Ülser 4

Mide ve bağırsak bozuklukları toplumda oldukça yaygındır ve hergün karşılaştığımız durumlarla son derece bağlantı-lıdır. Stres anlarında midelerinde karıncalanma ve düğümlenme hisseden kişiler, sindirim sistemi ile sinir sistemi arasında çok yakın bir ilişki olduğunu kolayca tahmin edebilirler. Biyolojik olarak, insan oğulcuğunun mide-bağırsak sistemi sinir sisteminin biruzantısı olarak gelişir. Yetişkin bir insandaki sindirim sistemi, otomatik olarak kendi kendini düzenleyen sinir sisteminin yani özerk sinir sisteminin sinirleriyle desteklenmektedir. Dahası, sindirim sisteminde bulunan bazı hormonların sinir sisteminde de bulundukları artık bilinen bir gerçektir. Bu hormanlardan bazıları gastrin, sekretin, glukagon, somatostendir. Fakat sinir sisteminde oynadıkları roller henüz kesin olarak belirlenememiştir.

Nöroendokrin ve sindirim sistemleri arasında bir bağ-lantı olduğunu söylemek şu an için yeterlidir ve bu bağlantı yakın bir gelecekte araştırmacılar için önemli bir alan oluş-turacaktır. çoğu sindirim bozukluğunun aslında ruhsal kökenli olduğu doktorlarca pek iyi bilinmektedir. Bir başka deyişle, zihinsel bazı tutumlar kendilerini sindirim sisteminde ülser, bağırsak hassaslığı, çeşitli derecelerde kalınbağırsak iltihabı ya da kolon iltihabı şeklinde gösterirler. Duygusal problemler en azından bu yaygın yakınmaları artırdığı için, ülseri veya bağırsak rahatsızlığı olan kişiler günlük yaşamdaki duygusal karmaşaları devam ettiği sürece hiçbir iyileşme beklemek durumunda değillerdir. Hafif perhiz yaparlarsa, sakinleştirici, antasid veya başka ilaçlar alırlarsa, hatta hasarlı bölüm ameliyatla alınsa bile hastalık belirtilerinin yeniden ortaya çıkma olasılığı her zaman varolacaktır.

Ülser

Midedeki salgıların işlerliği duygulardan şiddetle etkilenir. Normalolarak mide çeperleri, hidroklorik asit gibi güçlü salgılardan korunur. Ancak, bu doğal savunma bozuldu-ğurıda mide kendisine ait bir parçayı da sindirmeye başlar. Bu durumda, iyileşmesi çok uzun zaman alan bir yara açılmış olur. Buna peptik ülser denir. Ülserler hemen hemen daima gerilimli dönemlerde oluşurlar. «Ülser özellikleri» ta-şıyan kişiler, genellikle erkekler, kötü araba kullanırlar, acelecidirler, inatçıdırlar, sürekli eleştirirler, endişelidirler ve çok duygusaldırlar. Genellikle sigara ve içki de kullanırlar, düzensiz beslenirler. Çalışırken kendi kendilerini yiyip bitirdikleri için midelerinin de böyle davranması hiç de şaşırtıcı olmasa gerek.

Soyaçekim ya da O kan grubu gibi başka etmenler de vardır ülserin nedenleri arasında ve neyin kesin olarak ülsere yol açtığı h3§. tartışılmaktadır. İyi huylu ülserler, sütlü yumuşak perhiz, mide asitlerini nötrleştiren antasidler ve alkol, sigara ile kafeinden uzak durmakla tedavi edilebilir. Yine de, tüm bu önlemlere karşın yeniden ortaya çıkma eğilimindedir ve eğer tedavi edilmezse, açılmış olan yara mide çeperini delerek hastanın ölümüne yolaçabilir. Hiçbir kesin önlem bilinememektedir ve bu da demektir ki, ülser kurbanları bütün yaşamlarını ne yediklerine dikkat etmek ve alkol, sigara ile kafeinden sakınmakla geçirebilirler. "

«Ülser özellikleri» taşıyan insanlar için bunu başarmak çok zordur. Üstelik, zaten kendilerini hep eleştirici bir gözle gördükleri için, kendilerine daha da dikkat etmelerini isternek durumlarını daha kötüleştirir. Bazan kendileri için tek rahatlama yolu olan alkol ve sigarayı bırakmak bu insanları öyle gergin bir hale getirir ki, ülserlerinin tedaviye verdiği karşılık da düşer. Ülser, kendisine yatkın insanların duygusal karmaşaya düştükleri dönemlerde ortaya çıkma eğilimindedir, istedikleri kadar dikkat etsinler ya da önlem alsınlar.

Kalınbağırsak Hastalıkları

Klinik uygulamalarda en sık karşılaşılan rnide-bağırsak rahatsızlığı hassas kalınbağırsak sendromudur. Hastaları zayıf düşürür ve tedavisi son derece güçtür. Belirtileri, sürekli değişen kabızIık ve ishal ile karınaltı ağrılarıdır. Bu hastalı-ğa maruz kalan hastaların aşırı gerilimli oldukları ve hafif sinirli kişilik özellikleri taşıdıkları bilinmektedir. Bu hastaların, hastalıkları yüzünden mi duygusal rahatsızları olduğu yoksa duygusal rahatsızları yüzünden mi bu hastalığa yakalandıkları uzmanlarca halatartışılmaktadır. Bu ikisi bir döngü içinde birbirlerini izleyen bir görüntü çizmektedir. Fiziksel belirtilerin tedavisi zaten çok zordur. Fakat kişinin sinirlilik belirtileri tedavi edildiğinde genellikle fiziksel belirtiler de ortadan kalmaktadır. Kalınbağırsak rahatsızlıklarının ba-şarıyla tedavi edilmesi durumunda da, özellikle hafif vakalarda, sinirlilik belirtileri hemen kaybolmaktadır.

Herhangi bir sistemde hastalık süreci incelendiğine bu gördüklerimiz tıp biliminin bulduklarının yalnızca birkaç örneğidir. Ruhun bedeni, zihnin bedeni etkileme olayı. Bir zihinsel durum fizyolojiye zararlı bir biçimde kendisini ifade ettiğinde sonuçta hastalık dediğimiz şeyortaya çıkar