Bir kanser olayının öyküsü

Bir kanser olayının öyküsü :

Şimdi de sizlere köreltici dirimsel hastalığın kökenlerinin ne kadar derinlere indiğini gösteren bir kanser olayını aktarmak istiyorum. Hastanın erkek kardeşi, hastalığın üç yıl önce, sağ kalçada beliren şiddetli sancıyla başladığını anlattı. Sancı sürekli ve «zonklamalı> ydı. O günlerde, hasta aşağı yukarı 60 kilo geliyor muş. Yattığı yerden yardımsız kalkamıyormuş. Kadına bakan hekim kuyruk sokumunda bir kasılma olduğuna karar vermiş ve hastaya morfin, atropin iğneleri yapmış. Ancak sancı kesilmiyor, hasta artık yatağından çıkamıyormuş, Yakınlarının anlattıklarına göre, yatakta kaskatı, kıpırtısız yatıyormuş. Üç ay sonra kusmaya başlamış. Sancı da kuyruk sokumundan beşinci omura kaymış. X ışınlarıyla çekilen film omurganın kısaldığını göstermiş. Bir iskelet bozuklukları uzmanı kadını alçıya koy muş. Sol göğüsteki kanserden doğmuş olabilecek onuncu göğüs omurundaki körelmeyi ilk o saptamış. Dokubilimsel inceleme hekimin koyduğu tanıyı doğrulamış: hasta, leğen kemiği ve omurgaya verilen X ışınlarıyla bakıma alınmış ve bütün bakım süresince yatağından çıkmamış. Başka bir hekim X ışınlarıyla kadını kısırlaştırmış, Bakımevinden çıktığında, aşağı yukarı 45 kiloya düşmüş.

Bakımevinde tutulan hasta kartı bize şu bilgileri verdi: hasta, bakımevine alınmazdan dört ay önce, yürümesini güçleş- tiren sağ kalça sancıları çekiyormuş. Oturması zormuş. Şu olgu pek çok ilgimizi çekti: hastayı iki yıl yatağa bağlayan sancılar başlangıçta, sonradan kanserli urun saptandığı yerde baş göstermemiş. Öldürücü urun çekirdeği sol memede ve daha sonra X ışınlarına tutulan omurda geliştiği halde, acılar sağ kalçada kendini göstermişti. O arada, hastanın kustuğunu da belirtelim. Bakımevi kartı hastanın hep yattığını ve sancısız kıpırdayamadığını belirtiyordu. Akkan boğumları şişmemişti, Göğüsteki urun boyutları 3x2x6 cm'ydi. Daha o zamandan hastanın bacakları kaskatı kesilmiş, kuyruk sokumu bükülgenliğini yitirmiş, omurganın büyük kesi mini sancılar kaplamıştı. Bakımevinin koyduğu tanı: kemiklere de sıçrayan sol göğüs kanseri; kadına bakan hekim durumunu umutsuz sayıyordu. Hasta, sol göğüsteki öldürücü urun bulunmasından 26 ay sonra bizim kanser araştırmaları yaptığımız kuruma getirildi. Bin bir güçlükle ayakta durabiliyor, ancak iki yakını kolianna girerse adım atabiliyordu. Derisi, özellikle yüzünde, külrengin deydi, burnunun çevresindeyse iyice sararmıştı, On ikinci omurun çevresindeki sancılar artık pek yerleşmiş ve şiddetlenmişti. Sol mernedc küçük bir elma büyüklüğünde, pek az kıpırdayan bir ur vardı. Hemen o akşam yaptığımız kan çözümlemesi alyu varların % 35'e düştüğünü gösteriyor; 24 saat içinde, kaynatıl mış et suyunda T basilleri oluşuyordu. Hastanın kanında, yılanımsı hareketlerle devinen uzun, kök uyuşturucu bakteriler vardı, alyuvarlarındaki yaşam kabarcıkları (bionlar) çözüşmeye. onların yerini bir sürü T kabarcığı almaya başlamıştı. Mikroptan arıtılmış ortamda yapılan denetleme deneyi mavi kabarcıkların varlığını ortaya koydu, ama kabarcıkların sayısı az, içlerindeki mavi ışık pek solgundu. Et suyunda kabarcık üretme deneyi tüpün kenarlarında gözle görülür bir T basili birikintisine yol açtı. Bu kan çözümlemesinin sonucu, kan dizgesinde büyük bir dirimsel zayıflığın varlığını gösteriyordu. X ışınlarıyla yapılan inceleme de şu sonuçları verdi:

Beşinci boyun omurunda çökme. Boyun omurları bölgesin de başka önemli bir gözlem yok. Omurganın orta kesiminde, onuncu ve on ikinci emurlarda çökme, üçüncü ve dördüncü omurlar arasındaki bağlantının kısalması. Dokuzuncu sağ kaburganın ortasında güçlü bir kanser sıçraması sanısı. Bel omurlarında herhangi bir örselenme yok, ancak kalça-kuyruk sokumu bağlanıısında, kanserin buradaki kemiklere sıçradığı samsım veren, yoğunluğu daha az üç yuvarlak karaltı; bunlar, kör bağırsakta toplanmış gazların gölgesi de olabilir. Sonuç: birkaç yerde kemiğe sıçrayan kanserin yarattığı örselenmeler. Hastayı gönderdiğim hekim -röntgen filmlerine baktık tan sonra- durumun umutsuz olduğunu bildirdi. Ben, kendi payıma, röntgen filmlerinden çok, kanın dirimsel zayıflığından etkilenmiştim. Hastanın dostu olan iki hekim on beş günde her şeyin sona ereceğini söyledi. Bunlardan biri, bakımevindeki hekimlerin dediklerine dayanarak, hastanın çok çok iki ay daha yaşayabileceğini bildirdi bana.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp