Gut ve Yalancı Gut

GUT DAHA ÇOK HALİ VAKTİ yerinde, atılgan ve zeki kimselerde görülen bir zengin hastalığıdır. Geçmişin ünlü kişilerine bakarsak, onda birinin bu hastalığı çektiklerini görürüz. Ayrıca, Yeni Zelanda yerlilerinin diğer Polenezya halklarıyla birlikte geleneksel sebze ve balık rejimini uygarlığın oralara erişmesiyle bırakıp, et, ekmek, şeker ve sütlü mamuller yiyerek fazla kilo aldıkları, kalp ve damar hastalıklarına ve hepsinden çok guta yakalandıkları görülmüştür. Gut çok eski bir hastalıktır. Ünlü Yunan fizyolojisti Hipokrat, milattan önce 5'nci yüzyılda bu hastalığa yakalanma eğiliminde olan tipleri şöyle tanımlamıştır:

'Hadımlarda gut ve kellik görülmez.'
'Kadınlar adetten kesilmedikçe guta yak alamazlar.'
'Genç bir erkek, kendini sekse verene kadar guta yakalanmaz.'Hipokrat'mileri sürdüğü görüşlerde gerçek payı yok değildir. Gutun hadımlarda ve kadınlarda seyrek görüldüğü bir gerçektir ve kadınlarda genellikle adet kesilmesinden sonra bu hastalık görülür. Fakat üçüncü görüş, genç erkeklerde ayak bileklerindeki eklemleri guta benzer şekilde etkileyen Reiter Sendorumuyla daha yakından ilgilidir.

Bu görüş, bir erkek çocuğun buluğ çağına kadar guta yakalanmaması olarak düşünülebilir ki doğru olmakla beraber tecrübelerle gut hastalığının er keklerde kırka yakın yaşlardan önce görülmediği tespit edilmiştir. Günümüzde yaşayan ilkel halk topluluklarının incelenmesiyle, bunlarda Reiter Sendromuna çok sık rastlandığı anlaşılmıştır. Tıb alanında ilkel ve ahlak görüşleri çok serbest olan eski Yunanlılar ileri bilgiye sahip olmuş olsalar bile, bir tür akut artirit (Reiter Sendromu) ile ayak parmaklarında görülen başka bir hastalığı (gut) ayırt edemezlerdi.

'Gut' kelimesi Latince damla anlamına gelen gutta'dan gelmektedir. Hastalığın nedeni olarak 'İrin' damlalarının eklem içine akar ak akut iltihaplanmaya yol açtığını Eski Yunanlılar ileri sürmüşlerdir.