Beyinde Tümör Tedavisi

Beyinde Tümör Tedavisi : Tümör kafa sinirlerine uzaktan baskı yapabilir. Örneğin, şakak lobu tümörleri aşağı doğru baskı yaparak beyin sapını ye buradan çıkan kafa sinirlerini etkileyebilir. Tabloya tümörün bulunduğu beyin yarıküresinin ileri derecede ödemli olması da eklenir. Sonuç olarak, beyin tümörlerinin yerel belirtileri, yalnızca tümörün geliştiği bölgenin tutulmasının doğrudan yansıması değil, aynı zamanda uzak etkilerin de bir sonucudur.

• Genel belirtiler - Bu belirtiler kafaiçi basınç artmasına bağlıdır; gerek tümör kütlesinden, gerek beyin-omurilik sıvısı dolaşımındaki bozukluklardan kaynaklanırlar. Aynı belirtiler, beyin-omurilik sıvısının aşın üretimine ve sıvı akımının engellenmesine (tıkayıcı hidrosefali [beyin karıncıklarında aşın beyin-omurilik sıvısı birikmesi]) bağlı olarak kafaiçi basınç artmasının söz konusu olduğu hastalıklarda da görülür. Bu belirtilerin hepsine birden kafaiçi basınç artışı sendromu (KİBAS) adı verilir. Genel belirtilerin en önemlileri baş ağrısı, kusma ve papilla (kör nokta) sta-zıdır. Bunlara daha seyrek görülen ama oldukça anlamlı olan zihinsel uyuşukluk, uykuya eğilim ve nabız azalmasını da eklemek gerekir.

- Baş ağrısı: En sık ve en erken görülen belirtidir, genellikle şiddetlidir. Sürekli olabilir, seyrek olarak da başlangıç evresinde nöbetler halinde gelir. Bazı olgularda yoğun ve yırtıcı Özellikte, bazılarında ise daha hafif nöbetler biçimde gittikçe şiddetlenerek seyreder. Genellikle artkafa çukuru tümörlerinde, öteki bölgelerdekine oranla daha erken ve şiddetlidir. Bu tümörlerde belirtiler genellikle ani ve çok şiddetli baş ağnsı ile başlar. Tümör kütlesinin dördüncü kanncığa yaptığı baskı sonucu beyin-omurilik sıvısı dolaşımının engellenmesi (hidrosefali) KİBAS yaparak kusmaya neden olur.

Baş ağrısı yaygın, ya da yerel özellikte olabilir. Ağrılı alan seyrek olarak tümörün yerine uyar. Ağrı yalnızca tümörün bulunduğu beyin yarımküresini doğru olarak gösterir. Beyincik tümörlerinde ağn, genel kural olmamakla birlikte, daha çok alın bölgesindedir. Tümörün yerleşimine uyan ağn, genellikle kafatası duvarına doğrudan baskı yapan yüzeyel tümörlerde görülür. Kafatasına baskı uygulama ya da vurma genellikle ağrıyı şiddetlendirir. Baş ağnsmm şiddeti vücudun konumuna göre değişebilir; genellikle dik durulduğunda şiddetlenir, yatıldığmda azalır.

- Kusma. Kafaiçi basmç artmasına bağlı kusma yemeklerle ilgili değildir; bulantı görülmez, fışkırma biçimindedir. Bu özellikleri nedeniyle beyin kökenli kusmaya kolay kusma (bulantısız kusma) da denir; ama bu özelliklerin değişiklik gösterdiği de olur. Beyin kökenli kusma daha çok sabahlan aç karnına görülür. Bazı olgularda yemeklerden ya da biraz su içtikten sonra bulantıyla da ortaya çıkabilir ve halsizlik yaratabilir. Vücudun duruşundaki değişiklikler baş ağnsı gibi bulantıyı da etkiler. Beyin kökenli kusma, artkafa çukuru tümörlerinde Öteki bölgelerin tümörlerine oranla daha sık görülür.

- Papilla stazı: Kafaiçi tümörlerinin hemen hepsi gözde papilla (kör nokta) değişikliklerine yol açar. Papilla şişip dışarı doğru kabanrken kenarları silinir, çevresindeki ağtabaka damarları dirsek biçiminde bir çıkıntı yapar. Artkafa çukuru tümörlerinde, papilla stazı ile birlikte ağtabakada kanama odaklan da sık olarak görülür. Tek yanlı papilla stazı, önkafatası çukurundaki bir tümörün belirtisidir.

Özellikle alın lobunun alt yüzünün tümörlerinde saptanan ve gözlerde ortaya çıkan bir sendrom, her olguda görülmese de yerleşimle İlgili önemli bir belirtidir. Bu olgularda tümörün bulunduğu taraftaki gözde birincil optik atrofı (doku gerilemesi), karşı taraftaki gözde ise papilla stazı görülür. Optik atrofı tümörün doğrudan görme siniri liflerine yaptığı baskıya bağlıdır; papilla stazı ise kafaiçi basınç artmasının bir sonucudur.

- Nabzın seyrekleşmesi: Seyrek görülen bir belirtidir. Tanı açısından değeri genellikle abartılmıştır. Bulunması başka genel belirtilere anlam katar, bulunmamasının ise bir önemi yoktur. Daha çok artkafa çukuru tümörlerinde gözlenir; büyük bir olasılıkla vagus sinirinin soğanilikteki çekirdeklerinin baskıya uğramasına bağlıdır.

- Baş dönmesi: Baş hareketleri ile uyarılan öznel ya da nesnel baş dönmesi beyincik ve işitme siniri tümörlerinde görülür. Başka bölge tümörlerinde gözlenen geçici bilinç bozukluğu, baygınlık ve ani fenalaşma gibi yakınmalar hasta tarafından yanlışlıkla baş dönmesi olarak tanımlanabilir. Baş dönmesi yalnızca bu anlamda genel belirtiler arasında sayılabilir. Ayrıca beyin yarıkürelerinin tümörlerinde gerçek baş dönmesi de görülebilir. - Çırpınma nöbetleri. Eskiden genel belirtiler arasında sayılan çırpınma nöbetleri aslında kafaiçi basınç artmasına bağlı değildir.

Jackson sarası nöbetleri hemen her zaman tümörün Beyin kabuğunu (korteks) zedelediğini gösterir. Vücudun bürününü tutan çırpınma nöbetleri beyin yarıkürelerinin başka bölümlerinde, özellikle şakak lobu tümörlerinde ortaya çıkar. Şakak lobunun sara tipi çırpınma nöbetlerinin gelişimindeki Önemi iyi bilinir. Beyin tümörü olgularında ortaya çıkan yaygın çırpınma nöbetleri tümörün yerel bir belirtisi olarak kabul edilmelidir. Kafaiçi basınç artmasının erken ve ağır olduğu artkafa boşluğu tümörlerinde çırpınma nöbeti çok seyrek görülür. Oysa şakak lobu tümörlerinde, çırpınma nöbetleri kafaiçi basınç artması belirtilerinden çok önce (bazen yıllarca önce) ortaya çıkabilir.

- Zihinsel uyuşukluk: Zihinsel uyuşukluk duygularda kabalaşma, algılamada gecikme ve düşünsel işlevlerde yavaşlama biçiminde ortaya çıkar. Hasta kayıtsız, apatik (duyumsamaz) ve dikkatsiz görünür; kavrama yeteneği azalmıştır ve soruları geç yanıtlar. Zihinsel uyuşukluk beyincik tümörlerinde az görülür, alın lobu başta olmak üzere beyin yarıkürelerinin tümörlerinde değişmez bir belirtidir. Ama alın lobu tümörlerinde zihinsel uyuşukluktan çok ” daha şiddetli ruhsal bozukluklar gözlenir. Daha çok zihinsel uyuşukluk görülen olgularda esneme sık rastlanan bir belirtidir.

Özet olarak, kafaiçi tümörlerin belirtileri baş ağrısı, kusma, papilla stazı, nabzın seyrekleşmesi ve zihinsel uyuşukluktur. İlk üçü özellikle artkafa boşluğu tümörlerinde sık rastlanır, erken ortaya çıkar ve ağır bir tablo oluşturur; zihinsel uyuşukluk ise beyin yarıkürelerinin tümörlerinde yaygındır.

- Odaksal ve yerel belirtiler. Tümör kütlesi, genel belirtilerin yanı sıra yerleşime bağlı özgül bozukluklara da neden olur.

• Beyin kabuğundan kaynaklanan bozukluklar- En sık örülen sendromlar şunlardır:

- Rolando sendromu. Beynin Rolando yangı olarak da bilinen orta oluğu, hareket ve duyu merkezlerini birbirinden ayırır. Rolando sendromu tümörün karşısındaki beyin yanküresinde görülen kasılma ile birlikte ortaya çıkan güç azalması (spastik hemiparezi) biçimindeki hareket bozukluklarıdır. Bazen görülen basit yerel felçlere, bacaklarda kollara oranla daha çok rastlanır. Özgün bir belirti de kısmi çırpınma nöbetleridir. Duyu bozuklukları ise daha az görülür ve daha geç ortaya çıkar.

- Alın lobu sendromu. Bu sendromu oluşturan belirtiler, kas gerginliği değişiklikleri; ekstrapiramidal sistem belirtileri; genellikle bir çırpınma nöbetinin başında görülen, göz ve başın birlikte bir yana kayması; denge ve hareketlerde eşgüdüm bozuklukları (frontal ataksi); idrar ve dışkı bozuklukları ile birlikte otonom sinir sistemi düzensizlikleri; konuşma güçlüğü (afazi) ve ruhsal değişikliklerdir. Ruhsal değişiklikler bellek bozukluğu), mutizme (dilsizlik) kadar /arabilen hareket inisiyatif bozukluklan, aşın neşelen- _ me yönünde kişilik bozukluklandır.

- Yankafa lobu sendromu. Öznel ve nesnel duyu bozukluklan görülür. Öznel duyu bozuklukları kann-calanma ve uyuşmadır. Nesnel duyu bozuklukları ise, duruş algılamasındaki; acı, ısı, dokunma uyaranlarını ayırt etme yeteneğindeki; cisimlerin biçim, ağırlık, hacim ve içeriğini tanımadaki değişikliklerle ortaya çıkar. Kas erimesi (atrofı) biçimindeki bozukluklar ile görme ve tat bozukluklan da görülebilir.

- Şakak lobu sendromu. Beyin yarıkürelerinin şakak lobu lezyonlan baskın olan beyin yanküresindeyse konuşma bozuklukları öne çıkar. Artkafa lobunun derinliklerindeki lezyonlar ise görme bozukluklarına yol açar. Sara nöbetleri sıktır. Görme, işitme, tat ve koku varsanıları tümörün yerini belirlemede önem taşır.

- Artkafa fobu sendromu. Görme bozuklukları, varsanılar ya da görsel yanılsamalardan oluşur.

• Arka çukur sendromu - Tüm arka çukur tümörlerinde beyin-omurilik sıvısı dolaşımının bir engelle karşılaşması, erken ve giderek ağırlaşan bir kafaiçi basınç artması sendromuna neden olur.

İki biçimi vardır: - Beyincik foblarının sendromu. Dismetri (kas hareketlerinde uzaklığı sağlayamama), asinerji (kaslarda eşgüdüm kusuru), kas gerginliğinde azalma, edilgenlik artması gibi hareketlerle ilgili beyinciğe bağlı bozukluklar tabloya egemendir. Bunlara nistagmus (göz titremesi), baş dönmesi ve yürüme bozuklukları da eklenir. - Orta çizgi (linea mediana) sendromu. Denge yitimi ve geriye‘ doğru yürüme eğilimi gibi denge bozuklukları her zaman ön plandadır. Kusma ve soğanilik otonom sinir sisteminin öteki işlevlerinde bozulma da tabloya eklenir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp