Yaşamı Uzatmak İçin Etkili 10 Antioksidan
Yaşamı Uzatmak İçin Etkili 10 Antioksidan :
Yaşam süresini uzatmak için kullanılan en önemli antioksidan gruplarından biridir. Çok güçlü antioksidandırlar. Kansere karşı koruyucu oldukları ve bağışıklık sistemini destekledikleri gösterilmiştir. Başlıca karotenoidler, ‘alfa- karoten, ‘beta-karoten, ‘lutein, ‘likopen ve ‘zeaksantin olarak sayılabilir. Yeşil yapraklı sebzelerde, domateste, havuçta ve balkabağında bol bol karotenoid bulunur. Göz sağlığını korumak ve kalp hastalıkları riskini azaltmak için karotenoidler gereklidir.
Bitkilere renklerini veren pigmentlerdir. Kansere karşı koruyucudurlar, antienflamatuar (iltihap önleyici) etkileri vardır, kuvvetli antioksidan aktivite gösterirler. Meyve sebze ağırlıklı beslenmek, bol miktarda flavonoit almak için önemlidir. Yapılan çalışmalarda, E ve C vitaminlerinden kat kat daha güçlü olan flavonoitler tespit edilmiştir. Flavonoitlerin pek çok türü vardır. Yeşil çayın içinde bulunan ‘kateşin, üzümde bulunan ‘resveratrol’ ve mor meyvelerde bulunan antosiyaninler’, flavonoit ailesine mensuptur.
Kuvvetli bir antioksidandır. Suda çözünen bir vitamindir ve dışarıdan C vitamini almaya ihtiyacımız vardır. Yaşlandıkça C vitamini ihtiyacı artar. Bağışıklık sistemini destekler ve kanserlere karşı koruyucudur. Narenciyelerde ve yeşil sebzelerde bol bulunur.E VİTAMİNİYağda çözünen vitamindir. Vücutta depolanabilir. Kuvvetli bir antioksidan enzim olan süperoksit dismutazı (SOD) artırır; kanser, kalp hastalıkları ve yaşlanmaya karşı koruyucudur. Selenyum ile beraber kullanılması, antioksidan gücünü artırır. Tahıllarda, soyafasulyesinde, yumurtada ve yeşil sebzelerde E vitamini bulunur.
D VİTAMİNİ
Ağız yoluyla alındığında yağda çözünen bir vitamindir. Besinlerle alınabilir veya güneş ışığı tarafından aktive edilir. Vücutta yeterli miktarda D vitamini üretilebilmesi için günde birkaç dakika güneş ışığı altında kalmak yeterlidir.Kemik sağlığı açısından D vitamini gereklidir. Yaşlılarda görülen kemikerimelerini engeller. Eksikliğinde raşitizm ve kemik erimeleri görülebilir. Yine eksikliğinde yaşlılığa bağlı bunama gelişebilir.Bağışıklık sistemini desteklediği gösterilmiştir. Alerjiler, otoimmün hastalıklar ve kansere karşı koruyucudur. Serbest oksijen radikallerinin sebep olduğu hücre hasarına karşı koruyucudur. Balık ve balık yağlarında, süt ve süt ürünlerinde D vitamini bulunur. Dikkat! D vitamini vücutta depolanabilir ve aşırı kullanımı önemli zehirlenmelere yol açabilir. Doktorunuzun önerisi ve takibi dışında kullanmayınız.
MELATONÎN
Serotoninden üretilen bir hormondur. Pineal bez denilen salgı bezinde üretilir. Karanlıkta üretilir, aydınlıkta baskılanır. Vücudun biyoritminden sorumludur. Hangi hormonun ne zaman salgılanacağını organize eder. Yaşlandıkça melatonin seviyesi azalır. Biyoritmi düzenleyen melatonin, aynı zamanda kuvvetli antioksidan etkiye de sahiptir. Yaşamı uzattığı fare deneylerinde gösterilmiştir. Ancak, son derece dikkatli kullanılmalıdır, doktor takibi altında verilmesi şarttır.Dikkat! Ağrılarınız için kullandığınız nonsteroid’ grubu ağrı kesici ilaçlar melatonin seviyenizi düşürebilir. Sadece tek doz asetilsalisilik asit’ tableti kullanılmasıyla melatonin seviyesinin yüzde 75 azaldığı gösterilmiştir.
KOENZİM Q10
Bedensel fonksiyonların etkin yürütülmesi için gereken enerjiyi sağlamakta gereklidir. Enerjiyi artırır, kalp fonksiyonlarını geliştirir ve bağışıklık sistemini destekler. Parkinson hastalığının seyrini yavaşlatmak noktasında faydalı olduğuna dair birtakım bulgular vardır. Kalp hastalıklarından korunma konusunda etkili bir antioksidandır.
SÜPEROKSİT DİSMUTAZ (SOD)
Hücreleri yeniden canlandıran çok kuvvetli bir antioksidan enzimdir. Özellikle cilt hücreleri üzerinde etkilidir. Yaşlandıkça vücudumuz daha az ‘sü- peroksit dismutaz’ üretir. Yaşın ilerlemesiyle oluşan cilt kırışıklıklarının önlenmesi ve yaşlılığın geciktirilmesi için etkili bir takviyedir. Besin olarak en iyi kaynakları brokoli, lahana ve buğday çimidir. Mide asidine dayanıksız olduğu için, süperoksit dismutaz içeren kapsüller bağırsakta açılan türden olmalıdır.
SELENYUM
Evitamini ile sinerjik etki gösterir. Yani birbirlerinin etkinliğini artırırlar. Kanser önleyici etkisi çok güçlüdür. Radyasyonun ve kimyasal maddelerinkanserojen etkilerini engeller. Kan sulandırıcı etkiye de sahiptir, artritlere karşı savaşır. Bağışıklık sistemi üzerinde dengeleyici etkisi vardır, ‘Hashimato’ gibi otoimmün hastalıklarda ve ‘tiroid’ nodüllerinde olumlu etkileri bilinir. Sarımsak, soğan ve brokolide bol selenyum vardır.
OMEGA-3
Kansere karşı koruyucudur. Ayrıca kolesterolü dengeler, damar duvar hasarını engeller ve kalp hastalığı riskini azaltır. Üstelik Omega-3 yağ asitlerinin etkileri bununla da bitmiyor; artritlerde meydana gelen inflamasyonu (iltihabi reaksiyonu) azalttığı ve romatizmal hastalıkların tedavisinde etkin rol oynadığı gösterildi. Kan sulandırıcı etkileri vardır, inme riskini düşürür.Omega-3 yağları insan vücudunda üretilemiyor. Dışarıdan alınması gerekiyor. Her ne kadar balıkların Omega-3 içerdiğine dair yaygın bir kanaat olsa da, her balık Omega-3 içermez. Çünkü balıklar da Omega-3 u yedikleri deniz planktonlarından alırlar ve ancak doğal, soğuk deniz balıkları Omega-3 içerir. Bizim balıklarımızdan sardalya Omega-3 bakımından zengindir. En iyi bitkisel Omega-3 kaynağı olan besinler ise semizotu, ceviz ve ketentohumudur.
KAROTENOİDLER
Yaşam süresini uzatmak için kullanılan en önemli antioksidan gruplarından biridir. Çok güçlü antioksidandırlar. Kansere karşı koruyucu oldukları ve bağışıklık sistemini destekledikleri gösterilmiştir. Başlıca karotenoidler, ‘alfa- karoten, ‘beta-karoten, ‘lutein, ‘likopen ve ‘zeaksantin olarak sayılabilir. Yeşil yapraklı sebzelerde, domateste, havuçta ve balkabağında bol bol karotenoid bulunur. Göz sağlığını korumak ve kalp hastalıkları riskini azaltmak için karotenoidler gereklidir.
FLAVONOİTLER
Bitkilere renklerini veren pigmentlerdir. Kansere karşı koruyucudurlar, antienflamatuar (iltihap önleyici) etkileri vardır, kuvvetli antioksidan aktivite gösterirler. Meyve sebze ağırlıklı beslenmek, bol miktarda flavonoit almak için önemlidir. Yapılan çalışmalarda, E ve C vitaminlerinden kat kat daha güçlü olan flavonoitler tespit edilmiştir. Flavonoitlerin pek çok türü vardır. Yeşil çayın içinde bulunan ‘kateşin, üzümde bulunan ‘resveratrol’ ve mor meyvelerde bulunan antosiyaninler’, flavonoit ailesine mensuptur.
C VİTAMİNİ
Kuvvetli bir antioksidandır. Suda çözünen bir vitamindir ve dışarıdan C vitamini almaya ihtiyacımız vardır. Yaşlandıkça C vitamini ihtiyacı artar. Bağışıklık sistemini destekler ve kanserlere karşı koruyucudur. Narenciyelerde ve yeşil sebzelerde bol bulunur.E VİTAMİNİYağda çözünen vitamindir. Vücutta depolanabilir. Kuvvetli bir antioksidan enzim olan süperoksit dismutazı (SOD) artırır; kanser, kalp hastalıkları ve yaşlanmaya karşı koruyucudur. Selenyum ile beraber kullanılması, antioksidan gücünü artırır. Tahıllarda, soyafasulyesinde, yumurtada ve yeşil sebzelerde E vitamini bulunur.
D VİTAMİNİ
Ağız yoluyla alındığında yağda çözünen bir vitamindir. Besinlerle alınabilir veya güneş ışığı tarafından aktive edilir. Vücutta yeterli miktarda D vitamini üretilebilmesi için günde birkaç dakika güneş ışığı altında kalmak yeterlidir.Kemik sağlığı açısından D vitamini gereklidir. Yaşlılarda görülen kemikerimelerini engeller. Eksikliğinde raşitizm ve kemik erimeleri görülebilir. Yine eksikliğinde yaşlılığa bağlı bunama gelişebilir.Bağışıklık sistemini desteklediği gösterilmiştir. Alerjiler, otoimmün hastalıklar ve kansere karşı koruyucudur. Serbest oksijen radikallerinin sebep olduğu hücre hasarına karşı koruyucudur. Balık ve balık yağlarında, süt ve süt ürünlerinde D vitamini bulunur. Dikkat! D vitamini vücutta depolanabilir ve aşırı kullanımı önemli zehirlenmelere yol açabilir. Doktorunuzun önerisi ve takibi dışında kullanmayınız.
MELATONÎN
Serotoninden üretilen bir hormondur. Pineal bez denilen salgı bezinde üretilir. Karanlıkta üretilir, aydınlıkta baskılanır. Vücudun biyoritminden sorumludur. Hangi hormonun ne zaman salgılanacağını organize eder. Yaşlandıkça melatonin seviyesi azalır. Biyoritmi düzenleyen melatonin, aynı zamanda kuvvetli antioksidan etkiye de sahiptir. Yaşamı uzattığı fare deneylerinde gösterilmiştir. Ancak, son derece dikkatli kullanılmalıdır, doktor takibi altında verilmesi şarttır.Dikkat! Ağrılarınız için kullandığınız nonsteroid’ grubu ağrı kesici ilaçlar melatonin seviyenizi düşürebilir. Sadece tek doz asetilsalisilik asit’ tableti kullanılmasıyla melatonin seviyesinin yüzde 75 azaldığı gösterilmiştir.
KOENZİM Q10
Bedensel fonksiyonların etkin yürütülmesi için gereken enerjiyi sağlamakta gereklidir. Enerjiyi artırır, kalp fonksiyonlarını geliştirir ve bağışıklık sistemini destekler. Parkinson hastalığının seyrini yavaşlatmak noktasında faydalı olduğuna dair birtakım bulgular vardır. Kalp hastalıklarından korunma konusunda etkili bir antioksidandır.
SÜPEROKSİT DİSMUTAZ (SOD)
Hücreleri yeniden canlandıran çok kuvvetli bir antioksidan enzimdir. Özellikle cilt hücreleri üzerinde etkilidir. Yaşlandıkça vücudumuz daha az ‘sü- peroksit dismutaz’ üretir. Yaşın ilerlemesiyle oluşan cilt kırışıklıklarının önlenmesi ve yaşlılığın geciktirilmesi için etkili bir takviyedir. Besin olarak en iyi kaynakları brokoli, lahana ve buğday çimidir. Mide asidine dayanıksız olduğu için, süperoksit dismutaz içeren kapsüller bağırsakta açılan türden olmalıdır.
SELENYUM
Evitamini ile sinerjik etki gösterir. Yani birbirlerinin etkinliğini artırırlar. Kanser önleyici etkisi çok güçlüdür. Radyasyonun ve kimyasal maddelerinkanserojen etkilerini engeller. Kan sulandırıcı etkiye de sahiptir, artritlere karşı savaşır. Bağışıklık sistemi üzerinde dengeleyici etkisi vardır, ‘Hashimato’ gibi otoimmün hastalıklarda ve ‘tiroid’ nodüllerinde olumlu etkileri bilinir. Sarımsak, soğan ve brokolide bol selenyum vardır.
OMEGA-3
Kansere karşı koruyucudur. Ayrıca kolesterolü dengeler, damar duvar hasarını engeller ve kalp hastalığı riskini azaltır. Üstelik Omega-3 yağ asitlerinin etkileri bununla da bitmiyor; artritlerde meydana gelen inflamasyonu (iltihabi reaksiyonu) azalttığı ve romatizmal hastalıkların tedavisinde etkin rol oynadığı gösterildi. Kan sulandırıcı etkileri vardır, inme riskini düşürür.Omega-3 yağları insan vücudunda üretilemiyor. Dışarıdan alınması gerekiyor. Her ne kadar balıkların Omega-3 içerdiğine dair yaygın bir kanaat olsa da, her balık Omega-3 içermez. Çünkü balıklar da Omega-3 u yedikleri deniz planktonlarından alırlar ve ancak doğal, soğuk deniz balıkları Omega-3 içerir. Bizim balıklarımızdan sardalya Omega-3 bakımından zengindir. En iyi bitkisel Omega-3 kaynağı olan besinler ise semizotu, ceviz ve ketentohumudur.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
