Plasenta

Gebelikte anne rahminde meydana gelen ve anne ile doğacak çocuğun (fetüs) arasındaki her türlü madde alışverişini sağlayan organa halk dilinde son, tıp dilinde plasenta adı verilir. Anneyle çocuk arasındaki ilişki sadece kan yoluyla olmaktadır.Anne ve çocuğun kanı direkt olarak birbiriyle karışmazlar. Plasentada karşılaşan kanlar arasında ozmos yoluyla bir değişme olur, sıvı şeklinde besinler ve gazlar bir taraftan diğer tarafa damar duvarından geçerler.

Anne besin, su, oksijen ve diğer gereksinmeleri çocuğa, çocuk ise atılacak maddeleri anneye verir. Çocukla plasenta arasında alışverişi sağlayan kan damarlarının yaptığı kordona göbek ipi veya umbli- kal kordon (funniculus umblicalis) adı verilir. Kordon içinde iki arter ve bir ven bulunur. Normaldeki gidişin tersine burada anneden çocuğa gelen ve çocuğun beslenmesi için gereken temiz kan ven içinde, çocuktan anneye giden kirlenmiş kan ise arter içinde iletilmektedir.Doğumdan sonra çocuğun eş’i şeklinde çıkması beklenen plasenta 18-20 cm. çapında, yuvarlak bir disk biçimindedir. Kalınlığı1,5-2 cm, ağırlığı 500-600 gr.dır.

Anneye bakan yani rahme yapışık olan yüzü koyu kırmızı, pürtüklü ve loplara ayrılmıştır. Bu bölümlere kotiledon adı verilir. Plasentanın çocuğa bakan yüzü ise parlak bir zar şeklindedir. Rahim içindeki çocuk, göbeğinden uzanan bir kordonla, yani göbek ipi ile plasentaya bağlı olarak plasentanın zarlarından meydana gelmiş bir kese (amnios kesesi) içinde bulunur. Bu kese içinde bulunan amnios suyu doğumdan önce çocuğu dış etkilerden korur, onun gelişmesine ve serbest hareketine yardımcı olur.Gebeliğin 3. ayında 50-60 mİ. olan amnios suyu 9. ayda 500-1000 mİ.ye ulaşır.

Bu suyun çok olması halinde hidramniozdan bahsedilir. Plasenta anne ile çocuk arasında besin maddeleri alışverişinden başka, çocuğun solunum ve boşaltım aygıtları vazifesini de görür. Ayrıca plasenta, koryonik gonadotropin denen bir hormon da salgılar. Bu hormonun anne idrarına geçmesinden yararlanarak idrar testi ile gebeliğin erken teşhisi yapılabilmektedir.Plasentanın dışarı atılması üç şekilde gerçekleşir:

• Zarların ve plasentanın kopması

• Vaginadan geçmeleri

• Dışarı atılmaları: Plasentanın dışarı atılması, müdahale gerektirmeyen doğal bir olaydır. Kendiliğinden dışarı atılamayan plasenta rahim ağzına geldiği vakit doktor veya ebe tarafından elle çekilerek dışarı atılır.Plasentanın erken ayrılması (de- kolman), kolluma yakın bulunması (plasenta previa), rahim içinde kalması (plasenta retansi- yonu) gibi durumlar, gebelikte anne ve çocuk için tehlike yaratan hastalıklar olarak doğum hekimlerinin ilgisini çekmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp