Gerson Terapi

Klinik Özet:Gerson terapinin esası, kahve lavmanı ve vücudu temizleyen ve metabolizmayı stimüle eden diyetlerden oluşur. Gerson terapinin kanseri tedavi ettiğine ilişkin herhangi bilimsel bir kanıt yoktur. Gerson terapi vücuda son derece zararlı da olabilir. Kahve lavmanları ciddi enfeksiyonlar, dehidratasyon, kabızlık, kolit, elektrolit dengesizlikleri ve hatta ölüm ile bile sonuçlanabilir. Gerson terapi metabolik bir tedavi türüdür ve hastalıkların vücutta biriken toksik maddelerce oluştuğu teorisi üzerine kurulmuştur. Savunucuları sebze ve meyvelerde bulunan kimyasal maddeler, insektisitler ve herbisitlerin yiyeceklerin potasyum seviyesini düşürüp sodyum seviyesini artırdığına inanırlar. Onlara göre yiyeceklerin işlenmesi ise sodyum seviyesini daha da artırıp hücrenin metabolizmasını değiştirerek kansere neden olduğu yönündedir. Uygulayıcıların iddialarına göre kanserli hastaların vücutlarında aşırı sodyum birikmesi görülür; bu da kişinin potasyum seviyelerini düşürür. Gerson terapinin bir parçası olan sebze ve meyve diyeti bu bozukluğu düzeltip karaciğeri yeniler ve böylece ölü kanser hücreleri elimine edilebilir (detoksifikasyon) ve ağrı azaltılır. Metabolik tedavinin amacı vücuttaki toksinleri elimine ederek immun fonksiyonları düzeltip kansere karşı savaşı kazanmaktır. Karaciğer özü enjeksiyonları, pankreatik enzimlerin ve birçok destek ürünün metabolizmayı stimüle ettiği iddia edilir. Metabolik tedavi taraftarları bu tedavinin semptomlardan çok, temel nedeni tedavi ettiğini ileri sürmektedirler. Bu iddiaları destekleyecek bilimsel hiçbir kanıt yoktur. Gerson terapi az tuz, az yağ, vejeteryan diyet ve 10 kilo taze sıkılmış meyve ve sebze sularını içmekten oluşmaktadır. Ayrıca günde 3 veya 4 defa kahve lavmanı yapılır. Özellikle karaciğer ve tiroid organlarını stimüle etmek için pepsin, potasyum, niacin,pankreatin ve tiroid özleri gibi ek destekler de verilir. Ayrıca laetrile, hidrojen peroksit, hiperbarik oksijen tedavisi ve köpekbalığı kıkırdağı da önerilmektedir. Gerson Enstitüsü herhangi tıbbi bir yetkiye sahip değildir, ancak hastaları kendilerinin lisans verdikleri kliniklere refere ederler.Haftalık tedavi giderleri 4.000 US $'dan fazla tutup tedavi aylarca, hatta 10 yıl süresince uzayabilir. Gerson Enstitüsü, ayrıca evde tedavi paketi de sunmaktadır. Kanser tedavisine besin tedavisi ile yaklaşımların en eski yöntemlerinden biri olan Gerson terapi 1930'larda ABD'ye göçen bir Alman doktor olan Max Gerson tarafından geliştirilmiştir. Bu diyet programını kendi migren ağrılarını tedavi etmek için geliştirmiştir. Sonraları metodunu artrit, tüberküloz ve kanseri de tedavi etmek üzere genişletmiştir. 1945'de Gerson kanser tedavisindeki ön sonuçlarını Review of Gastroenterology adlı dergide yayımlatmıştır. Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü ve New York Eyaleti Tıp Cemiyeti sonuçları incelemiş ve bu metodun kanser tedavisindeki başarısı ile ilgili herhangi bir kanıta rastlayamamıştır. Gerson'un sigortası 1953'de kesilmiştir. 1959'da ölümünden sonra çalışmaları kızı Charlotte Gerson Strauss tarafından sürdürülmüş ve 1977'de Gerson Enstitüsü kurulmuştur. Gerson tedavisinin iddialarını desteleyecek sıkı bir biçimde denetlenmiş çalışmalar mevcut değildir.Gerson Araştırma Organizasyonu Gerson tedavi programı alan melanom,kolorektal kanserli ve over kanserli hastaların daha uzun sağkalımlan olduğunu retrospektif araştırmalar ile göstermeye çalışmıştır. Majör bilimsel dergilerin eleştirileri ise gerson tedavi modeli tarafından ileri sürülen savların beslenme, biyoloji ve kanser immunolojisinin temel prensiplerine uymadığı yönündedir.

Yan Etkileri Ve İlaç Etkileşimleri:Tedavinin uygulanması ile ortaya çıkabilecek bazı önemli sorunlar gözlenir. Ciddi hastalıklar ve ölüm vakaları tedavinin uygulanması ile görülmüştür, çünkü kahve lavmanları vücuttaki potasyumu atarak elektrolit dengesizliklerine neden olmaktadır.Devamlı evde yapılan lavmanlar kolonun fonksiyonlarının zayıflamasına ve kolit ve kabızlık gibi sorunların artmasına neden olmaktadır. Lavmanlar sadece tıbbi kontrol altında verilmelidir. Lavmanla beraber kullanılan bazı metabolik diyetler dehidratasyona neden olmaktadır. Kötü uygulanan karaciğer özleri enjeksiyonları ciddi enfeksiyonlara neden olabilirler. Karaciğer metastazlı hastalara uygulanan tiroid özleri enjeksiyonları ciddi kanamalara yol açabilir. Bu yöntemin özellikle hamile ve emziren kadınlara uygulamak çok zararlı olabilir. Geleneksel tedavileri reddedip sadece bu yönteme güvenmek ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp