ilgilenmek istemez, sorulmadıkça bilgi vermeye pek yanaşmazlar. Hekimin soru filan sormadan neyin bozulduğunu ya da neyin kötü gittiğini bilmesini beklerler. "Aa, tabii." Bazı hastalar tedavisiyle ilgilenen görevlinin karşısında sessizce oturur; ama için için kaynar: "Dediklerini yapacak değilim" ya da "Bu adam söylediklerimden hiçbir şey anlamıyor." Sonra evlerine gider ve beslenme uzmanının öğütlerine ya da hekimin yazdığı reçeteye tamamen boş verirler.

Siz de böyle davranıyorsanız, bilin ki kendinizi kandın yorunuz. Yalnız paranızı, zamanınızı ve sizinle ilgilenenlerin amanını• boşa harcamakla kalmıyor, büyük olasılıkla hastalığınızla mücadelede hamle şansınızı da yitiriyorsunuz. "Ben tedavimi biliyorum." Hastalığınızla ilgili ne varsa öğrenmeniz harika bir şey. İyi bir hekim bu bilginizi takdir edecektir. Ama okuduğunuz bazı yazıların, konuyu bütünlüğü içinde anlamaya yetmeyeceğini bilmeniz çok önemlidir. Muhtemelen hastalığınızla ilgili tedavi müjdesi veren sansasyonel bir dergi makalesine dayanan bilginizden emin olarak hekiminizin karşısına çıkmanın bir yaran yoktur.

Bunun yerine hekiminize kitabı ya da dergiyi göstererek, "Yeni okuduğumdu tedavi hakkında ne düşünüyorsunuz?" gibi bir soru yöneltin. İyi bir hekim genellikle küçük çaplı bir-iki çalışmaya güvenmek yerine, sonuçlan tutarlı ve önerilen tedavinin sizin için güvenli olacağı gösterilmiş çok merkezli (geniş hasta gruplarını kapsayan) çalışmaların yapılmasına kadar beklemeyi yeğler. Her yeni ilaç için de resmi onay beklemek doğaldır. Uzun deneme süreci, hastalan birkaç dar kapsamlı ya da iyi tasarlanmamış çalışmanın bazen ortaya çıkaramadığı olası ciddi komplikasyonlardan korumayı amaçlar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp