Günlük Gıda İhtiyac

Günlük Gıda İhtiyacı


Alınan gıdalar kimyevi bünyelerine göre sınıflara ayrılır: Karbonhidratlar, glusid, yağlar, proteinler. Karbonhidratlar (şeker ve nişasta gibi) bünyelerinde sadece CHO ihtiva ederler. Bu grup gıda maddeleri süratle kas kuvveti haline gelebilirler.

Karbonhidratlar, daha hazım safhasında kana karışmaya başlar. Sporcular bir parça çikolata veya şeker yedikten az sonra kuvvetlerinin arttığını hissederler. Şu var ki kan ancak sınırlı miktar şeker ihtiva edebilir cı / 1000). Bundan fazlası, karaciğerde glikojen halinde depo edilir. Fakat karaciğerin ve kasların depo edebilecekleri şekerin bir sınırı vardır. Bundan fazlası gelirse vücut bunu yağa çevirerek cilt altı yağ depolarında toplar. İşte bu birçok şişmanlarda kilo artma sebebidir.

Çünkü karbonhidratlar çok defa lezzetli maddeler oldukları için damağı okşarlar ve ihtiyaçtan fazla yenirler. Yağlar, yemek yağı olarak veya tereyağ, yumurta şeklinde alınır. Bunların her gramı 9,3 kalori verir. Vücut, kullanmadığı kalorileri yağ halinde depolarda saklar. Gıdadan yağ tamamen çıkarılırsa vücudumuzda böbrek ve sinir cümlesinde arızalar olur. Bunun sebebi, bilhassa yağ içinde erimiş halde vücuda girmesi lazım gelen vitaminlerin yokluğudur.

Şişmanlarda yağ depolarının süratle eriyebilmesi için gıdada yağı asgari haddine indirmek lazımdır. Üçüncü grup gıda, proteinlerdir ki, bünyelerinde azot ihtiva ederler. Bunların bir gram ı vücutta yandığı zaman 4,1, vücut dışında yandığı zaman 5,6 kalori verirler. Bu fark proteinlerin vücutta amonyak değil üre haline çevrilmesinden ileri gelir.

Bu cisimler, azotu ihtiva eden tek madde grubu olduğu için herhalde gıdada bulunmaları lazımdır. Günlük ihtiyaç takriben 70-100 gramdır. Bu miktar protein alınmazsa vücut kendi yapısında protein yakarak azot dengesini tutmaya çalışır ki bu, uzuvların yıpranma ve aşınması demektir. Tiroit, böbrek üstü ve Hipofiz bezlerinin hormonlarını yapabilmeleri için ham madde olarak proteine ihtiyaç vardır.

Gıdada protein az olduğu zaman vücut su tutarak şişmeye meyleder. Protein azlığında ayrıca ruhi depresyon olur ve hayat neşesi azalır. Ayrıca proteinler, vücutta yanmaları hızlandırırlar. Zayıflarna rejimierinde katı protein bulunması bu sebepten de mühimdir. Nihayet protein maddelerinin süratle tokluk hissi vermeleri de önemlidir.

Proteinli gıdaların hayvani ve nebati çeşitlerinin kalori kıymetleri aynı olmakla beraber, gıda kıymetleri farklıdır. Çünkü hayvani proteinler vücudun muhtaç olduğu bütün arnino asitlerini ihtiva ettikleri halde nebatllerde bir kısmı eksiktir. Bunun müstesnası soya proteinidir. Çünkü bu birkinin proteini hemen hemen lüzumlu bütün amino asitleri ihtiva eder. Tamamen nebati bir gıda ile beslenmenin mahzuru bundan ileri gelir. Öte taraftan nebat! rejimlerde beslenebilmek için büyük hacimde gıda alıp, hazım Cİhazının yorulmasını göze almak lazımdır. Bu sebeple vejetaryenler süt, yumurta, peynir ilave etmek suretiyle gıdalarını yarı nebat! bir hale getirmektedirler.

Bazı hayvanlar, inek gibi, bütün gıdalarını nebatlardan temin edebilirse de bunların mideleri dört gözlüdür ve hazım için sarf edecek zaman bunlarda rol oynamaz. Onun için nebati proteinin hayvan vücudunda hayvani protein haline gelmesi ve bu proteinin et şeklinde insan gıdasını teşkil etmesi kestirme ve gerçekçidir. Fazla protein yemenin zararlı olabileceği hakkında umumi bir kanaat var idiyse de, son senelerde bu fikir değişikliğe uğramıştır. Hatta bir kısım böbrek hastalıklarında bile bugün proteini bol bir rejim tavsiye edilmektedir.

Kutup kaşifleri, zaman zaman Eskimolarla beraber yaşamak zorunda kalırlar. Bunların bütün gıdası hemen hemen taze etten ibarettir. Kaşifler de aynı gıda ile beslenmiştir. Bu müddet zarfında beş kilo vermiş olmakla beraber kendilerini çok iyi hissetmişlerdir. Bu şahıslar Amerika'ya döndüklerinde de hekimlerin kontrolü altında aynı rejime devam etmiş ve rahatsızlık hissetmemişlerdir. Fazla proteinin böbreklere zararlı olabileceği hakkındaki fikirler, vitarninlerin ve madenIerin tesiri hakkındaki bilgilerin henüz doğmadığı devirlere aittir. Aynı suretle proteinlerin bağırsakta bozularak vücuda toksinlerin gireceği hakkındaki görüş de bugün kabul edilmemektedir. Bağırsak zarı, sağlıklı kaldığı müddetçe toksinler vücuda giremez. Proteinlerin tek kaynağı etten ibarettir. Peynir, süt, yumurta, yağ ehemmiyetli protein kaynaklarıdır.

















SENDE YORUM YAP!

Whatsapp