Karbonhidrat Metabolizması

Karbonhidrat Metabolizması :

Besinlerdeki başlıca karbonhidratlar şu gruplara ayrılır:

1 - Pollsakkarltler. Bitkisel besinlerde bulunan nişasta (C6HıoOs)n insanlar için başlıca polisakkarit kaynağıdır. Sellüloz ve pektini insan sindirim sisteminde sindiren enzim yoktur.

2 . Disakkaritler. (C12H220ıı) sakkaroz (sükroz, kamış şekeri veya pancar şekeri) laktoz (sütte) ve maltoz örnektir.

,3- Monosakkaritler. a. Hekzoslardan (C6H1206) glikoz (dekstroz) ve fruktoz (levüloz) meyve ve sebzelerde bulunur. Besinlerle alırımıyan galaktoz, laktozun sindirimle parçalanmasından oluşur. b. Pentozlar (C6Hıo05) serbest halde alınmaz, fakat nükleik asitler ve bazı polisakkaritler içinde bulunur.

Metabolizma sırasında karbonhidratlar karbonhidrat olmayan bileşiklere, örneğin gliserole bağlanabilirler. Besinlerdeki karbonhidratların çoğu galaktoz, fruktoz ve glikoz gibi hekzosların polimerleridir. Vücutta monosakkaritlerin daha çok dimerleri bulunur. Karbonhidratlar sindirim sisteminden glikoz (% 80), fruktoz ve galaktoz olarak emilir. Fruktoz ve galaktoz absorpsiyondan hemen sonra karaciğerde glikoza çevrilir. Böylece glikoz şeklinde organizmaya kazandırılan karbonhidratlar enerji kayna-ğı olarak kullanılır.

Kanla taşınarı glikozun hücre membranıarından geçmesi aktif transport ya da kolaylaştırılmış difuzyonla, bir taşıyıcıya bağlanarak mümkün olabilir. Glikozun hücreye taşınması dokular arasında farklılıklar gösterir. Bağırsak ve böbrek tubulus epitellerinde bu taşınmaya sodyumun aktif iletisi eşlik eder. İnsulin hormonunun varlığı glikoz taşınmasım. kaslarda olduğu gibi bazı hücrelerde on kat artırabiiir. Karaciğer ve beynin büyük bölümü dışında hücrelere gerekli glikoz ancak insulinin varlığında taşınabilir.

Hücre içine giren glikoz, normalde hekzokinaz enzimi ile fosforilasyona uğrayarak glikoz-6-fosfata çevrilir. Bu reaksiyon geri dönü-şümlü değildir. Yalnız karaciğer, Bağırsak ve tubulus epitelinde bulunan glikoz-fosfataz enzimi ile reaksiyon geriye çevrilebilir ve hücre içine giren glikoz tekrar hücre dışına çıkabilir.

Karaciğerde hekzokinaz enziminden başka glikoza karşı özel bir affinite gösteren glikokinaz enzimi bulunur. Bu enzim hekzokinazdan farklı olarak insulinin varlığında çoğalır, açlıkta ve diyabette ise azalır. Hücrede glikoz-6-fosfat ya katabolize edilir yahut da glikojene polimerize olur. Glikojen oluşumuna glikojenez, parçalanmasınada glikojenoliz adı verilir. Vücudun bütün hücreleri bir miktar glikojeni depo edebilirse de, en büyük glikojen deposu karaciğer ve iskelet kaslarıdır. Glikozıun piruvik aside veya laktik aside (ya da her ikisine) dönüşümüne glikoliz adı verilir. Glikoz katabolizması iki ayrı yol izler: Ya trioz'lara parçalanır, yahut da oksidasyon ve dekarboksilas-_ pentozlara dönüşür. Triozlardan geçerek pirüvik asit oluşturan la. Embden-Meyerhof; glukonik asit ve pentozlardan geçen yola da oksidatij yol, ya da hekzosmonofosfat şantı adı verilir. Pirüvik CoA ya çevrilir.

Bu reaksiyon zincirindeki ara maddelerin yardımıyle karbonhidrat, protein ve yağlar birbirine dönüşebilir. Böylece laktat ve glikozdan başka moleküller de glikoza çevrilebilir: Glikoneojenez. Glikoz asetil-Co A yoluyla yağlara dönüşebilir. Glikolizdeki reaksiyonların çoğundan farklı olarak pirüvik asidin asetil-CoAya dönmesi irreversibldir. Bu nedenle yağlar bu yoldan glikoza dönüşemez. Organ izmada yağların karbonhidrata dönüşmesi (gliserolden önemsiz miktardaki çevrilme dışında) mümkün değildir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp