Ayak ve Diz Ağrıları

Ayak ve Diz Ağrıları :

Diz ve ayak bilek ağrılarının bir çok tıbbi sebebi olabilmekte fakat daha çok takip ettiğimiz hastalardan edindiğimiz bilgilere göre hareketsiz bir yaşam ve bunun sonucunda oluşan aşırı kilolarda diz ve ayak bileğine binen yükü artırarak bu bölgelerde dejeneratif değişiklikler yapmakta ve ağrı ile kendini gösterebilmektedir.

En çok görülen diz ağrısı nedeni 'zorlama ve burkulmalar' (%42). Bunlardan sonra osteoartrit (%34) görülüyor. Bunu menüsküs yaralanmaları (%9), kollateral (%7) ve çapraz bağ yaralanmaları (%4), gut (%2), ve kırıklar (%1.2) takip ediyor. Romatoid artrit (%0.5), enfeksiyöz artrit (%0.3) ve pseudogut (%0.2) nadir görülüyor.(1)

Zorlama ve Burkulmalar
Vücudumuzdaki kasların ve eklem yapılarının hareketleri açısından belli bir fizyolojik kapasiteleri vardır ve bu kapasitelerinin üzerine çıkan hareketler veya bu kapasitelerinin üzerine çıkılmasına neden olan fazla kilolu olma, yaşlılık gibi durumlar bu yapılarda afak yaralanmalara yada enflamatuar proseslerin oluşmasına neden olabilir. Bu yaralanmalar eklem ve kas hareketlerinde kısıtlılık ve ağrılı hareketliliğe neden olabilir.

Osteoartrit
Osteoartrit (OA) bilinen en eski romatolojik hastalıktır. Osteoartritin radyolojik bulgularına, 65 yaşın üzerindeki kişilerin çoğunda, 75 yaş üzerindekilerin ise %80'inde rastlanır. Sırasıyla en sık dizler, eller ve kalçalar tutulur. İngiltere'de yapılan bir çalışmada, çalışan erkeklerin %2.8'inin, kadınların ise %1.3'ünün osteoartrit ile ilgili sorunlar nedeniyle emekli olmak zorunda kaldıkları ve yılda 4-7 milyon iş gününün ise OA veya birlikte olduğu durumlar sebebiyle kaybedildiği gösterilmiştir. Osteoartrit patogenezinde genetik yatkınlık, travma, inflamasyon, biyokimyasal, metabolik, çevresel etkenler ve biyomekanik etkenlerin varlığından söz edilmektedir. OA'li hastalar en sık olarak, eklemlerde katılık, instabilite ve fonksiyon kaybından yakınmaktadırlar. Toplumsal sağlık taramalarında OA'in önemli bir sağlıkk sorunu olarak, uzun süreli özürlülük nedeni olduğu görülmektedir. Diz osteoartriti, sandalyeye oturup-kalkma, merdiven çıkma, çömelme, ayağa kalkma ve yürüme gibi aktivitelerde sorun yarattığı için kısmi engeliliğe yol açar. Osteoartritte, oluşmuş olan yapısal değişiklikleri geri döndüren ve hastalığa kür eden bir tedavi olmamasına karşın hastaya yönelik olarak planlanan tedavi ile hastanın ağrıları giderilebilir, eklem fonksiyonları düzeltilebilir veya korunabilir ve fonksiyonel kayıpları sınırlabilir. Osteoartritte tedavinin amaçları ağrınınn ve diğer semptomların kontrolü, fonksiyonların iyileştirilmesi, hayat kalitesinin arttırılması ve mümkünse tedaviye bağlı yan etkilerin azaltılması şeklinde özetlenebilir. (2)

Menisküs
Meniskuslar tibia kemiğinin üstüne yerleşmiş, bikonkav fibrokartilaj disk yapısındadır. Kesitleri yarımay biçiminde olan meniskusların en dış kısımları kalın ve konveks olup İçe doğru üçgen biçiminde uzanır. Meniskuslar oturdukları kemiğe ön ve arka iki üç veya boynuzla tutunurlar. Medialde olana iç meniskus, lateralde olana dış meniskus olarak isimlendirilir. Dış meniskus daha kalındır ve boynuzları birbirine daha yakın yapı şarak tama yakın bir daire oluş tururlar.

Meniskuslar hareketlidirler ve bacak düz pozisyonda tutulduğunda önde, büküldüğünde İse arkaya doğru kayma hareketi yaparlar. Meniskus yapısındaki elastik lifler, ön ve arka boynuzdaki sıkı yapışma yerleri ile her hareket sonrasında kendi anatomik konumlarına rahatlıkla dönebilirler. Bu şekilde birbiri ile uyumsuz olan iki kemik arasında sürekli şekilde hareket ederek, ilişkilerini devamını gerçekleştirirler.

Meniskusların görevleri içerisinde en önemli bölümünü yük iletimi oluşturur. Yapılan biomekanik çalışmalar bu kıkırdakların yukarıdan veya aşağıdan gelen yüklenmeleri %40-90'a varan oranlarda karşı tarafa ilettiğini göstermiştir. Meniskuslar çıkarıldığı zaman temas alanı büyük oranda azalmaktadır, bu da gelecekteki olumsuzluklara zemin hazırlanmaktadır. Bu bilgilerin öğrenilmesi meniskusların korunulması için daha çok nedene sahip olduğumuzu göstermişlerdir. Günümüzde meniskuslara yönelik olarak daha sınırlı girişimler yapılması burdan kaynaklanmaktadır. Geçmişte en ufak bir problemin de rahatlıkla çıkartılarak feda edilen meniskuslar, artık dizin en saygın sakinleri olarak kabul edilmektedir. Meniskuslerde yırtıklar dizin normalden fazla içe veya dışa dönme zorlanmaları ile hareketlerinin engellenmesi sırasında oluşur. Yırtık oluşmasına en yaygın örnekler futbolla ilgili olarak verilebilir. Çünkü futbolcular maç veya antrenmanlarda normal yaşamdan daha fazla yüklenmelerle karşılaşırlar. Futbolcunun kramponlu ayakkabı ile ayağı yerde sabit tutarken, hafif bükülü diz üzerinde pas verir veya topa vurur. Ayak sabit dururken diz üzerinde kontrolsüz veya anormal dönme ile meniskuslar aşırı yük altında kalırlar. Eğer yeterli adele gücü, bu yüklenmeleri karşılayamassa yırtık oluşması kaçınılmazdır. Bu yüzden kontakt sporlardaki meniskus yırtıkları genelde hafif bükülü diz üzerinde, eklemin aşırı biçimde dönmeye zorlanması ile gelişir. Sakatlık yaralanmanın şiddeti ve süresiyle doğru orantılı olarak oluşur. Zaman içerisinde alınan önlemlere ve güçlü adele yapısıyla korunma bu sakatlanma azalma ile sonuçlanması beklenmektedir. Ancak futbolda artan hız ve güç ilkesi yaralanma oranını azalmamasına yol açmıştır.(3)

Akupunktur tedavisi ile diz ve ayak bilek ağrılarında olumlu sonuçlar alınmaktadır. Tedavi sürecinde eğer hastanın fazla kiloları mevcutsa kilo kontrolünüde sağlamak tedavinin seyrini olumlu olarak etkileyecektir. Çünkü fala kilolar özellikle eklem bölgelerinde fazlaca hissedilir ve o bölgenin iyileşme sürecini kötü yönde etkiler. Akupunktur seansları tedavinin başlangıç dönemlerinde haftada bir kez olmak üzere toplam 10-15 seans uygulanmalıdır. Tedavi süreci tamamlandıktan sonra belli dönemlerde ve rahatsızlığın tekrarladığı zamanlarda hatırlatıcı seanslar uygulanmalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp