Süt Üreticiliği

Süt üreticiliği,türkiyede süt üretimin rolu ve geleceği hakkında bilgiler aşağıdaki makalemizde yer almaktadır.Süt üreticiliği ve türkiyede süt üretiminin geleceği hakkında bilgi sahibi olmak için aşağıda bulunan makalemize göz atmanızı öneririz.

Türkiye'de Süt Üretiminin Geleceği

Süt üretiminin rolü

Süt, bulabileceğiniz en ucuz ve en değerli besin maddelerinden biridir. Buna bağlı olarak insanlığın varoluşundan beri süt, dünyanın her yerinde üretilip, tüketilmektedir.

Ancak süt üretimi başka değerleri de içerir. Türkiye‘de milyonlarca insan yaşamlarını süt sektöründen kazanıyor.

Türkiye‘deki süt üretimi

Türkiye‘nin nüfusu 70 milyona yaklaşmaktadır ve Avrupa‘daki herhangi bir ülkeden çok daha hızlı bir şekilde nüfus artmaktadır. Bu da artan bir gıda talebi demektir. Türkiye‘de süt üretimi ve tüketimi konusunda katı gelenekler söz konusudur. Nüfusun besin ihtiyaçlarını gidermek için hala en iyi yol olduğundan, ülkedeki süt ihtiyacı iyi bir oranda artacaktır. Resmi rakamlara göre toplam süt üretimi yıllık 11 milyon ton civarındadır ve bu da, kişi başına yıllık 157 lt. süt demektir. Bu, bir ülke için oldukça yüksek bir miktardır.

Ancak Türkiye‘de süt üretimi konusunda bazı önemli problemler vardır ve aşağıda bu problemlerin bazılarını tartışmak istiyorum.

Süt tehlikeli midir?

Süt sağlıklı bir inekten direkt olarak geldiğinde temizdir. Ancak elle sağım ve hasta inekler bakterilerin süte geçiş yapmasına sebep olur. Bu bakterilerin bazıları zararsızdır ancak bazılar da insanlar için gerçekten zararlıdır. Bunlar ılık ortamlarda hızla çoğalırlar.

Buna bağlı olarak gelişmiş ülkelerin çoğunda süt üreticileri, bakteri gelişimini dengelemek için sütü sağıldıktan hemen sonra 4ºC‘ye soğutmaya ve sıcaklıkla bakterileri öldürmek için sütün pastörizasyon işlemine tabi tutmaya yasa ile zorunlu bırakılmıştır.

Pastörizasyon işleminde süt 72ºC‘ye ısıtılır buda bakterilerin önemli bir bölümünü ortadan kaldırır.

Birkaç saniye içinde sütün sıcaklığını 130ºC‘ye çıkartarak (UHT) ise pratik olarak bütün bakteriler yok edilebilir ve süt oda sıcaklığında aylarca saklanabilir.

Türkiye‘de kullanılan sütün çoğu soğutulmamakta, pastörize edilmemekte ve paketlenmemektedir. Resmi istatistiklere göre sütün ancak %20‘lik bir kısmı tam olarak işlenmektedir. Bu da demektir ki Türk halkı her gün ciddi sağlık riski altındadır.

Bugün süt fabrikalarının az bir kısmı soğutulmuş ve hijyenik süt için prim vermektedir. Herhangi bir etki almak için önemli bir değişiklik olmalıdır.

Bugün, Avrupa Birliği ülkelerindekinden 5-10 kat daha fazla bakteri içeren süte prim verilmektedir. Türk tüketicisi için bu yeterli midir?

Süt pahalı mıdır?

Süt maliyetini değişik yollarla kıyaslayabiliriz, örneğin maliyeti ülke ortalama geliri veya diğer yiyecek maddelerinin maliyeti ile kıyaslayabiliriz.

Satın alma gücüne baktığımızda birçok Türk için süt fiyatı yüksek görünmektedir.Bu da özellikle içinde bulunduğumuz kriz esnasında birçok aileyi süt ürünleri tüketimini azaltmaya zorlayabilir dolayısıyla aldıkları yiyeceklerin besinsel değerleri de düşecektir. Ulusal sağlık seviyesi risk altındadır.

Çiftçilerin 1 lt. süt karşılığında süt fabrikalarından aldığı ücretle süper marketlerdeki süt fiyatlarını karşılaştırdığımızda arada 2-3 kat fark vardır. Bu da aracıların aşırı para kazandıklarının düşünülmesine yol açabilir.

Aslında, uluslararası bir kıyaslama yaptığınızda bu oran anormal değildir. Modern bir süt fabrikasını finanse etmek ve işletmek için büyük paralara ihtiyaç vardır. Ancak modern tekniklerin ve bilginin kullanımı sağlıklı ve iyi ürünlerin üretilmesini garantileyecektir.

Uzak bölgeler için ufak çaplı işletmeler uygun olabilir ancak, normalde bir ulus için en uygun ve en ucuz çözüm profesyonel süt fabrikalarına sahip olmaktır.

Süt daha ucuz olabilir mi?

Türkiye‘de tüketiciler için süt fiyatlarını düşürme potansiyeli var. Kısmen çiftlik yapılarına kısmen de işleme imkanlarının yoğunluğuna bağlı olarak süt toplama masrafları çok yüksektir. İşleme ve paketleme yapmak için süt fabrikaları uzun mesafelerde yolculuk yapmak, toplama yapmak için sık sık durmak ve soğutma konusunda yatırım yapmak zorundadırlar. Bu da çok masraflıdır ve kötü kalitede süt elde edilir.

Türkiye‘de süt üretimi yapan çiftliklerde ortalama inek sayısı 4 civarındadır. 100‘ün üzerinde inek içeren çiftlik sayısı çok azdır. Ekonomik ve profesyonel bir şekilde süt üretebilmek için belli büyüklükte çiftliklere ihtiyaç vardır.

Daha ucuz ve hijyenik süt elde etmek için süt çiftliklerinin tekrar yapılanması can alıcı noktadır. Bu, Türkiye‘nin modernleştirilmesinde en üst öncelik verilmesi gereken konudur.

Türkiye mükemmel bir iklime ve toprağa sahiptir. Araziler değişik tipte zirai faaliyet için kullanılabilir ve böylelikle daha kolay bir şekilde yeniden yapılanma sağlanabilir. Küçük süt çiftçileri sebze ve meyve gibi üretim faaliyetlerine geçiş yapabilir. Böylelikle süt üretimi sektörünün modernizasyonunun sosyal sonuçları kabul edilebilir olmalıdır.

Kooperatifler süt üretiminin daha kârlı olmasını sağlayabilir mi?

İsveç ve diğer İskandinav ülkeleri çiftçi kooperatifleri konusunda uzun bir geçmişe sahiptir. Geleneksel olarak İsveç çiftçileri bağımsız ve ferdidir ancak aynı zamanda çok etkili kooperatif oluşturabilirler. Bugün gıda sektöründe hem üretim hem de işleme alanında kooperatifler ağırlık sahibidir.

Türkiye‘de de az sayıda kooperatif var ve bunlar modernleşmiş süt üretiminin önemli bir parçası olabilirler ve olmalıdırlar. ÖR-KOOP bunun mükemmel bir örneğidir.

Üyelerin ilgilerini birleştirmek değişik emtiaların alış fiyatında belirgin bir düşüş sağlayabilir ve ürünlerin satış ve pazarlanması konusunda daha iyi bir pozisyona gelinmesi sağlanır.

Kooperatifler aynı zamanda üyelerine yeni bilgileri transfer edebilir. Buna ait yakın bir örnek ÖR-KOOP‘ta silaj teknikleri hakkında verilen eğitimdir. Genel olarak Türk süt çiftliklerinde yemleme masrafları çok yüksektir ve bu da silaj kullanımının arttırılması ve doğru yemleme ile düşürülebilir.

Belki kooperatif üyeleri arasında uzmanlaşma mümkün olabilir ve böylelikle bütün zirai toplumun üretkenliği arttırılabilir. Her üyenin, bütün üretim faaliyetleri ile ilgilenmesi düşük üretkenliğe sebep verir.

Süt üretiminde gelişmeyi sağlıyoruz - krizde bile

DeLaval - eski ismi ile Alfa Laval Agri - 1994 yılından beri kendi personeli, ofisi, deposu ve servis elemanları ile Türk pazarında aktif olarak hizmet vermektedir. DeLaval süt hayvancılığı ekipmanları ve servisinde dünya lideridir ve Türkiye‘de özellikle büyük sağımhaneler konusunda dominantız.

Finansal kriz Türkiye‘deki herkesi etkilemektedir ve hepimiz bugünkü zorlukları aşmanın yolunu bulmak konusunda katkıda bulunmalıyız.

Aşağıda süt hayvancılığı konusunda masrafları azaltmak ve/veya kârlılığı artırmak konusunda öneriler bulabilirsiniz:

· İnek başına üretimi artırın. (belki daha az sayıda inek ile aynı miktarda süt elde edebilirsiniz)

· Doğru sağım kurallarını uygulayın. (bu, veteriner masraflarını azaltacak ve süt verimini artıracaktır)

· Sağım makinenizin performansını kontrol edin. (bu, üretimi artıracak, ineğinizin sağlığını iyileştirecek ve sağım makinenizin ömrünü uzatacaktır)

· Yemleme programınızı gözden geçirin. ( masrafları azaltmak ve verimi artırmak için)

· Süt kalitenizi iyileştirin. ( ve (bazı) süt fabrikalarından prim elde edin)

· Sürünüzdeki düşük verimli hayvanların yerine kendi içinizden yetiştirdiğiniz yüksek verimli hayvanları koyun.

· Ayak hastalıklarını engellemek için tırnak bakımı yapın.

· Hayvanlarınıza yeterli içme suyu sağlayın.

İçinde bulunduğumuz zor dönemde bile Türkiye‘de süt üretimi konusunda parlak bir gelecek olduğuna inanıyorum. Birçok şey değişmek zorunda ve değişecek. Buradaki soru siz bu değişime yardımcı olmak istiyor musunuz yoksa bunun bir kurbanı mı olacaksınız bu kendi seçiminiz!

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp