Yüzyılın Mucizesi Botoks!

Yüzyılın Mucizesi Botoks! : Botoksun elde edildiği botulinum toksininin tıptaki ilk uygulamaları, 1980’lerin sonlarında, çeşitli hastalıkların tedavisiyle başladı. Dokuz ayrı türü olan botulinumun, botulinum A ve botulinum B çeşitleri tıpta kullanılmaktadır. Besin zehirlenmelerinin bir türü olan botülizmden bilindiği gibi, toksinin içeriğini oluşturan Clostridium botulinum adlı bakteri, tüm vücuda yönelik zararlı etkiler yaratabilir. Botulinum, sinirler ve kaslar arasındaki iletişimi bozar, sinir ucuna girer, kasların kasılmasına neden olan asetilkolin adlı maddenin salınmasını engeller. Bu kimyasal mesaj olmadan kaslar, sinir uyarılarına ya çok az yanıt verir ya da hiç yanıt vermez. Botülizm kaynaklı besin zehirlenmelerinde, tüm büyük kaslar yavaş yavaş gevşer. Eğer doz yüksekse ve solunum desteği, damar içi sıvı, beslenme tüpleri gibi bir tıbbi destek alınmazsa, hasta soluk alamaz hale gelir. Uygun ve yeterli tedavi yapılırsa, sinirler kendini iyileştirir ve yeni uçlar doğurur, böylece sinir-kas iletişimi yeniden sağlanır.Botoksun medikal alanda kullanılmasına yol açan ilk adım, bili- madamlarının yaklaşık 25 yıl önce, botulinumun, kasları gevşeterek sağladığı hayati etkileri ayırıp toksini, aşırı kasılan kasların yol açtığı spazmları çözmek için kullanmaya başlamalarıdır. Tıbbi amaçlarla kullanılan botulinum, rafine edilmiş ve saflaştırılmıştır. Tüm vücuda değil, belirli kaslara çok küçük miktarlarda uygulandığında,insan sağlığı üzerinde zararlı bir etki yaratma olasılığı neredeyse yoktur. Öte yandan yaklaşık 3-5 ay içinde, ilacın etkisi azalır ve yeni enjeksiyonlar yapılması gerekir.

Carruthers çiftinin keşfi
Medikal estetik alanında her geçen gün farklı teknikler, yeni uygulamalar gündeme geliyor. Yurtdışındaki büyük üretici firmalar, yıllardır tıbbi konferanslar, mastır dersleri ve seminerler yardımıyla, yarattıkları ilaçları tanıtıyor, tekniklerin iyi öğrenilip uygulanması için, bütün dünyadan gelen ve genellikle kendi ülkelerinin en iyileri olan doktorlara mesleki bilgi aktarıyorlar. 2006 yılının nisan ayında Madrid’de, Türkiye’den medikal estetik doktorları, dermatologlar ve plastik cerrahların da bulunduğu bir gezide, botoksun yaratıcısı Carruthers çiftiyle tanıştım. Orta yaşı geçtiğini bildiğim Bayan Carruthers, oldukça dinamik ve güzel görünüyordu. Tanıştırıldığımızda ise, bütün etkileyici insanlarda olan, kendinden emin ve başarılı kişiliğini hissetmemeye imkân yoktu doğrusu. Bu ünlü meslektaşıma baktığım zaman, eşiyle birlikte buldukları mucize ilacın, Türkiye’de sayısız insanı mutlu etmesinde önemli bir görev yüklendiğimi düşündüm.Kanada, Vancouver’da bir doktor çift olan Alastair ve Jean Car- ruthers’ın çarpıcı keşfine dek, güçlü botulinum toksininin saflaştırılmış hali olan botulinum A, gözkapağı spazmlarında kullanılıyordu. Botoksun estetik amaçlı uygulamaları olabileceğinin farkına ise 1987 yılında varıldı. Göz çevresi kaslarında kasılmalar olan bir hasta, doktoru Jean Carruthers’e kaş arasına tekrar botoks uygulamadığı için sitem etti. Hastaya tekrar botoks uygulanmasına gerek olmadığı, çünkü o bölgede aşırı kasılma bulunmadığı söylendi. Hastaise, heyecanla, her botoks uygulamasından sonra daha güzel bir ifadeye kavuştuğunu anlattı. Bayan Carruthers’ın deyişiyle, “Lambanın yandığı an” işte o andı. Jean, dermatolog olan kocası Alastair’le bu durumu değerlendirdi ve ikisi ortak bir araştırma protokolü hazırladılar. Hızla yapılabilen ve cerrahi müdaheleye gerek bırakmayan ilaç, 1989 yılı aralık ayında FDA (ABD Gıda ve ilaç Dairesi) tarafından gözkapağı ve boyun spazmlarında kullanılmak üzere resmen onaylandı. Medikal estetik amaçlı kullanımlara onay alınması için, 30 hastada sürdürülen çalışmalar ise 1990 yılında tamamlandı. Aynı yıl çift, bilimsel raporlarını hazırlayıp, eldeki bilgileri, Amerikan Dermatolojik Cerrahi Derneği toplantısında sundular. Botoksu kendilerinde ve sekreterlerinde deneyen Carruthers çifti, çok önemli bir tıbbi yeniliğe imza attılar. Hacı deneyenler, övgüyle çevresindekilere anlattıkça, botoksun ünü giderek yayıldı. Detaylı ve uzun klinik araştırmaların ardından, 1992’de medikal estetik amaçlı uygulamalar için ilk onay verilerek, botoksun gözler arasında çizgileri azalttığı kanıtlanmış oldu. Deneyim ile şansı bir arada yakalayan bu çiftin yarattığı botoks, Amerika’da en çok uygulanan kozmetik yöntem olmakla kalmadı, bütün dünyada yaygınlaştı.

Sağlık Bakanlığı ndan onaylı
Botoks Türkiye’de, Sağlık Bakanlığı tarafından, glabellar kırışıklık (iki kaş arasındaki derin çizgiler) tedavisinde onaylanmıştır. Türkiye’de, her yıl on binlerce kişi, botoks uygulamalarından faydalanmaktadır. İstatistiklere dayanarak ilacın ülkemizde, yüzde oluşan çizgileri ve kırışıklıkları azaltan, özellikle mimik kaslarının hareketine bağlı olarak ortaya çıkan alın bölgesi, kaş arası ve göz kenarı çizgilerinin tedavisinde en çok tercih edilen uygulama olduğunu söyleyebiliriz.Mimiklerimizi her hareket ettirdiğimizde yani güldüğümüzde, kızdığımızda ve şaşırdığımızda cilt altındaki kaslar hareket eder. Bu hareketlerin sürekli tekrarlanmalarıyla zamanla yüzümüzde kırışıklıklar oluşur. Kişinin mimiklerini kullanma sıklığı, güneşe maruz kaldığı süre, cilt ve kas yapısı ile yaş, cinsiyet gibi faktörler bu kırışıklıkların seviyesinde belirleyicidir. Yaşlı ve yorgun ifadeye sebep olan alın, kaş arası, üstdudak ve boyun çizgilerinin yanı sıra el, ayak ve koltukaltı terleme tedavisinde de botoks uygulanmaktadır. İlacın, tıpta ve medikal estetikte, her geçen gün genişleyen kullanım alanlarını, birinci bölümün ilerleyen sayfalarında ayrıntılarıyla görebilirsiniz.

Botoks jenerasyonu
1987 yılında Dr. Jean Carruthers ile eşinin kendi sekreterlerinde uygulayarak etkisini kanıtladıkları botoks, 1990’larda kırışıklık tedavisi için kullanılmaya başlandı. 1998’de ünlü Vogue dergisinde yayımlanan ve ilacın ününü artıran yazı, artık estetikte, cerrahi müdahale dışında yeni bir alan açıldığını gösteriyordu. Botoksun medikal estetikteki yolculuğu, yurtdışında 20, Türkiye’de ise 10 yıla ulaştı. Anti- aging konusunda yapılan diğer çalışmalarla birleşince, dünya tarihinde ilk kez, yaşlanmanın etkilerini yenebilen, yeni bir kuşak doğdu.Botoksla ilgili yurtdışında yayımlanan röportajlardan birinde, öğle tatilinde yemek yiyenlerin bir araya gelerek,“Acaba kim yaptırmış” oyunu oynadıklarına yer verilmiş. Hiç botoks yaptırmamış olanlar için, böyle bir iki cümle görmek, çevre tarafından olumsuz eleştiri almak konusunda bir korku yaratabilir. Neyse ki yazı, ülkenin en ünlü doktorlarından birini, tanınmış bir mankene botoks yaparken gösteren nefis fotoğraflar ile uygulamanın yaptıranlara katkılarını uzun uzun anlatan sayfalarla sürüp gidiyor. Kırk yaşında, botoksu düzenli uygulayan bir kadın olarak konuşmak gerekirse, iyi gözükmenin olumlu etkilerinin, bu utangaçlığı çok kolay yendiğini söylemek istiyorum. Bir enjeksiyon, iyi bir teknikle gerçekleştirilirse, iki üç gün içinde, yüzdeki çizgilerin yerini genç bir ifade alıyor. Sizi tanıyanlar, dikkatli bakınca değişikliği hissetse bile, en az 10 yaş kazanmış biri için, bu bir tedirginlik sebebi değil. Dolayısıyla uygulamadan yararlanan pek çok kişi için artık botoks yaptırmak, kuaföre ya da spor salonuna gitmek gibi, bakımlı olmanın göstergesi. Arkadaş sohbetlerinde sürekli olarak, botoksun doğallığı bozduğu anlatılsa da, yaptırıp memnun kalanların yüzlerindeki fark hissedildikçe, doktorlara başvuranların sayısı artıyor. Hayatın Güzel Yüzü’nü okurken, medikal bilgilerin yanında, Hande Yener ve Zerrin Özer gibi sevilen yıldızların botoksla ilgili görüşlerini ve kişilerin adlarını değiştirerek anlattığımız gerçek öyküleri okuyacaksınız. Öyküler, “Botoks hayatımı nasıl değiştirecek?” sorusuna yanıt verirken, uygulamanın ülkemizde, jet sosyetenin ve ünlülerin yanı sıra güzelliğine önem veren çalışanlar arasında da ne kadar yaygınlaştığını kanıtlıyor.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp