Tansiyonun Düştüğü Nasıl Anlaşılır

Tansiyonun Düştüğü Nasıl Anlaşılır

Düşük tansiyon belirtileri arasında en sık görülenler baş dönmesi, güçsüzlük ve halsizlik, bazen mide bulantısı ve kusma, değerlerin çok düşmesinde ise bayılma sayılabilir. Düşük tansiyon her ne kadar rahatsız edici bazı belirtilere sahip olsa da yüksek tansiyona oranla daha az tehlikelidir ve kalp hastalığı, böbrek hastalıkları ve felç geçirme riskini azaltıcı bazı avantajları da bulunmaktadır.

Düşük tansiyon demek organlara yeterince kan gitmemesi anlamına gelir. Bu çok uzun süreler devam ederse organlara fonksiyonlarını yerine getirebilmeleri için yeterli oksijen ulaştırılamaz. Örneğin kan basıncı düştüğüne beyin hücrelerine giden oksijen azaldığı için sersemlik, baş dönmesi ve bazen bayılma gibi yan etkiler ortaya çıkar.

Otururken ya da uzanır pozisyondan hızla ayağa kalmak düşük tansiyon belirtilerini ortaya çıkartabilir. Bunun nedeni vücutta kanın bir anda bacak ve ayaklara toplanmasıdır.

Uzun süre ayakta durma nedeniyle düşen kan basıncı rahatsızlığına “ortostatik hipotansiyon” adı verilir. Tansiyonun normal olduğu kişilerde kan basıncı vücudun aldığı şekle göre kendini daha çabuk adapte eder.

Kalp kasına kan taşıyan koroner arterlerde yaşanan kan basıncı düşmesi göğüs ağrısına neden olabilir. Eğer bu böbreklerde meydana gelirse vücuttan atılması gereken üre gibi atıkların kandaki değerlerinde artış görülebilir.

Düşük tansiyon normal değerlerin çok altında ve uzun sürelerde devam ederse karaciğer, kalp, akciğer, böbrek ve beyin gibi organlarda hayati tehlikeye neden olabilecek tahribata yol açabilir.

Düşük Tansiyon Tedavisi

Kan basıncının düşmesinin nedenine bağlı olarak çeşitli tedavi yöntemleri uygulanabilir.

Su: Vucudun aşırı su kaybetmesi minerallerin azalmasına ve tansiyonun düşmesine neden olabilir. orta dereceli su kaybı içilecek su miktarı arttırılarak tedavi edilirken ileri derece su kaybı yatarak serum takviyesi gerektirebilir.

Kan Kaybı: Aşırı kan kaybı nedeniyle yaşanan tansiyon düşmesi kan nakli ile giderilebilir.

Septik Şok: Antibiyotikler ve sıvı takviyesi kullanılır.

Tansiyon İlaçları: Yüksek tansiyon için düzenli olarak alınan ilaçlar bazen tansiyonun fazla düşmesine neden olabilir. Bu durumda ilaç kullanımı durdurulabilir ya da doktor tarafından dozaj ayarı yapılır.

Bradikardi: Kalbin dakikadaki vuruş sayısının azalması sorunu olan hastalığın tedavisinde tansiyon ilacı kullanan kişilerin dozajı ayarlanabilir ve ileri vakalarda kalp pili kullanılabilir.

Pozisyonel Hipotansiyon: Vücut pozisyonunun değişmesi ile ortaya çıkan düşük tansiyon belirtileri genellikle beslenme alışkanlıklarında yapılacak değişikliklerle giderilebilmektedir. Kafein ve tuz tüketimi arttırılabilir. Tansiyon yükseltici etkisi bulunan ilaçlarla tedavi yoluna gidilebilir.

Düşük Tansiyona Ne İyi Gelir

Düşük tansiyon, diğer adıyla “Hipotansiyon” aynı yüksek tansiyonda olduğu gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Düşük tansiyonun ilk belirtileri sık sık baş dönmesi ve bazen bayılmadır. Düşük tansiyonun başlıca nedeni yetersiz ve düzensiz beslenme olarak gösterilirken bazı diğer sağlık sorunları kan basıncı değerlerinin normalin altında çıkmasına neden olabilir. Eğer hipotansiyon başka bir hastalık nedeniyle görülmüyorsa sodyum ve B12 vitamini yönünden zengin bir beslenme ile belirtileri en aza indirilebilir.

Sodyum: Yüksek tansiyon hastalarına sodyum (tuz) tüketimi nasıl sınırlandırılıyorsa düşük tansiyona sahip olanlar için sodyum yönünden zengin bir beslenme verilebilir. Eğer tansiyonunuz çok düştüyse tuzlu bir ayran içerek değerleri kısa sürede normale yaklaştırabilirsiniz. Ancak fazla tuz tüketimi kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere diğer sağlık sorunlarına yol açabildiği için sodyum yönünden zengin bir diyet uygulamaya başlamadan önce doktorunuza danışın.

B12 ve Folik Asit: Yetersiz B12 vitamini ve folik asit alımı belirtileri arasında düşük tansiyonunda olduğu anemi hastalığına yol açabilmektedir. Sinir ve kan hücrelerinin gelişimi için hayati önem taşıyan B12 vitamini midede protein ile birleşir ve kan yoluyla emilir. En iyi B12 vitamini kaynakları et, yumurta ve sür ürünleridir. Folik asit ise yeni kan hücrelerinin oluşumu için gereklidir. Folik asit yönünden zengin besinler arasında ıspanak, börülce ve karaciğeri sayabiliriz.

Magnezyum: Kemik yapısı ve vücudumuzda meydana gelen 300’den fazla biyokimyasal reaksiyonda kullanılan magnezyum aynı zamanda kan basıncı üzerinde de oldukça etkili bir mineraldir. Ispanak, lahana gibi sebzeler ve kaju fıstığı, badem, soya fasulyesinden günlük olarak almanız gereken magnezyumu büyük oranda sağlayabilirsiniz.

Karbonhidratlar: Yemek yedikten sonra tansiyon düşmesi yaşanıyorsa buna “postprandiyal hipotansiyon” denir. Genellikle yaşlılarda, otonom sinir bozukluğu bulunanlarda ve Parkinson hastalığı olanlarda görülen postprandiyal hipotansiyon ağır bir öğün ve aşırı karbonhidrat tüketimi sonrasında ortaya çıkmaktadır. Bu tip kan basıncı düşmesini engellemek için patates, makarna, pirinç ve ekmek tüketiminin sınırlandırılması tavsiye edilmektedir.

Diğer Beslenme Tavsiyeleri: Başta diyabet hastaları olmak üzere düşük kan şekeri düşük tansiyona neden olabilmektedir. Susuz kalırsanız ve kan hacminde azalma yaşanırsa kan basıncı düşmeye başlar. Bunu engellemek için gün içinde tükettiğiniz suyu arttırabilir ve aşırıya kaçmamak koşuluyla elektrolit içeren sporcu içeceklerinden tüketebilirsiniz. Ayrıca kafein içeren yeşil çay gibi içecekler kan basıncını kısa sürede (geçici olarak) yükseltmenize yardımcı olabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp