Yengeç Burcuna Dair

Yengeç Burcuna Dair :

Doğarken

Yazın başladığı, meyvelerin olgunlaştığı, duyguların fokurdamaya başladığı, bol güneşli günler. Tarlada, mavi yeldirmesinin yenlerine alnını silerek yorgun argın çalışan veya gezinen köylü kadın.

Meyvelerin ağırlığıyla dallar eğilir, başaklar olgunlaşmaya başlar.Yaz aşklarının en yoğun biçimde yaşandığı günlere gelinmiştir. İnsanlar sanki şıpsevdi haline gelir. Aşk adına daldan dala atlar. Ancak daldan dala atlarken de gerçekten aşık olduğunu sanır.İşte bu günlerde bir bebek doğar. Her bebek gibi tatlı ve şirin ama duygusal, söz dinlemez, anlaşılmaz ve küseğen.

Büyürken

Okul hayatında zorlanan, öğrenmekten ziyade oynamayı düşünen, ruh hali günden güne farklılık gösteren, aşırı derecede hassas, içedönük, kendisini ifade etmekte zorluk çeken, biraz hırçın bir çocuk.Onlar, "ya hep ya hiç" duygusallığıyla hareket ederler. Ya birdenbire en yükseğe çıkmak, ya da yerinden kıpırdamamak.

Merdiveni basamaktan basamağa çıkmak onlara göre değildir. Onlar korumak ve korunmak, sevmek ve sevilmek için yaratılmıştır adeta. Ailesine aşırı düşkündürler. Ve doğuştan annedirler. Başkasının bebeğini seven, saatlerce zevk için bebeklerle oynayan bir kız veya kadın görürseniz anlayın ki Yengeçtir. Erkeklerinde dahi annelik duygusu yoğundur, ancak bunu göstermeyi sevmezler.

Aşırı duyarlı ve duygusal olduklarından anne babasının onlara daha sevgi dolu yaklaşması, ona güvende olduğunu hissettirmesi gerekir. Böyle davranılırsa hırçınlıkları en az seviyeye inecek, onlar da çevrelerine sevgiyle cevap verecektir. Kızdığında veya küstüğünde, ona sevgiyle yaklaşarak, kucaklayarak veya saçlarını okşayarak gönlünü alabilirsiniz.

Aşırı yemeye başlamışsa anlayın ki duygusal kırgınlık ya da tatminsizlik içindedir. Abur cubur şeyler yemesine engel olmanız gerekir, zira en hassas ve çabuk hastalanan bölgesi midesidir. Alerji oluşturan yiyecek ve içeceklerden de uzak durması gerekir, zira cildi çok çabuk etkilenir, kızarıklıklar ve sivilcelerle başı derde girer.

Dünyaya Geliş Amacı

Yengecin dünyaya geliş amacı, içimizdeki doğruları, güzellikleri, yönlendiricileri keşfetmek ve bunları dış dünya ile uyumlu hale getirmektir.

Yengecin dünyaya geliş amacı, içimizdeki doğruları, güzellikleri, yönlendiricileri keşfetmek ve bunları dış dünya ile uyumlu hale getirmektir. O, kalbinin derinliklerindeki sevgiyi yüzeye çıkarır ve tüm benliğinde hisseder. Beyninin derinliklerindeki bilinci duyumsar. O, beş duyu ile sınırlandırmaz kendini. Bedeninin ve ruhunun bütün zerreleriyle hisseder. Ve iç dünyasından edindiği sezgileriyle, duygularıyla ve bilinciyle, dış dünyanın uyumsuzluklarıyla baş etmeye çalışır.

Ancak bu mücadele o kadar da kolay değildir. Aşırı duyarlı ve duygusal iç dünyanın, acımasız ve tümüyle maddî dış dünya ile karşılaşması Yengeci kırılgan hale getirir. Bu nedenle de hayvanlar dünyasının yengecinin sert bir kabuğa bürünmesi gibi Yengeç insanı da yüzüne maskeler takar, içsel dünyasının üzerine zırhlar giyinir.

Yüzündeki sert ifade bir maskedir, beğendiği veya sevdiği birini el ve diliyle didiklemesi bir başka maskesidir. Yüksek sesle ve hızlı konuşması, duygularını saklamaya yöneliktir. İnsanlara mesafeli durması, sıklıkla evine çekilmesi, incinmemek için geliştirdiği savunma mekanizmasıdır.

Ancak Yengeç, güvenlik arayışı içinde tümüyle kabuğuna çekilirse durağan hale gelir, değişimleri algılayamayan, ilişkilerden kaçınan, duvardaki sa-bitleşmiş bir tuğla durumuna düşebilir. Yengeçteki annelik zırhı da bir başka tehlikedir. Erkek olsa bile, çocuklarına annelik yapmak belki anlaşılabilir ama sevgilisine veya arkadaşına anne gibi korumacı ve her işine karışıcı şekilde hareket etmek, sevdiklerinin ondan uzaklaşmasına neden olabilir.

Takımyıldızıyla Yengeç


Ekliptik (tutulum çemberi) üzerinde, İkizler ve Aslan takımyıldızları arasında, Aslan takımyıldızındaki ters soru işaretinin hemen önünde bulunan takımyıldızdır. Aynı meridyen üzerinde Vaşak ve Kumpas takımyıldızı ile Su Yılanı, Karina ve Yelken takımyıldızlarının bazı bölümleri bulunur.Belki bazıları, aynı meridyende bulunan Su Yılanı ve Vaşak etkisiyle bilge, intikamcı veya yırtıcı görünüme bürünebilirler, açık denizlere yelken açmayı severler. Aksi halde kimsenin dikkatini çekmeden, toplumu yönetmeye kalkmadan hayatlarını sürdürürler.
Havanın açık olduğu zamanlarda bile zorlukla ancak 3-4 yıldızı görülebilir.

Zira yıldızları aşırı sönük ve küçük görünümlüdür. Yıldızları bir merkezden ayrılan üç kol üzerinde dizilmiştir. Bu takımyıldız parselinde dikkati çeken en parlak görüntü, 150 kadar sönük yıldızdan oluşmuş Arıkovanı şeklindeki yıldız kümesidir, ancak dürbün aracılığıyla açık seçik görülebilir. Aynı parselde M67 olarak adlandırılan ikinci yıldız kümesi ise o kadar sönüktür ki çıplak gözle görülmesi mümkün değildir.Takımyıldızları gibi Yengeç insanları da toplum içinde dikkat çekmeyen, zekalarıyla, başarılarıyla veya tavırlarıyla ön plana çıkmayan yapı ve karakterdedirler. İçlerinde taşıdıkları özellikleri ve güzellikleri anlayabilmek için, onları çok yakından tanımak, onlara yaklaşabilmek gerekir.

Sezgili Yürek

İkizler, Terazi, Akrep ve Balık başta olmak üzere her burç insanında belli ölçüde sezgi gücü bulunur. Ancak Yengeç insanı kadar altıncı hissi güçlü başka burç insanı yoktur. O, biraz sonra meydana gelebilecek olayları, vermesi gereken bir kararın doğru olup olmadığını, atacağı bir adımın kendisi için hayırlı sonuçlar doğurup doğurmayacağını hisseder.Yengeç insanı kadar altıncı hissi güçlü başka burç insanı yoktur.Yengeç duygular insanı olduğundan, önemli konularda içinden yükselen sesi dinlemeli, yüreğinin gösterdiği yolda yürümelidir.

Yengeç duygular insanı olduğundan, bir konuda fikir yürütmesi, sağlıklı mantıksal bağlantılar kurması çok zordur. O, önemli konularda içinden yükselen sesi dinlemeli, yüreğinin gösterdiği yolda yürümelidir.

Coşkulu Duygular

Sezgileri kuvvetli olan Yengeç yüreği, aynı zamanda yoğun ve coşkulu duygularla doludur. Bu duygular bazen şiir olur mısralara dökülür, bazen kabarıp coşar haykırışa dönüşür, bazen kara bulutlar gibi gözyaşı yağdırır, bazen de sevinç yumağı haline gelir.Yoğun duyarlılık koruma içgüdüsüyle birleşince, duygusallıkları sınırları zorlar, en basit etki karşısında bile kavga kaçınılmaz olur, sonu düşünülmeden saldırı halini alır. Dövülecekmiş, öldürülecekmiş, gözü görmez. Bazen koruma içgüdüsü mantıklı düşünmeyle de bağdaşmayabilir. Olaylara akıl ve mantık gözüyle bakanlar için, Yengecin birçok münakaşası, birçok kavgası gereksiz hassasiyet olarak görülebilir. Ancak olaya Yengeç kalbiyle bakıldığında ise kavgaya girmemek korkaklık sayılacaktır.

Onlar coşkulu bir şekilde aşık olur, duygularını coşkulu bir tarzda anlatır, ayrılıkları duygusal yıkım doğurur ama yeniden ve daha coşkulu bir biçimde bir başkasına tutulurlar.Yüce Anne ya da Göbek Bağı Herkesin bildiği gibi bir bebek doğduğunda ilk yapılan iş anne ile bebeği birbirine bağlayan göbek bağının kesilmesidir. Bu işlemle anne ile çocuk arasındaki fiziksel, biyolojik ve ruhsal bağ koparılmış olur. Bu, bağımsızlığa, bağımsız kişilik gelişimine doğru atılmış ilk adımdır. Bebek bunu anlamasa da (belki de anlıyordur) artık yalnızca annesiyle değil, annesinin de içinde bulunduğu farklı bir dünya ile ilişkiye geçmekte, zaman içinde annesininkinden farklı, kendi kişiliğini bulmaktadır.

Fiziksel olarak kopmuş olsa da, annesiyle göbek bağını koparamayan tek burç insanı Yengeçlerdir.Annelik duygusu Yengeç insanlarına, ailesi, kardeşleri ve arkadaşlarına karşı olağanüstü şekilde korumacı ve kısıtlayıcı özellikler verir. Bu hususta erkekleriyle kadınları arasında önemli bir fark bulunmamaktadır.

Bunun Yengeç insanı üzerinde üç önemli sonucu vardır: ilk olarak Yengeçler, çocukluklarından itibaren annelik rolünü üstlenir ve çevrelerindeki insanlara annelik yapmaya başlarlar. Bu hususta erkekleriyle kadınları arasında önemli bir fark bulunmamaktadır. Belki Yengeç erkekleri korumacılıkta, kadınları da çocukları sevmekte, kendilerinin olmasa bile onları benimsemekte, onlara hizmet etmekte öne geçerler. Annelik duygusu Yengeç insanlarına, ailesi, kardeşleri ve arkadaşlarına karşı olağanüstü şekilde korumacı ve kısıtla-yıcı özellikler verir. Bu nedenle çevresindeki insanlar ondan uzaklaşmak, biraz nefes almak ihtiyacı hissedebilirler. Bu nedenle Yengeçler, korumacı tavırlarını kontrol altında tutmalı, çevrelerindeki kişilerin bağımsız bir varlık olduğunu unutmamalıdır.

İkinci olarak Yengeçler, ne kadar büyürlerse büyüsünler duygusal yönden çocuk olarak kalırlar. Hepimizin içinde ara sıra bir çocuk boy gösterebilir. Ancak Yengeçlerde bu durum süreğendir. Bazen erkek Yengeçler, anneleriyle yeterli iletişim kuramazlarsa kendilerine annelik yapacak bir eş arayabilirler.

Göbek bağının kesilememesinin üçüncü önemli sonucu, Yengeç insanlarıyla anneleri arasındaki görünmez ve kopmaz bağdır. Ve bu bağ, çoğu zaman bağımlılığa dönüşür. "Annesinin kuzusu" belirtmesinin muhatapları genellikle ya Yengeç insanlarıdır, ya da Yengeç bir annenin çocukları...

Yengeçlerdeki bu anne bağımlılığı, onun her dediğini yapmak, her işte onun onayını almak şeklinde ortaya çıkabileceği gibi, bu bağımlılıktan kurtulamama nedeniyle yoğun bir nefrete de dönüşebilir. Ama siz siz olun bir Yengece annesini eleştirecek söz söylemeyin, bir Yengeçle evlenmek istediğiniz zaman da önce annesinin kalbini kazanın.

Sümsük

Hain astrolog "sümsük" diye adlandırmış Yengeci. Günahı varsa onun boynuna. Sümsük, ansiklopedik anlamıyla "uyuşuk, pısırık, beceriksiz" demek. Evcil oldukları doğru, annelerinin dizi dibinde oturmak istedikleri doğru, biraz çocuksu oldukları doğru. Ama bütün bu doğrular onları sümsük yapar mı? Tabii ki yapmaz.

Ancak bir durumda uyuşuk ve bir konumda beceriksiz kabul edilebilirler. Yengeçler, yoğun şekilde edilgen olduğu için yöneticilik yönünden beceriksizdirler. Gökteki Ay'ın eksilmeye başladığı andan itibaren de günden güne güçlerini, arzularını yitirir ve yeni ayın doğumuna yakın uyuşuk ve pısırık hale gelirler. Sadece bedenleri de değildir uyuşan, aşkları ve duyguları da uyuşur, hareketli ve duyarlı Yengeç uyumaktan, pineklemekten başka bir şey düşünemez hale gelir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp