Zehirlenmek

ZEHİRLENMEK (tesemmüm, venenation)

Vücut için zararlı maddelerin ağız veya tenefüs yoluyla veya yılan-akrep sokması vs. gibi cilt yoluyla alınmasına "Zehirlenmek" denir. Tedavisi ise zehirlenmenin türüne göre değişiklik arzetmektedir.

Belirtileri: Baygınlık, kusmak, ishal vs. gibi şeyler.

Yiyecek ve İçecek Maddelerden Zehirlenmek:
Ebû Seleme (r.a.) demiştir ki: "Peygamber Aleyhis-Selâm hediyyeden yer fakat sadakadan yemezdi. Hayber Şehri fethedildiğinde yahudilerden Zeyneb binti Haris adında bir kadın, zehirleyerek pişirmiş olduğu bir koyun kebabını Peygamber Aleyhis-Selâm'a hediye etti. Rasulullah (s.a.v.) ve arkadaşları bu kebabdan yemeğe başladılar. Yemek sırasında Peygamber Aleyhis-Selâm, akradaşlarına: "Ey Arkadaşlar! Ellerinizi çekiniz, yemeyiniz! Zira bu koyun zehirli olduğunu bana haber verdi" buyurdu. Fakat çok geçmeden bu zehirli koyun kebabından yiyenlerden Bişrb. Berâel-Ensârî adında bir sahabe öldü. Bunun üzerine yahudi Zeyneb bulunarak Peygamber Aleyhis-Selâm'ın huzuruna getirildi. Rasulullah ona: "Bu işi niçin yaptın?" diye sorguya çekti. Kadın: "Eğer hak peygamber isen, yaptığım şey sana zarar vermez. Eğer peygamber değil de, kral isen insanlar senden kurtulup rahat etsinler diye düşündüm" dedi. Bunun üzerine Rasulullah ashabına emir verdi ve bu kadın zehirlenerek şehid olan sahâbe'den dolayı kısas olarak öldürüldü."1

Yılan ve Akrep Sokmasıyla Zehirlenmek:
İbni Mesud (r.a.) şöyle demiştir: "Birara Peygamber Aleyhis-Selâm namaz kıldırıyordu, secdeye vardığı zaman parmağından akrep soktu. Namaz bitince: "Allah akrebe lanet etsin ne peygamber bırakıyor, ne de başkasını" buyurdu. Sonra içinde su ve tuz bulunan bir kap istedi. Akrebin soktuğu parmağını tuzlu suyun içine koydu; İhlas, Felak ve Nâs Sûrelerini okudu. Nihayet ağrı kesildi."2

Tedavi:
Çokça sıcak su içirerek kusturmak. Çokça süt içirerek kusturmak. Lavman yaparak ishal etmeye çalışmak, hastayı istirahat ettirmek. Burnundan aksırmayı çoğaltan ilaçlar üfürmek, sonra zehirin cinsine göre tedavi yapmak. (Ibnü'n-Nefis s 514-515)

Kan Aldırmak:
Peygamber Aleyhis-Selâm yemiş olduğu zehirli koyun etinin, vücudundaki tesirini gidermek veya hafifletmek için Ensar'dan Beyaza Oğullarının hizmetlisi Ebû Hind adındaki bir hacamatçı tarafından boynuzdan yapılmış bir neşterle kısa aralıklarla, üç defa kan aldırmış, zehirlenen sahabeler de kan aldırmışlardır."1

* Peygamber Aleyhis-Selâm, zehirlenme hâdisesinden sonra iki omuzu arasından kısa aralıklarla üç defa kan aldırmış ve sahabelere de kan aldırmaları için emir vermiştir. Çünkü iki omuzbaşı arası, kalbe en yakın hacamat yeridir. Zehirli madde kanla birlikte dışarı çıkmıştır. Tamamı çıkmış olmasa bile, belli bir miktarı zararsız bir durumda kalmıştır, vücutta kalan az bir miktar bile zamanla tesirini gösterir."3

* Peygamber Aleyhis-Selâm bu zehirlenme hâdisesinden sonra üç yıl daha yaşamış, ölümü hastalığında ise, eşi Aişe'ye hitaben: "Ey Aişe! Hayber'de yediğim zehirli bir lokmanın tesirini hâlâ hissetmekteyim, her yıl nüksediyor. Şu anda bile onun tesirinden boyun damarlarım kopuyor gibidir" demiştir."4

Mûsa b. Ukbe demiştir ki: "Zehirlenmenin tedavisi ya boşaltım ile veya zehire karşı koyan panzehir ilaçlarla yapılır. Her kim ilaç bulamazsa tam bir boşaltma yoluyla tedavi etmelidir. Boşaltma usullerinden en faydalısı kan aldırmaktır. Bilhassa memleket sıcak ve mevsim de sıcak olursa zehir hemen kana karışır, damarlara dağılır ve kalbe ulaşır, ansızın ölüme götürür. Kan, zehiri organlara ve kalbe ulaştıran nesnedir. Eğer zehirlenen kimseden hemen kan alınacak olursa, kan ile birlikte zehir dişarı atılmış olur. Eğer bu şekilde yapılan boşaltım tam bir şekilde yapılırsa, zehirin tamamen yok olması veya tesirinin azalması sebebiyle vücuda zarar vermez hâle gelir, tabiat artık ona karşı güçlenir, onun tesirini yok eder veya zayıflatır. Boşaltma usullerinden ikincisi kusturmak, bir diğeri ise ishal'dir."5

İlaç Kullanmak:
Peygamber Aleyhis-Selâm'ın akrebin soktuğu parmağını tuzlu suya batırması; Ihlas, Felak ve Nâs sûrelerini okuması ve ağrının sakinleşmesi. Bu tedavi şeklinde hem tabii ilaç kullanılmış ve hem de Kur'ân'dan bazı ayetler okunarak, hayvanın vereceği zarardan yüce Allah'a sığınılmak suretiyle mânevi tedaviye de başvuru lmuştur.

Peygamber Aleyhis-Selâm, akrep sokması hadisesinde bizzat kendisi, kendi kendine nefes etmiş ve zehirin vereceği zarardan Allah'a sığınmış başkalarının da nefes yaptırmasına izin vermiştir. Nitekim Enes İbni Mâlik (r.a.) demiştir ki: "Peygamber Aleyhis-Selâm göz değmesine, zehirli hayvan sokmasına ve ekzama hastalığına karşı nefes yapılmasına (telkin) izin verdi" (Müslim selam H. 58; i. Mâce tıp H 3516)

Tuz, birçok zehirli maddeye karşı gayet faydalı bir ilaçtır. Bilhassa akrep sokmasına karşı pek faydalıdır. Ayrıca keten tohumu ile karıştırılarak merhem yapılır ve zehirli hayvanın soktuğu yere sürülür. Evet tuzda çekici ve ayırıcı özellikler vardır. İşte bu hususiyetleri sebebiyle zehirli maddeyi çeker ve ayırır. Akrep sokmasında şiddetli bir ateş meydana gelirki, bu ateşin soğutulması, zehirli maddenin vücuttan çekilip çıkarılması lâzımdır. İşte Peygamber Aleyhis-Selâm soğuk su ile ateşi gidermeye, tuz ile de zehirli maddeyi çekmeye ve bedenden çıkarmaya çalışmıştır.Bu tedavi şekli ise en mükemmel ve en kolay bir tedavi şeklidir."6

Süt ve yoğurt; zehirlenmeye, yılan-akrep sokmasına karşı şifadır, pek faydalıdır. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm: "Yüce Allah, ihtiyarlık dışında şifasını vermediği hiç bir hastalık yaratmamıştır. Sizlere inek sütünü tavsiye ederim. Çünkü inek her çeşit bitkiden otlamaktadır, sütte şifa vardır" buyurmuştur."7

Yine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Her kim sabahleyin aç karına Medine'nin acve isimli hurmasından yedi tane yerse, o gün ona sihir ve zehir zarar vermez."8

* "Medine'nin Âliye Mevkii'nin acve isimli hurmasında şifâ vardır. O, sabah aç karına yenildiği zaman tiryak (panzehir)'dir" buyurmuştur."9

Hurma cinsleri içi ndeacve hurmasının bu özelliğe sahip olması, ya bizzat kimyasal özelliğinden yahud da Peygamber Aleyhis-Selâm'ın Medine'ye hicretten sonra, bu hurma cinsini bizzat kendi eliyledikipyetiştirmesi ve hakkında duâ etmesi sebebiyledir."10

Zehirlenmeye Karşı Faydalı Diğer Bazı Maddeler:
Turunç çekirdeğinde panzehir özelliği vardır. İki miskal (yaklaşık 10 gram) turunç çekirdeği dövülüp akrebin soktuğu yere bağlanır veya sürülürse, ağrıyı keser, eğer bundan iki miskal şurup yapılıp içilirse, bütün zehirlenmelere karşı faydalıdır. Anason zehirlenmeyi önler. Ceviz, zehirlenmeye karşı panzehir görevi yapar. Tereyağı, bal ile karıştırılıp şerbet yapılarak içilirse, bütün zehirlenmelere karşı faydalıdır. Zeytinyağı içmek, zehirlenmeye karşı gayet iyi gelir. Karnı yumuşatır, bağırsak kurtlarını düşürür. Dinlenmiş zeytinyağı dahafazla ısıtıcı ve dahafazlaçözücüdür. Yakut'un tozu, zehirlenmeye karşı faydalıdır. Fındık, zehirlenmeye karşı gayet iyidir."11

* Zehirlenmeye karşı sarımsak dövülür sirke ile karıştırılıp içilir. Sirke, tuz ile karıştırılıp içilirse, mantar zehirlenmesi ne karşı faydalıdır.Hindibâda bütün zehirlere karşı faydalı bir panzehir özelliği vardır."12

Yaş üzüm, zehirlenmelere ve böbrek taşlarının düşürülmesine gayet faydalıdır."13

Tuz, keten tohumu ile beraber karıştırılarak merhem yapılır, yılan ve akrebin soktuğu yere sürülürse gayet iyi gelir."14

Acve hurması zehirlenmeye, akrep sokmasına ve bilhassa soğuk mizaçlı zehirlere karşı faydalıdır. Bal, zehirlenmeye karşı kullanılan ilaçların içine katılır. Çünkü bal, ilacın kuvvetini korur ve onda tesirini gösterir."15

* Bal, böbrek hastalıkları, asabî hastalıklar, zehirlenmeler, hattâ aklî hastalıklara karşı pek faydalı bir ilaçtır."16

* Meşhur filozof tabip Ebû Yusuf Yakub b. İshak el-Kindî (ölüm 236 H.). Zehirlenmeye karşı tedavi konusunda "Risale fı Eşfiyeti's-Semûm" adıyla bir eser yazmıştır."17

Kaynaklar:
[1]- E. Davuddiyât H. 4510, 4512; Müsned 1/305; i. Kayyim s. 192-193: M. Aliye 2/360 H. 2476; M. Zevâid S/92; Nihâye 2/239; S. Kübrâ 8/46-47; I. Sünnî vr. 46a; Süyûtî vr. 30b. [2]- I. Kayyim s. 141; C. Sağır 2/103; F. Kadir S/270; K Hakâyık 2/147: K. Ummal 15/40015; M Ledüniyye 2/ 173; I. Sünnî vr. 46b-47a; ayrıca bak I. Mâce salat H. 1246. [3]-1. Kayyim s. 192-193: M Ledünniye 2/171. [4]- Buhârî mağâzî S/137; Aynî 8/438; I. Kayyim s. 192-193; ayrıca bak. Müsned 6/18; Abdürrezzak IIII98I4; i. Sâd t/445, 2/202. f5J- / Kayyim s. 193. [6]-1. Kayyim s. 247. f7J- L Ukûl 1/ 533: Müsned 4/315; Hâkim tıp 4/196-197, 403: M. Ebî Hanîfe s. 430-31 [8]- Müslim esribe H. 155; Buhârî etime 6/212, tıp 7/30-33; E. Davud tıp H. 3876. [9]- Müslim esribe H. 156; K. Ummal 10/28200. [10]- Bezlül-Mechûd 161 204: Aynî 10/210-211 [II]- Bağdadî s. 59, 60, 67, 75, 87. 114. 118. 170; ayrıca bak. i. Kayyim s. 366. 374. [12]- I. Kayyim s. 354. 355. 366, 373, 374. 443 [13]- el-Edviyye s. 118 [14]- F. Kadir 5/270. [15]- Serhu'l-Erbain s. 48. 58. [16]- Aselün-Nahl s. 207 [17]- I. E. Usaybia 2/187.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp