Eksojen Östrojenler Ve Oral Kontraseptifler (Ok)

Eksojen Östrojenler Ve Oral Kontraseptifler (Ok) :

Eksojen Östrojenler

Eskiden menopozal semptomların (örneğin; sıcak basması gibi) ortadan kaldırılması için kullarulan östrojen, şimdi postmenopozal kadınlarda o teoporozun gidişini yavaşlanmak veya durdurmak ve miyokardiyal infarktüs riskini azaltmak için progesteronla birlikte veya tek başına yaygın olarak kullaşmaktadır. Bu şekildeki bir tedavi hormon destek tedavisi (HDT) olarak adlandırılmaktadır. Endojen lıiperestrinizmin ovaryan karsinoma ve muhtemelen meme karsinomu gelişme riskini artırdığı gerçeği, HDT'nin kullam1ması ile ilgili endişeleri anlaşılır kılmaktadır. Tartışmama ana odağı iskemik miyokardiyal hastalığa karşı koruyucu olarak HDT'nin potansiyel yararıdır.

Son veriler HDT'nin endometriyal ve meme kanserleri üzerine istenmeyen etkilerinin olduğunu desteklemiştir. Ancak, HDT'nin iskemik kalp hastalığına karşı koruduğunu ileri süren görü-şü desteklememektedir. Burada HDT'nin belli başlı istenemeyen etkilerinin bir özeti bulunmaktadır.

• Rastgele seçilmiş kontrol deneylerinden sağlanan sonuçlar HDT'nin ovaryan kanser riskini arttırdığını göstermiştir. Tek başına östrojen tedavisi endometriyal karsinoma riskini 5 yıldan sonra 3-6 kat ve 10 yıldan sonra da 10 kat daha fazla arttır, ancak progestinlerin teratopik rejime eklendiğinde bu risk dramatik olarak azalmakta yâda ortadan kalkmaktadır.Bu yüzden bugünlerde postmenopozal kadınlar için genellikle bir progestin ile kombine edilmiş östrojen kullanımdadır. HDT meme kanseri riskinde küçük bir artışa neden olmaktadır. Meme kanseri riski östrojen ve progestin kombinasyonu ile ortadan kalkmamıştır. Tam aksine kombine tedavi tek başına östrojen tedavisi almakta olan kadınlarda over kanser riskini artırmaktadır.

• HDT derin ven trombozu, pulmoner embolizm ve strok (inme) gibi venöz tromboembolizm riskini yaklaşık olarak 2 kat kadar arttırmaktadır. Bu artış tedavinin ilk iki yılında ve faktör V ya da protrombin mutasyonu ya da immobilizasyon (haraketsizlik) gibi diğer risk faktörlerine sahip olan kadınlarda daha belirgindir.

• Östrojen ve progesteronlar yüksek dansiteli lipoproteinin kan düzeylerini arttım ve düşük dansiteli lipoproteinin düzeylerini düşürür. Bu etkilerin atheroskleroz ve iskemik kalp hastalıklarına karşı korumada yararlı olabileceği düşünülmektedir. Aslında,geçmiş yıllarda birkaç epidemiyolojik çalışma HDT'nin menopozun başlangıcında ya da başlangıca yakın bir dönemde iskemik kalp hastalığına karşı koruduğunu ileri sürmekteydi. Ancak, son zamanlarda yayınlanmış geniş ve iyi kontrollü çalışmalar, HDT'nin miyokardiyal infarktüs riskine karşı koruyucu bir etkisinin olmadığını göstermiştir.

Oral Kontraseptifler

OK'ler 30 yılı aşkın bir süredir kullanılmakta olmalarına ve risk ile yararlandı gösteren sayısız analizlere karşın, güvenilirlikleri ve istenmeyen etkileri konusundaki anlaşmazlıklar devam etmektedir. Bu ilaçlar büyük çoğunlukla sentetik östradiol ve değişen miktarlarda protestinden (kombine OK) oluşurlar. Çok azı ise sadece progestin içerir. Son olarak, az miktarlarda östrojen (günde 50 ug'dan az) içeren oral kontraseptiflerin önceki formüllerinden daha az yan etkiye sahip oldukları bildirilmiştir. Epidemiyolojik çalışmaların sonuçları dozaj değişmeleri dikkate alınarak yorumlanmalıdır. Ancak, bu ilaçların aşağıdaki türden etkileri bulunduğunu düşündürecek yeterli kanıt bulunmaktadır.

• Meme karsinomu. Bu konudaki anlaşmazlıklara kar-şın, daha çok kabul gören düşünce OK'ler meme kanser riskinde artışa neden olmaz.

• Endometriyal ve ovaryan kanserler. OK'ler bu tümörlere karşı koruyucu bir etkisi vardır.

• Servikal kanser. Seksüel aktiviteden kaynaklanıp kaynaklanmadığı açık olmamasına karşın, human papiloma virus (HP V) ile infekte kadınlarda OK'ler servikal kanser riskirıi arttırabilirler.

• Tromboembolitm. Çok sayıda çalışma, pıhtılaşma faktörlerinin artmış hepatik sentezi nedeniyle, en yeni düşük doz formüllerin (50 ugdan az östrojen) venöz trombozis ve pulmoner tromboembolizm riskinde 3 ile 6 kat artışa neden olduğunu göstermiştir. Bu risk, özellikle faktör V Leiden mutasyonun taşıyıcıları olan kadınlar için geliştirilmiş sentetik progestin içeren ve daha yeni olan üçüncü kuşak OK'lerle bile daha yüksektir. Bu ajanlardan kaynaklanan artmış trombotik risk, C-reaktif protein ve plazma viskozitesindeki artışla karakterli akutfaz yanıtının bir sonucu olarak gelişmiş gibi görünüyor.

• Kardiyovasküler hastalık. OK'leri kullananlarda atherosklerozis ve miyokardiyal infarktüs riski konusunda anlaşılabilir ölçülerde bir belirsizlik vardır. OK'ler 30 yaşından daha genç ya da sigara içmeyen daha yaşlı koroner arter hastalığı riskini arttırmıyor ama bu risk sigara içen 35 yaşından büyük kadınlarda yaklaşık olarak 2 kat artmaktadır.

• Hepatik adenoma. OK kullanımı ile hepatik adenoma arasında iyi tanımlanmış bir ilişki bulunmaktadır.Özellikle yaşlı ve uzun süreli OK kullanan kadınlarda seyrek görülen benign karaciğer tümörüdür. Tümör geniş, soliter ve iyi sınırlı bir kitle olarak gözükür. Sonuç olarak, OK'lerin yararları ve zararları, istenmeyen gebeliklere karşı koruyan bir kontrasepsiyon yöntemi olarak kabul görmeleri ve geniş uygulama alanı bulmaları gibi gerçekler çerçevesinde değerlendirilmelidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp