Fizyoterapi

Fizyoterapi :

Fiziksel yöntemlerle tedavi uygulaması anlamına gelir. Her türlü hareketleri dışında çeşitli alet ve cihazlar kullanılır. Fizyoterapi özellikle ameliyatlardan sonra çok önemlidir, çünkü vücudun normal çalışma gösterebilmesi için ameliyatlardan sonra fizyoterapi uygulaması gereklidir. Fizirııpi arıcak uzman doktorlar tarafından uygulanmalıdır.

YAPAY IŞIN TEDAVlsl

Işınlama yöntemiyle tedavi anlamını taşır. Civa buharlı 'lamba morötesi (ültraviyole) ışınları veren en yaygın yapay ışın tedavi cihazıdır. Yapay ışın tedavisi cihazları, doğal güneş ışınları vererek deride oluşturduğu kimyasal değişimle D vitam ininin açığa çıkmasını sağlar. Raşitizrn adı verilen kemik hastalıklarında ve bu hastalığın önlenmesinde D vitamini çok gerekli olduğundan yapay ışın tedavisinin uygulanmasında büyük yarar vardır. Ayrıca, kansızlık, iştahsızlık ve zafiyet gibi durumlarda, habis ur ve kemik vererni tedavilerinde çok etkindir. Yapay ışın tedavisinin çok güçlü ışınlar yayması nedeniyle çok' dikkatli uygulanması gereklidir.

Yapay ışın tedavisinin tekniği: Cihaz beş dakika kadar ısı-tıldıktan sonra çıplak olarak yatılmalı ve cihaz göbeğe tam dik gelecek şekilde ayarlanmalıdır. Böylece, tüm vücut ışınlardan yararlanmış olur. Gözler siyah bir gözlükle korunmalı ve ışın miktarı sarışınlarla kızıl saçlılarda diğerlerine oranla daha az olmalıdır. Işınlama önce bir metre uzaklıktan verilmeli ve uzaklık giderek elli santime kadar düşürülmelidir. Işınlama süresi 3 dakika ile başlatılarak 15 dakikaya kadar çıkartılmalı-dır. Seanslarda bu sürenin yarısını vücudun ön tarafının, yarısı-nı vücudun arka tarafının ışınlanmasında kullanmalıdır. Seanslar arasındaki süre belirli olmalı ve tekrar başlandığında süreler giderek kısaltılmalıdır. Bütün seans süresi 4-6 haftayı geçmemeli, hafif kızarıklıkların dışındakiler dikkate alınmalıdır.

Aşırı yanık oluşması, ateşli ve sinirsel durumların görülmesi halinde tedavi kürüne hemen son vermelidir. Zayıf ve sinirli çocuklara kür sırasında kireçli ya da kalsiyumlu bileşikler verilmelidir.

Mavi ışık: Sollux lambasından yararlanılabilir, yani sollux lambasına mavi bir ampul takılarak mavi ışık sağlanabilir. Oldukça soluk bir ışık vermesi nedeniyle mavi ışığın sinirleri yatıştırıcı etkisi büyüktür. Ayrıca, sinirsel nedenlerle oluşan ka-şıntılara çok iyi gelmektedir.

Elektrikli cihazlar: Doğru ya da al ternatif akımın uygulanabildiği çeşitli tiplerde cihazlar vardır. Her çeşit felçlerin, romatizmal durumların ve sinirsel ağrıların elektrik tedavisiyle geçirilmesi mümkündür. Bu tip tedaviler mutlaka bir doktor ya da uzman tarafından uygulanmalıdır. Felçlerde uygulanan elektrik tedavileri oldukça uzun sürdüğünden hastanın biraz sabırlı olması gerekir.

BİYOLOJİK TEDAVİ

Bazı doğal biyolojik maddeler günümüzde hala birçok tedavilerde geçerliliğini korumaktadır. Fakat doktorlar bu maddeleri bilimsel tıp maddelerine yardımcı olarak kullanmayı yeğ-lerler. Yararlı toprak: Çeşitleri olmakla birlikte en tanınmışı açık kahverengi toz şeklinde olanıdır. Bu toprak, tüm akut ve kronik ağız, boğaz, solunum borusu iltihaplarının ve mide, bağırsak hastalıklarının, özellikle zehirlenmeler ile tifüs, ishal vb. hastalıkların tedavisinde 1-2 çay kaşığı kuru olarak ya da yarım bardak soğuk suya karıştırılarak alınır.

Ayrıca, gargara şeklinde de kullanılan iyileştirici özellikteki bu toprak ağız zarı iltihabında, dişeti kanamalarında. Anjin ve difteri tedavisinde de uygulanır.

Kuru olarak yara ve kaşıntı yerlerine, egzamalara ekildiği gibi bulamaç haline getirilmiş şekilde diş apselerinin ve yaraların iyileşmesinde etkilidir.

Kahve kömürü: Çekirdek kahvenin kömür haline gelinceye kadar kavrulmasıyla elde edilen maddeye verilen addır. Kömür haline gelmiş bu kahve öğütülerek un kadar ince bir toz elde edilir. Bütün rnüköz zar iltihaplarında, soluk borusu ve ağız boşluğu iltihaplarında (bademcik iltihabı, difteri, arıjin, bronşit), mide ve bağırsak kanalı hastalıkları (mide ve kalınbağırsak nezlesi, ishal, tifüs, dizanteri ve baldır urları, basur memesi, iç hastalıkları (migren, gıda maddelerine karşı aşırı duyarlık) gibi hastalıklarda kullanılır.

Kullanılışı: Genellikle günde üç kez bir çay kaşığı olmak üzere biraz su ile karıştırılarak alınır. Bazı akut ve ağır hastalıklarda saat başı bir kahve kaşığı verilebilir. Nezlelerde bir çimdik kahve kömürü tozu buruna çekilir. Boğaz ve bademcik iltihaplarında kahve kömürü tozu ile gargara yapılır. Dişetleri iltihaplarında hafifçe nemlendirilmiş bir pamukla dişetlerine sürülür. Dış yaralara da bir miktar kahve kömürü tozu serpilir.

Sülükler: Genellikle toplardamarlarla ilgili hastalıklar ve pıhtı oluşmasında sülükle tedavi yöntemi düşünüldüğünden çok daha basittir. Yüksek tansiyon, yerel iltihaplar, ortakulak iltihabı ve safrakesesi iltihabı gibi durumlarda da uygulanabilir.

Kullanılışı: Deri iyice sabunla temizlendikten sonra (alkol ya da eter kesinlikle kullanılmamalıdır) sülük istenilen yere tutturulur. Genellikle sülükler birkaç saniye ya da dakika içinde deriyi keserek kanı emmeye başlarlar. 15-20 dakika içinde tamamen şiştikten sonra deriyi kendiliklerinden bırakarak düşerler. Sülüğün emdiği yerde oluşan minicik yara bir süre daha kanamayı sürdürür. Bu nedenle yara yerinin temiz bir tülbentle örtülmesi uygundur. Kanamanın anormal şekilde sürmesi halinde yara yeri ya daha kuvvetli olarak sarılmalı ya da bir doktora başvurmalıdır. Bir defasında 1-10 sülük kullanılabilir. Sülüklerin işi bittikten sonra sirke içine atılarak öldürülür. Mikrop taşıma olasılığına karşı kullanılmış bir sülüğün bir daha kullanılması sakıncalıdır. Anemi gibi durumlarda da sülük kullanılmamalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp