Beyin Arterleri Embolisi (serebral Emboli)

Beyin Arterleri Embolisi (serebral Emboli) : Serebral emboli, beyin damarlarının en çok vücudun bir başka yerinden kopan kan pıhtısıyla, daha az oranda da bakteri, yağ, hava, tümör hücresi veya başka maddelerle tıkanması sonucu ortaya çıkar. Serebrovasküler hastalıkların % 10-25’ini teşkil eder. Her yaşta görü- lebilmekle beraber genç yaşlarda daha sık rastlanır. Embolilerin büyük çoğunluğu sterildir. Fakat subakut, yada akut bakteriyel endo- karditlerle akciğerlerden gelen septik emboluslann beyine taşıdığı bakteriler abse, ansefalit, menenjit gibi tablolara sebep olabilirler.

Etyoloji:Kalp hastalıkları en başta gelen emboli kaynağıdır. Mitral lezyonu yada aterosklerotik kalp hastalığına bağlı atrial fibrilasyon sonucu sol kulakçıkta oluşan trombüsten kopan bir parça büyük dolaşıma geçip beyine ulaşabilir. Kardiyotonik ve atrial fibrilasyonu düzelten ilâçlar embolus kopmasını kolaylaştırabilir. Subendokardiyal miyokard infarktüsünde nekroz alanının üzerinde oluşan pıhtı da (müral trom- büs) emboli kaynağı olabilir. Endokarditlerin seyrinde görülen embolilerin içinde ise bakteri bulunabilir.

Kardiyak orijinli embolilerden bir bölümü de kalp ameliyatlarını izler.Beyin damarlarının ekstrakranyal parçalarındaki (A. carotis in- terna, A. vertebralis gibi) ülsere aterom plâklarından kopan parçaların sıklıkla beyin embolisine sebep olduğu son yıllarda ileri sürülmektedir. Bunlar gelip geçici serebral iskemi nöbetleri yapabileceği gibi ortaya çıkan tablo geçici olmayıp yerleşebilirde.Bronşektazi ,abse gibi akciğer hastalıkları da septik embolilere sebep olabilir.Karın ve pelvis boşluğu ile bacaklardaki septik yada steril ven trombozları seyrinde de beyin embolisi görülmektedir. Bunların bir kısmında, kopan parçanın septal defekt yoluyla sağ kalpten sol kalbe geçip periferik dolaşıma atıldığı ileri sürülmektedir. Bir kısmında ise embolusun beyine varış yolu kesinlikle aydınlanmamıştır.

Hava embolisi akciğer travma ve cerrahisinde, boyun bölgesinde yapılan ameliyatlarda görülebilir. Derin sulardan hızla su yüzeyine çıkarılan dalgıçlarda, yüksek basınçta kanda eriyen azot gazının basıncın azalmasıyla yeniden gaz haline gelip kabarcıklar teşkil etmesi de sinir sistemi damarlarında tıkanmalara yol açar. Buna caisson hastalığı veya denizciler arasında kullanılan deyimiyle vurgun da denmektedir.Yağ embolileri genellikle uzun kemiklerin kırıklarında görülür.Patoloji :Embolusun tıkadığı damar alanında beyin dokusu yumuşamış, nekroze olmuştur.

Embolik infarktlar, trombotiklerin tersine, genellikle soluk olmayıp yer yer peteşiler gösterir. Beyin embolileri sıklıkla mültipl olur. Fakat hepsi nörolojik fokal belirtiye sebep olmaz. Ayrıca dalak, böbrek ve başka periferik damarların da embolizasyonuyla birlikte gidebilir.Belirtiler :Başlangıç akuttur, haber verici belirti görülmez. Genellikle şuur kaybı yoktur, somnolans yada torporün ötesinde uyanıklık hali bozukluğu seyrektir.

Başağrısı olabilir. Hastanın görünüş ve genel durumu beyin kanamasına oranla iyidir. Klinik tablo tıkanan damara bağlıdır. En sık tıkanan damarlar a. cerebri media’mn dallandır. A. ce- rebri anterior ile vertebro-baziler sistemde emboli daha seyrektir. Bazen de a. cerebri media trunkusu ya da a. carotis interna gibi daha kalın damarlar da tıkanabilir. Değişik derecede hemiparezi, his kusur- ları, afazi ve jıemianopsiler görülür.

Bazı vakf^da Tokaf ya da jene- ralize konvülsiyonlar dikkati çeker.Prognoz :Vakaların bir bölümünde embolusun parçalanmasıyla nörolojik tablo birkaç saat içinde iyiye gidebilir, hatta tamamen kaybolabilir. Fakat daha sık olarak yerleşen tablo yavaş yavaş düzelir. Bazen büyük damarların tıkanmasıyla ağır tablolar ortaya çıkabilir. Prognozu etkileyen önemli faktörler arasında emboliye sebep olan esas hastalık, bunun yeni serebrovasküler hadiselere sebep olabilmesi ve başka organlardaki embolizasyonun ortaya çıkarabileceği problemleri de saymak gerektir.

Ayırıcı tsnı :«Serebral Tromboz» bölümüne bakınız.Tedavi :Beyin embolisinin tedavisinde geçerli genel prensipler «Serebral Tromboz» bölümünde söylenenlerin aynıdır. Akut safhada genel bakım, daha sonraki devrelerde de fizik tedavi ve rehabilitasyon tedavinin esasını teşkil eder. Embolusun tıkadığı beyin bölgesinde dolaşımı düzeltmek için verilen vazodilatatörlerin etkisi burada da şüphelidir. Antikoagûlanlarm serebrovasküler hastalıklarda kullanılma alanlann- dan biri serebral emboh vakalarıdır. Bu tedaviden beklenen şey yeni embolizasyonlann önlenmesidir. Yoksa tıkanmış damar üzerine bir etkisi yoktur. Tekrarları önlemek amacıyla yapılan antikoagülan tedavisinin ne derece etkili olduğu da tamamen çözümlenmiş değildir. Bununla beraber, araştırıcıların çoğunluğu emboli vakalarının ilk günlerinde başlamak üzere antikoagülan tedaviden yanadırlar.

Tedavi şeması «Geçici Serebral İskemi Nöbetleri» bölümünde anlatıldığı gibidir. Antikoagülanlara uzun yıllar devam etmek gerekebilir. Akut safhada özellikle dikkatli olmalıdır. Çünkü emboliye bağlı olan infarkt genellikle kırmızı infarkttır. Bazı vakalarda bu, aşikâr bir kanamaya dönüşebilir. Bu nedenle hastada basağnsı. ense sertliği ve kusmanın ortaya çıkması, torpörde derinleşme ilâcın kesilmesini gerektirir.Septik embolilerde antikoagülanlar kullanılmamaktadır. Antibiyotikler burada tedavinin esasım teşkil eder.Caisson hastalığında hasta yüksek basınçlı özel odalara alınarak azot kabarcıklarının kanda yeniden erimesi sağlanır ve basınç yavaş ve kademeli şekilde atmosfer basıncına indirilir.

Geçici serebrovasküler yetersizliğe bağlı olan bu nöbetlerde beynin bir bölgesinin kanlanması bir süre için aksamakta, buna bağlı olarak ta o bölgeyle ilgili serebral fonksiyon kusurları ortaya çıkmaktadır. JfemiEarezi.^afazi, görme bozukluğu, basdönmesi v.b. şikâyet ve bulgular birkaç dakika yada birkaç saat içinde gelip geçerler, Nöbetten sonra hastada nörolojik bir belirti tesbit edilemez yada ancak çok hafif bulgular kalmıştır. Bu nöbetlerin en önemli yönü

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp