At Kestanesi Nerede Bulunur

Boyu 25 - 30 metreye kadar yükselebilen, beyaz ve mor kırmızı renkte çiçekleri olan, meyvesinin kapsülünden 1- 3 adet tohum çıkan bir ağaçtır. Park, bahçe ve yol kenarlarına dikilir. Gövde, dal kabukları, çiçek, meyve ve yaprakları eczacılıkta şifa verici olarak kullanılır. Kabızlık yapıcı, kan kesici ve ateş düşürücüdür, basur üzerinde de etkilidir. Kuilanım yeri ve şekli: * Sıtma ve romatizmaya karşı, bir miktar tohum toz haline getirilir. Sabah ve akşam birer kahve kaşığı yutulur.
* Romatizmaya karşı, bir şişeye at kestanesi çiçekleri konur, üzeri örtülecek şekilde zeytinyağı ilave edilir, uzun bir süre güneşte ağzı kapalı bir şekilde bekletilir, romatizmalı yerlere ovulur.

At kestanesi meyvesinin ezerek yağı çıkarılır, romatizmalı yerler ovulur. * Sivilce tedavisi için, cilt at kestanesi tozu ile ovulur. Sinüzite karşı, burna enfiye gibi at kestanesi tozu çekilir.
* Basur kanamalarına karşı, 100 gr. suya 4 - 5 gr. kestane konur, pişirilir. Sonra süzülür, günde üç bardak içilir; veya toz haline getirilir, günde 3 - 4 defa birer kahve kaşığı, su ile birlikte içilir.
* Romatizma veya siyatik için, bir miktar kestane meyvesi toz haline getirilir. Balla karıştırılarak macun yapılır. Günde üç defa birer kahve kaşığı yenir; veya bir miktar kestane toz haline getirilir, üzeri tamamen örtülecek şekilde zeytinyağı + çörek otu yağı karışımıyla doldurulur. Üç hafta güneşte bekletilir, şikayet edilen yerler bu yağla ovulur.
* Yüzde görünen ince kılcal damarlar, göz kenarlarındaki kırışıklıklar ve kuru cilt için, bir miktar at kestanesi ezilir, çıkarılan yağ okşayarak yüze sürülür.
* Nezle, romatizma ve varise karşı, birkaç adet at kestanesi toz haline getirilir, kahve gibi pişirilip içilir.
* Basur ve varise karşı, bir litre suya 10 -15 adet kestane konur, yarım saat kaynatılır. Elde edilen suyla hemoroitli bölge yıkanır, varisli bölge hafifçe ovulur. Aynca, pamuk üzerine dökülen bu su, hemoroitli veya varisli bölgede en az bir saat bekletilir.
Atkestanesigiller familyasının örnek ağacıdır.

Ağacın Güzellikleri
25-30 m boylanabilen ve büyük şehirlerin caddelerini süsleyen, yuvarlak tepeli sık dallı bir ağaçtır. Sonbaharda inanılmaz güzellikle sarararak dökülen yaprakları, 5-7 parçalıdır, bir eli andırırlar.
Genellikle beyaz, bazı ağaçlarda da morumsu pembe piramidal çiçek salkımları başlarını dimdik tutar, adeta bir kandil gibi
dururlar. Hatta şair yazar Hulki Aktunç‘un “Belirdi Kandilleri Atkestanesinin” adında bir şiiri vardır…

Atkestaneleri Osmanlılar döneminde, doğal olarak bulundukları Arnavutluk‘taki dağlardan istanbul‘a, “soluğan” atlara tohumlan yedirilmek üzere getirilmişler.
Adını, bildik kestaneye benzeyen, ama insan dişinin işlemediği tohumlarının atlara yedirilmesinden almış gerçekten de; ancak, onun, şehirlerin en merkezi caddelerine dikilme nedeni, çiçek toplarının görkemli görünüşüdür öncelikle. Sonra da, sonbaharda yaprakların sararma, kızarma dönemlerindeki güzellikleri… Paris, İstanbul, Bursa ve daha pek çok şehrin caddelerini süsleyen bu görkemli ağacın kabuksuz meyvesi, kabukları ve yaprakları çeşitli hastalıklara karşı şifalıdır.
Kokusuz ve hafif buruk lezzetli kabuklarda tanen, saponin, kumarin ve flavon türevleri bulunur.
Mayıs-ağustos arasında yapraklarından, eylül-ekim aylarında meyvelerinden, mart, eylül ve ekim aylarındaysa kabuklarından yararlanılır.
Damar büzücü ve kan dolaşımını düzenleyici, şişlik indirici, basur memelerini küçültücü, taş düşürücü, kanı dindirici, öksürük kesici, göğsü yumuşatıcı, romatizmayı giderici etkileri vardır.
Bu etkilerin çoğu, atkestanesinin bildik kestaneye benzeyen, ama onunla ilgisi olmayan sert, acı meyvelerinin haşlandığı suyunun içilmesiyle elde edilir.
50 gram ufalanmış kabuğun 1 litre (5 bardak) kaynar suda demlenmesiyle elde edilen çayın günde 2-3 kez birer bardak içilmesi de aynı etkiyi gösterir. Ayrıca sivilceler, basur memesi ve romatizma için hazırlanan su dışardan uygulanır.
Sinüzit için de toz haline getirilmiş meyve burna çekilir. Son olarak, atkestanesi meyvelerinin çantada taşınması uğur sayılır.