Cinsel Yetersizlik

Cinsel Yetersizlik :

Doktorlarına cinsel sorunlarını açan hastaların sayısı gittikçe artmaktadır. Bu durum kısmen, bir zamanlar tabu olan bir konunun artık tartışılabilmesi demektir, fakat bana kalırsa, şimdiki nesilde sıkça görülen cinsel yetersizliğin önemli bir göstergesidir. Toplum, sahte bir habereilik ve eğ lence bağlamında cinselliğe önem veriyormuş gibi görünüyor ama aslında bu önem verişin nedeni insanların bu konuda endişe içinde olmaları, artık neyin normal ve sağlıklı olduğunu ayırdedememeleridir. Cinsel yetersizlik ötedenberi iki büyük sınıfa ayrılagelmiştir: cinsel dürtü (libido) değişiklikleri ile cinsel güç yeteneği ve doyum sağlama değişiklikleri. Günlük tıbbi uygulamalara göre, kadınların en çok yakındıkları şey sevişme sırasında uyarılma ve orgazma ulaşma başarısızlıklarıdır. Erkeklerin en çok yakındıkları konu ise erken boşalma ve iktidarsızlıktır.

Cinsel Sorunlar

Kadınlardaki Cinsel Yetersizlik

Kadınlardaki cinsel yetersizlik için gerçekten ikna edici herhangi bir görüş olduğuna inanmıyorum ama bazı etkerılerin bu konuya katkısı var gibi görünüyor. Eğer bir çocuk, anne-babasının, özellikle annesinin, cinselliğe olumsuz bir gözle baktığını hissederse, ya da cinsel konularda hiç bilgisi olmayan bir çocuk zorla cinsel ilişkiye maruz bırakılırsa, daha sonraki yetişkin kadınlık yaşamında cinsel sorunlar taşıyabilir. Bir başka yaygın neden de, kadın, eşi ya da evlilik kurumu hakkında olumsuz duygular taşıyor olabilir ve bunların cinsellikle bir ilgisi olmayabilir. Genellikle, kadın bunu açıkça gösteremese de, kocasının tutumunda kendisini sürekli kızdıran bir şeyler bulabilir. Çocukken ailesi ya da dini konuları öğreten kişi tarafından seksi aşağılayarı herhangi bir telkinin kadında saplantı oluşturması da bir başka nedendir. Bu nedenler cinsel yaşamdan zevk almayı önleyen çekingenliği doğurabilir.

Nedeni ne olursa olsun, teşhis edilebilir ve iyileştirilebilir tıbbi bir rahatsızlık bir yana bırakılırsa, sonuçta ortak bir özellik ortaya çıkmaktadır: hasta kafasının içinde sürekli olarak seksteki konumunu ve uyarılma durumunu yargılar durur. Elbette ki, cinsel ilişkiden hiç zevk alamaz. Yargılayıcı düşünceler, cinsel ilişkinin ilk aşamalarındaki sakinliği ve rahatlatılmışlığı dolayısıyla da cinsel ilişki sırasında karşılık vermeyi engeller. Durum böyle olunca da ne orgazma ulaşı-labilir, ne de orgazmın doğal sürecini izlemesine izin verilir. Her şeyden 'önce, orgazm doruk düzeyinde yaşanan bir deneyimdir ve ancak özgürce yaşandığında, yargılayıcı düşünceler olmadan gerçekleşebilir çünkü idealolarak o anda bütün düşünceler aşılır. Bu sorun üzerine yapılmış hemen her doğaraştırmanın sonucu, seks sırasındaki etkinlik üzerine sürekli kafa yormanın kadınlardaki cinsel yetersizliğe katkıda bulunduğudur.

Erkeklerdeki Cinsel Yetersizlik

Cinsel ilişki sırasında tarafların birinin ya da her ikisinin beklentisinden önce boşalına anlamına gelen erken bo-şalına tümüyle ruhsal bir sorundur. İster ardından yatan dürtülere karşı bir refleks, ister şartlanılmış bir karşılık olarak nitelendirilsin erkeklerin en yaygın olan bu yakınması zihinden kaynaklanır. Masters ve Johnson yaptıkları araştırmada, erken boşalmanın erkeğin ilk cinsel deneyimleri sırasında öğrenildiği ve suçluluk, zaman kısıtlılığı ve suçüstü yakalanma korkusu ile ilişkili olduğu sonucuna vardılar. İktidarsızlık, cinsel arzu sırasında ereksiyona ulaşamamadır. Bu durumun, hipofiz, tiroid ve testislerde hormon bozukluğu gibi tıbbi nedenleri vardır. Şeker hastaları, hastalık yüzünden' güçsüz düşmüş kişiler veya yan etkileri insanı zayıflatıcı olan ilaç tedavisi görmüş kişilerde de ortaya çıkabilir. Alkol, marijuana ve diğer uyuşturucular da iktidarsızlığa neden olabilir. Yine de, hastaların çoğunda bu da ruhsal bir sorundur. Seksle ilgili korkular ve suçluluk duygusu veya başaramama endişesi bu rahatsızlığın nedenleridir. Bunların içinde özellikle başaramama saplantısı en önemli etken olarak görünmektedir. Son derece doğal olan bir uyarıyı olanaksız kılan bu başarısızlık korkusudur işte.

Cinsel Dürtü (Libido) Eksikliği

Her iki cinste de, cinsel istek azalması veya libido eksikliği, genellikle onun ardında yatan duygusal ya da ruhsal bir nedene bağlıdır. Bununla birlikte, alkol ve marijuana gibi uyuşturucular kullanıldığında da cinsel dürtü yitimi pek sık görülen bir durumdur. Bazı insanlar uyuşturucunun cinsel dürtüyü artırdığını ve cinsel güce katkıda bulunduğunu sanabilirler ama durum hiçte böyle değildir. Önyargıları ortadan kaldırarak bir etkinlik yaratabilir, ne var ki, çoğunlukla uygunsuzdur bu etkinlik çünkü bu uyuşturucuların merkezi sinir sisteminde durgunluk verici bir etkisi .vardır. Shakespeare'nin deyimiyle «arzuyu uyandırıp performansı yok ettikleri» için alkol ve uyuşturucular sağlıklı bir cinsel zevke izin vermezler. Azalmış cinsel arzunun ruhsal nedenlerine gelince, bunalım en yaygını gibi gözükmekle birlikte korku, güvensizlik ve suçluluk duyguları da önemlidir.

Cinsel Rahatsızlıkların Tedavisindeki Yaklaşımlar

İnanıyorum ki, cinsel rahatsızlıkların tedavisine ilişkin başarılı yaklaşımlar, hastanın düşünce kalıplarını değiştirme noktasında odaklaşmışlardır. Cinsellik yaşantımızın en güzel bölümüdür. Diğer tüm içgüdüler gibi, o da zihinden kaynaklanır. Onun ortaya çıkışı zihnimizin en temel, yalın ve masum tutumudur. Cinsellikten doğal bir biçimde hoşlanılmasına izin veren düşünce kalıpları, seven ve aynı zamanda da sevgisini verebilen insanlarda bulunur. Cinselliğe yaşamın en önemli unsuru olarak bakmak ve ne kadar çok yapı-lırsa o kadar iyi olur diye düşünmek hatalıdır. Cinsel ilişki, ancak onun baş düşmanları, yani korku, telaş ve bastırmalar ortadan kaldırıldığında güzelleşir. Cinsel sorunları tedavi eden modern klinik yaklaşım ba-şarısız tutumu değiştirme üzerinde yoğunlaşmıştır. Yaygın olan tekniklerden biri «sistematik arındırma» diye adlandırı-lır. Temelde bu yaklaşım cinsel yetersizliği, korku ve gerginlik ile ilgili bir öğrenme hatasının sonucu olarak görür. O halde, amaç, cinselliği yeniden öğrenmek ve adım adım korkulardan kurtulmaktır. Hasta gönüllü olarak bir dizi kas rahatlatma aşamalarından geçer, sonra kendisine gösterilen cinsel durumları endişeyi artırma derecelerine göre sıraya koyar, son olarak da, bir yandan onları gözünün önüne getirirken, bir yandan da rahatlayarak cinsel durumlar ile rahatlama tekniğini bağdaştırabilmeyi öğrenir. Diğer davranış de-ğiştirme metodları fiziksel olarak cinsel durumlarla ilgilenir,fakat hepsinin de ortak noktası, erken yaşlara ilişkin hatalı yetiştirmenin doğurduğu korkuları ortadan kaldırmaya çalışmaktır.

Bu yaklaşımlar başarılı olduklarını kanıtlamışlardır, özellikle cinsel iktidarsızlık ve orgazma ulaşarnama durumları için. Ne var ki, cinsel problemler hala yaygın bir biçimde varlıklarını sürdürmekteler. Sanıyorum bunun nedeni de, bu kadar doğal, içgüdüsel ve kendiliğinden olan bir olgu üzerinde aşırı bir ilgi ve gereksiz yere bu denli düşünmedir. İnsanlar mükemmel bir sağlık durumunda olduklarında cinsel rahatsızlık gibi bir sorunları da kalmaz. Cinsel yönden ne kadar güçlü, bu konuda ne kadar iyi oldukları üzerine endişe etmeyi bir yana bırakıp, sağlıklı insanlar cinselliği yeniden uygun yerine oturturlar. Bu yer de, kendisini bir başka insana duyulan sevgi biçiminde ortaya koyar ve insan yaşamının çok özel bir parçasıdır.

Hastalarımın cinsel yönden danışmaya ihtiyaçları oldu-ğunda, cinselliğin en güçlü ve en doğal yasalardan biri oldu-ğu gerçeğinden yararlanıyorum. Onlara bu konuyu kendi haline bırakmalarını söylüyorum. Kendi haline bırakıldığında ve üzerinde gereksiz yere fazlaca durulmadığında, cinsellik kendiliğinden uyanmaya başlar. Erkekler yalnızca istemekle ereksiyon sağlamazlar, bu davranış endişeli ve kafasında bu konuda korku taşıyan bir kişinin sergileyeceği bir şeydir. Doktorun seksi yasaklaması ya da izin -vermesi o kişi için bir kurtuluş gibi görünür. Kafası cinsellikle bu kadar meşgul olup da cinsellikten zevk alamayan bu insanlar şimdi zevk al-. maya ve doğallığa yeniden döndüklerini görürler çünkü bu konunun üstüne düşmemeye çalışmaktadırlar. Dikkatlerini bu konuyu «kendi haline bırakmaya» çevirerek aslında ben, doğallığı önleyen engelleri yine kendilerinin ortadan kaldırmalarına rehberlik etmiş oluyorum. Değişiklik de, bir kez daha görmüş olduğumuz gibi, sağlığın, önüne geçilmez bir güç olarak kendini ortaya koyduğu zihinsel düzeyde gerçekleşir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp