Beyin Tümörleri Tanı
Beyin Tümörleri Tanı : Kafaiçi tümörlerinin tanısında aydınla tılması gereken üç nokta vardır: Tümö rün genel tanısı, kesin yerinin ve yapı özelliklerinin tanısı. İlk aşamada yalnız ca yaklaşık bir yönelim sağlanırken, ikinci ve üçüncü aşamalar tedavi açısın dan büyük önem taşır. Tümörün genel tanısı, kafaiçi basınç artması belirtileriyle yerleşim belirtileri nin birlikte bulunmasına dayanır. Kafai çi basınç artması sendromu, daha önce de belirtildiği gibi, başlangıçtan itibaren her zaman görülmeyebilir. Bazen ol dukça geç ve yerleşim belirtilerinden sonra ortaya çıkabilir. Bulunduğunda da her zaman bütün belirtileriyle görülme yebilir. Örneğin, papilla stazı özellikle önkafatası çukuru tümörleri başta ol mak üzere olguların yarısında görül mez. Bazen kafaiçi basınç artması belir tileri, yerleşim belirtilerinden önce orta ya çıkar. Kafaiçi basınç artması sendromu belirtileri, öncelikle serumlu beyin zarı iltihabı ile ayırıcı tanı yapılmasını ge rektirir.
Dikkatle yapılan ayırıcı tanı, beyin zarı iltihabı ve beyin tümörü dı şında, beyin-omurilik sıvısının aşırı salgılandığı ya da geri emiliminin en gellendiği bütün KİBAS (kafaiçi ba sınç artışı sendromu) tablolarının de ğerlendirilmesini sağlar. Başta artkafa çukurunun papillomları (epitelde geli şen iyi huylu tümör) olmak üzere bazı tümörlerde kafaiçi basınç artması belir tilerinin aralıklı olarak görüldüğü de unutulmamalıdır. Kist oluşumu ile seyreden serumlu beyin zarı iltihabı ile ayırıcı tanı daha zordur. Bu hastalık daha çok tümörle rin pek görülmediği kafatası tabanında yerleşmesine karşın, iltihabi süreç so nucunda tepeye yakın bölgelerde kist lerin oluşmasına yol açabilir. Bu olgu larda ayırıcı tanı çok güçtür, hastalığın gidişi ayırıcı tanıda iyi bir ölçüt olabi lir. Tümör olguları her zaman ilerleyici ve kesintisiz bir gidiş gösterirken, kist lerde duraklama ve iyileşme dönemleri görülebilir. Ama bu, çok belirgin bir ölçüt değildir, çünkü kistler de birçok olguda kesintisiz bir gelişme gösterebi lir. Meninjiyomlar (beyin-omurilik zarı tümörü) ile sertzardaki (dura mater) kan pıhtısı kitleleri arasında ayırıcı tanı yapılması bazen güç olabilir; bu pıhtı kitleleri bazen iki yanlıdır (beyin zarı ile beyin arasında; beyin zarı ile kafata sı arasında) ve yaralanmalar sonucunda oluştuğunda bile çok yavaş gelişebilir ler. Klinik veriler tanıyı aydınlatmaya yeterli olmadığında bilgisayarlı tomog rafi ya da magnetik rezonans tüm kuş kulan giderebilir.
Tümör ile tromboz, kanama ya da emboli gibi damarsal olaylar arasında ayırıcı tanı oldukça kolaydır. Damar olaylarında belirtiler çok hızlı ortaya çı karken, tümör belirtileri her zaman da ha yavaş gelişir ve ilerleyici özellikte dir. Ama hastalığın ilk belirtilerinin tü mör kütlesinin ortasındaki ani bir kana mayla ortaya çıktığı ya da tablonun ani den ağırlaştığı olgular da bilinir. Tü mörlerin ilerleyici gidişi ile damar olay- lannın duraklayıcı ya da gerileyici gidi şi, iki sürecin kolayca ayırt edilmesini sağlar. İrinleşme görülmeyen bazı akut be yin iltihabı olgulan, kafaiçi basınç art masına benzer belirtiler gösterdiğinden (bazen ağtabaka kanamalarıyla birlikte görülen papilla stazı baş ağrısı) bu ol gulara "yalancı tümör tablosu oluşturan beyin iltihapları" da denir. Bunlar ger çek beyin tümörleri ile ayırıcı tamları güç olan olgulardır. Ayırıcı tanıda aşa ğıdaki genel ölçütler kullanılır: Yalancı tümör tablosu yapan beyin iltihapları nın başlangıçları akut ya da subakuttur; baş ağrısı hiçbir zaman kusma ile bir likte görülmez ve genellikle papilla sta- zı ve ağtabaka kanamaları ile birlikte olduğu halde çok şiddetli değildir; yer leşimi ile ilgili belirtiler çok hafiftir ya da hiç yoktur; belden alınan beyin- omurilik sıvısının basıncı yüksek değil dir; pnömoensefalografide beyin karın cıklarında genişleme ya da biçim bo zuklukları görülmez. Tümörlerin yerleşimleri, bulunduk ları beyin alanına özgü belirtiler değer lendirilerek saptanır.
Kafaiçi basınç yükselmesi belirtilerinin erken görül mesi ve şiddetli olması tanıya katkıda bulunabilir. Genellikle erken ve şiddetli bir basınç artması sendromu, sık görü len kusmalarla ve papilla stazı ile bir likte olduğunda arka kafatası çukuru tü mörünü düşündürmelidir. Oysa papilla stazıyla birlikte olmayan bir basınç art ması sendromu, belirgin zihinsel uyu şuklukla birlikte görüldüğünde ön kafa tası çukuru tümörü akla gelir. Yapısal özellikleri en zor tanınan konulardan biri beyin tümörleridir. Be yin apseleri, kistler, tüberkülomlar, gomlar hemen hemen tümörlerle aynı belirtileri verir. Ayırıcı tanıda dolaylı ölçütlerden yararlanılır. Başka bölgeler de önceden irinli odaklar bulunması (örneğin, irinli kulak iltihabı olguların da apse genellikle şakak lobunda ya da beyinciktedir) ve genel enfeksiyon be lirtileri (hafif ateş, akyuvar sayısının ve kan sedimantasyon hızının artması) be yin apsesini düşündürür. Başka organ larda aynı yapıda kistlerin bulunması; ekinokoklarda casoni deriiçi tepkime testinin pozitif sonuç vermesi; beyin sistiserkozunda ise kanda ve beyin- omurilik sıvısında eozinofillerin (bir akyuvar türü) artması gibi belirtiler asa lakların neden olduğu beyin apselerini gösterir. Gom ve tüberkülomlar klinik olarak tümörlerden ayırt edilebilir: Has tanın öyküsünde başka organlarda da tüberküllerin bulunması, frengi testleri nin (Wassermann, VDRL) pozitif olma sı, ayırıcı tanıya yardımcı olur.