Yemek Bozuklukları Tedavisi
Yemek Bozuklukları Tedavisi : Mutlaka, en kısa sürede profesyonel yardım alınmalıdır. En iyi tedavi yöntemi tıbbi değerlendirme için endokrinoloji veya dahiliye uzmanı, psikolojik destek için psikiyatr ve/veya psikolog ve beslenme önerileri için, diyetisyen/beslenme uzmanı içeren kombine bir ekip çalışması ile gerçekleşmektedir. Özellikle psikoljik destek anlamında aile terapilerinin daha önemli olduğu pek çok yayında belirtilmiştir. Yeme bozuklukları terapisi, kesinlikle bir ekip işidir.
Anoreksiyalı kişi problemi olmadığına ve yardıma ihtiyacı olmadığına inanır. Bulimialı kişi ise sorunun farkında olmasına rağmen, tekrar kilo alma korkusu ile tedavi görmek istemez. Bu nedenle her iki grupta da bedenleiryle barışma ve durumu net olarak fark etme sağlanmadan hızlı kilo aldırılması kesinlikle önerilmez.
Tedavi süreci birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Ancak tedaviden sonra da tekrarlayabileceği için oldukça sıkı kontroller yapılmalı, asıl başarı için davranış değişikliği sağlanması gerekliliği unutulmamalıdır. Kişi normal değerlere yaklaştıkça, yavaş yavaş egzersiz önerileri verilmeli ve mutluluk hormonu yani seratonin salgılama seviyesi ve özgüveni arttırılmalıdır. Yazılı ve görsel basında sağlıksız zayıflık ve sakıncaları ile ilgili olarak bilgi verilmeli, özendirme yapılmamaya dikkat edilmelidir.
Mucize çözüm yoktur. Çok aç kalınan, tek tip diyetler veya basında ünlü kişilerin yaptığı söylenen veya yakınlarınızın uyguladığı diyetler denenmemeli, sağlıklı kilo vermek için diyetisyeninile görüşmelisiniz. Kilo alıp vermeler de kişiyi hem yeme bozukluklarına, hem de beslenme yetersizliklerine sürükleyebilir. Suyun altında nefessiz kalmaya benzeyen tek tip veya şok diyetler, nasıl su üzerinde daha derin nefes almamız gerekiyorsa, sonrasında kilo artışına sebep olur. Çünkü kısa sürede hızlı bir şekilde ancak su ve kas kaybederiz. Hem kaybolan suyun hemen yerine yenisi gelebilir, hem de vücudumuzun çalışan işçileri olan kaslarımızı kaybedersek, metabolizmamız yavaşlayacağından kilo alma adayı oluruz.
Diyet aç kalmak demek değildir. Önemli olan kilo vermek için seçtiğiniz sistemin size özel önerilmesi, ömür boyu sürdürülebilir olmasıdır. Sizin metabolizma hızınızın ölçümü, detaylı vücut analiziniz, endokrinoloji ve metabolizma uzmanı doktorun değerlendirdiği tahlilleriniz, psikoloğunuzla beraber gözden geçirdiğiniz davranış değişikliği terapiniz, yaşam şekli ve beğenileriniz, genetik özellikleriniz, sağlık durumunuz göz önüne alınıp, diyetisyeniniz tarafından hazırlanmış “Sağlıklı Beslenme İlkelerinin Yaşam Şekli Haline Getirildiği” bir “Beslenme Eğitim Süreci”nde değilseniz, hata yapıyor olabilirsiniz. Diyet, kesinlikle bir ekip işidir!..
Diyet yapan kişi cezalı insan değildir. Diyabet, hipertansiyon, alerji vb. bir sağlık sorunu olmadığı takdirde hiçbir besin, diyet yapılan süreçte bile yasak değildir. Önemli olan ömür boyu sürdürülebilir bir beslenme alışkanlığı kazanmaktır. Bu nedenle yasak koymadan, tüketim için miktar ve sıklık belirleyerek kilo verilebilir.
Anoreksiyalı kişi problemi olmadığına ve yardıma ihtiyacı olmadığına inanır. Bulimialı kişi ise sorunun farkında olmasına rağmen, tekrar kilo alma korkusu ile tedavi görmek istemez. Bu nedenle her iki grupta da bedenleiryle barışma ve durumu net olarak fark etme sağlanmadan hızlı kilo aldırılması kesinlikle önerilmez.
Tedavi süreci birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Ancak tedaviden sonra da tekrarlayabileceği için oldukça sıkı kontroller yapılmalı, asıl başarı için davranış değişikliği sağlanması gerekliliği unutulmamalıdır. Kişi normal değerlere yaklaştıkça, yavaş yavaş egzersiz önerileri verilmeli ve mutluluk hormonu yani seratonin salgılama seviyesi ve özgüveni arttırılmalıdır. Yazılı ve görsel basında sağlıksız zayıflık ve sakıncaları ile ilgili olarak bilgi verilmeli, özendirme yapılmamaya dikkat edilmelidir.
Mucize çözüm yoktur. Çok aç kalınan, tek tip diyetler veya basında ünlü kişilerin yaptığı söylenen veya yakınlarınızın uyguladığı diyetler denenmemeli, sağlıklı kilo vermek için diyetisyeninile görüşmelisiniz. Kilo alıp vermeler de kişiyi hem yeme bozukluklarına, hem de beslenme yetersizliklerine sürükleyebilir. Suyun altında nefessiz kalmaya benzeyen tek tip veya şok diyetler, nasıl su üzerinde daha derin nefes almamız gerekiyorsa, sonrasında kilo artışına sebep olur. Çünkü kısa sürede hızlı bir şekilde ancak su ve kas kaybederiz. Hem kaybolan suyun hemen yerine yenisi gelebilir, hem de vücudumuzun çalışan işçileri olan kaslarımızı kaybedersek, metabolizmamız yavaşlayacağından kilo alma adayı oluruz.
Diyet aç kalmak demek değildir. Önemli olan kilo vermek için seçtiğiniz sistemin size özel önerilmesi, ömür boyu sürdürülebilir olmasıdır. Sizin metabolizma hızınızın ölçümü, detaylı vücut analiziniz, endokrinoloji ve metabolizma uzmanı doktorun değerlendirdiği tahlilleriniz, psikoloğunuzla beraber gözden geçirdiğiniz davranış değişikliği terapiniz, yaşam şekli ve beğenileriniz, genetik özellikleriniz, sağlık durumunuz göz önüne alınıp, diyetisyeniniz tarafından hazırlanmış “Sağlıklı Beslenme İlkelerinin Yaşam Şekli Haline Getirildiği” bir “Beslenme Eğitim Süreci”nde değilseniz, hata yapıyor olabilirsiniz. Diyet, kesinlikle bir ekip işidir!..
Diyet yapan kişi cezalı insan değildir. Diyabet, hipertansiyon, alerji vb. bir sağlık sorunu olmadığı takdirde hiçbir besin, diyet yapılan süreçte bile yasak değildir. Önemli olan ömür boyu sürdürülebilir bir beslenme alışkanlığı kazanmaktır. Bu nedenle yasak koymadan, tüketim için miktar ve sıklık belirleyerek kilo verilebilir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
