Nefes Etmek

NEFES ETMEK (rukye, catharmos)

Kur'ân-ı Kerim'den bazı ayetler veya Peygamber Aleyhis-Selâm'dan rivayet edilen sahih ve mübarek duaların şifa niyetiyle okunarak, hasta kimse üzerine tükrüksüz olarak üflenmesine "nefes etmek" denir. Nefes yapan kimsenin halk arasında iyi olarak bilinen, doğru-dürüst ve bilgi sahibi kimselerden olması lazımdır. Nefes etmenin meşru olabilmesi için şu üç şartın bulunması gereklidir. Nefes edilen şeyin Allah kelamı, isimleri veya sıfatlarından olması, yahut Peygamber Aleyhis-Selâm'dan rivayet edilen sahih ve mübarek dualardan olması; Anlaşılır bir dil ile yapılması; Nefes etmenin bizzat müessir olmayıp, ancak Allah'ın izni ile fayda sağlayacağına inanılması."1

* Yüce Allah her derde bir derman yaratmıştırve her şeyin birzıddı, panzehiri vardır. Nefes eden kimsenin nefesi, nefes olunan kimsenin ruhuna etkide bulunur. İkisinin ruhu arasında fiil ve infial (etki ve tepki) meydana gelir. Tıpkı hastalık ile ilaç arasında meydana gelen etki ve tepki gibi. Böylece nefes olunan kimsenin ruhu ve gücü hastalığa karşı kuvvet kazanır ve Allah'ın izni ile hasta iyileşir. Nefes eden kimsenin nefesi kuvvetli olduğu zaman (yani nefes eden kimse cemiyet içinde saygın bir kişi ise), nefes etme işlemi de tam olarak gerçekleşmiş olur."2

* Hasta kimse tıbbî ilaçları kullanmakla beraber, şifa ümidini artırmak, evljam, vesvese ve korkuyu dağıtmak, moralini ve maneviyatını yükseltmek, mukavemetini artırmak maksadıyla Kur'ân-ı Kerim'den bazı ayetler veya Peygamber Aleyhis-Selâm'dan rivayet olunan sahih ve mübarek dualardan okumalı; bilmiyorsa başkasına nefes ettirmelidir.

* Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de: "Bilesiniz ki gönüller ancak Allah'ı zikretmekle rahata kavuşur" buyrulmuştur."3

* Nefes yapılması, kişi tarafından kabul görür, yani bunun fayda vereceğine inanır ve tam zamanına da denk gelirse fayda sağlar. Nefes etme işi, yüce Allah'ın i laçlarla hastalara şifa verdiği gibi, bu nu nla da şifa vermesi için bir temennî ve bir sığınmadır. Câizgörülmeyen nefes etme ise, manası bilinmeyen ve içinde Allah'ın varlığına ve birliğine ters düşen, şirk mâhiyetinde olan nefeslerdir. Nitekim Avf İbni Mâlik (r.a.) şöyle demiştir: "Cahiliyye Devrinde (İslam'dan önce) biz, hastalara nefes ederdik. İslam gelince: "Ey Allah'ın Rasûlü! Nefes etme konusunda ne dersiniz?" diye sorduk. O da: "Nefes etme şekillerinizi bana arzedip gösteriniz! İçinde şirk (Allah'a ortak koşma) olmadıkça, nefes etmekte bir sakınca yoktur" buyurdu."4

* Câbir b. Abdullah (r.a.) demiştir ki: "Amr İbni Hazm, Medine'de yılanın soktuğu bir kadına nefes etmek için çağrıldığında, gelmek istemedi. Bu durum Peygamber Aleyhis-Selâm'a haber verildiği zaman Amr'i çağırttı. Geldiğinde: "Ey Allah'ın Rasûlü! Siz, nefes yapmayı yasaklamıştınız." dedi. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Nefes ederken okuduğunuz şeyleri bana arzediniz!" buyurdu. O da arzetti. Amr'ın okuduklarını işiten Peygamber Aleyhis-Selâm: "Bunlarla nefes yapmakta bir sakınca yoktur. Bunlar ancak hasta kimseye güven duygusu telkin eder. Bununla nefes etmeye devam et!" buyurdu. MÜS. 3/394

* Kur'ân-ı Kerim'de ise yüce Allah: "Artık gözünüzü açın! Ne zaman ki can (ruh) köprücek kemiğine dayanır. (Hastanın etrafında bulunanlar tarafından): "Buna nefes edip (tedavi edecek) bir kimse var mıdır? diye çabaya düşülür. Can çekişen kimse bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlar ve ne yapacağını şaşırır.' İşte o gün sevkedilecek yer, sadece Rabbinin huzurudur" buyurmaktadır. (Kıyamet ib-30)

* Hastanın canı boğaza geldiği ve son duruma düştüğü zaman ne nefes edenin nefesi ve ne de tabibin tedavisi fayda vermezolur. Böylece Allah'ın emri yerine gelmiş olur. İşte bu âyet-i Kerime'de buna işaret edilmiştir.

Uygulamalardan Örnekler:
Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) demiştir ki: "Cebrail Aleyhis-Selâm, Peygamber Aleyhis-Selâm'a gelerek: "Ey Muhammedi Hastalandın mı?" diye sormuş, O da: "Evet" cevabını vermiş bunun üzerine Cebrail: "Sana sıkıntı veren her şeyden Allah'ın adıyla, sana nefes ediyorum. Her kötü nefsin şerrinden, her hasetçinin göz değdirmesinden dolayı Allah sana şifa versin, Allah'ın adıyla sana nefes ediyorum" demiştir."5

* Sabit b. Kays b. Şemmas ise şöyle der: "Peygamber Aleyhis-Selâm hasta hatırı sormak için Sâbit'in yanına girdi. Sabit hastaydı. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Ey bütün insanların Rabbi olan Yüce Allah! Sabit b. Kays'tan bu hastalığı gider" diye duâ etti. Sonra Medine'nin Buthan vadisi toprağından bir miktar alarak bir bardağa koydu, üzerine de bir miktar su döktükten sonra, bu topraklı su üzerine de okuyup nefes ettikten sonra, hastanın üzerine döktü"6

* Osman İbni Ebi'l-As (r.a.)de şöyle anlatır: "Bende öyle bir ağrı-sızı vardı ki, nerede ise beni öldürecekti, böylece Peygamber Aleyhis-Selâm'a vardım. "O ağrıyan yeri sağ elinle yedi defa ovuştur (masaj yap), sonra da: "Duyduğum şu ağrının şerrinden Allah'ın kudretine ve yüceliğine sığınırım" diye dua et buyurdu. Ben de öylece ovuşturdum ve dua ettim. Yüce Allah bendeki o ağrıyı giderdi. Bundan sonra ben bu tedavi şeklini aileme ve başkalarına da tavsiye ettim"?
Enes İbni Mâlik (r.a.) demiştir ki: "Peygamber Aleyhis-Selâm; zehirli haşerat sokmasına, göz değmesine ve ekzama hastalığına karşı tedavi maksadıyla nefes etmemize izin (ruhsat) Verdi" (Müslim Selam H. 52, 56, 57; Buhâri tıp 1121)

Kendi Kendisine Nefes Etmek:
Hz. Aişe (r.a.) demiştir ki; Peygamber Aleyhis-Selâm hastaolduğu zaman; Nâs,Felak ve İhlas sürelerini okuyup kendi kendisine nefes ederdi. Hastalığı ağırlaşınca, bu süreleri ben okuyor, onun eli ile yüzüne meshediyordum. Çünkü onun eli benimkinden daha bereketli idi."8

* Hadisin Râvîsi sözüne devamla der ki: "İbni Şihab ez-Zührî'ye; Peygamber Aleyhis-Selâm'ın kendi kendisine nasıl nefes yaptığını sordum: "Okuduğu ayetleri elleri üzerine nefes eder, sonrada ellerini yüzlerine meshederdi" dedi."9

* Tıbb-ı Nebevide genel olarak nefes etme usuliyle şu hastalıkların tedavisine çalışılmıştır: "Gece korkmaları, uykusuzluk, evham, vesvese, göz-değmesi, sihir isabet etmesi, göz değmesi ve sihir isabet etmesinden korunma ve ruhî hastalıklar. Ayrıca yılan akrep sokması, müzmin bir ağrıdan dolayı, bayılma ve sar'a gibi hastalıklara karşı da nefes edilmiştir. Bazan da akrep sokması, ciltteki siğiI ve sivilcelerin tedavisi, ekzama vs. gibi hastalıklar için hem maddi tedavi ve hem de manevî tedavi şekli uygulanmıştır."10

Netice:
Kur'ân ayetleri ve Peygamber Aleyhis-Selâm'dan rivayet edilen sahih ve mübarek dualarla nefes yapmak ve yaptırmak sünnettir. Sonradan bu konunun istismar edilmesi, onun meşruluğuna engel değildir.

Kaynaklar:
[1]- Nesfmî 3/156-57; ayrıca bak. Nihaye 21255. [2]- i. Kayyım s. 244-245. [3]- Nesîmî 2/32; Râd ayet 30. [4]-Müslim selam H. 64; E Davud tıp H. 3886: Bağdadi s 226-227. [S]- Müslim selam H. 46-48; Buhâri tıp 7/23; Müsned 3/28, 56, 58. 75. 6/160; E. Nuaym vr 60b; I. Sünnî vr. 30a; I. Sâd 2/213-14; Nefes etmek Cebrail'den şifa vermek ise Allah'tandır [6]- E. Davud tıp H. 3885 [7]- E. Davud tıp H.3891: Tirmizî tıp H 2081: Müslim selam H. 67 Müsned 4/ 217 [8]- Müslim selam H. 50-51: Buhâri tıp 7/24: E Davud tıp H. 3902: i. Mâce tıp H. 3529; Muvatta ayn H. 10 Müsned 6/104, 114. 124. 181. 256, 263; I. Kayyim s 248 [9]- Buhâri tıp 7/24. [10]- Nesîmi 3/160. 170-175 176-181.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp