Atopik dermatit bir allerji midir?

ATOPİK DERMATİT

Atopik dermatit bir allerji midir?

Atopik dermatit allerjik hastalıklar grubundandır. Orta ve ağır şiddette atopik dermatitli çocukların %40 ından fazlasında bir allerji vardır. Atopik dermatitin ağırlığı arttıkça allerji riski artar. Atopik dermatitli çocukların mutlaka allerjiler yönünden değerlendirilmesi gereklidir. Erişkinlerde allerjiler nadiridir ve hastaların %2 sinde görülür.

En sık rastlanan allerji besin allerjisidir. ülkemizde çocukluk çağındaki besin allerjilerinin %85`inden süt, yumurta akı, buğday, fındık ve daha seyrek olarak soya, balık ve kabuklu deniz ürünleri ve yer fıstığı sorumludur. Besinlerin yanı sıra ev tozu akarlarına, hayvan tüy ve döküntülerine ve polenlere karşı allerjiler de atopik dermatitde rol oynarlar. özellikle akar ve hayvan allerjilerinde korunma önlemleri tedavinin bir parçası olmalıdır.

Atopik dermatit kimlerde görülür? Çocuklarda görülme sıklığı nedir?

Atopik dermatit çocukluk çağının en sık görülen deri hastalıklarından bir tanesidir. Hastalık, etkilenen bireylerin %45`inde ilk 6 ay, %60`ında ilk bir yaş ve %85`inde 5 yaşın altında başlamış olur. Yani hastalık temel olarak bir çocukluk çağı hastalığıdır. Atopik dermatitin görülme sıklığı ülkelere göre farklılık gösterir. Amerika Birleşik Devleteleri`nde çocukların % 17.2`sinde, Avrupa`da %15.6`sında görülürken, ülkemizde görülme sıklığı bölgeye göre değişiklik gösterir ve % 2.2 ile 7.8 arasında değişir. özellikle son 10 yıl içinde atopik dermatitin sıklığında belirgin bir artış gözlenmiştir. Bu artışın nedeni tam olarak bilinmemekle beraber modern yaşam koşulları ile ilgili olduğu sanılmaktadır.

Atopik dermatit neden önemlidir?

Atopik dermatit oldukça sık görülür ve hem çocuk hem de aile için büyük bir mutsuzluk ve huzursuzluk sebebidir. Ailenin sosyal yaşantısını etkileyen önemli bir sorun olabilir.

Uygun tedavi ile yakınmaların önemli ölçüde giderilmesi ve hastalığın yol açtığı sosyal rahatsızlıkların engellenmesi mümkündür.

Atopik dermatit hayatın ilerleyen evrelerinde gelişecek olan diğer allerjik hastalıkların ilk belirtisi olabilir. Atopik dermatit ile başlayan ve astım ve allerjik nezle ile devam eden bu süreç allerjik yürüyüş olarak adlandırılır. Atopik dermatitli hastaların %50`sinde daha sonra astım, %75`inde ise allerjik nezle gelişir. Atopik dermatitli hastayı izleyen hekimin en önemli görevlerinden biri de astma ve allerjik nezle bulgularını erken tanıyıp uygun şekilde tedavi etmektir.

Hangi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkıyor?

Annesinde, babasında veya kardeşinde astım, allerjik rinit, ve özellikle atopik dermatit olan çocuklarda atopik dermatit görülme olasılığı artar. Ancak ailede allerjik hastalığı olan her bireyde atopik dermatit görülmediği gibi, atopik dermatit olan bireylerin hepsinin ailesinde allerjik hastalık öyküsü de yoktur. çünkü atopik dermatit diğer allerjik hastalıklar gibi genetik faktörlerle çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkar. çevresel faktörlerin en önemlileri besin allerjileri, hayvan, akar ve polen allerjileridir. Daha seyrek olarak polen allerjisi de atopik dermatitin oluşmasına katkıda bulunur. Atopik dermatit mikrobik bir hastalık değildir ancak atopik dermatiti olan çocuklarda bazı deri infeksiyonları sık görulür.

Hastalığın ortaya çıkmasında stresin, yiyeceklerin rolü var mı?

Stres erişkin hastalarda besinler ise çocuk hastalarda ön plandadır.

Hastalar stres hallerine artmış kaşıntı şeklinde yanıt verebilirler. öte yandan hastalığın yol açtığı kaşıntı hali de artmış strese neden olarak bir kısır döngü ortaya çıkabilir.

özellikle çocukluk çağında besin allerjilerinin önemli rolü vardır. Besin allerjisinin tanısını koymak içın deri testi veya kan testleri ile allerjenin saptanması yeterli değildir. Bazı özel durumlar dışında, besin allerjisi diyebilmek için bir besinin diyetten kaldırılması ile yakınmaların gerilemesi; tekrar verilmesi ile yakınmalarda artışının gözlenmesi gereklidir. Bir besinin diyetten çıkarılmasını haklı gösterecek tek yöntem budur. Katkı maddelerinin sıklıkla allerjilere yol açtığı ve atopik dermatiti alevlendirdiği şeklindeki inanış doğru değildir. Bu nedenle besin allerjileri yukarda belirtildiği şekilde kanıtlanmadıkça herhangi bir besin maddesi diyetten çıkarılmamalıdır. Bu durumda beslenme yetersizlikleri oluşmaması için çocuklar çok yakından izlenmeli ve özellikle süt allerjisi olan çocuklarda mutlak kalsiyum desteği sağlanmalıdır. Besin allerjilerinin de önemli bir bölümü zaman içınde kaybolur. Bu bakımdan da hastalar izlenmelidir.

Belirtileri nelerdir?

Kaşıntı: Atopik dermatitin en önemli bulgusudur. Bebekler kaşınabilmeye genellikle 5 aydan sonra başlar. Kaşıntı gün içinde aralıklı olarak ortaya çıkabilir, akşamları ve geceleri ise daha fazladır. Bu nedenle normal uyku düzeni tamamen bozulabilir. Şiddetli kaşıntı atopik dermatite özgü cilt yaralarının ortaya çıkmasına neden olur. Ortaya çıkan yaralar ise daha fazla kaşıntıya yol açar. Böylece kaşıntı-yara ortaya çıkması-kaşıntı şeklinde bir kısır döngü ortaya çıkar. Kaşıntı terlemeyle, deriyi tahriş edici maddelerle temas veya hastanın duyarlı olduğü allerjenle karşılaşması sonucu artar. Duygusal stresler de alevlenmelere neden olur. Kaşıntı hem hasta hem de ailesi için hayat kalitesini önemli ölçüde ve olumsuz şekilde etkiler.

Ekzema: Yaşa göre tipik dağılım gösterir. Bebeklerde en sıklıkla yanaklarda ve kol ve bacakların dış yüzünde görülür. Ortaya çıkan yaralar kırmızı, üzeri pütürlüdür ve sıklıkla üzerinden sıvı sızıntısı gözlenir. Tipik olarak bez bağlanma bölgesine ve koltuk altında görülmez. Büyük çocuklar ve erişkinlerde ise kol ve bacakların iç yüzünde (örneğin dirsek ekleminin çukur tarafı) gözlenir ve daha daha kuru ve kabadır. Alevlenmeler esnasında yaralar çok daha yaygın yerleşim gösterir. Büyük çocuklar ve erişkinlerde kozmetik olarak ciddi sosyal sorunlara yol açabilir.

Ailede allerjik hastalık öyküsü: özellille birinci derecede akrabalarda astım, allerjik nezle ve atopik dermatit gibi allerjik hastalıkların olması atopik dermatit tanısını kuvvetle destekler

Deride kuruluk : Hastaların hemen tümünde vardır.Tedavinin ilk hedefi de deride var olan bu kuruluğun giderilmesidir.

Kulak arkasında çatlak ve yarıklar

Kıl diplerinde belirginleşme

Bunların dışında deri infeksiyonlarına artmış eğilim, meme ucunda ekzema, gözlerin altında gözuken katlantılar, bazı göz bozuklukları, yüzde beyaz lekeler oluşması atopik dermatit bulguları arasında sayılabilir.

Ne zaman aileler telaşlanıp çocuklarını doktora götürmeli

Hastalığın ilk belirtilerinde doktora gitmelidir. çünkü özellikle hastalığın hafif

formlarında bazı kruyucu önlemler ve cildin nemlendirilmesi hastalık belirtilerinin önlenmesi için yeterli olabilir.

Nasıl teşhis edilir?

Atopik dermatitin tanısı klinik bulgulara dayanarak konulur ve tanı için muayene yeterlidir. Tanı koydurucu bir laboratuvar bulgusu yoktur. Laboratuvar, temel olarak allerjilerin taranması ve nadir görülen bazı hastalıklardan ayırt edilmesi için kullanılır.

Çevresel faktörler hastalığın alevlenmesinde etkili midir?

çevresel faktörler hastalığın alevlenmesinde etkilidirler. Bu nedenle:

Yakınmalara yola açan besin, akar, hayvan ve polen allejenlerinden sakınmalı;

Sıcaklık ve nem oranındaki ani değişiklikleden kaçınılmalı;

Terleme önlenmeli, sıcak havalarda klimalı ortamlarda bulunulmalı;

Yünlü, tüylü ve naylon giyeceklerden uzak durup bol kesimli pamuklu giysiler tercih edlmeli, çamaşırlar toz deterjandan ziyade sıvı deterjan veya granül sabunlarla yıkanıp çok iyi durulanmalı, yumuşatıcı maddeler kullanılmamalı;

Cildi tahriş eden deterjanlardan ve kimyasal maddelerden sakınmalı, parfümlü ve renkli sabunlar kullanılmamalı;

Doğrudan güneş ışığına maruz kalmamalıdır.

Alevlenmelere engel olmak için nasıl cilt bakımı uygulanmalıdır?

Yukardaki koruyucu önlemlere ilave olarak atopik dermatit tedavisinde en önemli unsur cildin aktif olarak nemlendirlmesidir. Günlük banyolar cildin nemlenmesini etkin olarak sağlar. Bunun için duştan ziyade etkilenmiş vücut bölgelerinin suyun içine batabileceği yaklaşık 5 dakika süren banyolar tercih edilmelidir. Banyodan çıkmadan hemen önce banyo suyunun yüzeyine yağlı ürünlerin yayılarak derinin daha etkin nemlenmesi sağlanabilir. Banyodan çıkınca vücut nemli iken nemlendiriciler uygulanmalıdır. Nemlendiriciler gün içinde 2-4 defa veya gerektikçe kullanılabilir.

Yaşam boyu devam ediyor mu?

Atopik dermatitin geçmesini yani hastalıktan kür sağlayacak bir tedavi şekli yoktur. Yani bir hekimin herhangi bir ilaç veya tedavi uygulaması ile atopik dermatitin geçmesini sağlaması olası değildir. Atopik dermatit tedavisindeki en büyük sorunlardan biri de hasta ailelerinin böyle bir beklenti içinde değişik tedavi şekillerini denemeye yönelmesidir.

öte yandan atopik dermatit kendiliğinden geçebilen bir hastalıktır. Hafif belirtiler gösteren hastalarda yaşamın ilerleyen yıllarında atopik dermatitin geçme olasılığı daha fazladır. Genel olarak hastaların % 40 ile 60`ında hastalığın tamamen geçtiği, tamamen geçmeyen hastalarda da bulgularda gerileme gözlendiği söylenebilir.

Nasıl tedavi ediliyor?

Daha önce belirttildiği üzere atopik dermatitten kür sağlayacak bir yöntem yoktur. Ancak özellikle hafif vakaların önemli bir bölümü kendiliğinden geçer. Tedavinin hedefleri yakınmaların baskılanması, derideki ekzemanın azaltılması, derinin nemlendirilmesinin etkin olarak sağlanması ve yakınmaların alevlenmesine neden olan etkenlerin ortadan kaldırılmasıdir. Bunun için izlenecek tedavi yöntemleri şoyle sıralanabilir:

çevresel koruyucu önlemler

Cildin nemlendirilmesi

İlaç tedavisi: Atopik dermatitde yakınmaların temelinde yatan neden derinin, temel görevleri vücudun esas olarak mikroplara karşı savunmasını sağlayan bazı hücreler ile istilasıdır. Bu, tıp dilinde inflamasyon olarak adlandırılır. Kullanılan ilaçlar bu hücrelerin deriden uzaklaşmasını sağlar (anti-inflamatuvar) ve kaşıntıyı önlemenin tek ve en etkin yoludur.

a. Kortikosteroid (kortizon) içeren ilaçlar: Atopik dermatit tedavisinin temelini oluşturur. Ekzemayı giderici en etkin ilaçlardır. Ekzemanın olduğu yere günde iki defa uygulanırlar. Tablet veya injeksiyon şeklinde kullanımı şiddetli atopik dermatit alevlenmelerinin tedavisinde nadir olarak gerekli olabilir. Bu durumda kısa süre kullanıp kesilmelidir.

Sistemik olarak tüm vücuda yayılacak şekilde kullanılmadıkları ve hastalığın olduğu yere uygulandıkları sürece ciddi yan etkilere yol açmazlar. Kortikosteroidlerin olası yan etkileri arasında deri incelmesi, renklenmede azalma, çizgilerin oluşması, deri altı kanamalar, deri altı damar genişlemeleri sayılabilir. çok güçlü kortikosteroidlerin uzun süre deriye uygulanması ile nadiren ciddi sistemik etkiler de çıkabilir. Bunlar arasinda böbrek üstü bezinin baskılanması, büyüme geriliği, katarkt ve glokom oluşması sayılabilir.

Kortizonlu kremlerin yan etkileri kullanılan ilacın gücüne ve kullanılan vücut yüzeyinin genişiğline bağlıdir. Atopik dermatit tedavisinin temelini oluşturan kortizonlu krem kullanımında şu noktalara dikkat edilmelidir:

Kortizonlu kremler güçlerine yedi sınıfa ayrılırlar. Hastada, yakınmalarda kontrolu sağlayacak en düşük güçteki kortizonlu ürün seçilmelidir. özellikle 14 yaşın altındaki çocuklarda ilk üç grubun kullanılmasından kaçınılmalıdır.

Kontrol sağlanır sağlanmaz daha zayıf etkili bir ürün kullanılmaya başlanmalıdır.

özellikle yüz gibi hassas bölgelerde mümkün olan en zayıf kortizonlu kremi kullanmaya özen gösterilmelidir.

Kortizonlu kremler banyodan hemen sonra ve nemlendiricilerden önce kullanılmalı ve yalnızca ekzemanın olduğu bölgeye uygulamalıdır. Ekzemanın olmadığı yalnızca kuru olan bölgeye uygulanmamalıdır

Saçlı deride losyonlar ve kremler yaşa bağlı olarak seçilebilir

b. Kortizon içermeyen kremler Atopik dermatit tedavisinde son birkaç yılda kullanıma giren ilaçlardır. Bu gruptaki iki molekülden (pimekrolimus ve takrolimus) pimekrolimus ülkemizde de bulunmaktadır. Bu grup ilaçların en önemli özellikleri, kortizonlu kremlerden farklı olarak yalnızca atopik dermatit oluşmasında rol alan hücrelerin deriye geçişini engellemesi ve sistemik dolaşıma geçmemesidir. Bu nedenle kortizonlu kremlerde görülebilen yan etkilere yol açmazlar. özellikle bebeklerde ve yüz gibi hassas deri bölgelerinde kullanılabilirler. Bazı ülkelerde 3 aydan büyük bebeklerde uygulanabilirken, ülkemizde 2 yaşından büyük bebeklerde kullanılmaktadır.

Arada bir sebep sonuç ilişkisi gösterilmemiş olmakla ve dünyada birçok allerji akademisi bu ilaçların kullanımı ile kanser arasında bir ilşki olmadığına dair deklarasyonlar yayınlamış olmakla beraber, Amerikan Besin ve İlaç Dairesi bu ilaçları kullanan hastalarda nadiren deri kanseri ve lenfoma vakalarına rastlanabileceğine dair bir uyarıyı ilaç prospektüsüne koymuştur. Bu nedenle ilacın sürekli kullanılmaması ve yalnızca atopik dermatitten etkilenen bölgelere uygulanması önerilmektedir.

Kortikosteroidlerle ortaya çıkabilecek yan etkileri olmamakla beraber etkileri de kortikosteroidler kadar güçlü değildir. Bu nedenle hafif ve orta şiddette atopik dermatit tedavisinde daha etkilidirler. İki şekilde kullanımı düşünülmelidir. Bunlardan ilki atopik dermatite ait ekzemanın ilk görüldüğü ve en hafif olduğu dönemde uygulanması ve uygulamaya ekzema tamamen geçene kadar günde iki kere devam edilmesidir. Bu şekilde hastalık önemli ölçüde kontrol edilir. Ağır ekzemalarda veya ekzemanın alevlenmesinde ise kortikosteroidlerle birlikte kullanılabilir. Bu durumda, kortikosteroidlerle alevlenme kontrol altına alındıktan sonra ekzema geçene kadar pimekrolimus ile tedaviye devam edilmelidir. Her iki kullanımda da kritik nokta pimekrolimus tedavisine erken dönemde başlanmasıdır. çünkü ilaç etkisini erken dönemde göstermekle beraber etkinin en üst düzeye çıkmasi ilk 3-5 gün içinde olur. Kronik dönemde yukarda belirtildiği gibi ekzemanın ilk belirtileri ortaya çıkar çıkmaz hemen kullanılmaya başlanmalıdır. İnfeksiyon bulguları gösteren deride kullanılmamalıdır. Kullanımın özellikle ilk 2-3 gününde kullanılan deri bölgesinde yanma hissine yol açar ancak bu etkisi bu süre sonunda kaybolur. Bu nokta ilaç başlanmadan önce hastaya veya ailesine mutlaka anlatılmalıdır.

Antihistaminikler: Allerji hap ve şurupları olarak bilinirler. Antihistaminik içeren kremlerin tedavide yeri yoktur. Kaşıntının giderilmesindeki etkileri çok zayıftır. Gece kaşıntısının engellenmesinde yararlı olabilirler.

Antibiotikler: Atopik dermatitin komplikasyonlarından biri de bazı deri

infeksiyonlarının sık görülmesidir. Antibiotikler yalnızca deri infeksiyonlarının tedavisinde kullanılmalıdırlar. Bunun dışında tedavide antibiotiklerin yeri yoktur.

Fototerapi ve bağışıklık sistemi baskılayıcıları: Diğer tedavilere yeterli yanıt

alınamayan ağir olgularda nadir olarak gerekli olabilir.

Sonuç

Atopik dermatit çöcukluk çağının en sık görülen deri hastalıklarının başında gelir. Hastalıktan kür sağlayacak bir tedavi şekli yoktur. Ancak olgularin önemli bir bölümünde hastalık kendiliğinden geriler ve kaybolur. Yeni gelişmeler ciddi bir yan etki görülmeksizin yakınmaların kontrol altında tutulmasını kolaylaştırmıştır. Hastaların özellikle ilerde gelişebilecek astım ve allerjik nezle bakımından yakın izlenmesi son derece önemlidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp