Enginar Hapı Zararları
Enginar, Artischocke, Cynara scolymus L., Syn: Cynara cardunculus, Ssp.scolymus K.HAY, Cynara cardunculus var., Sativa MORIS.
Familyası
Bileşikgillerden, Korbblütengewâchse, Asteraceae
Drugları
Enginar yaprakları; Cynarae radix Enginar yaprakları çay, natürel ilaç yapımında kullanılır.
Giriş
Enginar bileşikgillerin alt grubu Cynargillerden (Enginargiller) olup bu grubta 10 tür mevcuttur. Fakat en yaygın olarak Tarım enginarı; Cynara scolymus türü kullanılır. Bu nedenle sadece bunu inceleyeceğiz ve bunun da iki alt türü vardır. Kültür bitkisi olarak yetiştirilen enginarın yemeklik enginar ve şifalı enginar diye anılırlar. Bunları birbirinden ayırmak pek mümkün değildir ve arasındaki tek fark yemeklik enginarın yaprakları şifalı enginara göre hafif oval iken şifalı enginarın yaprakları sivridir. Bundan başkada farkları yoktur ve hemen hemen aynı maksatla kullanılırlar. Vatanının Habeşistan olduğu tahmin edilen bitki önce eski Mısırlılar sonra bütün Araplar arasında yayılmıştır. Bitki Osmanlılar vasıtasıyla Doğu Avrupa ve Endülüsler vasıtasıyla da Batı Avrupa‘ya yayılmıştır. Eskiden sindirim rahatsızlıklarından iştahsızlık ve safra yet*mezliğine karşı kullanılan bitki günümüzde yapılan modern araştır*malarla çok önemli ve yeni rahatsızlıklardan; lipid, trigliserit, kolesterole karşı etkili olduğu tespit edilmiştir.
Botanik
Bitki yetiştiği ülkeye göre iki veya çok yıllık olabilen 50-100cm boyunda dikine yükselen ve çatallaşan dikenli bir bitkidir. Gövde kalın, etli yüzeyi grimsi renkte tüylü ve yuvarlaktır. Alt yaprakları 40-80cm uzunluğunda 10-40cm eninde kama şeklinde düz veya dişli üst yüzeyi mavimsi yeşil, yumuşak, alt yüzeyi tüylü grimsi yeşil renkli, dikenli veya dikensiz olabilir. Yukarıdaki yaprakların kenarları düz veya hafif dişli ve orta ve de alttaki yapraklara göre oldukça küçüktür. Çiçekleri genellikle dal veya gövdede tek, nadiren yanında bir yan başta olabilir. Kupa yaprakları çiçeğin etrafında kiremit gibi üst üste dizilmiş olup üçgen şeklinde uca doğru sivrice, başlar gonca iken grimsi yeşil renkli ve çiçek açınca yeşilimi leylaki renkte olabilir. Taç yaprakları oldukça sık olup morumsu, pembe morumsu, vişneçürüğü veya leylaki renk tonlarında olabilir ve takriben 3-4cm uzunluğundadır.
Yetiştirilmesi
Türkiye‘nin Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz bölgesinde yetişmesi fazla bir problem yaratmaz, fakat İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinde ise kışın bikinin üzerinin çalı çırpı, çam veya ladin yaprakları ile örtülmesi gerekir. Mart ayında saksı, kasa, çalılık veya seralığa ekilen enginar tohumları Nisan‘da 10-30cm büyüklüğündeki fidelere dönüşür ve bu fideler bahçe ve tarlalara ekilir. Toprağına kum karıştırılması halinde daha gür yetişir.
Hasat Zamanı
Enginar yaprakları çiçek açmadan hemen önce veya çi*çekleri solup meyveleri (tohumları) olgunlaştığında toplanırsa daha etkili drug elde edilirse de diğer zamanlarda da toplanıp işlenebilir. Şayet en*ginar tentürü veya sirkesi yapılacak ise o zaman taze olarak işlenir.
Birleşiminde
Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur.
Tesir Şekli
Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur.
Kullanılması
Araştırmalara göre Enginar ekstresinden elde edilen hap, draje ve kapsüller başta kandaki lipit, trigliserit ve kolesterolü düşürür. Safra artırıcıdır ve safra yollarını harekete geçirir ve buna baplı olarak yağ hazımsızlığı nedeni ile ortaya çıkan arterioskleroz (damar sertliği) şişkinlik, tıkanma, bulantı, kusma, kokuşma, ishal, kabızlık ve karın ağrısına karşı kullanılır.
Halk Arasında
Eskiden safra artırıcı ve hazmettirici olarak kullanılmıştır.
Açıklama
Enginar ekstresi bir yandan kandaki yağları (lipit, kolesterol ve trigliserit) düşürürken diğer taraftan safrayı artırmak ve safra yollarını harekete geçirmektedir. Karaciğer hücrelerini yeniler, kandaki ve dokulardaki zararlı serbest radikalleri zararsız hale getirir. Bu özellikleri ile yağlı besinlerin hazmedilmesini sağlamaktadır. Şayet kandaki yağlar zamanında normal düzeye indirilmez ise başta; sindirim rahatsızlıkları, damar sertliği, kalp enfarktüsü, beyin kanaması, kulak çınlaması gibi çok çeşitli rahatsızlıklar ortaya çıkar. Enginar ekstresini bu denli etkili yapan bileşimindeki Hidroksisinamikasit (Cynonin), Sesquiterpenlakton türevleri (Cynaropikrin) ve Flavonitlerin (Cynarosid) birbirini tamamlayıcı ve destekleyici özellikte olmalarıdır. Şayet bileşimindeki maddelerden her*hangi bir madde alınır ve ondan sentetik yollarla kimyasal bir ilaç elde edilir ise aynı etkiyi hiçbir zaman göstermez.
Çayı
Enginar yaprağından iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 400-500ml kaynar su ilave edilir ve 5-10dk kaynatılır ve de 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir.
Homeopati‘de
Enginar yapraklarından 20gr ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70‘lik Alkol ilave edilir ve de iki günde bir çalkalanır. Bu nesne güneş ışınlarından uzakta 4-hafta muhafaza edilir. Sonra süzülerek Homeopati‘de <> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5defa 10-15damla 4-6hafta süreyle alınır.
Ekstresi
Enginar yaprakları %70‘lik Etanol ile ekstraksiyonu yapılır ve aynı tentürü gibi kullanılır.
Sirkesi
Enginar yapraklarından 50gr ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 200ml üzüm veya elma sirkesi doldurulur ve iki günde bir çalkalanır. Bu nesne 4-6hafta sonra süzülerek Enginar sirkesi elde edilir. Bu sirkeden günde 3 defa yemekten önce 1 kahve kaşığı yarım bardak suyla alınır ve buna 4-6hafta devam edilir.
Yan Tesirleri
Bilinen bir yan tesiri yoktur. Ben aylarca enginarı denedim. Hem hapını hemde çayını ayalaca kolesterol, lipid ve trigliseride karşı dendim, fakat söylendiği gibi bir etki görmedim. Doktorları amaliyat edemeyiz ilaç la tedavi gerek dediler. İlaçlar fayda etmeyince tadı acıdır diye kulanmak istemeyen ailem mecburiyetten kulandı ve tadı hiçte sanıldığı gibi kötü değilmiş dedi ve 4 hafta sonra iyileşti. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler. Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır. Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur. Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, fakat karpuz da tatlıdır ve bu da mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içer.
Yorumlar
Dur*** Gaz********
7 yıl önceŞifalı Bitkilerim
7 yıl önceELM** UNA*
5 yıl önceŞifalı Bitkilerim
5 yıl önce