Yaşantımızın İlk Bilinç Boyutuna Doğru

Yaşantımızın İlk Bilinç Boyutuna Doğru :

Varolmak ve dünyada yaşamak, farklı bilinç boyutları arasında gidip geldiğimiz bir yolculuktur.
Sağlıklı olmanın daha üst halini ifade eden mükemmel sağlık, insanın en doğal haliyle en normal ve sağlıklı bilinç boyutunda bulunduğu halidir. Bu bilinç boyutuna olan yolculukta oruç çok önemli bir role sahiptir.

Oruçlu olmak arınmaktır. Gıdalarla aldığımız ve vücudumuzun doğal ortamını bozan tüm katı ve sıvı besin maddelerini bir süreliğine durdurmamızdır.
Oruçlu olmanın manevi boyutunu da tedaviye ilave etmek, onun gücünü daha da arttıracaktır. Bu güç oruçla birlikte insanın gözünün ve dilinin daha kontrollü bir hale gelmesi ile gerçekleşir.
Oruç, maddi ve manevi olarak insan bedenini şimdiki halinden en doğal haline ulaştırma görevindedir.
Hemen hemen herkesin oruç tutmasıyla birlikte elde etmiş olduğu rahatlık belirgindir. Bu belirginlik, orucun manevi boyutunu yerine getirenlerde daha da güçlü bir arınma neticesinde doruk noktasına çıkar.
Bu doruk noktası enerji bedenin aurasının en doğal halidir. Dolayısıyla normal olması gereken bilinç hali ile insan aurasının normal hali aynı sonuca götürür bizleri. Enerji bedenin düzgün ve normal olması da vücudumuzun yüzlerce noktasındaki akupunktur yuvalarının aktif çalışması ve bunlar arasındaki chi enerjisinin engelsiz dolaşması anlamına gelir.
Böyle bir vücuttaki kan, hem temizlenmiş hem de önündeki tüm organ ve bedenin bölümleri arasındaki negatif barajlardan kurtulmuştur.

Oruç; vücudun değişik boşluklarında birikmiş toksinlerin, yıllar önce kullandığımız ilaçların ve aldığımız gıdalarla birlikte vücudumuzda birikmiş ağır metallerin çözülmesinde en etkili yoldur. Fazla bir yemek sonrası görülen ağırlık ve uyuşukluk, meydana gelmiş toksinlerin kan dolaşımına geçerek vücudu olumsuz yönde etkilemesinin ve dolaşımdaki kanın vücudumuzdaki dengeli dağılımının bozulmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar.

Her fazla ve gereksiz yemeğin ardından, hareketsiz ve durağan yaşamın bir kalıntısı olarak vücudumuzda toksinleri biriktirmeye devam ederiz. Tamamen toksinlerden arınmış bir vücuda sahip olan kimse yoktur. Bağışıklık sistemi zayıflamış, sık sık gribal enfeksiyon ve değişik rahatsızlıklar geçirenlerin vücutlarında birikmiş toksin miktarı fazladır.

Sık hasta olan, bağışıklık sistemi zayıflamış insanlar, hastalık süresi boyunca iştahlarının azalması ve yemekten uzaklaşmalarının sebebini açıklayamazlar. Oysa tüm canlılarda bu tavır ortak bir davranıştır, Bunun amacı, vücutta birikmiş ve dolaşıma geçerek insanın kendisini kötü hissetmesini sağlayan toksinlerden kurtulmaktır. Bu, tüm canlılarda bilinçli yapılan bir davranış olmasa da vücudun kendi otomatizması ile gerçekleşen doğal bir savunma mekanizmasıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp