Aşılamak

AŞILAMAK (ilkah, fecundation)

Bu konuyu bitkilerde ve canlılardaolmak üzere iki bölümde sunmak istiyoruz:
Bitkilerde: Güney rüzgârları yağmur yüklü bulutları, diğer bulutlarla aşılayarak yağmurun yağmasına sebep olduğu gibi bitkilerin ve ağaçların erkeklerini de dişileri ile aşılayarak döllenmelerine vasıta olmaktadır1 Nitekim bu durum Kur'ân-ı Kerim'de şöyle ifade edilmiştir: "Biz rüzgârları (bitkileri ve bulutları) aşılayıcı olarak gönderdik, gökten su indirip sizleri onunla suvardık. O suyu, (yer ve gökte) depolarda saklayan da sizdeğilsiniz!" (Hıcr22)

* "Yağmurdan önce rüzgârları bir müjdeci olarak gönderen O'dur. Biz gökten tertemiz bir su indirdik ki onunla ölü toprağı diriltelim ve yaratmış olduğumuz insanlarla hayvanları suvaralımYürkan 48-49)
* Peygamber Aleyhis-Selâm da; şiddetli bir rüzgâr esmeye başladığı zaman: "Ey Rabbim! Bu esen rüzgârları aşılayıcı, tohumlayıcı rüzgârlardan eyle! Kısırlaştıran kurutup kavuran rüzgârlardan eyleme!" diye duâ ederdi2
* Yine bir hadis-i şerifte ise: "Güney rüzgârları estiği zaman, vadilerden sular akmaya başlar" buyurmuştur3
* İbni Abbas (r.a.) demiştir ki: "Rüzgâr hem bitkileri ve hem de bulutları aşılayıcıdır. Nitekim erkek devenin dişi deveyi aşılayıp hâmile bıraktığı gibi, rüzgâr da bulutları yağmura aşılayıp hâmile bırakır."

* Tabiinden Hasan-ı Basrî, Katâde ve Dahhak da bu görüştedirler 4
* Yine Tabiinden Ebû Recâ bu konu da şöyle der: "Ben bir defasında Hasan-ı Basri'den: "Biz rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik" âyetinde rüzgârın neyi aşıladığını sordum. "Bitkileri" dedi. Ben: "Bulutları aşılamaz mı?" diye ikinci kez sordum. "Evet, bulutları da aşılar, onları yağmur yağdırıncaya kadar sürükleyip götürür" dedi5

* Mealini verdiğimiz âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden anlaşıldığına göre, rüzgârlar hem bitkileri ve hem de bulutları aşılamaktadır.
* Daha verimli bir hale getirmek için Araplar hurma ağaçlarından bazılarını kendi elleri ile ıslah edip aşılıyorlar ve aşılama işini de şöyle yapıyorlardı: "Erkek çiçekten, buğday ununa benzeyen çiçek tozunu (tohumunu) alıyor, dişi çiçeğin içine koyuyorlar, böylece döllenme sağlanmış oluyordu. Yapılan bu işleme te'bîr=aşılama denir. Bu işlem tıpkı canlılardaki erkekle dişi arasındaki aşılama gibidir6
* Rüzgâr ise bu aşılama işini bizzat kendisi yapıyor, erkek çiçek tozunu, dişi çiçek üstüne kondurmak suretiyle gerçekleştirmektedir. Ayrıca ağaçlarda pek eski zamandanberi çiçek tozu aşısı dışında bazı aşı türleri de bilinmektedir.

* Medineliler, hurma ağaçlarına aşı yaptıktan sonra 40 gün kadar o ağaca su vermezlerdi. Zira aşıdan sonra hemen su verilecek olursa, ana kök aşıyı silkip atabilirdi. Sütten kesilen çocuğun aralıklı olarak emzirildiği gibi, aşının tutmasını sağlamak için, sulama işinin aşılamadan belli bir süre sonra yapılması gerektiği kabul edilmiştir7* Canlılardaolan aşılamayı daiki bölümde mütâlâa etmek istiyoruz.

Hayvanlarda Aşılama:
Hz. Ali (r.a.) demiştir ki: "Peygamber Aleyhis-Selâm'a bi r katır hediye edilmisti, hoşuna gittiğinden dolayı ona bindi. Bu sırada ben: "(EyAllah'ın Rasûlü!) Eğer biz de merkebi kısrak üzerine çekecek olursak, bunun aynısı bizim de olur" dedim. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Bunu ancak (at'ın at üzerine çekilmesinin daha faydalı olacağını) bilmeyen kimseler yapar" buyurdu 8

* İbni Abbas (r.a.) de: "Biz Hâşim Oğullarının, merkebi kısrak üzerine çekmemizi Peygamber Aleyhis-Selâm yasakladı" dedikten sonra: "Sizlere yasak etti, demiyorum" dedi ve ilâve etti: "Abdesti güzelce almamızı emrettiği gibi, sadaka malından yememizi de yasakladı" demiştir9* Halîfe Ömer İbni Abdülaziz de, devlet görevlilerine şöyle bir ferman göndermiştir: "Devlet görevlilerinden her kim, merkebi kısrak üzerine çekecek olursa, o kimsenin maaşından on dinar keserim" demiştir10

* Asr-ı saadette bir kadın Peygamber Aleyhis-Selâm'a gelerek: "(Ey Allah'ın Rasûlü!) Ben, sütünden faydalanmak ve neslini çoğaltmak için bir miktar koyun aldım, fakat bu koyunlar üreyip çoğalmıyorlar" diyerek şikâyette bulunmuş. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Koyunların renkleri (türü, cinsi) nedir?" diye sormuş. Kadıncağız: "Siyah renklidir" deyince, Peygamber Aleyhis-Selâm: "Bu koyunları hâlis beyaz koyunlarla değiştir (veya çiftleşme zamanı bunları, güçlü kuvvetli beyaz koyunlarla karıştır, onların içine kat)" buyurmuştur11

* Merkebin kısrak üzerine çekilerek ondan melez bir hayvan olan katırın elde edilmesi; İbni Abbas ve Hz. Ali'nin rivayet ettiği hadîs-i şeriflere göre yasaklanmıştır. Çünkü bunda iyiden (attan) vazgeçip, kötüyü (katırı) tercih etme ve yaratılışı (hilkati) değiştirme gibi mahzurlar olduğu ileri sürülmüştür.Bir kısım islam uleması ise; iyi bir şey olmamakla beraber, bunun yapılmasında dini yönden bir sakınca olmadığını kabul etmişlerdir. İbni Abbas (r.a.)'ın: "Biz Hâşimoğullarının, merkebi kısrak üzerine çekmesini Peygamber Aleyhis-Selâm yasakladı. Sizlere yasak etti demiyorum" cümlesiyle, "Sizler yapabilirsiniz, fakat biz yapamayız" demiştir. Böylece Hâşimoğullarının diğerlerinegöre bu üç konuda hususiyetlerinin olduğunu söylemek istemiştir.

* Hayvan lar arasında bi r ci nsten diğer bi r cinse aşılama yapmak veya bir cinsi, yine kendi cinsinden iyi bir ırkla aşılama yapmakta bir sakınca görülmemiştir. Çünkü hayvanlarda -insanlarda olduğu gibi- soy, sop, hasep, nesep, kişilik, aile mefhumu vs. gibi hususiyetleryoktur. Bu sebeple hayvanlarda verimli olmayan bir cinsi, diğer bir cinsle birbiri üzerine aşırmak veya suni tohumlama yapmaksuretiyle aşılayarak ıslah etmek, verimli bir hâle getirmek yukarıda açıklandığı şekilde caiz görülmüştür. İnsanlarda Aşılama: (Sunî Tohumlama, ilkah) Aralarında evlilik bağı olmaksızın bir erkekle bir kadının cinsî münasebette bulunmasını islam dini yasaklamış ve bunun adına da zina demiştir. Haram olmasına rağmen erkekle kadın arasında birleşme meydana gelirse, doğacak çocuk gayr-i meşrudur. Kadının yumurtasını, kocasından başka bir erkeğin menisi (sperma) ile aşılayarak, kadının çocuk yapmasını sağlamak ta zinanın unsurlarını ihtiva ettiği, hasep-nesep, soy, sop gibi ahlâki içtimaîvedini duyguları tahrip ettiği için caiz görülmemiştir. Böylesun'îtohumlama, Peygamber Aleyhis-Selâm zamanında olmamakla beraber, buna yakın bazı bilgiler verilmiştir. Mesela:

* Hz. Aişe (r.a.) bu konuda şöyle demiştir: "Cahiliyyedevrinde (islam'dan önce) dört çeşit nikah vardı. Bunlardan birincisi, bugünkü insanların nikahı gibi idi. Şöyle ki: "Bir erkek, diğer bir erkeğin kızına veya yeğenine dünür olur, mihrini verir, sonra da nikahlanırdı. İkinci bir nikah şekli ise; Kadın âdet kanamasından temizlendiği zaman, kocası karısına: "Haydi falan erkeğe git, onun seninle cinsî münasebette bulunmasını iste!" derdi. Kadın o erkekle cinsî münasebette bulununca, kadının o erkekten hamile kaldığı belli oluncaya kadar, kocası onunla cinsî münasebette bulunmazdı. Kadının hamileliği belli olunca, kocası isterse karısı ile cinsî münasebette bulunurdu. Karı-koca bunu kendilerini aşağı gördükleri için çocuğun asil bir erkekten olmasını ve ırklarının ıslah edilmesini istediklerinden dolayı yaparlardı. Bu çirkin hareket, o câhillerce nikah kabul edilir ve buna "istibdâ" nikahı derlerdi...'12

Kadınlar bu çirkin işi; yiğitlik, cesurluk, kahramanlık ve cömertlik gibi sıfatlarla meşhur olmuş erkeklerle yapıyorlar, doğacak çocuğun da bu sıfatlarla muttasıf olmasını istiyorlardı. Bu şekilde cinsî münasebette bulunan asil erkek, ayrıca kadından bu iş için ücret de alıyordu 13

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp