spastik kolon hasta soruları

Kolon Kanseri Ameliyati: Kolon kanseri günümüz hastalıkların arasında en çok görülen kanser türleri arasında üçüncü sırada yer alıyor. Kolon kanseri çoğu zaman belirti vermeyen ve yavaş ilerleyen hastalık özellikle 50 -70 yaş ve üzerindekileri tehdit ediyor.

Kolon kanseri-kalın bağırsak kanseri olarak bilinen halk arasında kolon veya bağırsak kanseri olarak iki farklı hastalık olarak bilselerde aslında ikisde aynı hastalıktır. Kolon kanseri ortalama 50 yaşından sonra görülen kanserler içinde sıklık derecesi açısından önemli bir yer tutmaya başlayan ve zamanında tanısı kolulmayan hastalalrın yaşam süreleri oldukça kısa süren bir hastalıktır. Kolon kanseri istatistikler bir milyon nüfuslu bir toplumda yılda ortalama 500 kanser vakasının görüldüğünü ortaya koyuyor.

Kolon Kanserinde düzenli sağlık taramaların yapıldığı toplumlarda ise kolon kanserlerinde ciddi bir oranda bir azalma söz konusu. Diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanserinde de erken tanının önemini bir kez daha gösteriyor. Kolon Kanseri genellikle 50 yaş ve üzerindeki erkek ve kadınlar, birinci derece akrabalarında kolon kanseri görülenler, kendisinde ve ailesinde meme, yumurtalık kanseri olanlar, kalın bağırsağında polip bulunanlar yüksek risk taşımaktadır. Kolon kanseri ailesel hikayesi olanlar mutlaka doktora danışmalı ve düzenli tetkiklerini mutlaka yapmalıdırlar. Kolon kanseri erken tanı konulursa tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Çekinmeyin belirtileri gördüğünüzde mutlaka doktorunuza gidin ve uzman doktor kontrolünde gerekli işlemler yapılsın.

KOLON KANSERİ NEDENLERİ

Kolon kanseri nedeni bilinmemektedir, çünkü kolon kanserinde olduğu gibi diğer hastalıklrarda da belli değil zaten belli olsa tedavisi çok daha kolya olacaktır.Ancak kolon kanseri oluşumunu hazırlayan etkenler iyi bilinir. Kolon kanseri hastalığı çok araştırılması gereken bir hastalıktır. Kolon kanserinde çevresel etkenler kanser yapıcı etkenlerin harekete geçmesini sağlayan ve onları yönlendiren çevresel etkenler vardır.

Kolon kanserlerinin amyant işçilerinde, dokuma sanayisinde, çelik dökümhanelerinde ve sentetik iplikle halı dokunan fabrikalarda çalışan işçilerde kalınbağırsak kanserine yakalanma tehlikesi daha çoktur. Selenyumun kolon kanserindeki etkisi tartışmalıdır. Kolon kanseri hastalarının kanlarındaki selenyum düzeyi düşük bulunmuştur. Su ve toprağında yüksek oranda selenyum bulunan bölgelerde kalınbağırsak-düz bağırsak kanserlerine bağlı ölümlerde azalma saptanmıştır. Kolon kanseri Beslenmeye bağlı etkenler.

Günümüzde henüz kolon kanserine neden olan kanser yapıcı bir hastalık etkeni saptanmamıştır. Batı tipi beslenme, bağırsak kanseri tehlikesini artıran bir etkendir. Örneğin, kolon kanseri ölümlerle hayvansal yağ tüketimi arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Fazla bira tüketiminin de düz bağırsak (rektum) kanserine yol açabileceği düşünülmektedir. Lahana ve Brüksel lahanası gibi bazı sebzelerin kolon kanserine karşı koruyucu etkisi vardır. Bunların içerdiği yükseltgeme önleyici (anti oksidan) maddelerin, kemirici hayvanlarda, polisiklik (birden çok karbon halkası taşıyan) hidrokarbonların yol açtığı kolon kanseri kanser oluşumunu engellediği belirtilmiştir. Lifli besinlerle beslenmenin de koruyucu etkisinden söz edilir. Bu varsayıma göre, daha çok lifli besinler tüketen Afrika toplumlarında, Batılı beslenme alışkanlıklarına sahip toplumlara oranla kalınbağırsak-düz bağırsak kanserinin görülme sıklığı çok daha azdır.

- Kalıtsal etkenler. Kalıtsal etkenlerin çok önemli olduğu görülmektedir. - kolon kanserli hasta ailelerinde kansere yakalanma olasılığı nüfusun öteki bölümüne göre daha yüksektir. - Ailesel polipoz ve Gardner Sendromu gibi iki kalıtsal hastalık büyük oranda kalınbağırsak kanserine eşlik eder.
- Meme, rahim ve yumurtalık kanserine yakalanmış hastaların ailelerinde Kolon kanseri kanseri sıklığı yüksektir.
- Kalınbağırsak kanserinin yüksek oranda görüldüğü ailelerde, hastalar genellikle gençtir; sağ kalınbağırsak tümörüne daha çok rastlanır; birkaç organda tümör vardır.
Bazı olgularda bağırsak tümörü meme ve dölyatağı tümörleriyle birlikte görülebilir.

KOLON KANSERİ TEŞHİSİ

Kolon kanserinde yapılan araştırmalar, bugün kolon kanserinin taranabilir ve önlenebilir bir kanser olduğunu ortaya koyuyor. Erken tanıyla hastalığa bağlı ölüm oranlarını önemli ölçüde azaltıyor. Herbalist Erdoğan TEPELİ kolon kanserinde kullanılan tanı metotları hakkında şu bilgileri veriyor:

Dışkıda kan testi:

Kolon kanseri dışkı laboratuvardan alınan özel bir kağıda konarak ve laboratuvarda inceleniyor. Bu testle dışkıda görülmeyecek kadar az miktardaki kanamanın özel bazı testlerle saptanması amaçlanıyor.

Sigmoidoskopi:

Bu incelemede doktor, video görüntüleme cihazına bağlanmış olan bir tüple kalın bağırsağın alt kısmını inceliyor.

Kolonoskopi:

Kolon kanseri kalın bağırsağın tümünün incelenmesini içeren bir yöntem. Kolonoskopinin de mammografi gibi tarama amaçlı olarak yaptırılması öneriliyor. Doktorlar 50 yaşın üstündeki kişilerin risk durumuna göre 2-5 yılda bir kolonoskopi yaptırması görüşünde birleşiyorlar. Polip saptandığında işlem sırasında çıkarılıyor ve incelenmek üzere patolojiye gönderiliyor.Bir kez polip alınan kişinin daha sonra kolonoskopi ile izlenmesi gerekiyor. Kolon kanseri süphesiz tanı aşaması oldukça önemlidir.

Sanal Kolonoskopi:

Kolon kanseri Tomografi cihazından elde edilen bilgilerin, özel bilgisayarlarla endoskopik görüntülere dönüştürülmesi şeklinde tanımlanan sanal kolonoskopide barsağın tümü görüntülenebiliyor. Sanal kolonoskopi bir cm den daha büyük poliplerin tanısını kolonoskopi ile benzer doğrulukla yapabiliyor. Ancak kalın barsak iç yüzeyinin hastalıklarının tanısı, poliplerin çıkarılması ve parça alınması için standart kolonoskopi yine de gerekebiliyor.

Biyopsi:

Kolon kanseri bağırsaktan bir parça alınarak mikroskop altında inceleniyor. Patolojide elde edilen sonuca göre kolon kanseri olup olmadığı karar verilir.

KOLON KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ?

Sigara kolon kanseri riskini arttıran etmenlerin başında geliyor. Bu açıdan riski azaltmak adına sigara içmemek gerekiyor. Sigara dışında kolon kanseri riskini azaltan faktörleri Herbalist Erdoğan TEPELİ şöyle açıklıyor: “Günde 1500 mg. kalsiyum alımı, günlük yapılan rutin egzersizler , yağlı gıdalardan kaçınma ve sağlıklı kiloda olmak da bu riski azaltan etkenlerdendir. Yapılan araştırmalar yakın gelecekte selenyum ve diğer oksidanların düzenli tüketildiğinde kolon kanserini önleyeceğine işaret ediyor.”

KALIN BAĞIRSAK KANSERİNİN GÖRÜLME SIKLIĞI NEDİR ?


Kolon kanseri batı toplumunda yapılan çalışmalarda kolon kanseri gerek Amerika Birleşik Devletlerinde gerekse Avrupa‘da en yaygın sıklıkta gözlenen kolon kanseri tipi olma özelliğini korumaktadır. Buna ek olarak ne yazık ki kolon kanseri bağlı ölümlerin önemli bir kısmını kalın bağırsak kanseri oluşturmaktadır. Kolon kanseri ülkemizde her ne kadar güvenli olarak toplanan kanser istatistiği yoksa da, Sağlık Bakanlığının yayınladığı 1998 istatistiklerine göre, kalın bağırsak kanseri (kolon ve rektum) kadında ikinci, erkekte üçüncü sıklıkta rastlanan kanser tipidir. Yine Sağlık Bakanlığı‘nın 2003 yılında yaptığı hastanelerde yatan (kadın-erkek) hasta listesine göre akciğer ve meme kanserinden sonra kalın bağırsakkanseri (kolon ve rektum) üçüncü sıklıkta yer almaktadır.

KALIN BAĞIRSAK KANSERİ ve GENETİK


Kolon kanseri oluşumu ile ilgili araştırmalarla hastalığın gelişimindeki genetik değişiklikler biraz aydınlatılabilmiştir. kolon kanseri kalın bağırsak kanseri oluşumunun genlerle ilişkisi oldukça karmaşıktır. Bu bölümde, bu karmaşıklık basit bir şekilde açıklanacaktır. Genler, canlının tüm özelliklerinin taşındığı yapılardır. çekirdeğinde bulunan, kromozomlar içindeki özel birimlerdir. Genlerin biyokimyasal yapısını genler, hücrenin DNA molekülleri oluşturmaktadır. DNA molekülleri genleri ve genler de kromozomları oluştururlar.

Bu yapılarla hücre hayatının sürdürülmesi ve genetik özelliklerin döllere aktarılması sağlanmaktadır. Her genin birbirinden farklı görevleri vardır. kolon kanserinde saçımızın renginden parmak şeklimize, kan grubumuza kadar tüm özelliklerimizin belirlenmesini ve ortaya çıkmasını sağlarlar. kolon-Kalın bağırsağın iç yüzeyini örten tabakanın oluşumu ve yenilenmesi de genlerin kontrolü altındadır.

Genetik yapıda meydana gelen olaylar normal sağlıklı olarak her 7-10 günde bir yenilenen kalın bağırsağın iç yüzeyini örten tabakada değişikliklerin gelişimini başlatır. Buna ek genetik değişikliklerin ardı sıra eklenmesi ile önce erken Polip, ardından geç Polip, ve devamında kolon kanseri gelişimi gözlenir. Ortalama olarak bir Polipten kanser oluşumu için geçen süre 8-10 yıl kadardır. kolon kanseri gelişimi için birden çok genetik olaya ihtiyaç vardır. Bu genetik yapıdaki değişiklikler bir anda olmaz. Bunlardan bazılarını anne veya babamızdan kalıtım yolu ile alırız, bazıları bireyin anne rahminde gelişimi sırasında olur ve sadece o bireyi ilgilendirir, bazıları da yaşadığımız sürede çevresel etkenlerle gelişir. kolon kanseri birden fazla genetik olayın kalın bağırsağın iç yüzünü örten tabakanın yenilenmesi sırasında meydana gelmesi sonucunda kalın bağırsak kanseri oluşmaktadır.

KALIN BAĞIRSAK POLİBİ NEDİR ?

Polipler, kalın bağırsağın iç yüzeyini örten tabakanın (mukoza) anormal büyümesi sonucu gelişen ve bağırsak kanalı (lümen) içine doğru büyüyen oluşumlardır. kolon kanseri nde bazı polipler, düz (sapsız veya sesil) bazıları ise bir sap ile bağırsak duvarına bağlıdır (saplı Polip) (ler, kalın bağırsağın en sık görülen hastalıklarından biridir. Sağlıklı insanlar üzerine yapılan bir araştırmada erişkin bireylerin kalın bağırsağında %15-20 oranında Polip tesbit edilmiştir. 50 yaş üzerindeki bir bireyin kalın bağırsağında Polip görülme olasılığı daha da artmakta ve oran %40-50lere ulaşmaktadır. Polipler kalın bağırsağın daha çok son kısımlarında (sigmod kolon ve rektum) gözlenir .

KALIN BAĞIRSAK POLİBİ KANSERE DÖNÜŞÜR MÜ ?

Kalın bağırsak Polipleri genellikle iyi huylu olmasına karşın kalın bağırsak kanserleri ile olan ilişkisi kesin olarak gösterilmiştir. Kolon kanseri %90‘dan fazlası Polip zemininde gelişir. Bir Polipin kanserleşmesi için yaklaşık 8-10 yıl kadar bir süre gerekir. Polipler kanser öncüsü hastalık oldukları için kanserleşmeden önce kalın

KOLON

KANSERİ BELİRTİLERİ?


Kolon kanseri belirtileri ilerleyicidir ve birbirini izleyen üç evre gözlenir. Bu evreler daralma öncesi evre, daralma evresi ve tıkanma evresi olarak adlandırılabilir. kolon kanseri en önemlisi ilk evredir. Bu aşamada kanser henüz bağırsak kanalını daraltacak büyüklüğe ulaşamamıştır, yani daha gelişiminin başlangıç evresindedir. Başlangıç döneminde hastalar tam olarak tanımlayamadıkları çeşitli yakınmalar belirtir. Kanserin geliştiği yere uyan karnın belirli bir bölgesinde geçici dolgunluk duyusu, çekilme tanımlarlar. Bu yakınma gerçek bir ağrı değildir.

Kolon kanseri daha sonra pek açıklanamayan iştah azalması, hafif kilo yitimi ve çabuk yorulma görülür. Bazen birkaç gün süren ve geldiği gibi birden kesilen ishal de görülebilir. Kolon kanseri bazen de ishal yerine dışkıyı yumuşatıcı ilaçlara (müshiller) karşın geçmeyen inatçı kabızlık vardır.Kolon kanseri belirtileri olan bazı hastalar bazen hastalığı direncinin düşmesi ile sebebi belli olmayan su niteliğinde ishal olmalarıdır. Bu başlangıç belirtileri göz ardı edilmemelidir.

Kolon kanseri gerçekte belirtilerden hiçbiri kalınbağırsak kanserine özgü olmasa da, bağırsakta olağandışı birtakım olayları düşündüren belirtilerin biri bile hastayı kuşkulandırmalı ve sorununu açıklığa kavuşturmak için bir radyolojik inceleme yaptırmalıdır. İnceleme sonucu olumluysa, hasta kafasındaki sorunu çözerek rahatlayacaktır. Ama kolon kanseri tipinde organik bir lezyon bulunursa hiç zaman yitirmeden cerrahi tedaviye başvurulmalıdır. Erken yakalanan tümörün cerrahi girişim ile bütünüyle alınma olasılığı vardır ve hasta tam olarak iyileşeceğini ümit edebilir. Zaman yitirdikçe daralma öncesi evreden, daralma evresine girilir. Bu evrede kanser daha da büyüyerek bağırsak kanalını daraltır. Böylece daralmanın olduğu yerde bağırsak geçişi zorlaşır, daralma yerinin önünde bağırsak içeriği birikir ve kokuşma başlar. Örselenen bağırsak bölümünde salgı ve özellikle kasılmaların artmasıyla biriken bağırsak içeriği, kanser kitlesinin oluşturduğu engelin ötesine doğru geçmeye zorlanır. Klinik olarak, bu olaylar bağırsak kasılmalarına bağlı ağrı nöbetleri, dönüşümlü ishal ve kabızlık dönemleriyle ortaya çıkar.

Özellikle bu belirtilerin zamanlaması çok önemlidir. Önce kabızlık dönemi, ardından da ağrı nöbetleri görülür. Bağırsak kasılmaları sonucunda engel aşılıp dışkı çıkarılabilir. Kalınbağırsak kanseri düşünülerek tanıya ulaşmanın oldukça kolay olduğu bu dönemde bile radyolojik inceleme gerekir ve kuşkulu bir kütle saptandığında cerrahi tedaviye geçilmesi gerekir. Kökten ve çözümleyici bir cerrahi girişim olasılığı bu dönemde hala çok güçlüdür. Zaman geçtikçe hastanın genel durumu bozulur; kilo yitimi ve halsizlik artar, iştah azalır. kolon kanserinde hasta bütün çabalarına karşın yemeklere karşı tiksinti ve bulantı duyar. Giderek artan kansızlık gelişir. Yüz rengi mum beyazıdır. Tıkanma evresi bu belirtilerle kesinleşir.

Bağırsak içeriği artık ilerleyeme, bağırsak kanalı bütünüyle kapanmıştır. Tıkanmanın bazı özellikleri vardır. Bağırsak kanalı birkaç gün tam olarak kapalı kalır. Bu süre içinde kanser kütlesindeki doku ölümü ve biçim bozuklukları sonucu tıkanma bölgesinde bir bölüm açılarak geçişe olanak sağlar. Ama bu açılıp-kapanma olayları iki-üç kez yinelendikten sonra bağırsak bir daha açılmamak üzere kapanır. kolon kanseri hastasının genel durumu hızla bozulur, sıvı yitimi artar ve zehirli maddeler kan dolaşımına geçer. Bazı durumlarda hasta ne yazık ki, ancak bu aşamada hastaneye başvurur. Tıkanma yerini saptamak amacıyla kontrast madde verilmeden yapılan radyolojik karın incelemesinden sonra, hastanın karı açılarak tümörün çıkartılıp, çıkartılamayacağına karar verilir.

Kalınbağırsak ve düzbağırsak kanserinin önemli bir belirtisi makattan dışkıyla birlikte kan gelmesidir. Bu durumda hemen endoskopik inceleme yaptırılmalıdır. Özellikle düzbağırsak tümörlerinin saptanmasında radyolojik inceleme tek başına yeterli değildir. Kolon kanseri ne zaman bağırsakta kanama olursa o zaman endilenir hastaneye tetkik yapmak için gidilir çok yanlış bir yöntem. Eğer şüpheli bir yöntem yani kolon kanseri şüphesi varsa hemen uzman doktora gidilip gerekli olan tüm tetkiklerin yapılması durumunda eğer kolon kanseri gibi bir hastalık olsa dahi erken tedavisi olabilir. ÖNLEMLER Kolon kanserlerin önlenmesi için, koruyucu önlemlerin alınmasının yanı sıra kanserin erken bir evrede tanınması amaçlanır.

Son yıllarda standartlara bağlanmış ölçüm ve yöntemler kullanılarak birçok kanser tarama programı gerçekleştirilmiştir. Günümüzde kolon kanseri tanısında en yaygın kullanılan inceleme yöntemi dışkıda gizli kan aranmasıdır. Düzbağırsağa (rektum) makattan parmak sokularak yapılan muayene tek başına tanıya götürmede yetersizdir, çünkü parmakla ulaşılabilen bölümdeki kanserler yalnızca yüzde 15 oranındadır. Rektosigmoidoskopi (düzbağırsağın ve sigmoit kolonun sigmoidoskop ile içerden incelenmesi) kalınbağırsak tümörlerinin yüzde 70 inde tanıya ulaşmayı sağlasa da, hastaların uygulamayı çok sıkıntılı bulması, teknik zorluklar ve pahalı olması nedeniyle yaygın olarak kullanılamamaktadır. Kolon kanseri tarama programlarının sonuçları incelendiğinde, kanser odaklarının erken tanısı yapılıp tedaviye başlanan olgularda da, hastalığın doğal gidişinin fazla değişmediği gözlenmiştir. Buna karşın, tam donanımlı merkezlerde yapılan tarama testlerinin, kalınbağırsak kanser ve poliplemm erken tanı ve tedavisindeki yararı üzerinde giderek artan bir fikir birliği oluşmaktadır. Özellikle adenomatöz poliplerin tanı ve tedavisi kalınbağırsak kanserini önlemede çok önemlidir.

TIBBİ TEDAVİSİ

Kolon-Rektal kanserlerin esas tedavisi tümörlü kısmın ameliyatla çıkarılması ve barsak pasajının sağlanması için çıkarılan kısmın alt ve üst uclarının tekrar karşılıklı ağızlaştırılmalarıdır.Kolonlar uzun olduğu için bu işlem kolaylıkla uygulanabilir. Ancak REKTUM kanserlerinin tedavisinde bu durum biraz farklıdır. Rektum kısa bir organ (15 cm) olması nedeni ile özellikle anüse yakın yerleşim gösteren tümörlerde ( anüs girişinden 5-6 cm yukarıda) , hastalıklı kısımın çıkarılmasını temin için anüsün tamamen çıkarılıp, iptal edilerek kolon, karın duvarına ağızlaştırılır ( KOLOSTOMİ ).

Daha önceleri çok daha sıklıkla uygulanan bu yöntem, günümüzde gerek teknolojik gelişmeler ( Stappler aleti vs.) ve gerekse bu konuda eğitilmiş ve deneyim kazanmış özellikle Kolo - Rektal cerrahi ile uğraşan cerrahlar tarafından yapılan ameliyatlarda çok az sayıda hastaya uygulanmaktadır.Bazen kolostomi rektumda yapılan ameliyatın iyileşmesini sağlamak için geçici olarak ( birkaç ay ) yapılabilir. Daha sonra bu kolostomi kapatılır. Ameliyata ek olarak, rektum tümörlerinde bazen ameliyattan önce, bazen ameliyattan sonra gerek olursa RADYOTERAPİ de yapılabilir . Kolon tümörlerinde Kemoterapi ve radyoterapinin yeri yoktur.

HERBALİST ERDOĞANTEPELİ`NİNTEDAVİ YÖNTEMİ !

Kolon kanserinde önce hastalığın evresi ,metastaz durumu bilmekte fayda vardır. Hasta eğer gerçekte tedavi edilecek evrede ise tedaviye başlanabilir. Ancak kolon kanseri son evre de ise bitkisel olarak yapılacak herhangi bir tedavisi yoktur. kolon kanseri bitkisel tedavide şunu unutmamak veya bilmek gerek doğal tedavilerde ağrı kesici veya anlık morfin görevi görecek hiçbir tababet yoktur. Doğal tedavilerde uzun sabırlı olunacaksa gerçekten kalıcı ve güzel sonuç alınabilir. Hastalığın şiddetine göre Herbalist Erdoğan TEPELİ olarak uyguladığım bitki ve bitki özleri karşımı ile yukarıda sayılan 3-6 ay arasında bitkisel desteklerle sağlığınızı kazanabilrisiniz.

Bu tedaviler esnasında immun sistemini güçlendirerek tedavide gerekli doğal (bitkisel ) ürünler kullanılarak Kolon kanseri bağırsak (rektum) kanserinde zamanında mudahale ederek hastalığın tedavisinde çok büyük ölçüde destek olacaktır. Kolon kanseri her zaman erken teşhisi konulduğunda bitkisel tedavi daha güvenli ve zarasızdır. o Halde Öncelikle doktorunuza gidecesiniz. Modern tıbıb sonuna kadar kullanın. Almak istediğiniz doağal tedaviyi doktorunuzla paylaşın. Aksi durmda ciddi sağlık sorunlayıyla karşılaşabilirsiniz.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp