Tarama

Tarama

İnsan vücudunda oluşan kanserler içerisinde tarama yapılabilen , erken aşamada veya oluşmadan önce tespit edebilebilen başlıca kanser rahim ağzı kanseridir.Bu tarama yöntemi ise yaklaşık 70 yıldır bilinen sitolojik taramadır (pap-test, serviko-vaginal smear).Gelişmiş ülkelerde son 40 yılda düzenli olarak sitolojik tarama yapılması sonucu rahim ağzı kanserinden ölüm oranı %90 azalmıştır.Sitolojik tarama 1934 yılında Papanicoloau (bu yüzden pap-test olarak anılmaktadır) ve Babes tarafından ortaya atılmıştır.Bu işlem, vajina ve rahim ağzından dökülen hücrelerin bir lam üzerine sürülüp (bizim ülkemizde bu yüzden akıntı veya sürüntü tetkiki olarak tarif edilmektedir) boyanarak , mikroskopla muayenesi şeklinde yapılır.Böylece daha kanser ortaya çıkmadan kansere dönüşebilecek hücreler tespit edilip doku örneği alınarak kanser öncüsü hastalık veya çok erken aşamda rahim ağzı kanserleri tespit edilip, basit, ucuz yöntemlerle ve çok yüksek başarı şansı ile tedavi edilebilirler.Sürüntü alınması (pap-test) jinekolojik muayene sırasında çok kısa bir süre alan ve ağrısız bir işlemdir.
Taramada temel olan, yakınması olmasa da her kadının pap-test yaptırmasıdır. Çünkü bu yöntem yakınmaları olan, rahim ağzı kanserinden şüphelenilen kadınlarda uygulanan bir tanı yöntemi değildir.Her hangi bir Sağlık kurumunda en uç noktalarda bile alınan sürüntüler , bir patoloji kliniğine gönderilip(kargo,posta) burada daha ayrıntılı araştırmaların kimlere yapılacağını belirlemek yani ‘ tarama yapmak' mümkündür.Yeni sitolojik örnek toplama ve boyama yöntemleri bulunsa da, herkesin taranması ve sürüntüde anormal hücre görülenlerin tanı için araştırılması kavramı değişmemiştir. Her ülke kendi sağlık politikalarını belirleyip uygun bir tarama programı belirlemelidir. Ulkemizde halen halen herkesin kabul ettiği bir tarama programı yoktur.Tarama sıklığı ve taramaya başlama yaşı açısından bazı risk faktörleri ve kriterler aşağıda sıralanmıştır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp