Fungal Sinüzit

Fungal Sinüzit :

İnsan bedenini yaşamak için çekici bir yer olarak gören tek mikroorganizma bakteriler değildir. Mantarlar-bunların türleri doğada mantar olarak ve banyo küvetinizde de küf olarak bul u nur-cilt, ağız ve burun kanalları dahil vücut yüzeyinizde bol miktarda bulunabilir. Bakteri ve mantarların önemli bir ortak özellikleri vardır: çoğu zaman bunlar dikkat çekmeyen ziyaretçilerdir, ama uygun koşullarda çoğalabilir, rahatsızlık ve hastalığa neden olabilirler.

Cilt üzerinde bir tip mantarın-ayak mantarı ve kasık mantarları gibi-aşırı büyümesi günlük hayatta rahatsız edici durumlara neden olur. Mantarların burun kanallarındaki rolü biraz daha karmaşıktır. Mantarların hem burunda hem de sinüslerde yaşayabileceğini ve yaşadığını biliyoruz. Ama mantarlar ne sıklıkla sinüzite neden olur?

Bu soru son yıllarda araştırmacılar arasında büyük tartışma konusu oldu. Mayo klinikten bir grup bilimci bakteriyel enfeksiyonların sinüzitin temelinde yatan neden olduğuna ilişkin geleneksel kanıyı sarstı ve çoğu vakada gerçek suçluların mantarlar olduğunu ileri sürdü. Bu "mantar teorisini" bir ölçüde ele alacağım, ama önce mantarların sinüzitle doğrudan ilişkisi olduğuna dair şüpheye pek az yer veren bazı senaryolara bakalım.

Fungal Sinüzit Tipler

Çok sayıda mantarın sinüslerde mevcut olduğu üç tip enfeksiyon vardır:

• Fungus topu sinüziti

• Alerjik fungal sinüzit

• İnvaziv fungal sinüzit

Bunlar tüm sinüzit vakalarının yüzde beşinden azının nedeni olan üç tanıdır.

Fungus Topu Sinüziti

Normalde sinüslerinizin içinde zararsızca yaşayan mantarlar bazen çoğalmaya başlar. Bakteriyel sinüzitte olduğu gibi, bu süreci sinüs ostiasının tıkanması tetikleyebilir. Ancak bakterilerin aşırı çoğalması yerine, bir nedenden ötürü bu kez mantarlar çoğalır.

Bu gelişme yavaş ya da hızlı olabilir, ama kontrol edilmeden kalırsa sinüs sonunda kalın bir mantar parçacıkları topuyla kaplanır.

Bakteriyel bir enfeksiyona çok benzer bir şekilde, bu süreç de yüzde ağrı ve baskı hissine neden olabilir.

Fungus topu sinüziti genellikle BT ile teşhis edilir. Bakteriyel bir enfeksiyon genellikle sinüsün içinde sıvı şeklinde görülürken (irin mevcut olması nedeniyle), fungus topu genellikle daha katı halde görülür. Ayrıca, çoğu sinüzit tipinden farklı olarak fungus topu genellikle sadece tek bir sinüste enfeksiyona neden olur, bu da genellikle maksiller sinüs olur.

Fungus topu sinüzitine karşı ilaçlar genellikle etkili değildir, bu nedenle genellikle tek seçenek mantar topunun-jelatinimsi, yeşil bir topak-küret adıyla bilinen bir alet kullanılarak sinüsün içinden çıkarılıp alınmasıdır. Ameliyatı takiben sinüs fonksiyonları hızla normale döner ve çoğu hasta ilave tedaviye ihtiyaç duymaz. Fungus topu sinüziti olanlar, Sinüzit Spektrumunda Lokaller kategorisine girer.

Alerjik Fungal Sinüzit

Polen ve toz alerjilerine benzer bir şekilde, kişiler burun ve sinüslerinde yaşayan mantarlara reaksiyon gösterebilirler. Bu rahatsızlık alerjik fungal sinüzit (AFS) olarak bilinir. Alerjik reaksiyon sinüsleri kaplayan mukoza zarlarının iltihaplanmasına neden olabilir. Ayrıca alerjik musin adı verilen koyu kıvamlı mukus da sinüste birikir. Musin genellikle fıstık ezmesi kıvamında koyu yeşil renktedir. AFS olan pek çok kişinin polipleri vardır.

Musin ve poliplerin bir arada olması genellikle sinüs ostiasını tıkar ve ikincil bakteriyel enfeksiyona neden olur. BT koyu kıvamlı mukus ile başın her iki yanındaki sinüsleri dolduran harap dokuları ortaya çıkarır. Harap doku, eozinofil adı verilen beyaz kan hücrelerinden ve bir tip mantar olan hifa adı verilen tel tel iplikçiklerden oluşur. Eozinofillerin mevcut olmasından ötürü AFS, eozinofilik fungal rinosinüzit adıyla da bilinir.

Tedavi genellikle polipleri küçültmek için kullanılan steroid spreyler ve aynı anda mevcut olan bakteriyel bir enfeksiyonu kontrol altına almak için kullanılan antibiyotiklerle başlar. Bazı vakalarda oral steroidler başarılı bir şekilde semptomları iyileştirir.

Öte yandan çoğu vakada sinüslerin içindeki kalın yapılı harap dokuyu temizlemek ve polipleri çıkarmak için ameliyat gerekir. Ameliyatın çoğu hasta için kısa vadede semptomları iyileştirme olasılığı yüksek olsa da neden olan alerjik mekanizma kalıcıdır ve enfeksiyon tekrarlar ve bu durum da operasyonun tekrarlanması gerektirir. Sinüzit Spektrumunda AFS'si olanlar Sistemik olarak görülür.

İnvazif Fungal Sinüzit

Fungal sinüzitlerin bu son tipi nadir görülür, ama ölümcüldür.

Sadece bağışıklık sistemleri ciddi derecede hasar görmüş hastalarda ortaya çıkar. HIV ya da AIDS taşıyan bireyler; kontrol altında tutulmayan diyabeti olanlar; kanser için kemoterapi görenler ve bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanan yeni organ alan kişiler bunlara örnektir.

Bu kişilerin doğal savunma mekanizmaları zayıfladığından mantarlar sinüs duvarlarına saldırabilir ve sinüs duvarlarının altındaki kan damarlarını ve kemiği işgal edebilirler.

Kontrol altına alınmayan enfeksiyon gözlere sıçrayarak körlüğe ve beyne sıçrayarak menenjite neden olabilir. İnvazif fungal sinüzit tanısı kemikli sinüs duvarlarının harap olduğunu gösteren BT ve son derece kötü durumdaki hastanın burnunda cansız doku bulunduğunu gösteren muayene sonucunda konulabilir.

Eğer yeterince erken teşhis edilirse damardan verilecek antifungal ilaçlarla birlikte kökten bir ameliyat hayat kurtarıcı olabilir.

Mantarların Daha Büyük Bir Rolü mü Var?

Bazı araştırmacılar sinüzitte mantarların rolünün, yukarıda ele aldığım üç tipten daha öte olduğunu düşünüyor. Aslında mantarların hemen hemen tüm kronik sinüzit vakalarının nedeni olduğunu düşünüyorlar.

Bu yeni ve farklı bakış açısı 1999'da, Mayo Klinikteki araştırmacılar sinüziti olan hemen hemen tüm hastaların mukus örneklerinde mantar bulunduğunu gösteren bir araştırmayı yayımladıklarında manşetlere taşındı. O zamana kadar diğer araştırmacılar sinüzit tanısı koymak için (mantar ihtiva eden) mukus üzerinde de-ğil, daha çok doku örnekleri ve (bakteri ihtiva eden) irin üzerinde durmuşlardı.

Minnesota'daki araştırmacılar sinüs enfeksiyonlarına yatkın olan bazı hastalarda mantarın eozinofil akınını tetiklediği teorisini ortaya koydu. Bu eozinofiller, major temel protein (MBP) gibi enflamasyon tetikleyici maddeler salıvererek mantarlara saldırır. MBP, sinüs dokusunu tahriş eder ve hastaları ikincil bakteriyel enfeksiyon riskine sokar.

Bu teoriyi öne sürenler mantarın ortadan kaldırılmasına odaklanan bir tedavinin sinüzitleri bir türlü geçmek bilmeyen çok sayıda hastaya yardımcı olacağını ileri sürdüler.

Mayo Klinikte yapılan bir takip çalışması burunlarını topikal antifungal ilaçlarla yıkayan kişilerin semptomlarında iyileşme olduğunu ileri sürdü. Bu nedenle pek çok KBB doktoru en zor kronik sinüzit hastalarını nazal lavaj ve Amphotericin B (amfosin) içeren nebulizer solüsyonlarıyla tedavi etmeye başladı. Bazı doktorlar da iyileştirilmesi zor hastaları haftalar ya da aylar süren oral mantar ilacı intrakonozol (Sporex, FUnit, İtraspur) tedavisine soktu.

Baştaki heyecana rağmen alınan sonuçlar etkileyici değildi. Gelişmeleri takip eden çoğu uzman, bazı hastalarda görülen ilk gelişmeleri mantar ilaçlarından çok nazal lavajın temizleyici etkisine bağlıyor. Hiçbir kontrollü araştırmada mantar ilaçlarının kronik sinüzit tedavisinde faydalı olduğu gösterilmedi.

Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki 1999 tarihli Mayo Klinik raporu sinüzit hastalarında gelişen aynı mantarın sinüziti olmayan kontrol grubundakilerin mukusunda da geliştiğini gösterdi. Belki de mantarlar tüm sinüslerimizde, tıpkı ağzımızda ve cildimizde olduğu gibi, barışçıl bir şekilde yaşıyor ve sadece özel şartlarda ve nadiren enfeksiyonlara yol açıyor.

Sinüzite ilişkin mantar teorisi şimdilik tartışmalı. Ben şüpheciler arasındayım. Eozinofillerin sinüzit gelişiminde önemli rol oynadığına inanıyorum, ama çoğu insanın neden sinüzit olduğunu açıklayan "kayıp bağlantının" mantar olduğuna şüpheyle bakıyorum.

Sıradaki

Sonraki bölümde eğik septum ve sinüzitle bağlantılı diğer problemlerin tedavisine bakacağız.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp