Acil Doğum Doğum Komplikasyonları

Acil Doğum Doğum Komplikasyonları : Doğumların büyük çoğunluğu hiçbir sorun olmadan tamamlansa da bazen doğum sırasında ya da sonrasında istenmeyen durumlar yaşanabilir. En sık görülen sorunlar daha önceki bölümlerde değinilen, kordonun bebeğin boynuna dolanması, amniyon kesesinin yırtılma- ması ya da yırtılmasının gecikmesi ve bebekte doğduktan sonra solunum hareketlerinin bir türlü başlamamasıdır. Bütün bu sorunlar bazı basit önlemlerle çözülebilir. Bunların yanı sıra giderilmesi zor ve annenin ya da bebeğin yaşamını tehlikeye sokabilecek sorunlar da gelişebilir:

• Tehlikeli gebelikler - Bazı gebeliklerde daha sık komplikasyon görülür; bu gruptaki gebelere farklı yaklaşmak gerekir:- Annenin yaşının çok küçük ol- ‘L ması;»jg - annenin yaşının 35'ten büyük olması .

- annenin tansiyonunun yüksekya da aşın düşük olması;
- annenin şeker hastası olması;- doğumdan önce kanama geçirmiş olması;
- annede herhangi bir enfeksiyon olması;
- annenin uyuşturucu madde (eroin, metadon, alkol) bağımlısı olması;
- annenin bazı ilaçlan (lityum karbonat, magnezyum, rezerpin) kullanma zorunluluğu;
- annenin beşten fazla doğum yapmış olması;
- amniyon kesesinin doğumdan çok önce yırtılmış, yani sıvılann erken boşalmış olması;
- annenin ilk doğumunu yapacak olması.

Bu durumlan saptamak için anneye sistemli olarak gerekli sorular sorulmalı ve hazırlıklı olmalıdır.Dış cinsel organlarda uçuk gibi bir enfeksiyon olması bebeğin doğum kanalından geçişi sırasında enfeksiyonu kapmasına ve komplikasyonlara neden olabilir. Annenin böyle bir enfeksiyonu olduğu düşünülürse bu bölge dikkatle incelenmelidir. Doğuma yardım eden kişi kendini enfeksiyondan korumak amacıyla koruyucu giysi ve gözlük kullanmalıdır.

• Yenidoğanda solunumun başlamaması - Normal olarak bebeğin doğumdan sonraki 30 saniye içinde ilk solunum hareketlerini yapması gerekir. Bu sırada uygun bir yüzeye yatırılmalı, başı biraz alçaltılmak ve ağzı ile burnundaki sıvılar özenle temizlenmelidir. Solunum başlamamışsa, bebeğin sırtı hafif hafif sıvazlanır. Bu önlem de etkili olmazsa,bebeğin ayak tabanı işaretpar- mağıyla çizilir. Solunum gene başlamazsa yapay solunum aygıtı kullanılır. Bu aygıt bulunamazsa yardımcı kişi ağızdan ağıza yapay solunum yapmalıdır. Boyundaki şahdamara elle dokunarak bebeğin kalbinin atıp atmadığı belirlenir. Nabız olduğu halde solunum yoksa, hemen yapay solunuma başlanmalıdır.

Bu işlemler yapılırken anne ya da bebeğin kanı ile öteki vücut sıvılarından korunmak için eldiven kullanmak gerekir.Yapay solunum işe yaradığı halde, başlangıçta düzenli bir solunum olmayabilir.Solunum ve nabız yoksa yapay solunumla birlikte kalp masajı da uygulanmalıdır. Bu işleme geçmeden önce kordon mutlaka bağlanarak bebekle etene arasındaki dolaşım kesilir.Bebeği anneyle birlikte hastaneye götürürken yapay solunum ve kalp masajı sürdürülmelidir. Bu işlemler bebek hastane personeline teslim edilene değin sürmelidir. Bebekle ilgilenirken annenin etenesinin henüz alınmadığı unutulmamalı ve bunun için gerekli girişimler yapılmalıdır.Bebeğe yapay solunum ve kalp masajı uygulanırken anne bir taşıt aracına bindirilemez, bu durumda gecikmeden başkalarından yardım istenmelidir.Bebek soluk almaya başlamazsa, oksijen verme olanağı araştırılır.

Ne var ki, aşırı miktarda oksijen verilmesi de bazı istenmeyen etkilere yol açabilir. Yirmi dakika kadar sürekli oksijen verilmesinin hiçbir zararı yoktur, ya da yararı zararından çok daha fazladır. Oksijen tüpünün borusu doğrudan bebeğin yüzüne tutulmamalı, başının üzerine doğru verilmelidir. Oksijen bebeğin başının üstünde alüminyum kâğıdı ile oluşturulan "çadır"a verilir; yoğunluğu yüzde 40'ı aşmama- lıdır, mutlaka nemlendirilmiş olmalıdır. Bebekle ilgilenen hekim gerekirse oksijen maskesi ile çok daha yüksek yoğunluklarda oksijen verebilir.Yenidoğan tedavisi konusunda uzmanlaşan hekimlere neonatoloji uzmanı ya da kısaca neonatolog denir. Neonatologların görüşüne göre eksik bırakılan oksijen tedavisi, yüksek yoğunlukta ve aralıklı verilen oksijenden daha kötü sonuçlar doğurmaktadır. Yenidoğana zararlı olabilecek oksijen miktarının belirlenmesi çok kolay değildir.

Bebek soluk aldığı halde, kalp atım sayısının 80'in altında olması olumsuz bir belirtidir.Bu durumda karamsarlığa gerek yoktur. 20 dakika sürekli yapılan yapay solunum ve kalp masajına karşın beyinde herhangi bir yıkım olmayabilir. Bazı bebekler doğumdan birkaç saat önce ölmüş olacak doğar. Ölü doğan bebek çevreye kötü bir koku yayar ve vücudunda büyük baloncuklar bulunur, başının anormal derecede yumuşak olduğu gözlenir. Bu durumdaki bebeğe canlandırma işlemi uygulamak yararsızdır, bütün dikkat anneye yönelmelidir. Anneye yalan söylenme- melidir; aşırı kan kaybına bağlı bir şok tablosu varsa ruhsal sıkıntının durumu kötüleştirmesini engellemek amacıyla ölü bebeği görmesi önlenir. Daha sonra da olsa, bebeğinin ölü olduğunu mutlaka kendi gözleriyle görmelidir.• Gecikmiş doğum - Kısa aralıklarla (her iki ya da üç dakikada bir) gelen sancılar doğumun iyice yaklaştığını gösterir. Sancıların bu ölçüde sıklaşmasına karşın bebek 20 dakika içinde doğmazsa, gecikmiş doğumdan söz edilir. Durum anneye açıklanarak, bir an önce bir sağlık kuruluşuna gönderilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp