Cinsel İsteksizlik Nedir

Cinsel İsteksizlik Nedir :

Cinsel istek sinir sistemi, endokrin sistem, biyolojik yapı, psikolojik etkenler sosyal ve kültürel yapılar tarafından etkilenen son derece karmaşık bir durumdur. Bütün yazarlar cinsel isteğin esas olarak bir içgüdü olduğu konusunda hem fikirdir. Ancak stres, psikolojik travma, ilişki sorunları nasıl uyku düzenimizi, sinir sistemimizi etkiliyorsa aynı şekilde duygusal ve sosyal problemlerin insanın cinsel istek düzeyini etkileyebileceği bilinen bir gerçektir.

Dünyaca ünlü cinsel terapist Helen Kaplan‘a göre cinsel içgüdü çift yönlü bir mekanizmaya sahiptir. Örneğin rahat ve güvenilir bir ortam ile uygun cinsel uyarı (çekici bir partner, duygusal bir ortam, uygun fiziksel temas, hoş bir müzik vb . )cinsel isteği uyandırırken, tersi bir ortam ya da uygun olmayan bir ortam uygun olmayan bir eş, tam tersi yönde cinsel isteği olumsuz bir yönde etkileyebilmektedir. DSM_ IV de azalmış cinsel istek bozukluğu, sürekli olarak yineleyici bir biçimde cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması ya da hiç olmaması olarak anımlanmaktadır.

Azalmış bir cinsel isteği değerlendirmek son derece incelikli bir iş olup bu konuda cinsel terapistin deneyimli olması esastır. Çünkü isteksizlik kültürel, dini, psikolojik, bedensel, sosyal etkenlerden etkilenmektedir. Bu etkilerden biri ya da birkaçı cinsel isteksizliği başlatıcı sürdürücü, hatta sorunun çözümünü engelleyici olabilir.Cinsel isteksizliği değerlendirmede dikkatli ve ayrıntılı bir öykü alınması önemlidir. Bu şikayetle başvuran bir danışana evlilik ilişkisinin nasıl olduğu mutlaka sorulmalıdır. Çünkü istekte azalma temelde olumsuz olan bir ilişkiye tepki de olabilir. Bu nedenle evliliğin yapısı, temel çatışmalar, güç dinamikleri, partnerinin cinselliğe yaklaşımı, cinsel davranış biçimleri, özenli bir şekilde incelenmelidir.

Eğer bu alanlarda sıkıntı varsa öncelikle bu sıkıntıların halledilmesi yoluna gidilmelidir. Cinselliğin baskılandığı ayıp, yasak, günah mantığı ile yaklaşıldığı toplumlarda cinsel sorunların çıkma olasılığı daha yüksektir. Bu toplumlarda cinsel eğitim de yoktur. Cinsel eğitimin olmaması cinsellikle ilgili yanlış abartılı inanç ve beklentilerin yayılmasına zemin hazırlar. Özellikle kadının cinsel olarak haz almasının fantezi kurmasının, mastürbasyon yapmasının sevişmeye aktif olarak katılmasının ya da cinsel davranışı başlatıcı olmasının ayıp yasak ve günah olarak lanse edildiği kültürlerde büyüyen genç kızlar küçük yaşlardan itibaren cinselliklerini bastırır her türlü cinsel faliyeti kafalarından silme eğilimi gösterir. Hatta kendi cinsel organlarının varlığını bile yadsıyabilirler. Bütün bunların sonucunda kadın önce bedenine, sonra duygularına yabancılaşır. Dolayısı ile cinselliğine de yabancılaşır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp