Yeni Doğan Çocuğun Özellikleri

Yeni Doğan Çocuğun Özellikleri : Normal gebelik müddetini (280 gün) tam olarak bitiren çocuğun ağırlığı 2500 Gr. dan fazla (ortalama 3350 Gr.), boyu 49-51 cm. baş çevresi en az 33 cm. göğüs çevresi 32 cm. dir. Deri pembe, parlak ve yumuşaktır. Deri üstü Vemiks Kazeoza denilen beyaz, kaygan ve yağlı bir madde ile sıvalıdır. Bu madde bütün deriyi kaplıyabileceği gibi, yalnız boyun, koltuk altı ve apış arasında olabilir. Tırnaklar parmak uçlarını aşmıştır. Sırtta ayva tüyleri tabir edilen tüyler vardır. Baş büyük, yüz ufak, kol ve bacaklar vücuda göre kısadır. Baş kemikleri büyük çocuklar ve yetişkinlerde olduğu gibi birbirleriyle kaynaşmamıştır. Aynı zamanda aralarında Bıngıldak denilen aralıklar bulunur. Mevcut 6 bıngıldağın beşi doğumun ilk günlerinde kapanır. Başın üst kısmında bulunan ve en büyüğü olan bıngıldak ancak 1 inci yâşm sonuna doğru kapanmaya başlar. Bu bıngıldağın 8 aydan önce kapanması iyi değildir. Çünkü beyin tam mânası ile gelişemez,zekâ geriliğine sebep olabilir. Keza birbuçuk yaşından sonra hâlâ mevcutsa, bir kemik hastalığının veya kafa içi basıncının artışı veya tiroid bezi yetersizliği belirtisidir.Kemiklerin bir çoğıı kıkırdak halindedir.

Nabız çok hızlıdır, (dakikada 140). Nefes alma sık ve karın teneffüsü şeklindedir, (dakikada 55). Meme saatleri dışında hep uyur. (Günde 20 - 23 saat). Göğüs silindir gibidir. Karın yassı veya kayık biçimindedir. Karaciğer büyüktür ve kaburga kemiklerini 2-3 cm. aşar.Yeni doğan çocuk, bir müddet ana rahmindeki durumunu muhafazaya çalışır. Yani öne eğilmiş bir gövde, göğüs kemi- , ğine kapanmış bir çene, kısa boyun, dirsekten bükülmüş ve içe dönük kollar, yumruk şeklinde sıkılmış eller, kalçadan ve dizden bükülmüş bacaklarla aynı ana rahmindeki durumunu almak ister. Çünkü ilk günlerde bu durum çocuk için en rahat bir duruş tarzıdır.Kolunu ve bacağını bu vaziyetten uzaklaştırmaya uğraşmak, çocuğu ağlatır, Bilhassa kundak yaparken göze batan bu durum, çocuğun çevresini telâşlandırır. Halbuki normaldir, korkulacak birşey yoktur.Yeni doğan çocuğa 12 saat hiçbir şey verilmez. Çünkü doğum esnasında yuttuğu maddelerin dışkı ile dışarı atılması ve çocuğun dinlenmesi lâzımdır.

Rahim içi hayattan dış âleme geçen çocuk, dış hayat şartlarına uyabilmek için çok güç sarfeder. Uymak mecburiyetinde kaldığı şartların bir kısmı âcildir ve hayatî önem taşır, diğer bir kısmı da yine mühim olmakla beraber pek âcil olmayanlardır, örneğin :Göbek kordonu kesildikten sonra anneyle bağı kesilen bebek yaşayabilmesi için hemen nefes almak zorundadır. Bu, dış hayata uyabilmesi için, bebeğin ilk yapması icap eden âcil ve hayatî önem taşıyan bir harekettir.Çocuk ana rahminde iken sterildir, yani hiçbir mikropla kirlenmemiştir. Halbuki doğum esnasında ve doğduktan sonra birçok mikroplarla karşılaşır ve bu mikroplarla savaşmak zorundadır. Bu zorunluk hayat için pek âcil olmamakla beraber bebeğin bu güç’ü kazanması şarttır.Bu ve bunun gibi birçok sebeplerden, yeni doğan çağda çocuk ölümleri çoktur. İleri toplumlarda bile yeni doğan bebek ölümleri binde 20 nin üstündedir.Yeni doğan çocuğun karşılaştığı zorluklar yalnız bu dış âleme uymakla kalmaz. Aynı zamanda ana - babanın sağlık durumları, rahim içi hayatın gidişatı, doğum tarzının da etkileri vardır. Yani ana rahminde ilk teşekkül etmeye başladığı andan, dünyaya gelişine kadar birçok faktörlerin etkisi altındadır.

örneğin :Anne ve babanın sağlık, ruhî durumları, gebelik sırasında annenin geçirdiği ruhsal ve bedensel hastalık ve sarsıntılar, çocuğun ana rahmindeki durumu, doğumun zor, kolay, müdahaleli oluşu, çocuğun doğduğu çevrenin, titizlik, alâka, sevgi ve şefkâti, yeni doğan bebeği etkileyen faktörlerdir.Yeni doğan bebeğin burun zarı ilk günlerde şişkindir. Bu yüzden burun ile nefes almada zorluk çeker. Bilhassa meme verirken göze çarpan bu durum zamanla düzelir.Dil yassı ve kısadır, dil altı bağı daha kısa ve yapışıktır. Bu durum anneleri «Çocuğum ileride konuşamaz mı acabaP» diye üzmemelidir. Zamanla bu durum kendiliğinden ortadan kalkar.Boğaz dardır, gırtlak yuvarlak olup, dilin hemen altında gibidir. Bundan dolayı ağız ve boğazdaki mikroplar kolayca gırtlağa girer. Aynı zamanda ilk savunma sistemi olan boğazın lenfatik dokusu (Bademcikler v.s.) tam gelişmemiş olduğundan mikropların nefes borusuna geçişi kolaylaşır.Doğumun ilk günlerinde çocuğun dışkısı normal dışkıyabenzemez. Yeşilimsi siyah renkte ve macun kıvamındadır. Me- konyum denilen bu dışkının miktarı 70 - 80 gr. dır.Yeni doğan çocuk ilk günlerde az beslendiği ve deriyle, solunum ile fazla su kaybettiğinden idrar azdır. 5 ve 6 ncı günlerde idrar fazlalaşmaya başlar.

İlk günleri berrak olan idrar sonraları bulanır. Bazen bezde kırmızılık bırakması fena bir belirti değildir.Rahim içi hayatta çocuğun ateşi 37°C’in üstündedir. Fakat doğduktan sonra (sıcaklık düzeni henüz tam gelişemediğinden) birdenbire 36°C’in altına düşer. Ateş ilk hafta (Makattan) 36°’tır, sonraları 37,4°C olur ki normaldir.Çocuk ne kadar küçük ve vakitsiz doğmuş ise sıcaklık düzensizliği de o derece fazladır. Bundan dolayı yeni doğan çocuklar sıcağa ve soğuğa karşı çok hassastırlar.Normal olarak göbek, doğumun 5 ve 6 ncı günlerinde düşer. Fakat kalın ve yağlı göbekler, erken doğanın göbekleri, fazla sülfamitli göbek tozu kullanılan göbekler geç düşer.Göbek yarası, mikropların vücuda giriş kapısı olması bakımından çok mühimdir. Onun için göbek yarasının temiz tutulmasına ve pansumanına önemle dikkat edilmesi icap eder.Doğum olayının çocuk üzerinde bazı kötü etkileri olabilir. En basiti, doğum esnasında ilk gelen kısmın şişmesi ve morarmasıdır. Buna sebep rahim içinin yüksek basıncı ve hariçteki alçak basıncın vantuz gibi emmesidir.

Çoğunlukla ilk önce baş çıktığından, başın görünüşü ilk anda yadırganabilir. Baş yassı, uzun, tümsekli olabilir. Yüz simetrik olmayabilir. Bu husus, Sezarien’lerde iç ve dış tazyik farkı olmadığından görülmez.Çocuğun ağır doğum darbesi geçirip geçirmediğinin bilinmesi lâzımdır. Bu iş basit olarak şöyle anlaşılır: Çocuk sırt üstü masaya yatırılır. Masa kenarına âni ve kuvvetlice vurulur. Normalde çocuk, kollarını, parmaklarını açar ve birini kucaklayacakmışgibi bir hareket yapar (Moro Refleksi). Eğer çocuk bu hareketi hiç yapmıyorsa veya eksik yapıyorsa, doğumda çok hırpalanmış ve özellikle beyni sarsılmış demektir. Genellikle kafa içi kanamalarında bu hal olur.Tek taraflı oluşu ise, hareketsiz taraftaki kemiklerden birinin kırık veya sinir felçinin belirtisidir.Normal yeni doğan çocuğun yanağına dokunulunca, yüzünü o tarafa çevirir. Dudak veya diline dokunulunca emme hareketi yapar. Avuç içine dokunulunca yumruk yapar. Ayak altı gıdıklanınca parmaklar bir şey yakalıyacakmış gibi öne sıkılır (Maymun refleksi).

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp