Akraba Evliliği

(intermarriage, tezâvücül-egârib) Bir kimsenin yakın akrabasından biriyle evlenmesine "Akraba Evliliği" denir. Amca kızı, dayı kızı veya teyze kızı ile evlenmek gibi. İslâmi esaslardan uzaklaşılmasından dolayı bugün bu konu aleyhinde yerli ve yabancılar tarafından pekçokpropağandayapılmaktadır. Hangi akraba ile evlenilip hangisi ile evleni-lemeyeceğini bizzat Kur'an-ı Kerim haber vermektedir. Bütün dinlerde akraba evliliği vardır. Nitekim Yahudiler, uzak akraba veya akraba olmayanlar yerine yakın akraba ile evlen meyi tercih ederler. Hatta yahudi ırkının bozulmaması için diğer milletlerle evlenmeyi asla kabul etmezler1Mühim bir hatırlatma: Doğacak çocuğun sağlıklı olması; zayıf, cılız ve sakat olmaması için; akraba evliliğini söz konusu etmeleri yerine, eğerPeygamber Aleyhis-Selâm'ın şu tavsiyelerine uyulsa, daha iyi hareket edilmiş olur. Çünkü hastalıkların çoğu irsîdir. Zira meni (sperma), bütün organlardan meydana gelmektedir, bu sebeple sağlıklı kişinin çocuğu sağlıklı, hastalıklı kimsenin çocuğu da hastalıklı olur. Nitekim Peygamber

Aleyhis-Selâm: "Vücuttaki her kılın altında şehevî duygularvardır..."buyurarak meninin bütün organlardan süzülerek meydana geldiğine işaret etmiştir

* Yine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Cüzzam, alaca ve delilik gibi hastalıklarla malûl olan eşlerle evlenmekten sakınınız!" buyurmuştur4* İbni Ömer (r.a.) ise konu ile ilgili olarak şöyle demektedir: "Peygamber Aleyhis-Selâm, Gıfar Oğullarından bir kadınla nikahlandı, gerdek gecesinde kadın elbisesini çıkardığı zaman; kadının göğüs kısmında alaca hastalığı gördü, bunun üzerine kadına: "(Elbiseni giy, böylece sabahla) ve ailene dön! Zira hastalığını gizliyerek beni aldatmışınız!" buyurdu ve nikah bedelini tam olarak ödedi"5
* Hz. Ali (r.a.) de: "Her kim bir kadınla nikahlanır ve o kadında; alaca, cüzzam, delilik ve ferc(vagina) bitişikliği (ferefıtığı) gibi bir hastalık bulursa, cinsî yaklaşım olmadıkça serbesttir, isterse o haliyle kabul eder, isterse boşar. Eğer cinsî yaklaşım olmuşsa, kadın için nikah bedeli olarak mehir verilmesi lâzımdır" demiştir6

* Yukarıda tercümesini sunduğumuz hadis-i şeriflerden anlaşıldığına göre;
evlenecek olan eşler dikkatli hareket ederek, hastalıklı bir eş ile evlenmemesi lâzımdır. Bu eş, isterse akraba olsun, isterse olmasın, isterse kadın olsun, isterse erkek olsun. Çünkü hastalıklı eşten, hastalıklı çocuk doğması ihtimali çok kuvvetlidir. Eğer eşlerin her ikisi de hastalıklı olursa, bu nisbet daha da yüksek olmaktadır. Soya çekim (veraset) maddesine de bakınız! Bu madde de açıklandığına göre, değil hastalıklar; iyi ve kötü huylar, ahlak, karakter dahi irsî olup, baba veya anneden çocuklarına geçmektedir.

Evlenecek Eşlerin Birbirini Tanıması, Görmesi:


Evlenmeden önce eşlerin birbirini görmeleri, Islâmî ve ahlâkî ölçüler içinde konuşmaları normal kabul edilmiştir. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm: "Yüce Allah, bir kadınla evlenme isteğini bir kimsenin gönlüne yerleştirdiği zaman; artık o kimsenin o kadına bakmasında bir sakınca yoktur" buyurmuştur7
* Enes İbni Mâlik (r.a.) demiştir ki: "Muğıre b. Şu'be, bir kadınla evlenmek istedi. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Git o kadına bak! Çünkü böyle yapman evlendiğiniz zaman aranızda sevgi ve saygının devam etmesi için daha uygundur buyurdu. Muğıre de gidip gördükten sonra o kadınla evlendi. Çok mutlu bir şekilde yaşadılar8

* Ebû Hureyre (r.a.) ise bu konuda şöyle der: "Peygamber Aleyhis-Selâm'ın yanında idim. Ona bir kimse gelerek Ensar'dan bir kadınla evlenmek istediğini söyledi. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "O kadına baktın mı?" diye sordu. Adamcağız: "Hayır" dedi. Peygamber Aleyhis-Selâm: "Haydi git te gör! Zira Ensar (kadınları)'nın bazısının gözlerinde (gece körlüğü, küçük gözlülük gibi) özür vardır" buyurdu9
Akraba Evliliğinden Dolayı, Çocukların Sakat Doğması İddiası:
* İmam Gazâlî İhya'da: "Yakın akraba ile evlenmeyiniz! Zira çocuk zayıf ve cılız olarakdoğar" anlamında bir hadis rivayet etmiştir. Bu hadisin açıklamasında ise: "Evlenecek eşler birbirleri ile yakın akraba olursa, her zaman birbirlerini gördükleri için şehevî istek ve arzuları zayıf olur. Eğer eşler yakın akraba olmayıp uzak çevreden olursa, birbirlerine karşı şehevî istek ve arzuları daha kuvvetli olacağından dolayı, doğacak çpcukdaha sağlıklı ve daha kuvvetli olur" denilmiştir10* Garîbü'l-Hadîs kitaplarında ise "Gazâlî'nin söylediği sözlerin kime âit olduğu bildirilmeksizin: 'Yakın akrabalarla değil, uzak çevreden evleniniz! Çünkü uzak çevreden evlenmeden doğacak çocuk, akraba evliliğinden doğacak çocuktan daha sağlıklı ve daha kuvvetli olur, de-nilmektedir. Fakat bu söze karşı Muğîre b. Şu'be(r.a.): "Akraba olmadı klan halde birbirleri ile evlenmiş nice insanlar vardır ki çocukları sağlıklı ve kuvvetli değildir" diyerek yukarıdaki iddiayı kabul etmemiştir 11
* Gazâlî'nin İhyâül-Ulûm'da rivayet ettiği hadîs-i şeriflerin sihhat derecelerini araştıran Abdurrahman el-lrâkî, yukarıda tercümesini verdiğimiz İhya hadîsi hakkında, İbni Salâh'a dayanarak: "Güvenilir kaynaklarda bu hadîsin aslı olup olmadığını bula-madım" Ancak bana göre bu hadis, Hz. Ömer'in sözü olarak bilinmektedir. Nitekim Hz. Ömer, Sâib Oğulları Kabîlesi fertlerini zayıf ve cılız olarak görünce: "Ey Sâib Oğulları! Sizler cılız ve zayıf oldunuz (bu durumu düzeltmek için) kendi aşiretinizden başka kadınlarla evleniniz!" demiştir12* YineHz. Ömer bir defasında: "Erkeklik suyunu boşaltmak için soyu-sopu temiz kadınlar seçiniz. Bununla beraber sizlere beden yönünden gösterişli kadınlarla evlenmenizi tavsiye ederim. Zira onlar doğurgan olurlar, sağlıklı ve kuvvetli çocuklar doğururlar" demiştir13

* Hz. Ali (r.a.) de: "Her kim çocukları ile övünmek isterse, o kimsenin uzunboylu kadınlarla evlenmesini tavsiye ederiz" demiştir 14
* Yukarıda Hz. Ömer'in Sâib Oğullarına hitaben söylediği sözde; Hz. Ömer'in bu kabîlenin fertlerini zayıf ve cılız olarak görmesi sebebiyle, adıgeçen kabîleyi bu durumdan kurtarmak için, başka kabilelerin kadınları ile evlenerek, soylarında olan bu zayıflık ve cılızlığın giderilmesini tavsiye etmiştir. Bu tavsiye ırk'ı ıslah etmek için yapılmıştır. Yoksa çocuğun sakat doğduğu için değildir. Çünkü sakat olmak başka, zayıf ve cılız olmak başkadır.* Yine Hz. Ömer'in: "... Sizlere beden yönünden gösterişli kadınlarla evlenmenizi tavsiye ederim. Zira onlar doğurgan olurlar, sağlıklı ve kuvvetli çocuklar doğururlar" sözü ile Hz. Ali'nin: "Her kim çocukları ile övünmek isterse, uzunboylu hanım-larla evlenmesini tavsiye ederiz" sözleri, ıslâh-ı ırk türünden yapılmış tavsiyelerdir.

Kiminle Evlenilip, Kiminle Evlenilemiyeceği Kur'ân-ı Kerim'de Şöylece Bildirilmiştir:
"Sizlere şunları nikahlamak (şunlarla evlenmek) haram kılındı. Analarınız, kızlarınız, kırkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, süt analarınız, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anaları, kendileri ile zifafa girdiğiniz karılarınızdan olma himayenizdeki üveykızlarınız. Eğer üvey kızlarınızın anaları ile zifafa girmemiş iseniz onlarla evlenmenizde sizin için bir günah yoktur. Öz oğullarınızın karıları ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahlamanız da haramdır. Ancak câhiliyyet devrinde geçen affedilmiş geçmiştir. Şühhesiz ki Allah, câhiliyyet devrinde olan kötü işleri bağışlayıcı, İslâm'da emre uyanlara merhamet edicidir. (Bir de harp esiri olarak) sahip olduğunuz cariyeler müstesna; diğer bütün nikahlı kadınlarla evlenmeniz size haram kılındı. Bunlar, üzerinize Allah'ın yasağı olarak haramdır. Bu haram kılınanların dışında kalanlar ise sizlere helal kılındı" (Nisa 23-24) Akraba Evliliğinin Mekruh Sayılması: Ebû Hüreyre Hz.'leri demiştir ki: Peygamber Aleyhis-Selâm: Bir kadının, halası veya teyzesi üzerine kocaya varmasını yasakladı da: "Eğer siz bunu yaparsanız, akrabalık bağlarını koparırsınız" buyurdu.

* İsâ b. Talha (r.a.) de: Peygamber Aleyhis-Selâm, akrabalık bağlarını koparır korkusuyla, bir kadının, kendi akrabası olan başka bir kadın üzerine nikahlanmasını (yani kuma olmasını) yasakladı" demiştir16* Hz. Ali'nin torunu Hasan, bir gecede iki amca kızı ile evlendiği zaman; Câbir b. Zeyd, akrabalık bağlarına zarar verir düşüncesiyle bu evliliği mekruh saymış bununla beraber bunda bir haramlık yoktur" demiştir17
* "Birbirlerineyakınakrabaolan kadınlar bi r kişi ni n ni kah ı altında bir araya geli rlerse, aralarında dargınlık ve küskünlük meydana gelebileceği sebeple akrabalık bağlarının kopmasına sebep olabilir"18
* Yukarıda tercümesini verdiğimiz hadîs-i şeriflerden anlaşılacağı üzere, yakın akrabaların birbirleri ile evlenmelerinin sakıncası, eşler veya birbirlerine kuma olan kadınlar birbirleri ile iyi geçinmedikleri zaman akrabalık bağlarının kopmasına ve birbirlerine kötü davranışlarda bulunmalarına sebep olabileceği bildirilmiştir.Netice:Taberânî'nin Ebû Üsâme (r.a.)'den rivayetine göre, Peygamber Aleyhis-Selâm:"Sizler birbirinizle harp eden kimseler hâline gelmedikçe ve bir kimse geçim sıkıntısından dolayı nabatlı (yabancı) bir kadınla evlenip amcasının kızından yüz çevir-medikçe kıyamet kopmaz" buyurmuştur19

* Hadîs-i şerifte, kişinin menfaat karşılığı olarak yabancılarla (akrabaolma-yanlarla) evlenmesi ve yakını ile evlenmeyi terketmesi kıyametin alametlerinden sayılmıştır.* Gazâli'nin İhyâ'da hadis diye zikrettiği sözün, gerek sahih ve gerekse zayıf hiç bir hadis kitabında yeri yoktur, râvîsi de belli değildir. Taberânî'nin Usâme tarikiyle rivayet ettiği ve yukarıda tercümesini verdiğimiz hadîs-i şerif ise, râvî zinciri içerisinde Cafer b. Zübeyr'in hadis konusunda mutemed bir kimse olmadığı için zayıf kabul edilmiştir. İşte bu sebeple, hiç aslı olmayan bir söze karşı, aslı olup olmadığı ihtimal dâhilinde olan zayıf bir söz daha kuvvetlidir.
* Kiminle evlenilip, kiminle evlenilmeyeceği konusundaki helal ve haram kanunları, hücreyi yaratan veonun nasıl uyuşup uyuşmayacağını en iyi bilen yüce Allah tarafından konulmuştur. İşte bu sebeple "Akraba evliliğinden doğan çocuklarsakatolarakdoğar"sözü, gerçek bir söz değildir. Sakat olan bu sözün kendisidir. Eğer bu söz gerçek olsaydı, akrabalık bağı olmayan evliliklerden doğan çocuklarda sakatlık olmaması gerekirdi.
*Kanaatimize göre bu iddia, ithal malı olup, bize Avru pa'dan gönderiImiştir. Zira Avrupa'da aile bağı ve akrabalık duygusu pek zayıf olduğundan halk, kozmopolit bir hayat yaşamakta, akrabalar arasında islamda olduğu gibi sevgi, saygı ve muhabbet mevcut değildir.

* İslâm ülkelerinde nüfusun çoğalmasından, aile ve akraba bağlarının kuvvetli olmasından endişeeden Avrupalı müsteşrikler doğum kontrolünün gerekliligi ni ve akraba evli liginden doğan çocukların sakat olarak doğduklarını iddia ederek, bu iki endişeyi gidermek niyetindedirler.

Kaynaklar:[I]-Nesîmî2/I0. Hıttis. 22. [2]- E. Davud taharet H. 248; l Mâce taharet H. 597; Tirmizî taharet H. 106: Müsned 1194, 101. 133, 6/203. 230. [3]- Bağdadi s 248; Zehebî s. 297-98 [4]- Dârekutnî nikah 31266. [S]- Sünenû kübrâ 71214, 256, 257; Sünenû Saîd ibni Mansur 311/214; el -izabe 4/465: el-istîâb 4/467; Bu hadis ibni Ömer tarafından rivayet edildiği gibi. Kaab İbni Zeyd, Saîd ibni Zeyd el-Ensarî ve Kaab b. Ucre tarikiyle de rivayet olunmuştur, i. Kayyım s. 217; Müsned 3/493. [6]- Sünenû kübrâ 7/215; Dârekutnî nikah 3/267: ayrıca bak Sünenû Saîd ibni Mansur nikah II 214 Hadis 828: Sünenû kübrâ 71135. 214. 219: Faik 3/ 180; Nihaye 4154. [7]- i. Mâce nikah H. 1864: Müsned 31 493. 41226. [8]- Dârîmî. nikah 2/134; i. Mâce nikah H. 1865-1866. Bu hadis: Tirmizî. i. Hıbbân. Dârekutnî ve Hâkim tarafından da rivayet edilmiştir. [9]- Müslim nikah H. 74-75; Müsned 2/276. 299; ihya 2/42; Hadisin metninde geçen "je/en" kelimesi, bazı rivayetlerde "Şe/nen" olarak gelmiştir. [10]- ihya 2/42. [II]- Nihaye 3/106. 348: Faik 2/350: Harbî 21378-79. [12]- ihya 2/42: Irâkî el-Muğnî 21 42. [13]- Gümüşhanevî, Ğ. Ehâdis s. 37. [14]- Nihaye 4/ 347 [IS]- Abdürrezzak 6/263: M Şerhi 7/240-42. [16]-E. Davud Merâsil s. 146: 8. Mechûd nikah 10/48; T. Ahvezî 4/272: Aynî 9/394. [17]- Buhâri nikah 6/126-127: Aynî 9/ 394: Abdürrezzak 61263. [18]- Şerhul-Müsned 16/178; Abdürrezzak 6/263. [19]- M. Zevâid 4/260.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp