Kalıcı Zayıflama Yolları

KALICI ZAYIFLAMA YOLLARI


Kilo vermeyi planlıyorsanız, bunu başarmanın en iyi yolu dikkatli ve sağlıklı bir beslenme düzenidir. Önemli olan, yeme alışkanlıklarınızda kalıcı değişiklikler yapmaktır. Şeker ve hamur işlerini arzu etmenize yol açacak, yarı aç dönemler geçirmek yerine beslenmenizin genel dengesini iyileştirmeye odaklanmaksınız.
 
 Vücudu bir şömineye benzetirsek, ateş metabolizma, yakıt da yediklerimizdir. Şöminenin yanmaya devam edebilmesi için, doğru yakıtı kullanmamız ve düzenli aralıklarla ateşe yeni yakıt eklememiz gerekir.

Sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı için neler yapmalıyız?

Sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı için genel sağlık kontrolünden geçtikten sonra diyetisyen tarafından yaş, kilo, boy, fiziksel aktivite düzeyi ve beslenme alışkanlıklarına özgü hazırlanan zayıflama diyetlerinin uygulanması gerektiği bildirildi.

Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Sağlık Bakanlığının internet sitesinde "sıfır beden" ve şok diyetlerle ilgili öneriler yer alıyor.

Çağın en önemli sağlık sorunlarından birisi olan obezitenin, teknolojinin getirdiği yaşam şekli ve ayak üstü beslenmenin ağırlık kazanmasıyla gün geçtikçe arttığı ve yaşam kalitesini düşürdüğü kaydedilen yazıda, bir yanda değişen beslenme alışkanlıkları, diğer yanda güzelliğin "sıfır beden" gibi ölçülere indirgenmesinin, özellikle gelişme çağındaki çocuk ve ergenler üzerinde olumsuz psikolojik ve fizyolojik etkileri olduğu belirtildi.

"Manken diyetleri, mucize diyetler, şok diyetler" gibi hızlı kilo kaybına neden olan, ancak uzun vadede önemli sağlık sorunlarına yol açabilen diyetlerin, medyatik ve ticari amaçlar nedeniyle özellikle yaz aylarında sıklıkla gündeme geldiği ve pek çok genç tarafından bilinçsizce uygulandığı ifade edilerek, ergenlerde moda haline gelen "sıfır beden" tutkusunun, sağlığı önemli ölçüde tehdit ettiğine işaret edildi.

Kendini kanıtlama, kabul ettirme, beğeni toplama isteğinin en üst seviyede olduğu ergenlik döneminde fiziksel büyüme, psikolojik ve sosyal gelişimin olgunluğa eriştiği, özellikle 11-16 yaşları arasında boy uzunluğunun hızla arttığı kaydedilerek, 2-3 yıl süren bu büyüme atağı sırasında, erişkin hayattaki ağırlığın yaklaşık yarısının, total kemik kitlesinin ise yaklaşık yüzde 37’sinin kazanıldığı bildirildi.

Bilinçsizce ve kontrolsüzce uygulanan çok düşük kalorili zayıflama diyetlerinin büyüme ve gelişmede duraklama, adet yaşında gecikme ve adet düzensizlikleri, iskelet sisteminin anormal gelişimi gibi pek çok sağlık probleminin gelişimine neden olabildiği uyarısında bulunuldu.

Bilinçsizce yapılan çok düşük kalorili sağlıksız zayıflama diyetlerinin ayrıca baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk, kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık, ciltte kuruluk, saç dökülmesi gibi pek çok sağlık sorunları yol açtığı ifade edilerek, "Bu diyetler, bireyin bazal metabolizma hızının düşmesine, diyet sonrasında hızla verilen kiloların geri alınması nedeniyle de sürekli zayıflama diyeti uygular hale gelinmesine neden olur" ifadesine yer verildi.

Sıfır beden olma isteğiyle gelişebilecek en tehlikeli sağlık sorunlarından birinin de yeme davranış bozukluğu ile karakterize olan, halk arasında "manken hastalığı" olarak bilinen anoreksiya nervoza olduğu bildirildi.

Aşırı zayıflığın bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve hastalıklara karşı direncin azalmasına, vücut fonksiyonlarının işleyişinde bozukluğa, kronik yorgunluk ve halsizliğe, çalışma veriminde ve yaşam kalitesinde azalmaya neden olduğuna dikkat çekildi.

SAĞLIKLI DİYET İÇİN UYARILAR

Sağlık Bakanlığının yazısında, sağlıklı ve ideal vücut ağırlığına ulaşmak ve bu kiloyu korumak için şu öneriler yer aldı: Ağırlığınızı, boy uzunluğunuzun karesine bölün ve bu oranın 20-24.9 olmasına özen gösterin.

Kısa sürede kilo kaybını sağladığı öne sürülen ve pek çok yan etkisi bulunan çeşitli ilaçlar, gerçek kilo kaybı yerine vücuttan sadece su kaybına neden olan diüretik (idrar söktürücü) ilaçlar bilinçsizce kullanılmamalıdır. Sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı için, genel sağlık kontrolünden geçtikten sonra diyetisyen tarafından yaş, kilo, boy, fiziksel aktivite düzeyi ve beslenme alışkanlıklarınıza özgü hazırlanan zayıflama diyetleri uygulanmalıdır.

Sağlıklı ve kalıcı ağırlık kaybının haftada en fazla 0.5-1.0 kg olması gerektiği unutulmamalıdır.

Öğünlerinizi atlamayın. Düzenli aralıklarla günde 3 ana, 3 ara öğün tüketmeye özen gösterin.

-Yemeklerde hayvansal yağlar yerine bitkisel sıvı yağları ve zeytinyağını tercih edin. Margarin, kuyruk yağı, içyağı gibi katı yağları kullanmayın.

Yemeklerinizi pişirirken haşlama, ızgara veya fırında pişirme gibi sağlıklı yöntemleri tercih edin, kızartma ve kavurma yöntemlerinden kaçının.

Mevsimine uygun taze sebze ve meyve tüketimini artırın. İmkanlar çerçevesinde günde en az 5 porsiyon sebze veya meyve tüketmeye özen gösterin.

Güvenli besin tüketimi için aldığınız ambalajlı gıdaların etiketlerini mutlaka okuyun, Tarım ve Köyişleri Bakanlığından üretim izni almış olmasına dikkat edin.

Yemeklerinizi yerken acele etmeyin, iyice çiğneyin. Unutmayın, tokluk hissi midenizden beyninize yaklaşık 20 dakika içinde ulaşır.

Televizyon seyretmek, kitap okumak gibi başka bir işle meşgul olmak farkında olmadan fazla yemenize neden olabilir. Bu yüzden yemeğinizi tek bir olay olarak algılayın ve keyif alın.

Yemeklerinizi mümkün olduğunca küçük tabaklarda porsiyonlayarak tüketmeye çalışın.

Vücutta oluşan zararlı maddelerin atımı ve bağırsak sağlığı için günde en az 2 litre su tüketin.

Kan şekerini hızla yükseltip düşürmeyen besinleri tercih edin. Basit karbonhidrat olan saf şeker ve şekerli besinler yerine kepekli ekmek, makarna, bulgur pilavı gibi lifli besinleri tüketin.

''Haftada en az 3 kez ve 30 dakika süreyle düzenli fiziksel aktivite yapmaya özen gösterin."

KALICI ZAYIFLAMA YÖNTEMLERİ
Kalıcı Zayıflamanın Formülleri
"Zayıflamalıyım ama nerden başlayacağımı bilmiyorum, bir çok kez rejim yaptım, spor salonlarına üye oldum, önce kiloları verdim ama bir süre sonra hepsini fazlası ile geri aldım" diyorsanız; işte size kalıcı zayıflamanın formülleri:

Kalıcı Kilo Kaybı İçin Metabolizmanızı ve Sağlığınızı Kontrol Ettirin

Öncelikle kendinizi bir dinleyin. Yorgunluğunuz, halsizliğiniz, saç dökülmeniz, vücudunuzda şişlikleriniz var mı? Herşeyden vazgeçerim ama tatlıdan asla diyorsanız, makarnayı, böreği, pilavı daha çok seviyorsanız, açlığa dayanamıyorum, çok sinirli oluyorum, başım dönüyor, bir an önce bir şeyler yemeliyim diye düşünüyorsanız, öncelikle iyi bir muayeneden geçmeniz gerekiyor.

Belki de zayıflamaya karar verildiğinde yapılan en büyük yanlış, zayıflama işinin sadece az beslenerek yapılabileceğidir. Tabii ki beslenme önemlidir ama ondan da önemlisi kişiyi yemeye iten faktörler nelerdir? Bunların çözümlenmesi gereklidir.
İnsan vücudu çok karmaşık bir organizmadır. Örneğin, algıda seçicilik dediğimiz şeyin, insanın neye ihtiyacı varsa gözünün hep onu gördüğünü hepimiz biliriz. Mesela bir çanta ihtiyacınız varsa gözünüz hep çanta dükkanlarını görür. Ayakkabı ihtiyacınız varsa gözünüz hep ayakkabı dükkanlarını görür. İnsan vücudu da böyledir; eğer pastayı, böreği, tatlıyı çok seviyorsanız, açlığa dayanamayıp başınız dönüyorsa, midemde bir delik var galiba, yiyorum doymuyorum diyorsanız, büyük olasılıkla vücudunuzda insülin direnci, şeker düşüklüğü gibi bir metabolik hastalık vardır. Yani o tarz yemeleriniz oburluğunuzdan değil altta yatan bir hastalıktan kaynaklanıyor olabilir.

Yine halsizliğiniz varsa, vücudunuzda şişmeler oluyorsa, tuzlu yiyecekleri daha çok seviyorsanız muhakkak tiroid bezleriniz açısından değerlendirilmeniz gerekir. Yine kadınlarda çok sık görülen kansızlık da değişik gıdalara karşı vücutta bir eğilim yaratabilir. Dolayısı ile bu hastalıklarınızın tanısının konup tedavisinin yapılmadığı bir zayıflama programı, sizin için işkenceye dönüşecektir. Önce kilo verseniz bile bir müddet sonra vücudunuza söz geçiremeyip verdiğiniz kiloları kat kat geri alacaksınız demektir.

Kalıcı Kilo Kaybı İçin Yaşam Tarzınızı Değiştirin
Metabolik çözüm yapıldıktan sonra, ikinci adımda yapılması gerekenler; alışkanlıklarınızı bir gözden geçirin:
Doyduktan sonra sırf lezzeti için yemeye devam ediyor munuz?
Gece kalkıp yemek yiyor musunuz?
Öğün atlıyor musunuz?
Çatalı elinizden bırakmadan, çok hızlı mı yiyorsunuz?
Yemekleri hazırlarken tadına bakıyor musunuz?
Tabaklarda kalan yemekleri ziyan olmasın diye siz mi yiyorsunuz?
Strese girdiğinizde, üzüldüğünüzde acısını yemeklerden mi çıkarıyor sunuz?
Televizyon seyrederken bir şeyler yemeyi seviyor musunuz?
Çok yediğiniz için suçluluk duyup kendinizden utanıyor musunuz?
Alkollü içkileri çok seviyor musunuz?
Öncelikle hayatınızda yaptığınız yanlışları tespit edip, ömür boyu bunlarla savaşabilmek için çözüm yolları geliştirmeniz gerekir.

İşte size bir kaç öneri:

Güne mutlaka kahvaltı ile başlayın, çok aç olmuyorum diyorsanız bir meyvalı yoğurt da kahvaltı sayılır unutmayın.
Yemeği saatle değil, vücudunuzdan gelen sinyallere göre yapın. Acıkıyorsanız mutlaka bir şey yiyin. İlla donanımlı bir öğün olmasına gerek yok. 1 bardak ayran, 1 tane meyva, 1 avuç leblebi, yarım paket bir diyet bisküvi bile olabilir. Diyelim ki, toplantıdasınız sütü bol kahve söyleyebilirsiniz veya sokakta yürüyorsunuz ve acıktınız, 1 küçük ayran içebilirsiniz veya yarım simit yiyebilirsiniz. Kendinize acıkmaya karşı her zaman bir acil çıkış yolu bulmanız gerekir.

Sabah evden çıkarken nasıl ki çantanıza cep telefonunuzu, cüzdanınızı, makyaj malzemelerinizi koyuyorsunuz bunlarla birlikte bir küçük elma veya 2 tane mandalina veya 3-4 adet kuru kayısı da koyabilirsiniz. Acıkmaya karşı her an elinizin altında birşeyler olsun.
Her acıkma açlık acıkması değildir. Bir şeyler yiyeli 1 saat bile olmadan yeniden acıkıyorsanız bu susama duygusu da olabilir. Böyle durumlarda öncelikle büyük bir bardak su içip bekleyin, hala açlık hissediyorsanız o zaman yemek altenatiflerini düşünebilirsiniz.

Yemeğe çorba ile değil salata, yoğurt ve su ile başlayın. Bir lokma salata, bir lokma yoğurt, bir yudum su için. Salata ve yoğurt bittikten sonra çorbanızı için. Çorbanız bittikten sonra ana yemeğe geçin. Ana yemeğiniz bittikten sonra kendinizi doymamış hissediyorsanız, 1 bardak su için ve hala doymamışsanız 1 tane meyva yiyin. Bu tür yemek hem daha yavaş yemenize neden olur hem de sizi daha uzun süre tok tutar.

Öfkelendiğinizde acısını buzdolabından çıkarmayın. Hemen kendinizi dışarı atın ve kendinize küçük bir şey satın alın. Bu kendinizi daha değerli hissetmenizi sağlar ve daha mutlu olursunuz. Evden çıkmak istemiyorum illa bir şey yemem gerekiyor diyorsanız, 1 kase kuru vişne öfkeyi dindirmeye birebirdir. Hem yemesi zor bir besindir, hemde çekirdekleri ile çöp kovasına doğru basketbol oynayabilirsiniz.
Televizyon karşısında mümkün olduğunca bir şey yememeye özen gösterin. Çünkü televizyon hem görme duyumuza hem işitme duyumuza hitab eder. Üçüncü duyu olan tat duygusu kontrolümüz dışına çıkabilir. Boş boş televizyon seyredemiyorum diyorsanız, yemek yerine şekersiz bitki çayı içmek de iyi bir alternatiftir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp